30 Mayıs 2007 Çarşamba

hiç tanımadıınız biri size çiçek verirse olayı:)

erkekler tanışmak için (etkilemek için vs) size neler söyledi, veya neler yaptı?

hemcinslerimin ne harikalar+dumurlar ürettiini ve sizin ne tepki verdiinizi merak ediyorum...

Mavi forum

En klasik erkek yalanlari

En klasik erkek yalanlari

Bir erkegin ailesiyle ilk görüsme sinir bozucu olabilir. Evet, haklisiniz gergin olmaniz için birçok sebep var. Her mantikli kadin bunu bilir: Ne kadar nazik davranirlarsa davransinlar, anne ve babasinin elestiren gözleri sürekli üstünüzde olacaktir. Her hareketinizi inceleyip, çok sevdikleri ogullari için yeterince iyi olup olmadiginizi arastiracaklardir. Ama merak etmeyin; asagidaki dört kurala dikkat ederseniz, sizin degil, kendi ogullarinin sizin için yeterince iyi olup olmadigini düsünecekler.
18-08-2005

Onun Hakkinda Iyi Konusun.

Anne babasinin kalbini kazanmak istiyorsaniz, ilk yapmaniz gereken sey ogullari hakkinda iyi konusmak. Tabii ki ogullarini Allah'in onlara bir lütfu olarak görüyorlar, siz de bu imaji bozmayin. Ne yaparsaniz yapin, erkeginizin degerini bildiginizi gösterin. Böylece ona iyi davranacaginizdan süphe duymazlar.

Seviyenizi Gösterin.

Her anne baba ogullarinin güzel bir kizla birlikte olmasini ister, ama bu kiz bir de akilli olursa, iste o zaman tam puan alir. Güzeller aptal olur inanci çoktan geride kaldi, siz bunun dogru olmadigini gösterin. Erkeginizin ailesinin yaninda çekingen olmayin, dogal davranin, fikirlerinizi söyleyin. Yalniz tartismalardan uzak durun. Eger görüsleriniz çok farkliysa, birakin onlar hakli olsun. Onlara karsi gelmeniz saygisizlik olarak algilanacaktir. Hassas konulara girmemeye özen gösterin. Din, politik görüs gibi konular risklidir ve farkinda olmadan onlara hakaret edebilirsiniz. Bir sey daha: Yemeklerin lezzetini dile getirmeyi unutmayin, yoksa annesi onu önemsemediginizi sanabilir.

Onlara Uyum Saglayin.

Tabii ki bir koyun gibi davranip, sürünün pesinden gitmeyi sevmezsiniz ama bazi durumlar var ki gruba uymak çok önemlidir. Her ailenin belli aliskanliklari vardir, bunlara saygi göstermeye çalisin. Her aksam kagit veya okey mi oynuyorlar? Sakin "Sikilmiyor musunuz her gün bunu oynamaktan?"diye sormayin, yoksa onlari küçük gördügünüzü düsünebilirler. Atmosferi gözleyin, sonra onlar nasilsa, siz de öyle olun!
Ellerinize Dikkat!

Erkek arkadasinizin koluna ara sira dokunmak tamam, ancak onunla sarmas dolas olmak veya fazla yakinlik göstermek yanlis bir hareket. Ailesinin yaninda bir sevgiliye degil, daha çok saf bir kiza benzemelisiniz. O da size sevgili gözüyle degil, daha çok arkadas gözüyle bakacaktir zaten.


Mavi forum

Bahar yorgunluğuna karşı öneriler

Bahar yorgunluğuna karşı öneriler

Meyve, sebze ve kepekli ürünleri sık tüketin.
Açık havada bolca hareket yapın. Sık sık merdiven çıkın, bisiklete binin. Ya da spora gidin.
Kan dolaşımını harekete geçirmek için sabahları jimnastik yapın, duş alın ve özellikle duşunuza soğuk suyla son verin. Ayrıca banyo yaparken, küvete biberiyeli jeller döküp banyoda dinlenin.
Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için sık sık saunaya gidin. Böylece vücudunuz ısı değişimlerine uymayı öğrenecektir.
Gardrobunuzu yenileyin. Kış tonlarını artık terkedip yerine açık ve taze renkler koyarak kendinize pozitif enerjiler aşılayın.

Tüm bunlara rağmen yine de bahar üstünüze geliyor ve yorgunluk veriyorsa, bırakın versin! İyice esneyin ve gerinin. İşlere biraz ara verin. Koltuğunuzda şöyle arkanıza yaslanıp gözlerinizi kapatın ve dinlenin. Bu kadarlık birşey elbette ki hepten tembellik sayılmaz... Hele buna alışmak hiç değil.


Mavi forum

Bahar! Gelme Üstüme!

Bahar! Gelme Üstüme!


Bahar geldi! Güneş sıcak yüzünü bize biraz daha fazla göstermeye başladı... Ancak bahar gelişini neşe içinde, güneşin sıcaklığıyla müjdelese de biz onu öyle karşılayamıyoruz nedense. Tersine, güneşin sımsıcaklığına ve ışığın göz kamaştırıcılığına, kan dolaşımı sorunları, uyku rahatsızlıkları ve baş ağrılarıyla merhaba diyoruz. Ya da gün boyu yorgun ve keyifsiz sürükleniyoruz oradan buraya. Tek istediğimiz ise uyku! Bu sorunların tek bir adı var: Bahar yorgunlukları.

Bahar yorgunlukları çoğu zaman bir hayal ürünü olarak tanımlanır. Ama gerçekten de vücudumuzun kış döneminden yaz dönemine geçiş sürecinde çok çabalayıp çalışması gerekiyor. Çünkü bu dönemde metabolizmamız tam anlamıyla içimizde bir bahar temizliğine başlamış oluyor. Vücudumuzda daha fazla hormon üremeye ve eski hücreler yerilerini yeni hücerlere bırakmaya başlıyor. Bu da daha fazla enerji demek oluyor...

Bu bahar yorgunluğunun suçlusu aslında biraz da ışık. Kulağa biraz paradoksal geliyor olabilir, ancak çok ışık insanı tembel yapabiliyor. Günler ilerledikçe daha geç akşam olmaya, hava dah geç kararmaya ve sabahları gün daha erken aydınlanmaya başlıyor. Bu da vücudun uyku hormonu olan melatonini daha seyrek boşaltmasına neden oluyor. Bunun sonucunda da uzun uyku süreçlerimiz kısalıyor, uyku yetmiyor ve bu da bizi yoruyor. Ayrıca kış boyu tek taraflı beslenme şekli, hareketsizlik ve sık sık üşütüp hasta olmak vücudumuzdaki güç ve vitamin deposunu tüketmiş oluyor. Yine de tüm bunlar için birşeyler yapabiliriz...


Mavi forum

ÖyLe Zordur ki, Kursunu havada, sevgiyi de yürekte tutmak!

Kursun sesi kadar hizli geçer yasamak; Öyle zordur ki, kursunu havada,
sevgiyi de yürekte tutmak!

Bazen duygularimiz bizden erken yaşlanır ve bizden
hayatin geri kalanini alir.
Hayatin, kendini anlayanlari cezalandirmasidir bu.
Durup,durup ardına bakan kadınlar vardir.Geçmisi düsünmekten
simdiyi yasayamazlar.
Her seyi didikleyip duran, mazisinin gölgesinden, anilarinin yükünden
bir türlü kurtulamayan, gözleri ufuk yorgunu kadinlar.

Güçlü, köklü bir biçimde yeni arkadas edinecek yaslari geride
biraktiysan eger,
hasar görmüs eski arkadasliklari onaracak çagi da geride birakmis oluyorsun.
Zaman ilerledikçe birçok sey, daha zor olmaya baslar.
Beklentisi yüksek olan kadinlarin yalnizligi daha koyu oluyor.
Büyük laflarin gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor,
geçip gittigiyle kaliyor.

Zaman,aşk...... hersey!

Ayriliklari ayrintilar acitir. Kadinlari mahveden erkekler degil,
ayrintilardir. Ummak ve beklemek kadinliga verilmis iki cezadir.

Murathan MUNGAN





Mavi forum

Aldatıldığınızı nasıl anlarsınız?

Az sonra okuyacağınız işaretlerden hepsini sevgilinizde görmüyorsanız, gereksiz paniğe kapılmayın. Bazen herkesin davranışları aniden değişiklik gösterebilir. Önemli olan bu değişikliklerin gerçek nedenini öğrenebilmek...
Artık sizinle fazla ilgilenmiyorsa...
Bir zamanlar, her yaptığınız ve her söylediğinizle ilgilenirdi. Ancak birden bütün bunlar önemsiz olmaya başladı. Sadece hatalarınızı kabullenmiş ve sizi olduğunuz gibi kabul etmiş olabilir, ancak yepyeni biriyle tanışmış da olabilir.
Farklı kokuyorsa...
Sevgiliniz birden yeni bir koku kullanmaya başladıysa korkmayın. Ancak giysilerinde ve vücudunda bir erkek kokusu varsa, şüphelenmeye başlayabilirsiniz.
Yalanlarını yakalıyorsanız...
Eğer açık bir yalanını yakaladıysanız, şüphelenmeye başlayın. Ancak unutmayın, bir kez yalan söylemesi onun her zaman yalan söyleyeceği anlamına gelmez.
Size yaklaşmaktan çekiniyorsa...
Birdenbire sevgili yerine arkadaş gibi davranmaya başlaması, başka biriyle ilgilenmeye başladığının sinyali olabilir.
Yepyeni bir görünüme büründüyse...
Birden farklı giysiler giymeye ve sürekli kuaföre gitmeye başladıysa, şüphelenmeye başlayabilirsiniz. Bütün bunları yeni bir işe başladığı için yapıyorsa, fazla korkmanıza gerek yok. Ancak yeni bir işe başlamadıysa ya da bu değişiklikleri sizin için yapmıyorsa, tehlike sinyalleri çalıyor demektir.
Sağlığına birdenbire daha fazla önem vermeye başladıysa...
Sürekli spor salonuna gidiyor, daha sağlıklı yiyecekler yiyor ve kısa zamanda kilo vermeyi amaçlıyorsa, daha dikkatli olun. Bunları sadece sizin için yapıyor olabilir. Ancak spor salonundan dönüp duş aldıktan sonra nereye gittiğini size söylemiyorsa, şüphelenmeniz için iyi bir nedeniniz var demektir.
İş saatleri uzamaya başladıysa...
Terfi etmediyse ya da çok önemli bir proje üzerinde çalışmıyorsa, iş saatlerini uzatmasının arkasında bambaşka bir nedeni var demektir. Ya sizinle bir sorunu var ya da başka biriyle ilgileniyor olabilir.
Sürekli yeni iş arkadaşından bahsediyorsa...
Konuştuğu her şey yeni iş arkadaşıyla ilgiliyse, ancak bu adamı siz bir türlü etrafta göremiyorsanız, size onunla ilgili bazı şeyleri anlatmıyor olabilir. Tehlike sinyalleri çalıyor, dikkat...
Birden saldırgan ve paranoyak olduysa...
Durup dururken her söylediğinizi yanlış anlıyorsa... Ona sorduğunuz en ufak soru bile kavgaya dönüşüyorsa... Bazı telefonları cevaplamaktan kaçınıyor, size garip sorular soruyorsa... Artık onunla oturup her şeyi açıkça konuşmanız, ikiniz için de en iyisi olacaktır.

Mavi forum

Kadını mutlu etmenin yolları :)

1. Saçlarını okşa

2. Yücelt

3. Şımart

4. Gözlerinin içine bak,

5. Gelece e ait planlar yap,

6. Dil dök

7. Yalvar,

8. Destek ol

9. Yeme e götür

10. Akmerkeze götür

11. Tekneye bindir

12. Güldür

13. Zeka oyunları yap

14. Müzik dinlet

15. Teşvik et

16. Teskin et

17. Affet

18. Hayran kal

19. Banyosunu hazırla

20. Güven ver

21. Kapıyı tut

22. Asansörde kat dü mesine bas

23. Arabasının kapısını aç

24. IsIat

25. Sarıl

26. Öp

27. Ona hasta ol

28. Kula ına fısılda

29. Ayaklarına masaj yap

30. Televizyonun kumandasını ona ver

31. Konsere götür

32. Onu her yerde ve her zaman bekle

33. Tanrıçan yap

34. Onunla birlikte rejim yap

35. Onunla birlikte spor yap

36. O uyumadan uyuma

37. O uyanmadan uyanma

38. Ne istedi ini önceden anla

39. Günde yedi kez özür dile

40. Sürekli onu dinle

41. Arkadaşlarına katlan

42. Yorganı çekince ses etme

43. Yorganı titretme

44. Spor araba al

45. Saat al

46. Yüzük al

47. Küpe al

48. Maçın sesini kıs

49. Traş ol

50. Saç şeklini de iştir

51. Kareli gömlek giy

52. Serbest piyasa kurallarını unut

53. Köpe i gezdir

54. Yemin et

55. Dayan

56. Katlan

57. Sabret ve en önemlisi bunların hepsini hergün yap


Mavi forum

Göğüs anjini sanılandan tehlikeli

Göğüs anjini sanılandan tehlikeli
İngiliz bilim adamlarının yaptığı bir araştırma, sık rastlanan bir kalp-damar hastalığı olan göğüs anjininin kadınlarda, doktorların ve kamuoyunun sandığından çok daha ciddi bir tehdit olduğunu ortaya koydu.

London Medical School üniversitesi profesörü Harry Hemnigway ile meslektaşlarının imzasını taşıyan ve Journal of the American Medical Association’da (JAMA) yayınlanan makalede, kadınlarda göğüs anjini hastalığının sanılandan çok daha ciddi riskler taşıdığına işaret edildi.

İngiliz araştırmacılar, 45 ila 89 yaşındaki 100 binden fazla kadının dosyasının incelendiğini ve kalp-damar hastalıklarının ilk semptomları olduğu kabul edilen göğüs anjininin her 100 kadından ikisinde görüldüğünü, buna karşılık myocard enfarktüs riskine her 1000 kadından birinde rastlandığını belirtti.

Kalp kaslarının ihtiyacı olan oksijeni alamadığı durumlarda göğüs ağrısı biçiminde ortaya çıkan göğüs anjininin, kadınlarda anjiyo ya da elektrokardiyografi testleriyle nadiren teşhis edilebildiğini ortaya koyan araştırmada, doktorların göğüs anjini belirtilerinden şikayet eden kadınlara daha fazla dikkat göstermesi ve derinlemesine tahliller yapması gerektiğinin altı çizildi.

Göğüs anjini

Kalp, çok hassas bir organdır. Küçük bir hastalıktan zarar görür. Yüreği besleyen koroner damarların bir pıhtıyla tıkanması hâlinde “kalp enfarktüsü” denen çok tehlikeli bir hastalık ortaya çıkar. Bu rahatsızlıktan dolayı kalp kası yeterli derecede beslenemediğinden zamanla bozulur. Bunun sonucunda göğüste şiddetli ağrılar duyulur. Buna “göğüs anjini” denir. Göğüs anjini, kalp enfarktüsü sonucudur. Şiddetli kalp enfarktüsleri öldürücüdür. Halk arasında kalp enfarktüsü, “kalp yetmezliği” olarak da bilinir.

Mavi forum

Alkol kadına daha zararlı.?

Alkol kadına daha zararlı.?

Alkol, kadına yüzde 40 daha fazla zararlı.!

Alkol kullanımı, kadın metabolizmasına alkol kullanan erkeklere göre yüzde 40 daha fazla zarar veriyor.

E-Lab Medikal Direktörü Dr. Aytaç Keskineğe, "Bunun nedeninin kadınların vücut ağırlığının ve vücudundaki su oranının yüzde 20 daha az olmasıdır" dedi.

Yapılan araştırmalarda orta derecede alkol kullanan kadınlarda meme kanserinin daha sık görüldüğünün saptandığını belirten Keskineğe, kadınların karaciğerinin erkeklere göre daha çabuk hasar gördüğünü de söyledi.

HAMİLELİKTE DURUM

Keskineğe, alkolün kana karışıp vücut sıvılarına geçtiğini, sıvı miktarı ne kadar fazlaysa alkolün etkisinin daha az olduğunu anlattı. Kadınların erkeklere göre daha hafif olması nedeniyle vücutlarında daha az su olduğunu belirten Keskineğe, "Bu nedenle aynı miktarda alkol alan bir kadının beyni ve diğer organları, bir erkeğe oranla daha yoğun miktarda alkolün etkisine maruz kalacaktır.

Bu süreç alkol vücuttan atılana kadar devam eder" dedi. Hamilelik sırasında alkol kullanan annelerin bebeklerinde, zihinsel gelişim geriliği, yüzün normalden küçük olması gibi değişiklikler görülebildiğini anlatan Keskineğe "Zihinsel fonksiyonlarda oluşan bozukluklar bebeklerde dikkat eksikliği, öğrenme bozukluğu, hafıza geriliğine yol açar.

Hamilelikte alkol kullanımın herhangi bir tehlike oluşturmadığıyla ilgili herhangi kaynak yoktur. Bir kadın hamileyse alkolden uzak durmalıdır" diye konuştu.

Hürriyet


Mavi forum

Selülitlere son!..İşte selülit diyetiniz

Selülitlere son!..
İşte selülit diyetiniz





Özellikle kalça ve üst bacaktaki fazlalıklar, eritilmesi en zor yağ kütleleridir. Bunlar için özel bir egzersiz ve diyet programı yapmanız gerekiyor. Sizler için hazırladığımız bu diyet programı da selüliti hedef alıyor. Bu özel selülit diyetinin günlük kalori alımı oldukça düşük. "Sıkı" olarak adlandırabileceğimiz bu diyet, lif ağırlıklı. Lif, bağırsakları harekete geçirerek vücutta biriken toksinlerin atılmasını sağlıyor. Metabolizmayı hızlandırarak kan dolaşımının artmasına neden oluyor. Bacak bölgesinde artan kan dolaşımı da selülitin erimesini ve salgı yoluyla atılmasını sağlıyor.

Bu diyeti yaparken...
* Mutlaka iki günde iki litre su için.
* Sıvı ihtiyacınızı ağırlıklı olarak sudan karşılayın. Ancak kahve, çay, cola gibi selülit yapan içeceklerden uzak durun.
* Mideniz diyete uyum sağlayana kadar, açlığınızı öğün aralarında salatalık, domates, karpuz gibi kalori değeri düşük yiyeceklerle giderin.

1. gün
Kahvaltı: Yağsız yoğurt, armut ve bir tatlı kaşağı balla hazırlanmış müsli.
Öğle: Chili sosu ile hazırlanmış tavuk, iki kaşık az yağlı pilav
Akşam: Dana jambonla hazırlanmış yağsız salata.

2. gün
Kahvaltı: 1 dilim kepekli tost ekmeğinin üzerine yağsız krem peynir sürün. Üstünü salatalıkla süsleyin. Yanında şekersiz çay içebilirsiniz.
Saat 10.00: Bir avuç kuru meyve
Öğle: Bir tabak yağsız makarna, bir tabak mantar yemeği (150 gram mantarı yıkayıp ortadan bölün ve 1 kaşık zeytinyağında kavurun. Mantara bir tane ezilmiş sarımsak ve küçük kesilmiş taze soğan ekleyin. Tuz ve karabiberle tatlandırın.)
Akşam: Göbek, havuç, salatalık, domates, kırmızı lahana, haşlanmış mısır, taze soğan, yağsız beyaz peynir, sirke ve bir tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış salata. Yanında iki dilim kepekli ekmek.

3. gün
Kahvaltı: Yağsız yoğurt, çilek ve bir tatlı kaşığı balla hazırlanmış müsli.
Öğle: Bir tabak az yağlı piyaz, iki kaşık az yağlı pilav.
Akşam: İki adet haşlanmış kabakta hazırlanmış salata, yanında iki dilim kepekli ekmek.

4. gün
Kahvaltı: 2 dilim tavuk jambonlu, kepekli tost ekmeği, şekersiz meyve çayı.
Saat 10.00: Bir avuç kuru meyve
Öğle: 1 tane ızgara balık, 2 kaşık az yağlı pilav
Saat 16.00: Çilekli süt
Akşam: Fasulyeli mantar salatası, 1 dilim kepekli tost ekmeği (Fasuleyi haşlayın ve soğumasını bekleyin. Mantarlaı yıkayıp ortadan böldükten sonra bir kaşık zeytinyağında 2 dikaka kavurun. Mantarla fasulyeyi karıştırın. İçine arzuya göre maydanoz da ekleyebilirsiniz. Limon, tuz ve karabiberle tadlandırın.)

5. gün
Kahvaltı: Yağsız yoğurt, elma ve bir tatlı kaşığı balla hazırlanmış müsli.
Öğle: 1 adet ızgara et, yağsız salata, bir dilim kepekli ekmek
Saat 16.00: Bir dilim karpuz
Akşam: Tavuk jambonla hazırlanmış yağsız salata.

6. gün
Kahvaltı: 2 dilim kepekli tost ekmeği, yağsız beyaz peynir, domates.
Saat 16.00: Bir avuç kuru meyve
Öğle: Ispanaklı omlet, bir dilim kepek ekmek
Saat 16.00: Muzlu süt
Akşam: Ton balıklı salata, bir dilim kepekli ekmek (Göbek domates, salatalık ve havucu yıkayıp doğrayın. Bu karışıma bir küçük kutu yağsız ton balığı ekleyin. Bol limon ve bir tatlı kaşağı zeytinyağı ile tatlandırın)

7. gün
Kahvaltı: yağsız yoğurt, bir kivi ve bir tatlı kaşığı balla hazırlanmış bir kase müsli.
Saat 10.00: Bir avuç kuru meyve
Öğle: Bir adet ızgara tavuk, 2 dilim kepekli ekmek
Akşam: Beyaz peynirli domates salatası, 2 dilim kepekli ekmek

Alıntı.


Mavi forum

Zayıflama hastalığına yenik düşmeyin!

Zayıflama hastalığına yenik düşmeyin!



Yeme bozukluğu olarak tanımlanan Anoreksia Nervoza ve Bulimia Nervoza incecik olmak isterken sağlığı ciddi şekilde bozuyor.

Zayıf kalarak daha güzel görünmek amacıyla, Avrupa'da özellikle genç kadınlar arasında giderek artan yeme bozuklukları sağlığa büyük ölçüde zarar veriyor. Psikiyatrik bozuklukların fiziksel belirtileri olarak ortaya çıkan Anoreksia Nervoza (AN) ve Bulimia Nervoza (BN), çok fazla vücut yağı olduğuna dair kaygıların bir sonucu olarak gelişiyor. Yeme bozukluğu olanlar vücut şekillerinden rahatsızlık duyarlar ve karşı konulmaz bir zayıf olma hissi taşırlar. Özellikle zayıflığın bir ideal olarak gösterildiği endüstri toplumlarında bu hastalıklar çok yaygındır. Mankenler ve sinema yıldızlarında da çok görüldüğünden 'manken hastalığı' olarak da bilinir.

Vücudu etkiliyor
Yeme bozuklukları vücutta belirgin tıbbi komplikasyonlara yol açıyor. Bunların başında beyin, kalp-damar sistemi, sindirim sistemi, sinir sistemi, kan tablosu, endokrin sistem, metabolizma, kemikler ve dişler geliyor. Ciltte ise ayva tüylerinin artmasına, sürekli elini ağzına sokarak kusma girişiminden dolayı kişilerin ellerinin dış kısmında nasır oluşmasına yol açar. Ayrıca, yüksek asidik mide suyunun etkisiyle diş minesi erozyonları meydana gelir. Bunların yanı sıra ciltte pek çok sorun ortaya çıkar.

Cildi yıpratıyor
Alman Nişantaşı Kliniği dermotoloji uzmanlarından Dr. Belma Bayraktar, yeme bozukluklarının insan sağlığına çok sayıda olumsuz etkisinin bulunduğunu ifade ederek şöyle söylüyor; "Cilt kuruması da yeme bozukluğunun sonuçlarından biridir. Kuruluk renk artışıyla daha sık görülür. Bu görünüme 'kirli cilt' de denilir. Yağ bezi aktivitesindeki azalma, hipotiroidi, vitamin ve element yetersizliğine bağlı cilt yağlarındaki azalma bu durumdan sorumludur. Sivilce ve soğuk eller ve ayaklar da sık rastlanan bulgulardandır." Bu hastalıklar psikolojik kökenli olduğundan kişilerin mutlaka bir psikiyatrist tarafından değerlendirilmesi gerekiyor.


Mavi forum

Depresyon genlerde saklı!

Depresyon genlerde saklı!



Ailesinde depresyon görülen kişilerde hastalığın ortaya çıkma riski yüzde 60 oranında daha fazla.

En sık görülen psikiyatrik hastalık olan depresyonda aile öyküsü etkili. Yapılan araştırmalara göre anne - babalarında, büyük anne ve büyük babalarında depresyon görülen kişilerde de yüzde 60 oranında depresyona yatkınlık görülüyor. Yine aynı araştırmada ailesinde iki nesilde de depresyon hikayesi olan kişilerde diğerlerine oranla 2 kat daha fazla risk bulunuyor.

Kadınlar risk altında
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nuri Doğan Atalay, insanın ruh sağlığının iyi durumda olması için mesleki ilişkilerinden, sosyal hayatından, ailevi ilişkilerine kadar her konuda mutlu ve huzurlu olması gerektiğini belirtti. Atalay, günümüzde özellikle orta yaş grubu kadınlarda depresyonun daha sık görüldüğünü belirterek, 'Depresyondaki kişi sosyal ilişkilere girmek istemez, kendisini mutsuz hisseder, üretkenliği, yaşamdan zevk alma isteği azalır.

İntihar girişimiİntihar girişimi, en çok depresif hastalarda görülür. Oysa depresyon kolaylıkla düzeltilebilen bir rahatsızlıktır, kişi kesinlikle iyileşir. Bazı depresyonlar kendiliğinden geçer, bazıları tekrarlayabilir. Bu yüzden iyileşme sürecinden sonra hastalığın tekrarlamasını önlemek için tedaviye asgari 6 ay devam edilmesinde fayda vardır. Depresyona giren kişiye ve yakın çevresine, rahatsızlığı ve tedavisi hakkında bilgi verilmelidir.

Mevsimlerin etkisi var
Sonbahar ve kış aylarında depresyon artıyor. Yorgunluk, halsizlik ile başlayan şikayetler zamanla depresyona kadar varabiliyor. Hafif sporlar, hobiler ise depresyonun etkilerini azaltmada etkili. Bu tür rahatsızlıkların kronikleşmesi beklenen bir durum değil. Ancak depresyon önemsenmezse ilerleyebilir ve tedavisi güçleşebilir. Bu nedenle gerekli görüldüğü durumlarda bir uzmandan yardım istenmesi çok önemli.


Mavi forum

çalışan kadın olmak...

Çalışan kadın olmak ....
Eskiden kadın olmak daha kolaydı .Kadınlar sadece evde olur,yemek
yapar ,çocuk bakardı. Sadece eşinin geliri düşükse kadın çalışırdı , çalışan kadına acınırdı.Kadın çalışıyorsa ,evine bakamayacağı düşünülürdü ,zaten
kadın bekarken çalışsa bile evlenince evinin kadını olurdu.

90 lı yıllara gelindiğinde kadın sadece evde olmak istemedi ,artık çalışmak ekonomik olarak özgürleşmek istiyordu.Bütün kadınlar once üniversite okumaya ,sonra çalışmaya başladı.Bu kadının hoşuna gitmişti çalışıyor ,istediği gibi harcıyor ,geziyordu.Artık çalışan kadın evli olmak değil bekar olup gününü gün etmek istiyordu.Yaşasın özgürlük...Çalışan kadın artık işkolik olmuştu , çalışıyor ve yüksekliyordu ,zirveye ulaşmıştı.Birçok şirketde once orta kademe ,sonra üst kademe yönetciler kadın oldu.Fakat doksanların sonuna gelindiğinde şirketler yanlız ve işkolik 30 lu yaşlarında kadınlarla doluydu..Bu çalışan kadına yetmedi ,çıtayı biraz daha yükseltti.Artık evli ve başarılı çalışan kadın olmalıydı.

Çalışan kadın etrafına bakındı ,başarılı ,paralı adaylar gözden geçirildi ,adaylardan kel , şişman ve kısa olanlar hemen elendi ,ince ruhlu ,şaraptan anlayan ,14 şubatda müthiş süprizler yapan ,kimsenin
bilmediği yerlerde başabaşa tatillere götüren ,yaşamayı seven ve bol bol
espiri yapanlar hemen kapışıldı.

Yurt dışından tasarımcı gelinlikleri getirtildi ,otellerde muhteşem
düğünler yapılıp ,maldiv lere yada bali ye balayına gidildi.

Balayından sonra çalışan kadın hızla iş başı yaptı artık ,gündüz
toplantıdan toplantıya koştururken ,artık akşam yemeğinide düşünmeye
başalmıştı.Akşam ne yenmeli ,nereye gidilmeli ,eşinin gömlekleri ,pantolanları ütülümü ,kıyafetleri kuru temizlemeciye gitti mi geldi mi ,marketden alınacakların listesini çıkar ,iş çıkışı git al ,eve gel hızlıca akşam yemeğini hazırla....

Çalışan kadın artık mutluydu ,gece yatağı sıcacıktı ,üzülünce derdini
paylaşan ,hastalanınca ona bakan ,ağlayınca destek olacak bir omuza,göz
yaşlarını silecek şevkatli ellere sahipti.15 saat koşturmak ona vız geliyordu.

Etraf bu şekilde koşuşturan ev ve iş arası çift vardiya çalışan kadınla doluydu.Zaman geçiyordu ,Çalışan kadın 35 ine yaklaşıyordu, biyolojik saati "be -bek, be- bek" diye uyarı vermeye başladı..Evet çalışan kadın hemen çığlık atmaya başladı "kariyer de yaparım bebek de"

Çalışan kadınlar hemen sosyetik kadın doğumcuların randevularını
doldurdular.
Çalışan kadınlar ajandalarına ve işlerinin temposuna uygun zamanı
seçip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya başaldı.Kimi tek ,kimi ikiz
,kimi üçüz istedi.

1-2 ay sonra güzel haberler sırayla gelmeye başaldı ,çalışan kadınlar
hamileydi.
Ama çalışan kadın hemen hamile ,hem güzel olmak istedi ,hemen
diyatisyenlere koşulup ,özel hamile diyetleri alındı ,bol bol kivi
yenmeye başlandı.Eskisi gibi tatlı ,börek aşerilmiyordu ,karpuz ,kivi ve
mango isteniyordu gecenin bir yarısı eşlerden .Çalışan kadın çocuğunu
eski usul büyütmeyecekti ,hemen onlarca hamilelik ,bebek büyütme
kitapları alındı ,bir çok internet sitesine üye olundu.Yoga ve anne -baba
kurslarına yazıldı .Çalışan kadın artık gün gün takip ediyordu bebeğini.Bugün 43.gün bebeğim üzüm tanesi gibi ,59.gün parmakları oluştu ,89.gün bu gün ilk defa hıçkırdı. 210 .günden sonra artık bebeğin matematik zekasının artması için Mozart dinletilecek.Sonunda mutlu gün geldi çalışan kadın artık anneydi ,3-4 aylık izinden sonra çalışan kadın öldürücü diyetlerle zayıflayarak incecik
bir şekilde iş başı yapmıştı.Artık başarılı bir yönetici ,iyi bir eş ve anne olarak 24 saat çalışıyordu.Bebek büyüdükçe , sosyalleşmesi için çalışan kadın cumartesilerini çocuğuna ayırdı ,artık tüm anneler topluca
etkinliklere katılmaya başladılar ,yaş günü partyleri ,tiyatrolar ,piyano
dersleri ,basketbol ,tenis ve yüzme kurslarının biri bitiyor biri başlıyordu.

Çalışan kadına bu da yetmedi artık herkes çalışıyor ,iyi bir eş ve annelik yapıyordu ,çalışan kadın çıtayı birkez daha yükseltti.

O artık evinde katkısız ,sağlıklı ekmekler ,kahvaltı için ev yapımı reçel yapmalı ,organic gıdalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazırlamalı ,çocuğuna ve eşine özel günlerde ev yapımı pastalar yapabilmeli ,bu pastaları çok güzel süsleyebilmeliydi.

Evet bütün çalışan kadınlar yemek yapma kurslarına koşmaya başladılar
,evlerine ekmek yapma makinaları aldılar.Şimdi çalışan kadınlar toplantı aralarında bir birlerine ekmek tarifleri vermeye başaldılar ,dün nefis bir çavdarlı ekmek yaptım ,istersen tarifini vereyim.Bende hafta sonu harika bir pasta yaptım.evdekiler bayıldı.Bir akşam gelinde sizede yapayım.

Bakalım Çalışan kadın bundan sonra çıtasını nereye yükseltecek ???? Bu
süreç içerisinde çalışan erkek ise çıtasını hiç yükseltmedi.80 lerde ,90
larda ve 2000 lerde hep aynı kaldı.....

Mavi forum

Bahar temizliği yapayım derken belinizden olmayın.!

Bahar temizliği yapayım derken belinizden olmayın

Havaların ısınmasıyla birlikte ev kadınlarını bahar temizliği telaşı sardı. Duvarlar ve kapılar silinecek, halılar yıkanacak, yün yataklar çırpılacak.

Tabiatın uyanışını tertemiz karşılamak isteyen ev kadınlarına uzmanlardan uyarı geldi.


İstanbul Cerrahi Hastanesi Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cahide Topsakal, dikkat etmeden ağır ev işleri yapan kadınlarda sıklıkla bel ve boyun fıtığı ile bel kayması şikayetinin görüldüğünü söyledi.

İlkbahar ve sonbahar gibi mevsim dönüşlerinde yapılan ev temizlikleri sırasında bu şikayetlerin artış gösterdiğini hatırlatan Topsakal, “Eğilerek uzun süre yer silmek, çamaşır ovalamak, halı silkelemek, ağır yük kaldırmak, eşya çekmek gibi çok masum görünen ev işleri uyuyan bir bel fıtığını uyandırabilir.” diye konuştu.

Cahide Topsakal, fıtığın bir anda ortaya çıkmadığını, yıllarca dikkat edilmeksizin yapılan ağır işlerin küçük bir tetikleyici hareket sebebiyle bel ve boyun fıtıklarını ortaya çıkardığını kaydetti.

Fıtık olanların genellikle “Çok küçük bir şey kaldırmıştım, bir anda belim tutuldu.” dediğini ifade ederek, “Oysa bu daha önce yapılan yanlışların bir anda ortaya çıkmasından başka bir şey değil.” değerlendirmesinde bulundu.

Ağır ev işleri ayak ve bacaklarda kuvvetsizlik ve kısmi felce de neden olabildiğinden ev temizliği bedeni zorlamadan yavaş yavaş yapılmalı. Topsakal, ev kadınlarına, “Allah’ın verdiği bedenimizi hor kullanmaya hakkımız yok. Bahar temizliği yapayım derken belinizden olmayın.” uyarısında bulundu.

Fıtık nasıl ortaya çıkıyor.?

Omurlar arasında disk adı verilen küçük yastıkçıklar bulunuyor. İçi sıvıyla dolu esnek yapıdaki bu yastıkçıklar bir çeşit amortisör görevi yapıyor. Diskler, 20’li yaşlardan sonra esnekliğini kaybetmeye ve bozulmaya başlıyor. Omurların arasındaki diskler, ağır iş, kaza, düşme ve çarpma gibi etkenlere maruz kaldığında ön ve arka bölümleri iterek kendine bir çıkış arıyor.

Dokuyu delerek kendine bir pencere açan diskin içindeki sıvı omurga kanalına akıyor. Kanala akan kitle, zamanla çevresindeki sinir köklerine baskı yaparak bel ve bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve ilerleyen durumlarda kuvvet kaybına neden oluyor.

Doç. Dr. Cahide Topsakal, bel ve boyun fıtıklarının uyuşma ve karıncalanma döneminde cerrahi müdahaleye gerek kalmadan tedavi edilebildiğini bildirdi. Bel fıtıklarında 7-10 günlük yatak istirahati, boyun fıtıklarında da 15-20 gün boyunluk takarak dinlenmeyi önerdiklerini söyleyen Topsakal, “Hastaların yüzde 60-70’i bu yöntemle toparlıyor.

İstirahat ve ilaçla tedavisi mümkün olmayanları da ameliyat ediyoruz.” dedi. Topsakal, iyi bir cerrahın gerçekleştirdiği ameliyat sonrası hastalığın nüksetme ihtimalinin sıfıra yakın olduğunu vurgulayarak, boyun fıtıklarında da akan disk sıvısı yerine titanyum kafes konulduğunu belirtti ve ameliyat sonrası hastanın şikayetlerinden tümüyle kurtulduğunu kaydetti.

Bel kaymasıyla bel fıtığı birbirine karıştırılıyor.!

Öte yandan Cahide Topsakal, bel fıtığıyla bel kaymalarının genellikle birbirine karıştırıldığını aktardı. Bu şikayetin omurların bütün halinde kaymasından kaynaklandığına dikkat çekerek, “Bel kaymaları daha ağır ev işi yapan şişman kadınlarda görülüyor. Kaymayı durdurmak için omura birkaç yerinden vida atılarak payanda çakılıyor.” şeklinde konuştu. Kaymanın tedavi edilemediğini, yalnızca daha fazla ilerlemesinin önlendiğini ifade etti.

Bahar temizliği için öneriler:

Eğilerek yer silmeyin. Bunun yerine uzun saplı paspas kullanın.

Ağır yük kaldırmayın. Gerekiyorsa başkalarından yardım alın.

Temizlik sırasında uzun süre aynı pozisyonda kalmayın.

Temizliği zamana yayarak yavaş yavaş yapın.

Başınızı uzun süre öne doğru eğmeyin.

Halı ve kilim silkelerken vücudunuzu zorlamayın.


Mavi forum

Ben Senin Aklını Sevdim

Bir kadın gözünde prim yapmak isteyen hemen her erkeğin beylik lafıdır hani:

- Ben senin aklını sevdim!..

Bu, şu demektir:

- Ötekiler gibi yanlarından taşanlarının peşinde değilim. Vücudunu değil, benliğini istedim.

İyi halt ettin!..

Sanır ki bunu diyen er kişi, bir kadının kalbini fethetmenin yolu onu vücudu için değil, aklı için sevdiğine inandırmaktan geçer.

Var mıdır kanan bu yalanlara...

Asıl soru şudur tabii:

Ya yalan değilse?..

Ya bir erkek, gerçekten de söylediği gibi, memelerimizi değil de aklımızı seviyorsa?.. Bir kadın için bundan daha büyük bir hakaret olabilir mi?.. Kadın kadın olduğunu 'istendikçe' hissetmez mi?..

Hani 6 yıl sonra çıkıp gelen 'eski sevgili'...

Geçen haftaki "hesabı seven ödemeli" yazısının öznesi...

"Nihayet okur gözünde prim yapacak bir konu yakalamışsın" özlü deyişinin de sahibi.

Çoktaaan kaybettiği beni yeniden kazanma derdindeki...

Tam da böyle dedi:

- Ben senin aklını sevdim, vücudunu değil!..

Niye ki?..

Elin elime değdiğinde titretemeyeceksem seni, 'olmayan dudaklarım'la bir an önce buluşmanın heyecanıyla oturmayacaksan karşımda ne anlamı var ki?.. "Anlam" yanlış kelime belki. Ama önce vücutlar istemeli değil mi birbirini?.. Onların çağırdığına akıl da geliyorsa tamamdır o ilişki.

Yoksa en çirkin halimle görünmekten bir çekince duymayacağım arkadaşım da seviyor beni.

Ben olduğum için değer veriyor o da...

Bir ağaca bakar gibi bakıyor kalçalarıma. Bi kıstırsam da öpsem diye geçirmiyor içimden. Seyretmiyor, dinliyor.

Arkadaşla sevgiliyi ayıran o ince çizgi... 'Eski sevgili'de silinmiş belli. Ya farkında, aldanırım sanıyor, ya da bilmiyor; bana giden yol değil o seçtiği...

Hangi erkek, hangi kadını "yine ne yumurtlayacak o göremediğim beyni" diye sever ki?..

Sevmek için önce görmek, sonra da dokunmak gerekmez mi?..

Niye memelerimi de aklım kadar sevmedin ki?..

Bilmek ister insan neyi seveceğini. Beyni göremezsin belki ama bir eli, omzu, ayağı... Bazen saçının bir teli...

Hiç unutmam... Bir erkekten duyduğum en güzel sözdü:

- Sana dokunan yerlerim yanıyor dediydi...

Nasıl unutulur ki...

İşte iki erkek... İstediği kadını elde etmek için iki ayrı dile geliş... Biri "Sevişmeyi değil, seni istiyorum" diyor. Öteki "Yaktın beni..."

Benim kimi seçtiğim belli.

Peki siz, eğer kendinize dürüst iseniz, bir erkekten neyi duymak isterdiniz?..

Ebru Drew


Mavi forum

sevgili bayan kankalarıma

bir erkeğin en sevdiği üç şey nedir?

1-para sesi
2-su sesi
3-kadın sesi




bir erkeğin en sevmediği üç şey nedir?

1-masada yemek beklemek
2-durakta otobüs beklemek
3-yatakta kadın beklemek


Mavi forum

.. ErkekLeri Seviyoruz, Cünküüüü.....



Sizce biz kadınlar erkekleri neden seviyoruz? Cevabı bulmakta zorluk çekiyorsanız işte gerçekler!

* Omuzları ergonomiktir.

* Ne kadar gereksiz detaylar içerirse içersin, anlattığımız her şeyi dinlerler.

* İltifat edip güzel ve akıllı hissetmemizi sağlarlar.

* Peşimizden koşturup özgüvenimizi arttırırlar.

* Tıraş olduklarında yanakları yumuşacık olur.

* Hesabı ödemek için istekli olurlar, sık sık çiçek alırlar.

* Her zaman için teknolojiden bizden daha iyi anlarlar.

* Bir araya geldiklerinde ilgimizi çekmeyen konulardan konuşup bizi sıksalar bile, teknik servis olarak işimize yararlar.

* Eve geç kalma dertleri olmadığından, bizi uğurlamadan eve gitmezler.

* Ailemizden gece izni alabilmemiz için dua ederler.

* Ağladığımızda bizden fazla üzülürler.

* Ağlayarak onlara her istediğinizi yaptırabilirsiniz. (Üstelik bu gerçeği bilirler de)

* Pek ağlamazlar ama ağladıklarında da çok şirin olurlar.

* Sık sık en iyi arkadaşımız olurlar

* Bizim için ulaşamadığımız raflardaki eşyaları alırlar.

* Riskli işlere onlar girerler.

* Namus kurtarmacılık oynarlar, kendilerini Cüneyt Arkın zannederler.

* Olmadık şeyleri kıskanıp bizi kendilerine güldürüler.

* Kapıları açar, hatta bazen sandalyelerimizi tutarlar.

* Takım elbise ile acayip havalı olurlar.


Mavi forum

*** Kadin ***






Bir kadın cocuktur aslında..
Cocuk gibi davranmayı sever.
Erkegin kendisine bir cocuga gösterdigi sefkati göstermesini de ister.
Bir cocugu oksar gibi incitmekten korkarak oksamalidir erkek kadını.
Ama her kadın cocukca da olsa dinlenilmesini, dikkate alinmasini ister.
Yani bir kadının cocukluk yapmasina izin vereceksiniz,
ama asla onu bir cocuk olarak görmeyeceksiniz.


Bir kadın güçlüdür aslında..
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasini sevmez.
Ister ki erkegin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabilecegi seyleri bile erkegin yapmasini bekler.
Böylece hem daha kadın oldugunu hissedecektir hem de
erkeginin ne kadar güçlü oldugunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediginde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istedigi bir sey varsa mutlaka yapar.


Bir kadın sevgilidir aslında..
İçinde her zaman sevgiyi tasir.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz.
Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
yüreginin kabul ettigini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüregine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemisseniz her an terk edilebilirsiniz.
Sevmedigi halde terk etmeyen kadinlar da var elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.


Bir kadın yalnızdır aslında..
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyasi vardir ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanin kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sıgınagıdır.
O sıgınaga ne zaman girecegine,
ne kadar kalacagina hep kendisi karar verir.
Sıgınaktayken oradan çikmaya zorlarsaniz onu
sonsuza dek kaybedebilirsiniz.


Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabilecegini erkek akli hayal bile edemez.
Yaratıcılıgının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkegini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılıgını sadece erkegine saklar.
Bir kadının gerçek erkegi olmayi basarabilmisseniz çok sanslisiniz demektir.
Çünkü yasamınız asla sıradan olmayacaktır.


Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her sey ancak kadınlar oldugunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiginiz suyla kendi kendinize bardagi doldurup
içtiginiz su arasindaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?

Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazik ki yasamıyorsunuz.



CAN DÜNDAR






Mavi forum

Çanakkale'de kadınlar

O günler zor ve kara günlerdi... Köylerde, kasabalarda erkeklerin kalmadığı, çöpten adam arandığı günlerdi. Vatanın zorda olduğu günlerdi.
Köylere asker toplamaya gelirler; gönüllü müsün diye sormazlar bile... Boya posa bakılır, “Yürü Çanakkale’ye!” denir. Bu; “Yürü ölüme” demektir. Bomba seslerinin derinden derine duyulduğu herkesin asker olduğu günlerdir.
Bir gün yine köye asker toplamaya gelirler. Çavuş bakar gençlerden yirmi tane fidan boyluyu seçer. On sekizliler çoktan askere gitmişlerdir şimdi sıra onlardadır. Köyün muhtarı Musa çavuşa söz verir. Yirmi delikanlı sabah şubeye teslim edilecektir. Sabah olur ama gençlerden biri gece vefat etmiştir oysa muhtar yirmi kişi getireceğine söz vermiştir. Çare bulunur ölen gencin kızkardeşi vardır hemen saçları kesilir kardeşinin kıyafetleri giydirilir. Henüz diğerlerinin de sakalı çıkmadığından onun kız olduğu anlaşılmaz. Giderler Çanakkale’ye ve kardeşinin yerine giden bu kızkardeşin Çanakkale cephesinden gönderildiği Gazze cephesinde şehid düştüğü öğrenilir. Kız olduğunu sadece kendi mangasındaki aynı köydeki askerler bilir. Sonuna kadar bu sır saklanır. Gazze cephesinde hâlâ Mehmetçik ismiyle yatmaktadır bu kadın şehidimiz.
Tarihte kadınlarımızın işgal ettiği mevkiler malumdur, bilhassa milli başkaldırmada ağır ve şerefli vazifeleri ifa etmişler, zaferin asillerinden olmuşlardır. Anadolu muhaberesine silahlarıyla iştirak eden büyük fedakarlıklar yapan, yaralanan, şehid olan kadınlarımızın miktarı az değildir. Bu kadınlarımızdan biri olan Hatice Hanım Çanakkale hatıralarını şöyle anlatır:
Anafartalar’da 56. fırkada silahımla muhaberelere iştirak ettim. Adım Ahmet idi. Benim kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel ve kurşunlarla dokuz yerimden yaralandım. Bir evde kalırken yerli Hıristiyanlar bizi Yunanlılara haber vermişler. Yunanlılar beni esir ettiler. On muhafız askerle yola çıkardılar. Ben otomobildeydim. İzmir’e iki saat kala bir yerde yemek için arabadan inmişlerdi, silahları otomobilde kalmıştı. Ben şoförlüğü iyi biliyordum. Arabayı yürüttüm oradan böylece kaçtım. Boğaz içerisinde arkadaşlarımla birleştik, arkamdan koşan Yunan askerlerini tepeledik. Oradan Manisa’ya firar ettik. Beni ve arkadaşlarımı Manisa müftüsü İstanbul’a gönderdi, sonra Eskişehir’e gittim İnönü muhaberelerinde hasta bakıcı olarak görev yaptım, sonra menzil emrinde Polatlı hastahanesine tayin oldum. Çay ve Dumlupınar muhaberelerinde bulundum. Kurtuluş zamanında Ankara’ya döndüm. Memleketime gittiğimde hayretle karşıladılar çünkü beni öldü biliyorlarmış zaten anne, babam beni küçük yaşta iken öksüz bırakmışlar. Babannem beni büyütmüş çocukluğumda askerlerin talimlerini seyrederek büyümüştüm, bu askerlik hakkında büyük bir sevgi beslerdim bu sevgi beni bu muharebelerde korkusuzca savaşmama sebeptir belki de...
Berber Hayri abinin halasıydı. Bir gün öldüğünün haberi geldi. Cenazesi toprağa gömülürken, “Aman unutmayalım!” diyerek mezara bir küçük kese ile bir torba bıraktılar. Bunlar da ne diye sordum çünkü bizde böyle mezara bir şey koyma adeti yoktu. “Vasiyeti!” dediler. Halamızın yavuklusu nikahtan hemen sonra Çanakkale’ye gitmiş bir daha da dönmemiş. Gençliğinde çok güzelmiş çok isteyenler olmuş ama o eşine verdiği sözü tutmuş; “Yarın huzuru mahşerde eşimle karşılaşırsam bu ağızdan senden başkasının adı çıkmadı diyebilmem için şahid olarak ağzımdan dökülen dişlerimi biriktirdim mezarıma koyun! Saçlarıma da hiç yaban eli değmedi diyebilmek için tarağıma takılan tüm saçlarımı topladım, torbadaki saçlarım şahidimdir beni öyle beraber gömün” diye vasiyet etmiş.
Şemsi nene on altı yaşında evlenmiş, kısa bir süre sonra eşi seferberlik ilan edildiği için askere alınıp Çanakkale’ye gönderilmiş. Eşinin yolladığı mektupların zarflarını evinin içine bakan tarafına yapıştırmıştı. Kim bilir ne yazıyordu o mektuplarda... Nene her sabah namazdan sonra o mektupları ayrı ayrı okur, şehid kocasına Fatihalar gönderirdi. Şemsi nene hiç sokağa çıkmazdı. -Niye çıkmıyorsun? diyenlere-Nasıl çıkarım! Beyim Çanakkale’ye giderken ellerimi tuttu, gözlerimin içine bakarak, -Karıcığım gençsin, güzelsin! gözüm arkada kalmasın ne olur söz ver bana! Ben gelinceye kadar sokağa çıkma. dedi. İşte şu kapının arkasında söz verdim nasıl sokağa çıkarım ben! Dışarı işlerini hep komşuları yapardı. O söz vermişti sözünden nasıl dönerdi? Bir gün akşam üstü neneyi odanın köşesinde bir gelinlik giymiş ayakta elleri göğsüne kavuşturulmuş beklerken gördük. Boynunda iri taneli inci bir gerdanlık vardı. Babam şaka olsun diye sordu: -Hayrola nene? dedi. Nene de gözlerini yerden ayırmadan; -Oğlum ben bugün evlendim. Bak kocam yüz görümlüğümü taktı, kocamı bekliyorum! Babam gözleri yerde ağlayarak oradan ayrıldı... Ertesi gün öğrendik ki, Şemsi nene hep hayatı boyunca evlendikleri gün süslenir, kocasını beklermiş.
Evet asker elbisesi giyip cepheye koşup şehid olanlar, eşlerine söz verdikleri için ömür boyu sokağa çıkmayanlar... Bunlar bizim analarımız...


şerife katırcı( yazar)

Mavi forum

áf¦ Kadın Ve MeLek áf¦

Bir melek gibi,sevgi vermek için gönderilmiş dünyaya. Karşılık beklemeden sevmenin,fedakarlık yapmanın,şefkatin ne demek olduğunu öğretmek için.Bıkmadan anlatmak üzere,sabretmek üzere,her türlü kabalığa,aşağılanmaya,alay edilmeye,yalanlara,ikiyüzlülüğe dayanmak üzere gönderilmiş.Dayanıklılığı, ne kadar anlayışlı olduğu ve kararlılığı test edilsin diye dünyada kadın.


Bu melek,aşkın kılığına bürünüp gelmişse kapınıza,dünyada sizden daha şanslı bir erkek olamaz.Ama görmeniz gerekiyor,anlamanız gerekiyor.Kapıya gelen herhangi biri gibi davrandığınız an meleği küstüreceğinizi ve onun bir başka kapıya doğru yola çıkacağını bilmeniz gerekiyor.O melek,aşkı sunmaya bu kadar hazırken siz burun kıvırırsanız,bir başka meleğin de kapınıza uğrama olasılığını yok denecek kadar azaltırsınız.


Kapınıza gelen o kadını,hayatınızın sonuna kadar bir melek olarak yaşatmayı başarırsanız ne mutlu size.Ama bu hiç de kolay değil.Kırılgan,alıngan,ilgisizliğe tahammül edemeyen,dünyanın merkezi olmak isteyen,sevgiye her daim aç,zaman zaman yırtıcı bir kaplan gibi saldırgan olduğunu unutmamalısınız.O,size her şeyini vermeye hazır ya,sizden de aynı şeyi bekleyecektir.Bir erkeğin bunu yapabileceğini de bilir.Yapamayacağınız şeyi istemez zaten.Ama yapabilecekken yapmamanız halinde er ya da geç size bunu ödetecektir.




Hayır,klasik bir intikamdan söz etmiyorum.Bir kadının hesap sorma yöntemi ya da öç alma yöntemi erkeklerinki gibi dümdüz bir şey değildir.Onların her şeyi ince ince hesaplayan,planlayan beyinleri öyle kusursuz bir kurgu yapar ki, siz bir şeylerin değiştiğini anladığınızda ne yazık ki çok geç olur.Kadının,isteyip de elde edemeyeceği hiçbir şey yoktur dünyada.Hayatınızı isterse,onu da ele geçirir.Direnemezsiniz bile.



Bir melek,kötülük yapamaz bilirsiniz.Kadının yaptığı da kötülük değildir aslında.Ama nasıl ki kendisi,dünyada çok şey için sınava giriyor,sizden de beklediği onun için bazı sınavlar vermeniz ve o sınavlardan da başarıyla çıkmanızdır.Bir kadının koşulsuz desteğini alan erkeğin sırtının yere gelmesi mümkün değil.Emin olun,hayatınız hep iyi yönde değişecektir.Onun zengin ruhu,yaratıcılığı,hayal gücü,size,tahmin edemeyeceğiniz dünyaların kapısını açacaktır.Bir melek varsa hayatınızda onu melek olarak yaşatmak için çaba gösterin.

Mavi forum

İdeal erkek nasıl olmalı. (hemde resımlı)...











Mavi forum

Kadınlar Akıllıdır..



Kadının biri bir gün golf oynarken topu ormana kaçmis. Topunu aramaya koyulmus ve tuzaga yakalanmis bir kurbaga görmüs. Kurbaga ona, "Beni bu tuzaktan kurtarirsan, sana 3 dilek hakki taniyacagim".
Kadin onu kurtarmis, kurbaga da "Tesekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir kosulu söylemeyi
unuttum. Ne dilersen dile, kocan 10 kat iyisine veya fazlasina sahip olacak!" Kadin "Tamam" demis.

İlk dilek olarak dünyadaki en güzel kadini olmak istemis. Kurbaga onu uyarmis, "Bu dilek, senin kocani da dünyanin en yakisikli adami yapacak ve kadinlar onun basina üşüşecek".
Kadin, "Bu önemli degil, çünkü ben en güzel kadin olacagim, onun gözü benden baskasini görmeyecek".
ve dünyadaki en güzel kadin olmus.

İkinci dilek olarak, dünyadaki en zengin kadin olmak istemis. Kurbaga da, "Bu kocani dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak" demis. Kadin, "Bu da önemli degil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir", dünyadaki en zengin kadin oluvermis.

Kurbaga, üçüncü dilegini sordugunda,kadin "Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum" demis...




Mavi forum

kadınlar

KADINLAR



Kadinlar çok uzakta.
"iyi geceler" kokar çarsaflari.
Masaya ekmek koyarlar
yokluklarini hissetmeyelim diye.
Sonra anlariz suçun bizde oldugunu.
Sandalyeden kalkip
"Bugün çok yoruldun," deriz
ya da "Bos ver, lambayi ben yakarim."



Kibriti çaktigimizda, o yavasça döner ve tarifsiz
bir dikkatle mutfaga yönelir. Sirti nice ölülerle,
kamburlasmis, hüzünlü bir tepe-aileden ölüler,
onun ölüleri, senin kendi ölümün.



Adimlarinin gicirtisini duyarsin eski dösemede,
bulasik telindeki tabaklarin aglayisini duyarsin,
sonra da treni, askerleri cepheye götüren...




Mavi forum

Mükemmel Kadın mısın?Yorumunu merak ediyorsan tıkla

Mükemmel kadın mısınız?
Aşağıdaki cümlelere katılıp katılmadığınızı "Evet", "Hayır" ya da "Bazen" yazarak 1-2-3 vs. sıralamaya göre cvp veriniz....

1. Ev işleri tamamen benim sorumluluğumdadır.
Evet Hayır Bazen

2. Sorumluluğumda olan her işi mükemmel bir şekilde yapmaya çalışırım.
Evet Hayır Bazen

3. Benim için zaman çok çabuk geçiyor, gerçekleştirmeyi istediğim pek çok şeye yetişemiyorum.
Evet Hayır Bazen

4. İşim benim için çok önemlidir.
Evet Hayır Bazen

5. Benim için hayat bir yarış gibi geçiyor, sürekli koşturuyorum.
Evet Hayır Bazen

6. Sabaha kadar çok koşturduğum halde yapılacak işler hiç bitmiyor.
Evet Hayır Bazen

7. Kendime ayıracak hiç boş zamanım yok.
Evet Hayır Bazen

8. Her hafta sonu kişisel bakım, alışveriş ve çocuklarla geçiyor.
Evet Hayır Bazen

9. Çoğunlukla akşamları yorgun yatıyorum.
Evet Hayır Bazen

10. Tüm bu sorumluluklar için bana yardım edecek kimsem yok.
Evet Hayır Bazen

11. Eşimden ev işleri konusunda destek beklemiyorum/ alamıyorum.
Evet Hayır Bazen

12. Çocuklarımla yeteri kadar ilgilenemediğimi düşünerek suçluluk hissediyorum.
Evet Hayır Bazen


Evet kendini test etmek isteyen bayanlar aşağıda gösterdiğim gibi cvpları yazsın ben sonucu herkesinkine göre vereceğim

Alıntı:
Örnek...
1-Hayır
2-Bazen
3-Evet gibi yanıt vermek istemediklerinizi boş bırakabilirsiniz size uymuyorsa...
4-
5-


Mavi forum

Erkeksi kadına erkek çocuk.!

Erkeksi kadına erkek çocuk.!

Yapılan araştırmaya göre erkeksi kadınlar genellikle erkek çocuk doğuruyor.,

Çevresinde 'erkeksi tavırlarıyla' tanınan kadınların, erkek evlat doğurma ihtimallerinin daha yüksek olduğu ortaya çıktı.

Avustralya'da bulunan Auckland Üniversitesi'nin bilim adamları, bir araştırma çerçevesinde ineklerden yumurta aldılar.

Bu yumurtaları saran sıvının, testosteron adlı erkeklik hormonu seviyesini ölçtüler.

Ardından da yumurtalar döllendi. Sonuçta erkek embriyoyu oluşturan yumurtaların, kız çocuğa dönüşenlerden iki kat fazla testosteron hormonu içerdiği anlaşıldı.

Araştırmayı yürüten Valerie Grant, çocuğun erkek mi kız mı olmasında, X veya Y kromozomlarının değil, kadının "güçlü" olup olmamasının etkili olduğunu belirtiyor.


Mavi forum

Sporun kadın sağlığı için önemi

Spor ile osteoporoz (kemik erimesi), bazı tür kanserler, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, tansiyon gibi hastalıkların önüne geçilmesinin yanında fazla kilolardan arındırılmış ve daha atletik bir vücuda sahip olabilirsiniz.

Kadınların spor yapması toplum içerisinde kadına biçilen rol ile yakından ilgili. Sağlık açısından olumlu etkileri açısından sporun kadınla-erkek arasında herhangi bir farklılığı bulunmamasına rağmen, yeryüzünde genel olarak erkeklerin spor yapma şansı daha fazla. Kadınların spor aktivitelerinde kabul görmemesi eski Yunan olimpiyatlarına kadar dayanır. Modern spor tarihinde bile kadınlar erkeklerden ancak 20 yıl sonra 1924 yılında yarışmalara katılabilmiştir.

OSTEOPOROZDAN KORUNMAK İÇİN...
Kadınlar dünya genelinde, toplumda erkekler kadar aktif yer alamamakta, kendine biçilen rol olarak dış dünyadan çok evle ilgilenmektedir. Bu konu kadınların spor aktivitelerine katılımları hususunda da kendini gösteriyor. Kadınlara özel bazı fizyolojik gereksinimler ve hastalık riskleri açısındansa spor yapmanın kadın sağlığı üzerine faydaları sayılamayacak kadar çoktur. Kadınları etkileyen en önemli sağlık sorunları olan osteoporoz (kemik erimesi) ve meme kanseri spor alışkanlığı ile yakından ilgilidir. Daha çok kadın hastalığı olarak bilinen bu iki hastalıktan korunmada da sporun rolü büyüktür. Spor; kemik erimesini önlemenin yanında, osteoporoz tedavisinin en önemli parçalarından birisidir. Hangi yaşta olursak olalım spor yaparak kemik yoğunluğumuzu artırabiliriz. Spor yapan kadınlarda kemik yoğunluğu yapmayanlara oranla daha fazladır ve ileri yaşlarda osteoporoz (kemik erimesi) hastalığına yakalanma şansı azalmaktadır. Osteoporoz tedavisinde kadının yaşı ne olursa olsun, tedavinin bir parçası olarak egzersiz reçetesi verilmektedir.
Kanserler yine kadın yaşamını tehdit eden önemli bir hastalık grubudur. Kadınlarda en çok korkulan kanser olan meme kanserinin önlenmesinde sporun önemi son yıllarda detaylı olarak araştırılmıştır. Titizce yapılan araştırmaların sonunda egzersiz yapan kadınlarda, meme kanserine yakalanma şansının azaldığı ortaya konmuştur. Sebep sonuç ilişkisi olarak ileri sürülen görüş; egzersiz ile azalan yağ dokusunun östrojenin yağ dokusundaki aşırı dönüşümünü engelleyerek kanser oluşumunun önüne geçtiği şeklindedir.

SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN...
İdeal ve en ucuz tedavi hasta olmamaktır, dolayısıyla bu hedefe yönelik olarak genç, hatta çocuk yaşlardan itibaren spor yapmalıyız. Spor yaparak hastalıklardan korunmamızın yanında yağ dokumuzu azaltabilir ve sıkı bir vücuda sahip olabiliriz. Spor kondisyonu geliştirmesi, hareketliliği ve üretkenliği artırması sayesinde kadının kendine güveninin ve benlik saygısının artmasını sağlar. Bu sayede kadının zinde, güzel, kaliteli ve mutlu bir yaşam sürmesine aracılık eder.
Yaşamı tehdit eden en önemli sağlık sorunu kalp ve damar hastalıklarıdır. Bu konuda kadınların çok önemli bir şansı kadınlık hormonu olan östrojenin koruyucu etkisidir. Gerçekten östrojen sayesinde kadınlar erkeklere nazaran çok daha az oranda kalp-damar hastalıklarına yakalanmaktadır. Ancak son yıllarda bu durum değişmektedir ve geçmişe oranla kadınlar daha erken yaşlarda ve daha sık kalp hastalığına yakalanmaktadır..
Hareketsiz yaşam ve şişmanlığın bir salgın halini almasının da etkisiyle kadınlarda da kalp hastalıklara eskiye oranla daha sık gözükmekte ve kadın sağlığını etkileyen en önemli hastalıklardan biri olmaktadır. Spor sayesinde en önemli kalp hastalığı risk faktörü olan egzersiz yoksunluğu ve fazla kilolardan kurtulabilir, kolesterolünüzü düşürebilir ve iyi huylu kolesterolünüzü yükselterek damarlarınızı yağ plaklarından temizleyebilirsiniz.
Spor ile osteoporoz (kemik erimesi), bazı tür kanserler, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, tansiyon gibi hastalıkların önüne geçilmesinin yanında fazla kilolardan arındırılmış ve atletik olarak yeniden şekillendirilmiş vücudumuzla daha kaliteli ve mutlu bir yaşam sürebiliriz. Spor ile günlük streslerden uzaklaşabilir ve daha üretken bir hayat sürebiliriz. Tüm bunların sonucu olarak hemen spora başlayın;

SAĞLIKLA SPOR YAPMAK İÇİN...
Ailesinde kalp hastalığı hikayesi olan, kaza dışında erken yaşlarda ölüm hikayesi bulunan, şeker veya tansiyon hastası, sigara bağımlısı, kolesterol, aşırı kilo sorunu olan kadınlar spora başlarken bir spor hekimi kontrolünden geçmelidir. Spor hekiminizin uygulayacağı bazı test ve değerlendirmeler sonrası kademeli olarak efor yoğunluğunuzu artırmalı, sağlık açısından spor yapmanızın herhangi bir sakıncası olup olmadığı ortaya konmalıdır.

SPOR OLARAK NE YAPABİLİRİM?
Aklınıza gelen her sporu yapabilirsiniz. Hiçbir imkanınız yoksa en azından düzenli yürüyüş yapabilirsiniz. Düzenli yürüyüş yapabilmeniz için pahalı egzersiz ekipmanına veya bir kulüp üyeliğine ihtiyacınız yoktur ve sağlık için elde edeceğiniz tüm kazanımları sağlayabilirsiniz. Yürümeye uygun güzel bir spor ayakkabısı, rahat pamuklu bir egzersiz kıyafeti ve bir su şişesi sağlıkla spor yapmanız için yeterlidir. Hangi spor için olursa olsun temel kurallar aynıdır. Yapacağınız spor aktivitesi en azından 20-30 dakika, ideal olarak 45 dakika kesintisiz sürmelidir. Ritmik olarak geniş kas gruplarını çalıştırmaları egzersizden önce ve sonra bütün kaslarımızı germeliyiz. Spordan önce, spor esnasında ve sonrasında yeteri kadar su içmeliyiz.
Kadınlar için uygun görülen sporlar genellikle bale, buz pateni, ritmik jimnastik, su balesi-senkronize yüzme, dans gibi sanatla içiçe sporlar olmakla beraber artık hemen hemen her spor dalında kadınları görmek mümkündür. Estetik sporlarda kadınlar erkeklere oranla daha başarılı olmakta ve fizyolojik gereksinimlerini daha rahat sağlayabilmektedir. Diğer sporlarda da kadınlar sağlıkları için yeteri kadar kazanım sağlamakta ve profesyonel olmadığı sürece fiziksel kapasiteleri ile ilgili bir sorun yaşamamaktadırlar. Yüzme, tenis, paten, atletizm, bisiklet, voleybol, basketbol gibi topla oynanan sporlar gibi her spor türü bayanlar tarafından başarı ve sağlıkla uygulanmaktadır. Siz de kendinize uyan bir spor bulabilir ve spor yoluyla kendinizi ifade edebilirsiniz.

Mavi forum

Kadınlar Nemi ister:) ))))

Yapilan bir savasta ünlü kral Arthur maalesef esir düser.
> >>Karsi tarafin krali bu büyük sahsi affedebilecegini ancak bir sarti
> >>oldugunu öne sürer. Kendisine bir soru soracaktir. Eger Arthur bu
> >>soruya
> >>dogru cevap verebilirse hayati kurtulacak aksi taktirde ölecektir.
> >>Soruya cevap verebilmesi için bir yil süresi vardir.
> >>Soru aynen söyledir:"Kadinlar ne isterler?" Bu soru tabi ki
> >>dünyanin en
> >>zor sorusu ancak kralin fazla bir tercih
> >>sansi yoktur,ülkesine geri döner. Türlü alimlere, bilirkisilere
> >>danisir.
> >>Ama soruya tam bir dogru yanit bulamaz. Bu sorunun cevabini
sadece
> >>yasli
> >>bir cadi bilmektedir.Artik en son gün gelmistir ve Arthur mecburen>>cadiya
> >>gider. Cadi soruya cevap verecektir ancak bir sarti vardir. Cadi
> >>cevap
> >>karsiliginda Arthur'un yakin arkadasi, en iyi ve yakisiklı
> >>sovalyesiyle
> >>evlenmek istemektedir.
> >>Arthur yikilir ve bunu kabul edemeyecegini söyler.Cadinin yanindan
> >>ayrilir.
> >>Sovalye olanlari duyar ve krala kosup, hiç birseyin kral'in
> >>hayatindan daha
> >>önemli olamayacagini söyler ve cadidan cevabi alirlar.
"Kadinlar her
> >>zaman
> >>kendi özgür iradeleri ile karar almak isterler." Evet kesinlikle
> >>dogru olan
> >>bu cevap sayesinde kralin hayati kurtulur. Ancak sovalyenin hayati
> >>sönmüstür.
> >>
> >>Cadi dünyanin en çirkin görünüslü mahlukatidir.Yemek yerken
> >>kusar,tükürür ve her türlü olumsuz davranisi
>gösterir.
> >> Sovalyeyle evlenme gününde bile igrenç davranislar göstermistir.
> >>Nihayet
> >>sovalye için en kötü an yani gerdek gecesi gelir. Ancaaaaak,odaya
> >>girdiginde karsisinda cadi yerine dünyanin en güzel kadinini görür.
> >>
> >>Acayip sasirir ve sorar: "Sen
kimsin?"
> >>Kadin cevap verir: "Ben evlendigin cadiyim.
> >>
> >>Ancak gündüzleri son derece çirkin ve geceleri son derece güzel
> >>olurum.Ya
> >>da gündüzleri son derece güzel ve geceleri son derece çirkin
> >>olurum.Nasil
> >>gözükecegime sen karar vereceksin."
> >>
> >>Sovalye çok kisa bir süre düsünür.Geceleri mükemmel bir sevgili mi
> >>yoksa
> >>gündüzleri esiyle beraber kazanacagi sayginlik mi?
> >>Ve söyle cevap verir: " Nasil olmak istedigine sen karar ver
>
> >>lütfen.Ben
> >>senin her haline karsi saygiliyim."
> >>Cadi bu karar karsisinda çok sevinir."Sen bana seçme özgürlügümü
> >>verdin ve
> >>beni kisitlamadin sovalyem.Bu yüzden ömür boyu yaninda güzel ve
>
>>saygili
> >>biri olarak gözükecegim."
> >>Pekiii,burdan çikartacagimiz sonuç ne?
> >>Biraz dusunun..............
> >>
> >>Düsünün biraz daha düsünün
> >>,.........
> >>
> >>"KADINLAR ISTER SON DERECE GÜZEL, ISTER SON DERECE ÇIRKIN
> >>OLSUUUUUUUUUN, HERZAMAN CADIDIRLAR!!!!" :=))


Mavi forum

Kadının evrensel sorunu: Şiddet.!

Kadının evrensel sorunu: Şiddet

Araştırmalara göre, Türkiye’de ailelerin yüzde 34’ünde fiziksel, yüzde 53’ünde ise sözlü şiddet uygulanıyor.

Şiddete maruz kalanların yüzde 80’i şiddet karşısında yapılacak bir şey olmadığına inanıyor.

Türkiye’de 4 kadından biri okuma yazma bilmiyor. Kadınların sadece yüzde 3.9’u üniversite mezunu.

Dünyada her 3 kadından biri şiddet, her 5 kadından biri tecavüz veya tecavüz girişimi kurbanı oluyor...

Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün 5 coğrafi bölgeyi temsilen 12 ili kapsayan “Aile İçi Şiddetin Sebep ve Sonuçları” araştırmasına göre, ailelerin yüzde 34’ünde fiziksel şiddet, yüzde 53’ünde de sözlü şiddet uygulanıyor.

Bu ailelerde çocukların yüzde 46’sı da fiziksel şiddete maruz kalıyor.

Ebeveynlerin geçmişlerinde fiziksel şiddete maruz kalmış olma oranı ise yüzde 70. Şiddete uğrayanların yüzde 80’i, gördükleri şiddet karşısında yapılacak bir şey olmadığına inanıyor.

Kendisine itaat etmemesi durumunda kadını dövmeyi hak olarak gören erkeklerin oranı yüzde 45’lere ulaşırken, aile içi suçların yüzde 87’si, kadınlara karşı işleniyor.

Kadınlar, şiddeti yakınındaki erkeklerden ya da aile bireylerinden görüyor.

Çalışabilir kadınlardan ancak 3’te birinin istihdam edildiği Türkiye’de 5 milyon sigortalının yüzde 12’sini kadınlar oluşturuyor.

Lise ve daha üstü eğitimli 15-24 yaş grubunda bulunan kadınların yüzde 39.6’sı çalışmıyor.

Ankara Tabip Odası İşyeri Hekimliği Uzmanı Dr. Vahide Bilir’in, Belediye-İş Sendikası tarafından 2005 yılında yapılan araştırma sonucuna dayanarak verdiği bilgiye göre, dünyada 3 milyar kadın yaşıyor ve her yıl yarım milyondan fazla kadın gebelik ya da doğum sırasında yaşamını yitiriyor.

DÜNYADA KADIN

Dünya genelindeki mültecilerin yüzde 80’ini kadınlar oluştururken, 280 milyonluk Arap dünyasında her 2 kadından biri okuma yazma biliyor.

Dünyanın bir çok bölgesinde kadınlar zor şartlar altında yaşamlarını sürdürürken, her 3 kadından biri şiddete maruz kalıyor, her 5 kadından biri tecavüz veya tecavüz girişimi kurbanı oluyor.

Yoksulluk ise giderek kadınlaşıyor. Yeryüzündeki mutlak yoksulluk sınırındaki 1.5milyar kişinin yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor.

Dünyadaki işlerin yüzde 60’ını yapan kadınlar, toplam gelirin yüzde 10’una, dünya üzerindeki mal varlığının ise yüzde 1’ine sahipler.

TÜRKİYE’DE KADININ DURUMU

Türkiye’de okur yazar olmayan yaklaşık 7.5 milyon kişinin 6 milyonunu kız çocukları ve kadınların oluşturuyor.

Türkiye’de her 4 kadından biri okuma yazma bilmiyor. Kadınların sadece yüzde 3.9’u üniversite mezunu.

Türkiye’de nüfusun yarısı kadın olmasına karşın TBMM’de milletvekili oranı yüzde 4.4, yerel yönetimlerde kadın temsil oranı ise binde 5. Kadın kazancı erkek kazancından yüzde 40 daha az.”

Türkiye’de kadınlara yönelik şiddet eylemlerinin en belirgin nedeni, toplumda kabul gören genel ahlak ve namus anlayışından kaynaklanıyor.

GÜZEL ÖRNEKLER DE VAR

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün yaptığı araştırması ise üniversite ve diğer yüksek eğitim kurumlarında görev yapan kadın öğretim elemanlarının tüm öğretim elemanlarına oranının, yüzde 33.1 olduğunu ortaya koyuyor.

Devlet İstatistik Enstitüsünün verilerine göre, baroya kayıtlı avukatların 3’te birini kadınlar oluşturuyor.

Bugün TBMM’de 24 kadın milletvekili bulunuyor.

Son 10 yılda kurulan kabinelerde 12 kadın bakan görev yaptı.

Anadolu’nun çeşitli ilçelerinde görev yapan kadın kaymakamların sayısı günden güne artıyor.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşe Soysal, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zehra Seyfikli, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Semra Ülkü kariyerlerinin zirvesine çıkmayı başaran kadınlar arasında yer alıyor.

Öte yandan, birçok üniversitede kadınlar dekan olarak görev yapıyorlar.

UZMAN GÖZÜYLE ŞİDDET

Kadınlara yönelik duygusal, cinsel, ekonomik ve fiziksel şiddet kullanılıyor. Dr. Vahide Bilir, duygusal şiddet uygulamasında, kadına karşı çocukların kullanıldığını ve tehdit edildiklerini belirterek şunları kaydetti:

“Kadın korkutuluyor ve sosyal çevreden uzak tutuluyor.

Ekonomik şiddet uygulamasında da kadının çalışmasına izin verilmiyor, kadının iş hayatında ilerlemesine yardımcı olacak fırsatları değerlendirmesineengel olunuyor, maaşına, gelirine ve mal varlıklarına el konuluyor.

Cinsel şiddette ise kadına eşyaymış gibi davranılıyor, kadın istemediği cinsel davranışlara zorlanıyor.

Kaba kuvvet kullanılarak cinsel ilişkiye zorlanıyor, tecavüz ediliyor, cinsel bölgelere işkence ediliyor veya fuhşa zorlanıyor.”

Şiddet gören kadının psikolojik bunalıma girebileceğine, alkol veya uyuşturucu bağımlısı olabileceğine dikkati çeken Dr. Bilir.,

“Şiddet gören kadınlar, kimi zaman da kendilerine zarar veren davranış biçimleri gösterebilirler.

İntihar edebilir, cinayet işleyebilirler” dedi.

CİNSEL SALDIRIYA UĞRAYINCA NE YAPMALI.?

Dr. Bilir, cinsel saldırıya uğrayan kadının herhangi bir sağlık kuruluşunda muayene olması, karakola ya da savcılığa başvurması gerektiğini söyledi.

Cinsel saldırıya uğrayan kadınların muayene olmadan önce kesinlikle vücutlarını yıkamamaları gerektiğini vurgulayan Bilir, “Ağız çalkalanmamalı, dişler fırçalanmamalı.

Tuvalet ihtiyacı mümkün olduğunca muayene olduktan sonraya ertelenmeli, saç taranmamalı, giysiler değiştirilmemeli, muayeneye giderken temiz iç çamaşırı ve giysi alınmalı” dedi.


Mavi forum

17 milyon kadının davası Anayasa Mahkemesi'nde...,

17 milyon kadının davası Anayasa Mahkemesi'nde...,

1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni Medeni Yasa’da yer alan ve evlilikte edinilen malların eşler arasında eşit paylaşımını öngören maddenin sadece yasanın yürürlüğe giriş tarihinden itibaren geçerli olması, hukukçuların ve kadın örgütlerinin uzun süredir tartıştığı ve Anayasa’nın eşitlik ilkesine, uluslararası sözleşmelere aykırı bulduğu bir maddeydi.

Türkiye’de yaşayan 17 milyon kadını ilgilendiren bu madde şimdi, iptal edilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne gönderiliyor.

Hem de üç koldan;

İstanbul’da, Şişli, Kartal ve Fatih Aile Mahkemeleri’nde görülen üç davada üç yargıç, yasa maddesinin eşitlik ilkesine aykırılığı nedeniyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

DEVRİM YAPILMIŞTI

Bir süredir uluslararası anlaşmalara uygun olarak iç hukukunda gerekli değişiklikleri yapan Türkiye, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda da "devrim" niteliği taşıyan bazı değişiklikler yapmış, maddelerini özellikle Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne uygun olarak değiştirerek, yasayı 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe sokmuştu.

Yasadaki en önemli değişiklik de mal rejimi düzenlemesiydi:

Bu maddeyle birlikte, mali kaynakların ve gayrimenkullerin ezici çoğunluğunun erkeklerin üzerinde olduğu Türkiye’de kadınlar, evlilikte edinilen mallara katılma rejiminden yararlanacak, ayrılık halinde malların yarısına sahip olabilecekti.

SON ANDA EKLENDİ

Ancak yasanın bu ilerici ve eşitlikçi maddesi, uygulama yasasının 10. maddesine konan bir cümleyle son anda eşitliksiz bir hale geldi.

Çünkü yasa, sadece 1 Ocak 2002 tarihinden sonra yapılan evlilikler için geçerli kılındı, geçmişe yönelik olarak işletilmedi.

Dolayısıyla bu tarihten önce evlenmiş 17 milyon kadın, yasadan yararlanamaz hale geldi, kadınların bir kısmı için eski, bir kısmı için yeni yasa uygulanır oldu.

Önceki uygulama olan mal ayrılığı rejiminin, kadının eviçi emeğinin değersizleştirildiği, pervasızca sömürüldüğü, ekonomik şiddetin en açık biçimi, onu mülksüz, parasız, değersiz ve güçsüz kılan en önemli kalelerden biri olduğunu savunan kadın örgütleri yasanın değişmesi için Meclis’e 35 bine yakın imza vermişti.

MİRASTA DA AYRIMCILIK

Aynı uygulama maddesinin miras hukuku açısından da ayrımcılık yarattığını belirten Avukat Kayar, "Bu durumda bazı insanlara 2002 öncesine göre miras dağıtılıyor, onlar mirasın sadece dörtte birini alabiliyor.

Oysa 2002 sonrasında evlenenlerde bu böyle olmayacak, önce yüzde 50 alacak hakkını alacaklar, geri kalan üzerinden de ayrıca dörtte bir alabilecekler" diyor.

Hakim: Eşitliğe aykırı

AVUKAT Habibe Yılmaz Kayar, müvekkilinin boşanma davası sonuçlandıktan sonra Fatih’te açtığı "mal rejimi tasfiyesi" davasında maddenin, Anayasa’nın 2, 5, 10, 41 ve 90. maddelerine, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirtti.

Mahkeme yargıcı Ruhi Özdemir de kararında uygulamayla eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı hükmüne vardı ve iptal için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Yasa ne diyor.?

MEDENİ Kanun’un 10. uygulama maddesi şöyle diyor:

"Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder.
Eşler Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar."

Yani yasa, 2002’den önce yapılmış evlilikler için bir yıl "yeni sözleşme" yapma olanağı tanıdı. 17 milyon çiftten sadece 1500’ü bu sözleşme için başvurdu.


Mavi forum