26 Nisan 2007 Perşembe

Martilar

MARTILAR*

Bundan yuzyillar once deniz asiri, cok guzel bir ulke varmis.
Tabi her masalda oldugu gibi bu masalda da o ulkenin bir krali ve
tabii ki bir de prensesi varmis. Prenses dunyalar guzeli bir kizmis.
Kral ona bakilmasini yasaklamis, her gun dolasmak icin saray
muhafizlari
ile sarayin disina cikacagi ilan edildiginde halk egilir ve gozlerini
kapatir,
ya da evlerine kacisirmis. Onu gormenin bedeli olumle cezalanmakmis.

Gunlerden bir gun yine prenses dolasmak icin ciktiginda; fakir bir
koylu
delikanli herseyi goze alarak basini kaldirmis ve prensesle goz goze
gelmisler... O an fakir delikanli prensese inanilmaz bir askla
tutulmus.
Prensesin derin bakislarinin da bos olmadigini dusunmus ve gunlerce
uyuyamamis. Fakir delikanli olumu bile goze almak pahasina, prensesi
bir kere daha gormek icin ugrasmis durmus. Bu arada guzel prenses de
onu tutulmus onun zarar gormemesi icin gunlerce kendini saraya
kapatmis.
Sonunda dayanamayan fakir delikanli her seyi goze alarak gizlice
sarayin
bahce duvarina tirmanmis ve prenses ile bir kere daha goz goze
gelmisler.
Fakir delikanli hemen duvardan atlamis ve prensesle konusacagi anda
saray muhafizlarina yakalanmis.

Kralin karsisina cikarilan delikanli
olumle cezalandirilacagini bildiginden krala prensese duydugu askini
anlatmis.

Kral olum emrini verecegi anda prensesin yalvarislarina
dayanamayarak delikanliya baska bir ceza vermeyi kabullenmis.
Hemen bir gemi hazirlattiran kral, gidilebilecek en uzaktaki adaya bir
fener
yaptirmis ve fakir delikanliyi da o adada yanliz yasamaya mahkum etmis...

Aradan bir kac ay gecmesine ragmen prensesi unutamayan delikanli
prensese olan askini kagitlara dokmus ve martilara anlatmaya
baslamis...
Artik butun martilar fakir delikanlinin prensese olan askini anlamis
ve yazdigi mektuplari prensese goturmeye baslamislar... Zamanla
prensesin de yazmis oldugu mektuplari fakir delikanliya goturen
martilar
araciligi ile iki gencin arasindaki ask iyice buyumus. Ta ki... Bir
sabah
sarayin bahcesinde kahvalti yaparken prensesin odasinin penceresine
agzinda bir mektupla konan martiyi kralin gormesine dek. Tabii
korkuldugu gibi olmamis... Martilarin bile araci oldugu Iki gencin
arasindaki buyuk aski anlayamadigi icin kendisinden utanmis ve
aglayarak kizina sarilan kral, hemen bir gemi gondertip fakir
delikanliyi getirtip kendisi ile evlendirecegini soylemis.

Buna duyunca cok mutlu olan prenses hemen delikanliya bir mektup
yazmis ve olanlari anlatmis. Bu arada mektubu goturmek icin bekleyen
martiya da tum martilarin dugunlerine davetli oldugunu soylemis.
Buna cok sevinen marti mektubu bir an once issiz adaya goturmek icin
yola cikmis. Tam yolu yarilamisken yanindan gecen bir kac marti
arkadasina haber verip hepsinin dugune davetli oldugunu soylemek
icin gagasini actiginda mektubu dusurmus. Tum martilar hep birlikte
mektubu aramaya baslamislar. Fakat bir turlu bulamamislar...

Bu arada prensesten mektup alamayan asik delikanli, yazmis oldugu
mektuplari gondermek icin bir tek marti bile bulamamis... Biraz
ilerisinde ucuyorlar fakat yanina gitmiyorlar ve mektubu
ariyorlarmis...

Prensesin kendisini artik unuttugunu, istemedigini, martilarin da onun
icin
yanina gelmedigini sanan delikanli uzuntusunden sonunda kendisini
fenerden kayalarin uzerine atarak intihar etmis. Olanlardan habersiz
kralin
gemisi adaya vardiginda fakir delikanlinin soguk bedeni ile
karsilasmislar...

Iste o gun bugundur, martilar o mektubu ararlar. Mektubu bulup,
o inanilmaz sevgiyi geri getirebileceklerine, her seyi
duzelteceklerine, inanarak hep denizler uzerinde ucusup dururlar.

0 yorum: