21 Mayıs 2007 Pazartesi

Bu Yılın Takı Modası

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de takı zevki, yaşanan ekonomik ve sosyal kaygılarla birlikte değişti. İç piyasada halkın alım gücü düştü. Artık tüketimde takı ilk tercih olmuyor. Ancak, kırsal kesimde altın hem yatırım amaçlı hem de düğün-nişan gibi aile gelenekleri için alınıyor. Bayanlar artık altının pahalı şıklığını bijuteri gibi ürünlerle karşılıyorlar. Ayrıca, ülkemizde altın takmak artık cesaret istemeye başladı. Bayanlar kapkaç olayları nedeniyle günlük hayatta altın takmak istemiyorlar. Modacılar bu sene çok renkli cam ve eskitilmiş tarzdaki boncuklarla hazırlanan takılarla döküm üzerine işlemeli aksesuarların çok tutulduğunu belirtti. Genel talebin hafif ve renkli takılar üzerinde olduğunu dile getiren tasarımcılar, yüzüklerde daha çok kare gibi köşeli modellerin, küpelerde de uzun avize görünümlü olanların tercih edildiğini ifade etti. Bijuteri mağazalarındaki kelebek motifli takıların da en dikkat çekici ürünler arasında yer aldığı kaydedildi.

Mavi forum

Ayakkabıda Moda Ne

Ayakkabı da bir burun sorunudur gidiyor. Moda dünyası bunu tartışıyor. Tasarımcıların yarısı sivri burunda ısrar edip, sivrinin cazibesini hiçbir şeylere değişmezken diğer yarısı yuvarlak burunlu ayakkabıların avantajlarını anlatmakla bitiremiyorlar. Türkiye'nin önde gelen ayakkabı markalarının tasarımcıları da yuvarlak ve sivri burun konusunda kesin bir karara varamamış durumdalar. Tasarımcıların yorumlarına göre "Yuvarlak burunlar kucaklama isteğini, sivri burunlar ise her an tekme atabileceğiniz duygusunu uyandırıyor.", "Sivri burunlar; tehlikeli, kışkırtıcı, vahşi kızların tercihi. Erkekler sivri burunlu ayakkabı sever." Sivri burunlar hayatımıza yaklaşık üç yıl önce girdi. Her yeni şeyi yadırgadığımız gibi ilk önce onları da yadırgadık. Geçen yıl sivri burun modasına yumurta topuk da eklenince bütün kadınlar mafya babası gibi dolaştı. Bu kış durum o kadar sert değil. Yuvarlak burunlar tek tük de olsa vitrinlerde yerini almaya başladı. Tam bir geçiş sezonu yaşıyoruz. Sivri burundan yuvarlak buruna geçmek siyahtan beyaza geçmek kadar zor. Sivri burun bütün tasarımcılar ve tabii ki erkekler tarafından çekici bulunurken yuvarlak burun, kadını "cici kız" havasına sokuyor. Yuvarlak burun modası önümüzdeki yaz artarak devam edecek. Yuvarlak burunla birlikte kalın topuklar da geri döndü. Sivri burun uzun boy, uzun bacak ister. Ama yuvarlak burunu herkes giyer. Cazibesine düşkün kadınlar sivri burun giymeye devam edebilecek.

Mavi forum

Çantalarda renk cümbüşüne Devam

Kadınlar için tasarlanan kıyafetler kadar, onların tamamlayıcısı olan aksesuarlar da dikkat çekici. Özellikle çantalar... Bu sezon çanta renk ve desenleri çok canlı. Özellikle mor, eflatun ve pembe renklerin yoğun olarak kullanıldığı çantalarda, baget tarzı, cepli ve aksesuarlı modeller dikkat çekecek. Bu kış her yerde renkli çantalarla gezdik. Pembe, mor, eflatun ve yeşil sezonun gözde renkleri idi. Yeni sezonda da değişen bir şey yok. Baget tarzı, askısız, elde taşınacak çantalar yine çok moda olacak. Kadınlar kendilerini bu sezon daha çekici ve özgür hissedecek. Koltuk altı çantalar da günün trendini yakından takip eden kadının önemli bir aksesuarı olacak. Taba, gül kurusu ve bakır, sezonun favori renklerinden. Kadınlar gece tüylü ve süslü çantaları tercih ederken, günlük yaşamlarında ise Nike, Puma tarzı spor, aynı zamanda şık çantaları kullanacak. Gucci'nin tasarımını yeni yapmış olduğu postacı çantaları da gözde çantalar arasında. Klasik tarzda kadınlar yine siyah ve kahverengi tonlarını tercih ederken, spor giyinen kadınlar ise pembe, mor, yeşil, kırmızı gibi canlı renkleri kullanacak. Özellikle de fuşya, mor ve eflatun... Bu sezon çantalar ne çok büyük, ne de çok küçük olacak. İdeal boy, orta boy olacak.

Mavi forum

Bahar Havası

Daha havalar ısınmadan, ünlü markalar 2005 ilkbahar ve yaz vitrinlerini tamamladı bile. Cıvıl cıvıl, çiçekli, rengarenk günler bizi bekliyor.

-Klasik geceler
Bu yıl da geceleri klasikler, yani koyu renkler kurtaracak. Takımlar ve elbiselerde siyahın yanında lacivert de sık sık kullanılacak.
-Trençkotlar rengarenk
Geçen yıl tekrar moda olan trençkotlardan bu sezon da vazgeçemeyeceğiz. Bu yıl, trençkotların kırmızı, yeşil ve sarı gibi canlı renkleri tercih ediliyor.
-Miniler
Her sezon olduğu gibi 2005 ilkbahar-yaz sezonunun da vazgeçilmezleri, jean'ler; özellikle jean etekler. Geçen yıl diz altlarına kadar inen etekler, bu yıl neredeyse tüm bacağı açıkta bırakacak kadar küçüldü.
-Çingeneler zamanı
New York Moda Haftası'nda dikkati en çok Çingene esintileri taşıyan kıyafetler çekti. Uzun etek, fırfır ve püsküllere bu yaz oldukça sık rastlayacağız.
-Çiçekli benekli
Baharı ve sıcak havaları temsil eden çiçek desenleri bu sezon her yerde. Çantalardan elbiselere, terliklerden aksesuarlara kadar...

Mavi forum

Vitrinlere Yaz Geldi

2005 ilkbahar-yaz koleksiyonları vitrinlerdeki yerini aldı. Kış sürerken yazlık rengarenk elbise ve ayakkabılar aklımızı çelmeye başladı bile. 7-14 yaş arasındaki genç kızlara hitap eden Limited Too, artık Türkiye'de. Rengarenk iç çamaşırlarından fırfırlı bluzlara, mini eteklerden pastel renkli gömleklere, pantolonlar, elbiseler ve pijamalardan rengarenk aksesuarlara uzanan ürünleriyle Limited Too, genç kızların gözdesi olacağa benziyor.


Diğer Trendler

-Parlak derili sandaletler
Metalik renklerin, boncukların, kristallerin, derilerin, saten ve hasırların kullanıldığı dolgu topuklar ön planda. Parmak arası, babet ve düz taban ayakkabılar da koleksiyondaki parçalar arasında.
-Spor kıyafetler
Jean her sezon olduğu gibi, bu sezonun da vazgeçilmezlerinden. Rodi'nin koleksiyonda jean'leri tamamlamanız için rengarenk badi ve tişörtler yer alıyor. Big Blue'da ise baskılı ve farklı kumaşlardan parçalı modeller ve sweatshirtler var. Mudo'da ise spor kıyafetlerle giyilebilecek Kızılderili tarzı makosen ayakkabılar var. Mudo City'lerde, yıldızlı ürünlerde yüzde 50'ye varan indirimler sürüyor.
-İpek, şifon ve saten giyilecek
Nar çiçeği, ebru ve siyahın hakim olduğu Park Bravo'nun ilkbahar-yaz koleksiyonu; ipek, saten, şifon gibi ince kumaşlardan oluşuyor. Değerli taşlar, etnik takılar, parlak kemerler, altın ve bakır tonlarında işlemelerle kıyafetler hayat buluyor.
-Büyük bedenlere 70'lerin modası
44 beden ve üstü kadınlara hitap eden Evans, ilkbahar-yaz koleksiyonuyla 70'lerin şıklığını, Afrika ve Hint etnik detaylarını geri getiriyor. Büyük tokalı kemerler, rengarenk danteller, kat kat çingene etekler, parlak bluzlar ve çiçek desenli kıyafetler...
-Yuvarlak burundan dolgu topuğa
Louis Vuitton, bu yaz rengarenk çiçekli desenlerin ön planda olduğu koleksiyonda, yuvarlak burundan dolgu topuğa uzanan modelleriyle dikkat çekiyor.
-Çiçekli ve işli çantalar
Tatilde yine büyük çantalar kullanacağız. Lacoste markalı beyaz çantalar da seçenekleriniz arasında. Çiçekli, işli çantaları sevenler, Mudo mağazalarına uğrayabilirler.
-Renkli adımlar
Pembe, yeşil, mavi ve sarının tonlarını kullanıldığı canlı koleksiyonlar göz alıyor. Çiçek desenli, fiyonklu terlik, sandalet ve ayakkabı modelleri arasında seçim yapmakta zorlanacaksınız.

Mavi forum

İlkbahar Işıl Işıl

Birkaç sezondur çok moda olan giysilerdeki ışıltı ve parlaklık, ilkbahar yaz sezonunda da elbiseden aksesuara, her üründe karşımıza çıkıyor. Geçen kış sezonunda çok moda olan ve gündüzleri de kullandığımız ışıltı ve parlaklık, yaz sezonunda da hakimiyetini sürdürüyor. Gardırobumuzda bu sezon da ışıltılı bluzlar, taşlı ayakkabılar ve nakışlı tunikler yer alacak. Hatta, yazın plajlarda boncuk işlemeli ya da payetli bikini ve mayolarla dolaşacağız. İlkbahar-yaz modası, son zamanların en romantik ve kadınsı sezonu olacağa benziyor. Boncuk işlemeli şifon elbiseler, parlak taşlarla bezeli ayakkabı ve çantalar, yaka kenarları aynalı tunikler, sezonun olmazsa olmazları. Bu sezonun bir yenisi de bohem tarzında çiçek desenli işlemeli kıyafetler... Yeni vitrinlerde en çok göze çarpanlar; lame pul işlemeli etekler, rengarenk taşlı çantalar ve dore işlemeli şifon tunikler, altın işlemeli trikolar ve pullu bluzlar...

Birkaç Öneri:
* Dore çok moda. Spor bir kıyafetinizi dore çanta ya da ayakkabı ile tamamlayabilirsiniz.
* Pul ya da payet işlemeli beyaz atletler sezonun vazgeçilmezi. Üstelik hem gece hem gündüz kullanabilirsiniz.
* Boncuklarla süslenen ayakkabı ya da çantaların kıyafetinize renk katacağı kesin.


İlkbahar Modası

Baharın gelmesiyle birlikte sadece doğa değil, vitrinler de çiçek açtı. Elbiseler, etekler, bluzlar çiçeklendi. Ayakkabılar, çantalar da bu modadan nasibini aldı. Güller, papatyalar ve menekşeler iç çamaşırlarına bile taşındı.

Ünlü Markaların Baharı
-Louis Vuitton'un kirazlı çantası yakında Türkiye'de de satışa sunulacak.
-Pretty Fit, örgü babetlerini çiçeklerle süsledi.
-Moschino'nun bu sezonki çantaları çok renkli.
-DKNY, platformlu ayakkabıları öne çıkarıyor.
-Gucci çantalar ve ayakkabılar bu sezon birer bahçe gibi.
-Women's Secret iç çamaşırları ve Yves Saint Laurent gece ayakkabıları için de çiçek motifleri kullanılıyor.
-Park Bravo, yazlık etekleriyle baharı getirdi.
-Top Shop, şifon askılı bluzlarında geometrik desenlerle çiçek motiflerini kullanıyor.
-Büyük beden kadınlar için kıyafet tasarlayan Faik Sönmez'in bluzları da canlı renklerden oluşuyor.

Mavi forum

Modada Hint Rüzgarı

Hint motifleri, geçmiş yıllarda olduğu gibi 2005 ilkbahar-yaz modasını da etkisi altına aldı. Kıyafetlerde, aksesuarda ve dekorasyonda yine Hint esintisi var. Birkaç yıldır izlediğimiz Hint modası, bu sezon da etkisini sürdürüyor. Yaldızlı, işlemeli kumaşların ve aynaların, boncukların kullanıldığı kıyafetler, neredeyse her markanın ilkbahar-yaz koleksiyonuna girdi. Hint modasını ünlü markaların vitrinlerinin yanı sıra Hindistan'dan gelen kıyafet ve aksesuarların satıldığı mağazalardan da takip etmek mümkün. İpek ve kaşmir kaftanlar, gece ve gündüz giyilebiliyor. Koleksiyonlarda el işi patchwork, ipek ve kadife yatak örtüleri, ipekli masa örtülerinin yanı sıra, ipek ve kaşmir işlemeli kaftanlar, pijamalar, ipek işli çantalar ve eşarplar var.

Mavi forum

Dolgu Topuklar

Bu yaz demode olmak istemiyorsanız, önce kendinize bir dolgu topuk ayakkabı edinin. Şeker pembesi, fıstık yeşili ve boncuk mavisi babetlerden bir çift almayı unutmayın. İnce topuklu, simli, incikli boncuklu modellere bakmayı da ihmal etmeyin. Tekstil markalarından sonra ayakkabı firmaları da sezona iddialı giriyor. Sezonun trendlerini ayakkabılara yansıtan tasarımcılar, bu yaz renkler konusunda çok da klasik davranmamış. Siyah, beyaz ve bejin dışına çıkıp fıstık yeşil, şeker pembesi, boncuk mavisi gibi renklerin ağırlıkta olduğu koleksiyonlar hazırlayan tasarımcılar, dore ve lameyi de sıkça kullanıyor. Bütün kış ayaklarda görmeye alıştığımız yuvarlak burunları yaza da taşıyan tasarımcılar, sivri burunlu modellerden şaşmayanları da unutmuyor, onlar için alçak topuklu, sivri burunlu modeller tasarlıyor. Dolgu topuk ayakkabılar bu yaz altın çağını yaşıyor. Tasarımcılar yazı çağrıştıran desenlerle süsledikleri dolgu topukları adeta bir tablo gibi işliyor. Babetler de bu yaza damgasını vuruyor. Rengarenk babetlerin terlik şeklinde olanları da oldukça popüler olacağa benziyor. Günlük ayakkabılarda boncuklar, fiyonklar ve çiçek desenleri ön plana çıkıyor. Tasarımcılar yaz gecelerini de atlamıyor ve özel davetler için kurdeleler, inciler ve taşlarla süslenmiş ince topuklu şık modeller sunuyor.
Baharda Hırkalar
Eskiden sıklıkla kullandığımız ve severek giydiğimiz belden bağlanan hırkalar vardı. Sonra biz o hırkaları unuttuk. Çünkü bir çok hırka modeli çıkmıştı. Belden bağlanan hırkaların yerini de kısa, dar ve küçük modeller almıştı. Ama 2005 kışında o özlediğimiz kemerli hırkalar geri döndü ve sıradan olmaktan çıkıp, feminen bir görünüm kazandı. Şimdi bahar aylarını yaşadığımız bu günlerde bu hırkaları mont yerine kullanabilirsiniz. Önceden bu tarz hırkalar kotlarla giyiliyordu; şimdilerde ise, her şeyle giyilebiliyor. Hatta mini etek ve altına topuklu ayakkabı ile şık bir alternatif yaratabilirsiniz. Bu sene hırkaların renkleri de birbirinden güzel; yeşil, mavi, kırmızı, mor, fuşya ve sarı gibi renkler en çok tercih edilenler. Eğer alışverişe çıktığınız zaman size göre beli kemerli bir hırka bulamadıysanız, evde kendiniz örebilirsiniz.

Mavi forum

Eteklerde Coştu

2005 ilkbahar-yaz koleksiyonlarında, kat kat kabarık, rengarenk ve boy boy etekler, sevimli oluşlarının yanı sıra şıklıkları ve etnik detaylarıyla da dikkat çekiyor. 2005 ilkbahar-yaz koleksiyonları, bir bir vitrinlere inerek tüketicilerin beğenisine sunuluyor. Tasarımlar bir renk cümbüşüyle baharı müjdelerken, desenleri ve kesimleri ile de sezona etnik kültürlerin damgasını vuracağını gösteriyor. Klasikleşmiş kalıplara meydan okuyan koleksiyonlar arasında, sevimlilikleri ve şıklıklarıyla etekler büyük ilgi çekiyor.

Kat Kat
Özellikle kabarık, kat kat, romon motifli etekler büyük rağbet görüyor. Kat kat A-etekler bohem görünümün parçası olarak yaz modasının en güçlü öğeleri arasınd****atlar arasında kurdeleli kontürler öne çıkıyor. Sezonda pilili etekler de güncelliğini koruyor. Geniş pilili modeller çoğunlukla baskılı pamuklu kumaşlarla hazırlanıyor. Hem gece hem de gün içinde kullanıma olanak tanıyan bu etekler, şık ama aynı zamanda fonksiyonel alternatifler yaratıyor.

Her Boy
Sezonun eteklerinde dikkati çeken bir nokta da, istediğiniz tüm boyları bulabilmeniz.Mini, diz hizası, diz altı ve uzun modeller, asimetrik kesimler, altı bol miniler, fırfırlı, kabarık ve volanlılar adeta baharın coşkusunu eteklere yansıtıyor.Vazgeçilmezler arasında olan kot etekler de sportif bir görüntü sergiliyor.

Etnik Detaylar
Etnik detayların yansıdığı eteklerde, bol boncuk, bol nakış ve 70'lerin geometrik ve hippi desenlerinin yanı sıra, "havai" ve "minik çıtır" desenler göz kamaştırıyor.
Ayrıca parçalı, uçları baskılı, deri karışımı ve püsküllü ayrıntılar eteklere ayrı bir çekicilik kazandırıyor.

Otantik Takılar
Kıyafetinizi tamamlayacak ayrıntılar arasında etnik takılar büyük ilgi görüyor.
Eteğinizin üzerine giyeceğiniz bir bluz, gömlek ya da badiyi sezonun takılarıyla şıklaştırabilir hatta farklı bir tarz yakalayabilirsiniz. Özellikle tahta boncuklarla yapılan, tüylü, deri ipli, püsküllü, doğal ve sade çizgideki takılar, oldukça popüler. Takılarda doğu esintilerini taşıyan altın renkli, gösterişli taşlı tasarımlar da dikkat çekiyor. Sallantılı küpeler, boyuna bir çok kere dolanan çok uzun kolyeler, püsküller, devekuşu tüyleri gibi etnik takılar, tümüyle etnik bir havada. Takılar arasında kıyafetinizle uyumlu üzeri pul, boncuk kaplı metal saç tokaları da var. Anlayacağınız bu sezon sıra dışı ve otantik bir görünüme bürüneceksiniz..

Mavi forum

Baharýn ve Yazýn Rengi

Doğayı, sağlığı, neşeyi, güveni ve parayı simgeleyen yeşil, her zaman baharın ilk habercisidir. Giyimde de baharı çağrıştıran yeşil renkle çiçeklerin birleştiği tasarımlar, bu sezon 7'den 70'e herkesin ilgi odağı. Sezonun bu en gözde rengi, şapkadan bluza, pantolondan eteğe, gömlekten ayakkabıya, çantadan aksesuara, hatta iç çamaşırına kadar aklınıza gelebilecek tüm giyim eşyalarında yerini almış durumda. Bahar modasını tek bir trendden söz ederek sınırlamak elbette yanlış olur. Görünüm olarak genelde farklı kültürlerin vurgulandığı, göz dolduran, kabarık, kat kat çingene etekleri de renk olarak yeşil ve tonlarının egemenliğinde. Koleksiyonlarda yer alan, transparan şifon bluzlar, dar badiler, ince askılı dekolte tunikler, kısa ceketler, tek parça ya da belden kemerli elbiseler, sevimli kapriler, kısa gömlekler, mini şortlar ve tabii ki etekler, yeşille birlikte çok konuşulacak. Ağırlıklı olarak nakış, tığ işleri, fırfır, pul, dantel, fiyonk şerit ve satenin kullanıldığı tasarımları ise yine çiçekler, geometrik ve etnik desenler süsleyip tamamlıyor. Tasarımlarda kullanılan drapeler, pliseler, dökümlü yakalar, vücudu saran kumaşlar, burgular ve akan eteklerle oluşan siluetler, önümüzdeki iki sezon boyunca da şıklığın sembolü olacak.

Aksesuarda Yeşil

Aksesuarlarda da şık bir görüntü yaratan yeşil, özellikle büyük bilezikler, sallantılı küpeler ve etnik tüylü takılarda çok tercih ediliyor. Birbirinden şirin ve şık ayakkabı ve terliklerde de yer alan yeşil, ışıltılı taşlar ve aksesuarlarla, farklı, ilgi çekici bir görüntü oluşturuyor. Sadece ayakkabılarda değil, çantalarda da aynı pırıltı ve ışıltılarla zenginleştirilmiş tasarımlar, yeşille bütünleşiyor. Eğer renk olarak yeşili tercih ettiyseniz, onu sarı, mavi ve beyaz başta olmak üzere tüm renkler ve tonları ile tamamlayabilirsiniz.

Mavi forum

=?ISO-8859-1?Q?Abart=FDl=FDdan Ka=E7may=FDn?=

Yaza dair söylenecek o kadar çok şey var ki! Öncelikle bu yaz abartıdan kaçmayın. Apartman topuklar, kalın örgü kemerler, parlak işlemeler, hacimli etekler, sıra sıra dizilmiş, neredeyse tüm kolu kaplayan renkli bilezikler, özellikle önümüzdeki bir kaç ayın favorisi süet western çizmeler, drapeler, bele oturan kemerli ceketler, vintage etkisindeki bluzlar, çiçeklerle süslenen romantik elbiseler ve dar pantolonlar vitrinlerde en sık göreceğimiz parçalar olacak. Ne mutlu bize ki, bunca zengin seçenek arasında seçim şansımız oldukça fazla. Gündüzleri düz sandaletler ve denim bir ceket ile tamamladığınız bir eteği, geceleri parlak dantelli bir üst ve altın rengi bir kemerle kullanabiliyorsunuz. Yani yaratıcılık in, trendler out!

Mavi forum

Elimize Ayaðýmýza renk geldi

Bu sezon özellikle ayakkabılar, çok eğlenceli ve renkli. Yuvarlak burunlu, kalın topuklu romantik ayakkabıların yanı sıra, platform, yüksek topuklar veya babetler, sandaletler ve yazlık çizmelere kadar bir çok farklı form bulmak mümkün. En önemlisi de bu yaz ayakkabılar, farklı aksesuarlar, işlemeler, renkler veya desenlerle farklılaştırılmış; hasır ve yılan derisinin beraber kullanması gibi farklı materyal kombinasyonları kullanılmış. Açıkçası bu sezonun ayakkabı ve çantalarına bakınca, kıyafetlerimizi olabildiğince sade tutup, sadece ayakkabı ve çantalarla renklendirmek, bir farklılık yaratmak için yeterli olacak gibi görünüyor. Gerçekten bu yaz çok farklı tarzlarda aksesuarlar bulmamız da mümkün olacak.

Mavi forum

Bu =?ISO-8859-1?Q?Yaz=FDn Modas=FD?=

Bu yaz dünya modası adeta çingeneler zamanı gibi. Onlar gibi takıp takıştırıp, onlar gibi giyineceğiz. İşte bunlardan birkaç örnek:

Dolgu Topuklar
Çingenelerin bohem ruhu, yaz modasının genelini etkiledi. Üzerinde durmakta zorlandığımız ince topuklu ayakkabıların yerini, bize hareket serbestliği tanıyan platform topuklar aldı. Platform topukların mantar ve hasır olmak üzere iki çeşidi var. Hasır olanlara hiç de yabancı değiliz; biz onu espadril olarak tanıyoruz. 80'li yıllarda her kadınının en az bir espadrili vardı. Bu yaz da öyle olacağa benziyor.

Şort, Mini Eteği Solladı
Geçtiğimiz yaz geri dönen mini eteğin tahtı, bu yaz sallanıyor. Çünkü kadınlar rahatlığı seçti ve oylarını şorttan yana kullandı. Bu yazın şort modelleri hem spor, hem de klasik. Önden tek pili olanları da var, yandan tek yırtmaçlı modelleri de. Klasik modeller ceketle kombine kullanılabiliyor. Bu yaz şehirde kısacık şortlar giyen iş kadınları görürseniz hiç şaşırmayın.

Her Şey Altın Suyundan
2004-2005 İlkbahar-Yaz sezonunun renk kraliçesi altın; yani dore. Ayakkabılardan çantalara, jean pantolonlardan tişörtlere kadar sanki her şey altın suyuna batırılmış. Altın ışıltısı her detayda kendini gösteriyor. Anneannelerimizde gördüğümüz kalın Trabzon bilezikler de çok moda oldu. Eğer gerçeğini almaya bütçeniz yetmezse, imitasyonlarını bulmak her zaman mümkün.

İnci, Takılarda Birinci
Size biraz çelişkili gelebilir ama bu kadar abartılı takının yanında bu yaz, takıların en zarifi olarak bilinen inci de yeniden moda oldu. İstiridyelerin yaptığı yuvarlak toplardan; yani gerçek incilerden satın almanız şart da değil. İnci görünümlü bir şeyler takmanız yeterli. Biz size pembe, siyah ve beyaz incileri öneriyoruz. İnci kolye ve küpe, birlikte takılıyorlar. Zaman zaman onlara inci bir broş da eşlik ediyor.

Etekle Her zaman
Bu yazın en göze çarpan trendi etekler. Kimisi yamalı bohça gibi gözüküyor -ki İngilizler buna patchwork diyorlar- kimi ise bir çiçek bahçesini andırıyor. Bazı etekler yerlere kadar, bazıları dizin hemen üstünde bitiyor. Altından dantel sarkanı da var, boncuk işlemeli olanı da.

Büyük Takı Çılgınlığı
Bu yaz takının büyüğü makbul. Küpe alacaksanız en sallantısını, yüzük alacaksanız ceviz kadarını alın. Dirseğinize kadar bilezikler takarsanız kimse sizi ayıplamaz. Kışın başlayan broş modası bu yaz da devam ediyor.

Diğer Trendler
Göğüs altında biten minik hırkalar. Merserize olanları.
Hasır çanta.
Tığ işi etek.
Her türlü çiçek deseni.
Puantiye. Geçen yaz aldığınız puantiyeli elbiseleri bu yaz da giyebilirsiniz.
Yılan derisi.
Bol paçalı pantolon.
Kemik çerçeveli gözlük.
Pul ve payetlerle süslü balerin pabuçları.
Beyaz.
Kapri.

Mavi forum

Bayanlara Tavsiyeler

Sevgili evli bayanlar ! Eşinizi mutlu etmenin yollarını öğrenmek ister misiniz? Yanıtınız " evet " se, sabırla okuyun lütfen....... Yalnız unutmayın ki bu öğütler ukalâca değil, naçizane.

* Eğer ev hanımı iseniz, eşinizi kapıda güler yüzlekarşılayınız. "Hoş geldin hayatııııııım!" falan deyiniz. Ekşimiş yoğurt gibi bir suratla kapıyı açıp, adamcağızın moralini sıfırlamayınız.

* Eşinizi güzel giysilerle karşılayınız. En güzel giysilerinizi eşiniz için giyiniz. Evin içinde eski, buruşuk, - ne bileyim - öyle gelişi güzel giysilerle dolaşmayınız.

* Eşinizin yanında umacı gibi, saçlarınızda bigudilerle dolaşmayınız. Gece yatarken, yüzünüze maske uygulamayınız.

* Eşinize ikide bir kayınvalidenizi şikâyet etmeyiniz. İleride kendinizin de kayınvalide olacağınızı hiç unutmayınız. Eşinize; " Kayınvalide pamuk ipliği olup raftan düşse, gelinin başını yarar," dedirtmeyiniz. ehuehu

* Falancanın kocası şöyle yapıyor, böyle yapıyor diyerek; başka erkekleri eşinize örnek vermeyiniz. O erkeklerle evli olan kadınların kimbilir ne dertlerinin olduğunu düşününüz. " Dertsiz baş, bir tek bostan korkuluğunda bulunur," atasözünü anımsayınız.

* Adamcağız kapıdan içeri girer girmez; yok " Musluk su damlatıyor," yok " Şu dolabın kapağını bir türlü tamir etmedin, " yok " Ayakkabımı tamirciden almayı gene mi unuttun yoksa? " demeyiniz. Bunları söylemek için, uygun bir zamanı bekleyiniz.

* Her doğum gününüzde, evlenme yıldönümünüzde, anneler gününde, sevgililer gününde, yılbaşında; eşinizden illâ ki bir hediye beklemeyiniz.......Bu devirde zırt- pırt ne hediyesi öyle! Eşiniz evi nasıl geçindireceğini düşünürken, sizin ondan ikide bir hediye beklemeniz biraz insafsızlık olur. " Keçi can derdinde, kasap para derdinde," derler sonra. Eşiniz, " hediye yardımı " almıyor ki devletten. Hem unutmayın ki, " Bir akçe ile, dokuz kubbeli hamam yapılmaz" mış.


* Eşinize ikide bir; " Sigaranın külüne dikkat et,", " Onu şuraya koyma," , " Bunu şuraya atma," deyip durmayınız. Ağır ceza reisi gibi olmayınız. Bırakın, adam rahat etsin evinde.

* Şu altın, gümüş merakınızdan vazgeçiniz. "Ayranı yok içmeye....." misali ; eşiniz para sıkıntısı çekerken, bir de siz onu masrafa sokmayınız. Bu tutkunuzu yenmeye çalışınız. Daha da olmazsa, kendinize imitasyon takılar alınız. Herkes sarraf değil ya, kimse anlamaz.

* Bir isteğinizi on defa söyleyip, eşinizi bıktırmayınız. Nerede öyle " Lak deyince ekmek, lık deyince su!"....Sabırlı olmayı öğreniniz.

* Eşinizi iş yerinden sık sık telefonla aramayınız. " Çok naz, aşık usandırır" mış.

* Eşinizle birlikte iş yemeğine çıkan bayanları kıskanmayınız.

* İkide bir ekmek için, peynir için, bilmem ne için eşinizi markete zırt pırt gönderip durmayınız. Etraflıca düşünüp listenizi öyle hazırlayınız. Adamcağızı her gün markete gitmek zorunda bırakmayınız.

* Eşinizin ceplerini karıştırmayınız, gömlek yakalarında ruj izi aramayınız.

* Eşinizi; izlediği dizilerdeki güzel bayanlardan, okuduğu gazetedeki yarı çıplak bayan fotoğraflarından kıskanmayınız. Siz hiç, izlediğiniz dizideki bir aktöre aşık oldunuz mu?......... İşte bu kadar basit!

* Doğum gününüzü arada bir unutan eşinize surat asıp durmayınız. Eşinizin, yoğun işleri nedeniyle unutmuş olabileceğini düşününüz. Umutla bir sonra doğum gününüzü bekleyiniz." Rüya ile hülya olmasa, züğürtlerin canı çıkar" mış zaten. Hem hayal kurmanın kime zararı var ki!

* Ama siz kendisinin doğum gününü asla unutmayınız. Ona küçük de olsa bir hediye alınız.

* Eşiniz tv'de maç izlerken, " Ben illâ ki magazin programı izleyeceğim,"
diye tutturmayınız. Hele hele " Bıktım senin şu futbol merakından," demeyiniz.

* Zaman zaman eşinize hoş sürprizler hazırlayınız. Bu konuda biraz kafa yorunuz. Magazin programı izleyeceğinize, güzel sürprizler hazırlama konusunda yoğunlaşınız.

* tv'de izlediğiniz güzel mankenlere, sunuculara benzemek için kilo
vereceğim diye aç gezmeyiniz. Sağlığınızı kaybedebileceğinizi düşününüz..Unutmayın: " Komşu varlığı, koca sağlığı severmiş. " Yani, önce sağlık!

* Arada bir eşiniz, dışarıda yemek yediğinde, arkadaşlarıyla buluştuğunda; eve gelir gelmez " Nerde kaldın? " diye üzerine atlamayınız. Böyle yapacağınıza; " Nasıldı yemek? İyi vakit geçirdin mi
hayatım? " diye sorunuz.

* Eşiniz tamirat işlerinde cımbızını kırdı, bıçağınızı köreltti diye homurdanıp durmayınız. Evde eşiniz için yedek bir cımbız, yedek bıçak, yedek tırnak törpüsü bulundurunuz.

* Eşiniz tv izlerken dırdır edip durmayınız. Bırakın, rahat rahat izlesin. Söylemek istediklerinizi, reklâm arasında söyleyiniz.

* Eşinizin çayını, içine şeker atıp öyle eline veriniz. Bir şeker atmakla ölecek değilsiniz ya!
........Unutmayın, çok küçük ayrıntılar, bazen çok önemli olabilir.

* Her onarım işini eşinizden beklemeyiniz. Hiç olmazsa duy bağlamayı, conta değiştirmeyi bari öğreniniz. Tamir et diye eşinize yalvaracağınıza, kendiniz yapın gitsin. " Baldırımın etini yerim, gene kasaba minnet etmem," misali.

* Halıya kül döken eşinizi görmezden geliniz. Halı eşinizden daha kıymetli değil ya !.."Kes avrat soğanın birini; malını yiyip de ölmüş var mı," atasözünü hatırlayınız.

* Yaramazlık, huysuzluk yapan oğlunuza kızıp, eşinize "Aynı sen!" demeyiniz.

* Evdeki eşyaların yerini ikide bir değiştirip, eşinizi şaşırtmayınız. Eşinizin, koltuk diye sehpaya oturmasını böylece engellemiş olursunuz.

* Eşinizi kıskanmayı bırakınız. İkide bir, " Telefonda konuştuğun o kadın kimdi? " diye sorup durmayınız.

* Eşinizle birlikte gittiğiniz bir yerde , eşinizin başka kadınlara bakıp bakmadığını kontrol etmeyiniz.

* Temizlik yapacağım, çamaşır yıkayacağım, ütü yapacağım diye eşinizi ihmal etmeyiniz. Kendinizi de ihmal etmeyiniz. Ev işleri nankör.Yap yap bitmez. Biraz da işleri oluruna bırakınız. " Yan gelip yatan da bir, k.çını yırtan da bir." nasıl olsa. Gerçekten!

* Eşinizle alışverişe çıktığınızda, zavallıyı saatlerce dolaştırıp, canından bezdirmeyiniz. Alacağınıza kısa sürede karar vermeye çalışınız. Yazlık alıyormuş gibi, saatlerce dolaşıp durmayınız.

* Eşinize sık sık veya arada bir " Seni seviyorum," deyiniz.

* Yeni bir giysi giydiğinizde, saçınızı kestirdiğinizde veya boyattığınızda eşiniz sizdeki değişikliği farketmiyorsa - ki, genelde farketmezler - hiç bozulmayınız. Kendisine gülümseyerek; " Nasıl olmuşum hayatım, beğendin mi? " diye sorunuz.

* Eşiniz kahvaltıda, yemekte gazete okuyor; sizinle iki lâf etmiyor diye kızmayınız. Gazetenin bir sayfasını isteyiniz ve hemen siz de okumaya başlayınız. Böylece, eşinizin dinlemediği bir konuşma yapmamış olursunuz.

* Eşinizin kaç numara ayakkabı giydiğini, giysilerinin kaç beden olduğunu bir zahmet öğreniniz. Ola ki bir gün gerekebilir.

* Bütçenizin kaldırmayacağı harcamalara girmeyiniz. İçinizden , "Azıcık aşım, kaygısız başım," deyip, kendinizi teselli ediniz... İkide bir " Şunu alalım ! " , yok " Bunu alalım ! " diye eşinizin başını ağrıtmayınız. Huzurunuz kaçtıktan sonra, alınan hiçbir şeyin sizi mutlu etmeyeceğini unutmayınız. " Kan kusana, altın leğenin faydası ne!" diye kendi kendinize sorunuz.

* Eşinizden her gün, her zaman size ilgi göstermesini; hayatınızın her zaman günlük gülistanlık olmasını beklemeyiniz ." Alaca keçi, her zaman püsküllü oğlak doğurmaz," demişler.

* Gittiğiniz misafirlikte, ya da size birileri geldiğinde, eşiniz konuşurken; ağzından lâfı almayınız. Herkesle birlikte siz de eşinizi saygıyla dinleyiniz.

* Akşamdan sonra, tv'nin kumandasını eşinize veriniz. Eşinizin, kesintisiz maç izlemesine engel olmayınız.

* Eşinize sık sık ; " - örneğin - Osmancığım! Akşama, pişirmemi istediğin bir yemek var mı? Sana ne pişireyim canım? " diye sorunuz.

* Eşinizin cebine gelen mesajları gizlice okumak hatasına düşmeyiniz. Eşinize güveniniz.

* Zaman zaman saç modelinizi, saç renginizi değiştiriniz. "Alan almış, satan satmış nasıl olsa," deyip, kendinizi bırakmayınız. Tombul, bakımsız bir kadın olmayınız.

* Eşinizin kredi kartlarını, kimliğini, sürücü belgesini çamaşır makinesine atmayınız. Pantolonların ceplerini iyice boşaltmadan yıkamayınız.

* Eşinizin akrabaları geldiğinde, onları güler yüzle ağırlayınız. Kendilerini memnun etmenin, aslında eşinizi de memnun etmek olduğunu unutmayınız. " Hanımın hısımı gelince oklavalar şıkır şıkır; beyin hısımı gelince dişler şıkır şıkır," atasözünün uygulayıcısı ve doğrulayıcısı olmayınız.

* Herhangi bir nedenden dolayı eşinizle küstüğünüzde,barışmak için ilk hareketi eşinizden beklemeyiniz. Barışma hareketini siz başlatınız. Ne kaybedersiniz ki!

* Eşiniz sabahleyin saat kaçta evden çıkarsa çıksın, mutlaka kendisine kahvaltı hazırlayınız. Onu güler yüzle uğurlayınız.

* Akşam eşiniz eve geldiğinde; kendisine sorunlarınızı anlatmadan önce; " Eeeee! Bugün ne yaptın hayatım? Günün nasıl geçti? " diye sorunuz.

* Eşinize , hiçbir zaman başka kadınların aldıklarından, yaptıklarından söz etmeyiniz. Yok " Hülya Hanım çok güzel bir takı almış", yok "Aslı'ya eşi, evlenme yıldönümlerinde bir yüzük hediye etmiş," gibi. Nenize lâzım elin on koyunu, beş keçisi! Kim ne yaparsa yapsın.....Unutmayın ki en büyük varlık, mutluluk ve sağlıktır.

Not: Yukarıdaki önerileri ciddiye almak, uygulamak zorunda değilsiniz.Bazı konularda herkesin doğruları farklı olabilir. Ne demiş atalarımız: "Herkesin aklı bir olsa, sürüyü güdecek çoban bulunmaz."


Mavi forum

Evlilik =?ISO-8859-1?Q?Kolonlar=FDn=FD =C7atlatan?= Sebepler

Ben gözlemlerimle başlıyım sizlerde görüşlerinizi yazabilirsiniz.

1)Ekonomik Sıkıntılar
2)Ben Merkezcilik
3)Gurur
4)İnatçılık
5)Sadakatsizlik
6)Ve en önemlisi ''YALAN''

Mavi forum

Bu Melek Kim

bakın bakalım melek kimmiş?

slayt gösterisidir şahsen benim çok hoşa gitti

MELEK


melek yazısını tıklayarak indirebilirsiniz

Mavi forum

=?ISO-8859-1?Q?Do=F0ru Erke=F0i?= Bulma Klavuzu

1. Kahvaltı yapmadan evden çıkan erkek mutsuz olur.
2. Erkek adam az ağlar ama içten ağlar.
3.Erkek anlatmıyorsa ısrar edilmez...
4.Erkek eşinden az para kazanıyorsa problem yaşar.
5. Erkeğe zaman zaman bozulan şeyleri tamir etmesi için fırsatlar verin.Kalbinizi kırsa bile tamir edebilen erkek doğru olandır.
6.Her erkeğin ehlileştirilememiş bir yanı vardır. O yanına sevecen yaklaşın.
7. Tarlada çalışmış erkeğe güvenin.
8.Yaşamı basit anlatın. Karmaşıklığı sevmez, ama karmaşık yaşar.
9. Evde oturan erkekten korkun.
10. İyi erkek et ve salataları iyi yapar.
11. Hayat onun için rekabet edeceği bir oyundur. Onunla yarışın ama en sonunda hep yenilin.
12.Sigara içmenin konumuzla doğrudan ilgisi yoktur.
13.Çocuk erkek için önemlidir. Ama sakın bir erkeği kendinize bağlamak amacıyla çocuk yapmayın.
14. Tamamen aynı şeylerden hoşlanıyorsanız o ilişkinin geleceğinden şüphe edebilirsiniz.
15.Dans edemiyorsa onunla evde birlikteyken dans edin.
16. Erkekler kapris yapmaz. Yapıyorlarsa mutlaka bilin ki birşeyler onları rahatsız ediyodur.
17. Son olarak ona karşı dürüst olun. Ama herşeyi anlatmayın.

Mavi forum

Erkeðin de ilgi ve =?ISO-8859-1?Q?=FEefkate ihtiyac=FD?= var

Erkeğin de ilgi ve şefkate ihtiyacı var
Unutmayın, erkeklerin de çocuklardan hiçbir farkı yok. Onlar da ufak afacanlar gibi; aşırı ilgi, güleryüz, şefkat, anlayış ve özgürlük istiyor. Eşinizi yuvasında daha mutlu kılmak iistiyorsanız, onların beklentilerini de önemsemelisiniz.


Yeni çocuk sahibi olan ya da halihazırda çocukları olan erkeklerde, sabit birtakım fikirler oluşur. Eşleri için eskisi kadar önemli olmadıklarını düşünürler. Bu nedenle birçok erkek, çocuklarını kendilerine rakip olarak görür ve onları kıskanır. Eşlerini çocukları ile paylaşmak istemez. Bu durumda kadınlara iş düşüyor. Eşinize ilginizi olabildiğince belli etmeye bakın. Her fırsatta ona, sizin için hala tek olduğunu hatırlatın. Ayrıca ona karşı olan duygularınızın hiç azalmadığını gösterin ki, çocukları kendisine rakip olarak görmekten vazgeçsin.Yoksa eşiniz bu durumlarda kendini terk edilmiş, ilgiye susamış hisseder.

Duygularını dile getiremez
Sadece kadınlar mı anlaşılamamaktan şikayet eder? Elbette hayır. Aslında erkekler de bundan yakınır ama, bunu bir türlü belli edemezler. Kadınlardan farklı olarak, duygu paylaşımında yeterince açık olmazlar. Diyelim ki eşinizin büyük bir derdi var. Çok şey yapmanıza hiç gerek yok, sadece biraz daha dikkatli olmanız yeterli olacak. Yüzündeki mimiklerden, yaptığı hareketlerden onu anlamaya çalışın. Onun size açılmasını sakın beklemeyin, çünkü bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. Gereksinmelerine dikkat edin. Gerisi gelecektir nasılsa!

Bırakın televizyon seyretsin
Erkeklerin çoğu, işten eve yorgun gelir ve dinlenmek ister. Bu durumlar için en ideali de televizyondur hiç şüphesiz. Birçok kadın ise sadece bu yüzden televizyona karşı bir düşmanlık besler ve erkeğe de böyle davrandığı için kızar.

Soru yağmuruna tutmayın
Oysa erkek, bu dinlenme anlarını yanındaki kadınla paylaşmak ister. Beklediği tek şey kadının yanına gelip ona sokulması, sevgisini hissettirmesidir. Soru bombardımanı yerine dinlenme anını birlikte paylaşmaktır. Sakin ve sessizce... Erkek açısından konuşmak için henüz erkendir. Önce dinlenmek ve televizyon keyfinin tadını eşiyle birlikte çıkartmak ister. Daha sonraki saatlerde, eşinin istekleri ve sorunları için elbette vakit ayıracaktır.

Gülümseyerek karşılayın

Erkeklerin çoğu, eve geldiklerinde güzel bir tebessümle karşılanmak ister. Kadınların büyük bir kısmı ise, bunun aksine asık bir surata bürünür. Bunun için geçerli sebepleri de her zaman vardır; gün boyu ev işiyle uğraşmak, çocuklarla ilgilenmek, vs... Evet tabii ki bunlar az şey değil ama, yine de unutmayın ki erkeğin asıl beklediği bir kral gibi karşılanıp sevgi görmektir. Bu sayede kendilerini iyi hissedebilirler. Hatta günün bütün stresi de böylece yok olabilir. Siz en iyisi mi, her ne olursa olsun erkeğinizi yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle karşılayın. Sorunlar mı? Onları akşamın ileri saatlerine erteleyin ve gecenin tadını çıkartın.

Fazla baskı sorun doğurur

Şefkatli olmak aşırı ilgi gösterip, baskıcı olmak anlamına gelmez. Bunu sakın unutmayın. Erkeklerin çoğu kendilerine yapışan ve karışan kadınlardan uzak durmaya çalışır. Onların en çok önem verdiği şey, kendilerine ait özel hayatlarının olması ve elbette ki ki özgürlükleridir. Bu nedenle eşinizin kimi zaman arkadaşlarıyla dışarı çıkmasını anlayışla karşılamalı ve ona gerektiğinden fazla karışmamalısınız. Baskıcı olmak, sadece aranızda sorun çıkmasına neden olur. Bu tarz davranışlardan olabildiğince kaçınmalısınız.



Takvim

Mavi forum

2 =?ISO-8859-1?Q?ad=FDmda s=FDk=FD?= kollar

2 adımda sıkı kollara kavuşun"

Karın, kalça derken kollar hep unutuluyor. Oysa sarkık ve yumuşak kollar da en az diğer problemli bölgeler kadar can sıkıcı.


Mevsim ne olursa olsun, kollar, vücudumuzun en çok teşhir edilen bölgelerinden. Aynı zamanda en çok da ihmal edilen. Çünkü kadınların en problemli bölgeleri; karın, kalça ve üst bacaklar. Kollar bu nedenle hep geri planda kalıyor. Ancak egzersiz ve diyete başlanıp da vücut biraz şekle girmeye başlayınca, en çok gözümüze batan bölge sarkan tombul kollarımız oluyor.

Kolların en az çalıştırılan bölümü trisepler, yani kolun üst arka kısmında bulunan kaslardır. Bunun nedeni, günlük yaşantı içerisinde bu kasları kullanmamızı gerektirecek doğal hareketlerin azlığıdır. Bu kasları çalıştırmak için, kollarınızın başınızın üzerinde olup, kolları sırtınıza doğru hareket ettirmeniz gerekmektedir. Günlük olarak yaptığınız hareketlere bakınca, buna benzer bir hareket yaptığınızı hatırlıyor musunuz?

Kilolu bile olsanız, triseplerinizi düzenli olarak çalıştırırsanız, 3 haftada sonuç aldığınızı göreceksiniz. Tabii sıkı ve sarkmayan kollar demek, kolsuz bluz ve elbiselerin içerisinde çok daha hoş görünmek demek. Üstelik öyle kısa bir zamanda kollarınızdaki değişimi gözlemleyuebiliyorsunuz ki, vücudunuzun geri kalanını forma sokmak daha uzun zaman alsa bile, kollarınıza bakarak kendinizi iyi hissedebilir ve motive edebilirsiniz.

Trisep çalışmasından en verimli sonucu alabilmek için aşağıda bahsedeceğimiz iki hareketi yapmalısınız. Bunlar için bir hafif, bir orta ağırlıkta, bir de ağır bir dambıla ihtiyaç duyacaksınız. Yeni başlayanlar, yarım kiloluk, 1 kiloluk ve 1.5 kiloluk dambıllar kullanmalılar. Zaman içerisinde kullandığınız ağırlıkları artırın. Dambıl yerine, belirtilen ağırlıkta ve kolay kavranan objeleri de kullanabilirsiniz.

İşte yapmanız gereken egzersizler:
Bir dambıl alarak, iki elinizle, dambılın uçlarından başınızın üzerinde kavrayın. Bir sandalyeye oturun ve kollarınızı düz tutarak dambılı yukarı kaldırın. Bunu yaparken biseplerinizi (pazı) başınıza yakın tutun. Dirsekleriniz sabit durumda, dambılı başınızın arkasına doğru indirin. Triseplerinizdeki gerilmeyi hissedin. Daha sonra başlangıç pozisyonuna geri dönün. Triseplerinizi sıkarak, seti bitirene dek hareketi yapmaya devam edin. Daha sonra dinlenmeden bir sonraki harekete geçin.

Not: Hareketi yaparken, kollarınızın üst kısımları başınıza yakın durmalı. Ayrıca nefesinizi tutmayın, doğal bir şekilde nefes alıp vermeye devam edin.



Düz bir zemin üzerine uzanın ve bir dambılı, avuç içleriniz tavana bakacak şekilde iki elinizle kavrayın. Dambılı göğsünüzün ortasında tutun. Triseplerinizi sıkıp, dirseklerinizi vücudunuza yakın tutarak, kollarınız, tamamen düz olan dek yukarı kaldırın. Daha sonra başlangıç pozisyonuna dönün. Triseplerinizi sıkarak, seti bitirene dek hareketi yapmaya devam edin.

Not: Triseplerinizin çalışması için, üst kollarınızın vücudunuza yakın durması zorunludur.


Set 1: İlk hareketi, yarım kiloluk dambıl kullanarak 12 kez tekrarlayın. Daha sonra dinlenmeden, ikinci hareketi de 12 kez tekrarlayın. Gene dinlenmeden ikinci sete geçin.

Set 2: İlk hareketi, 1 kiloluk dambıl kullanarak 10 kez tekrarlayın. Daha sonra dinlenmeden, ikinci hareketi de 10 kez tekrarlayın. Gene dinlenmeden üçüncü sete geçin.

Set 3: İlk hareketi, 1.5 kiloluk dambıl kullanarak 8 kez tekrarlayın. Daha sonra dinlenmeden, ikinci hareketi de 8 kez tekrarlayın. Gene dinlenmeden dördüncü sete geçin.

Set 4: İlk hareketi, 1 kiloluk dambıl kullanarak 10 kez tekrarlayın. Daha sonra dinlenmeden, ikinci hareketi de 10 kez tekrarlayın. Gene dinlenmeden beşinci sete geçin.

Set 5: İlk hareketi, yarım kiloluk dambıl kullanarak 12 kez tekrarlayın. Daha sonra dinlenmeden, ikinci hareketi de 12 kez tekrarlayın.

Mavi forum

Neleri affetmeli?

Hepimiz insanız ve ilişkilerde hata yapabiliriz. Bazı hatalar var ki, bunlar kolaylıkla affedilebilir. Bazıları ise kesinlikle affedilmemeli.
Çünkü affederseniz, ona aynı hatayı bir kez daha yapma hakkı verirsiniz. İşte affedilebilecek ve affedilmeyecek hatalar...

Affedilebilir hatalar

Küçük yalanlar: Henüz tanışma evresinde sizin ilginizi çekebilmek için söylediği yalanları affedebilirsiniz. Ya da ilişkiniz sırasında sizi üzmemek için başvurduğu zararsız yalanlar da affedilebilir.

Öfke anındaki tepkiler: Bazı insanlar öfkelendiklerinde ağızlarından çıkanı kulakları duymaz. Bu bir kişilik özelliğidir ve kolay kolay değişemez. Onurunuzu zedelemeyecek şekilde söylenmiş sözler affedilebilir.

Randevuya gelmemek ya da gecikmek: Elinde olmayan bir sebepten dolayı (hastalık, trafik v.b) randevusuna geciken ya da gelmeyen sevgilinizi affedebilirsiniz.

Özel günleri unutmak: Özellikle erkeklerde görülen bir durum. Eğer özel günlerinizi unutmayı alışkanlık haline getirmiyorsa, onu affetmenizde sakınca yok. Ancak bir daha unutmaması konusunda mutlaka uyarıda bulunun.

Yeterince vakit ayırmamak: Zaman zaman insan kendi dışındaki sebeplerden dolayı ilişkisine vakit ayıramayabilir. Bunu sorun etmemek gerekiyor. Ancak siz hep son sırada kalıyorsanız dikkat etmelisiniz.

Sorumsuzca davranmak: İlişkilerde her iki tarafın da aynı sorumluluk bilincine sahip olması pek mümkün değil. Bu yüzden bir taraf, diğerinin açığını kapayacak. Size zarar vermediği sürece sorumsuz davranışlar affedilebilr.

Aileye, arkadaşlara düşkünlük: Bu da aşırıya kaçmamak koşuluyla affedilebilecek bir olay.

Küçük ayrılıklar: Tartışmalar bazen istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Bir taraf diğerine öyle hissetmese de "Bitti artık" diyebilir. Pireye kızıp yorgan yakmayın. Birkaç günlük ayrılık sizi kendinize getirecektir.

Kaçamak bakışlar: Zaman zaman sevgilinizi başkalarına bakarken yakalayabilirsiniz. Bu sizi sevmediği anl****** gelmez.

Meraklar ve hobiler: Her insanın yapmaktan zevk aldığı hobileri vardır. Hobisine zaman harcıyor diye sevgilinizi terk etmeye kalkmayın.

Affedilmeyecek hatalar

Şiddet: Size bir fiske bile vuranı asla ama asla affetmeyin. Affederseniz emin olun aynı şeyi, hem de bu kez daha şiddetlisini yapacaktır.

Aldatmak: İşte affedilmeyecek bir hata daha. Aldatmışsa, size aşkı eskisi kadar güçlü değil demektir. Affetseniz bile emin olun bir kez daha aldatılacaksınız. Aldatana kesinlikle bir şans daha vermeyin.

Büyük yalanlar: Hayatınızı etkileyebilecek yalanlardan sözediyorum. Örneğin evli olduğu halde "Evli değilim" demesi gibi. Bu tür bir yalanı yakaladığınızda onu hemen postalayın.

Umursamazlık: Yanınızda yokmuşsunuz gibi davranıyorsa, sizinle ilgili hiçbir şeyle ilgilenmiyorsa ondan uzak durun.

Cimrilik: İşte kötü bir özellik daha. Paraya cimri olan aşkına da cimridir. Sizinle ilk tanıştığında para saçan sevgiliniz artık öyle değilse, "Güle güle" demenin zamanı gelmiştir.

Aşağılamak: Sizi herkesin önünde küçük düşürüyorsa, onurunuzu kıracak hareketlerde bulunuyorsa, sakın affetmeyin. Affederseniz, söylediği her şeyi kabullenmiş olursunuz.

Saygısızlık: Bir ilişkide sevgi kadar saygı da önemlidir. Kişiliğinize saygı göstermeyen insanla sakın ama sakın birlikte olmayın.

Değiştirmeye çalışmak: Sizi ya olduğunuz gibi kabul etmeli ya da bu işe hiç başlamamalı. Başladıktan sonra değiştirmeye çalışıyorsa, affedilmeyecek bir hata yapmış demektir.

Kabalık: Hiç kimsenin bir başkasına kaba davranmaya hakkı yoktur. Kabalığı alışkanlık haline getirmiş kişiyi düzeltemezsiniz. Hemen ayrılın.

Alkol ve uyuşturucu: İlişki başladıktan sonra sevgilinizini alkol ya da uyuşturucu bağımlısı olduğunu fark etmişseniz bir an önce onu terk edin.

Mavi forum

Evlilikte aşkı taze tutun!

O imzayı attıktan sonra sanki ne heyecan kalıyor, ne de romantizm. Her şey adeta bir kurallar zincirine bağlanıyor ve kendiliğinden bir yerlere doğru gidiyor. Peki aşkınızın tekrar alevlenmesi için neyi bekliyorsunuz? Evlilikte aşkı taze tutabilmek
Bir umutla kurduğunuz evililğiniz monoton bir hal aldığında, küçük önlemlerle aşkınızı geri kazanabileceğinizi unutmayın. Evlenene kadar hiçbir problem yaşamayan çiftlerin çoğu, evlendikten sonra her anlaşmazlığın ve tartışmanın kaynağını evlilik kurumuna bağlıyor. Belki de "Evlenmeseydik bunlar başımıza gelmezdi" diye düşünüyor. Ancak aşkı öldüren evlilik değil, kişilerin kendileri.

Egosunu ihmal etmeyin

Aşk ve cinsel çekim çok güçlü, fakat bir o kadar da narin duygulardır. Hepimiz beğenilmek ve çikci görünmek istemez miyiz? Erkekler de kadınlar gibi kendilerine aşık olunmasından, güzel sözlerden çok hoşlanırlar. Ancak düşüncesiz davranışlar ya da kırıcı sözler, bırakın aşkı geri getirmeyi, var olan ilişkinizi de çok çabuk zedeleyebilir. Her eş ona ne kadar yumuşak ve sevgi dolu davranılırsa davranılsın, eleştirilmekden endişe duyar.

Hayata ilgi gösterin

Genelde eşlerinden ayrılan kadınlar hayata daha güçlü sarılmaya başlar. Kendilerini işlerine verip, güzelliklerine dikkat eder. Bunun için boşanmayı bekliyorsanız, hata edersiniz. Tüm bunları evliyken de yapabilmelisiniz.

Yeni konulardan bahsedin

İster iş arkadaşlarınızla geziye, ister dil ya da dans kursuna gidin. Ama mutlaka kendiniz için bir şeyler yapın. Böylece eşinize anlatacağınız farklı konularınız olur.

Tartışmayın, konuşun

Eşinizle konuşmaktan korkmayın. Bu sayede hoşlanmadığınız durumları ve problemlerinizi anlamasına yardımcı olursunuz. Onu iğnelemeden, kendi durumunuzdan ve hissettiklerinizden bir-iki cümlelye bahsetmeniz yeterli olacaktır. Sizi biraz olsun anlarsa, ilişkiniz daha güzel hale gelir.

Eşinizi değil, kendinizi değiştirin

Onu değiştirmek istedikçe yorulduğunuzla kalırsınız. Gerçek şu ki, kadınlar problemleri konuşarak çözmek isterken, erkekler çok konuşmayı sevmezler. Bu yüzden her şeyi tekrar dile getirmek yerine, davranışlarınızla ona yol gösterin.

Ona akıl hocalığı taslamayın

Kapanmış ya da geçmiştde kalmış konuları tekrar tekrar gündeme getirerek keyifsizlik yaratmayın. Ayrıca her konuya yorum getirip fikrinizi söylerken, her söylediğiniz doğru kabul etmesini beklemeyin.

Onun kurallarını da gözetin

Elbette sağlıklı bir ilişkide baskın rolün eşit dağılmış olması esastır. Ancak arada bir küçük numaralar yapmak yararınıza olabilir. Her zaman ille de eşit olmak için çabalamayın. İletişim kurarken kendisini iyi hissetmesini sağlamak, tamamen sizin yararınıza olur ve işinizi kolaylaştırır.

Çözüm üretin

Bir sorunla karşılaştığınızda, kimim suçlu olduğunu bulmaya çalışmaktan vazgeçin. Sadece çözüme yoğunlaşın ve çözümü konuşun. Karşılıklı suçlamalar ve imalar hem çözümü zorlaştırır, hem de aşkınızı.

Mavi forum

Türk bayanlarının genel öze.

Merhabalar;
Evet ben sizden Türk bayanlarının genel özelliklerini soruyorum.Bence eskisine göre(9-10 yıl önce) şimdiki genç bayanların baya bir eksisi var.Eskiden bir öznellik vardı.Neredeyse bütün bayanlar farklı giyinir,konuşmaları farklı ,parfümleri farklı,makyajları farklı... ve daha sayamadığım farklılıklar.Şu an ise birinin yüzüne giyinişine baksam sanki ikizi gibi başkasına benziyor.Herkes T.V de ne görüyorsa öyle giyiniyor öyle davranıyor hatta öyle konuşuyor(bazılarının konuşmalarını duyunca oradan uzaklaşmak için can atıyorum ör:oondannn sonraa,gerçiktenmiii,OHA FALAN. nedir bunlar ya neye özenerek böyle konuşuyorlar) işte bu tekdüzelikten çok sıkıldım doğru dürüst kız arkadaş bile yok artık ortalıkta (5 yıldır hiç kimseyle yakınlaşmadım)
Özellikle bayanlara soruyorum neden böyle davranıyorlar





NOT: Söylediklerimin hiçbir kelimesi kimseyi küçük düşürecek bir maksat dahilinde yazılmamıştır.Bu yönden anlayanlar için özür dilemeyi bir borç bilirim

Mavi forum

Anne olmak için en ideal yaş 34

ingiliz bilim adamlarının araştırması, annelik için en ideal yaşın 34 olduğunu ortaya koydu. ilk çocuklarını 18-20 yaşlarında doğuranlar, 34 yaşında doğum yapan kadından daha fazla sağlık sorunu yaşıyor. 34 yaşın üstündeki doğumlardan sonra da sağlık sorunları artıyor. uzmanlar, ilk çocuğunu 34'ünde doğuran kadın 18inde doğuran kadından sağlık açısından 14 yaş daha gençtir diyor

POSTA'dan alıntıdır.

Bahar YorgunluĞuna Dİkkat!!

Herkeste bir bitkinlik, bir bıkkınlıktır gidiyor. Kimsenin kolunu kaldırmaya hali yok. Bahar gelsin diye inledik ama bahar sanki senenin tüm yorgunluğunu tetikledi. Peki nedeni ve çözümleri neler? Cevabı Prof. Dr. Zeki Karagülle'den dinleyelim...


Bahar mevsimiyle birlikte artan havadaki elektrik yükü, yorgunluk, halsizlik ve gerginliğe yol açıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle havaların ısınmasıyla metabolizmada oluşan değişikliklerin, yorgunluk, halsizlik, eklem ağrıları gibi şikayetleri de beraberinde getirdiğini belirtiyor.

Bahar aylarında neden yorgunluk görülür?
Prof. Dr. Zeki Karagülle: Bahar mevsiminde havadaki elektrik yükünün artar. Bu yüklerden pozitif olanların vücutta zindelik, negatif olanların ise yorgunluk, halsizlik ve olur.

Elektirik yükü neden artar?
Prof. Dr. Zeki Karagülle: Taşıtların havayı kirletmesi, sanayi atıkları, trafik keşmekeşi nedeniyle şehirlerdeki elektrik yükünün daha fazladır. Bahar aylarında hava sıcaklıklarına bağlı olarak insan metabolizmasında oluşan değişiklikler yorgunluğu artırır.

Bahar yorgunluğu bir hastalık mıdır?
Prof. Dr. Zeki Karagülle: Bahar yorgunluğu bir hastalık olarak tanımlanmıyor ama önlem alınmazsa kronikleşebilir. Bahar aylarında özellikle romatizma, astım kalp, mide ülserleri ve hipertansiyonu bulunanların dikkatli olması gerekir. metabolizmada meydana gelen değişikliklerin, bu hastalıkları olumsuz etkilediğini anlattı.

Bahar yorgunluğunun etkilerinden kurtulmak için tavsiyeleriniz nelerdir?
Prof. Dr. Zeki Karagülle:
Alışılmış olan uyku ritimlerinde ani değişiklikler yapmayın. Yatış kalkış saatlerini birdenbire değiştirmeyin.

Yaşamınıza, giyim kuşamınıza ve beslenmenize dikkat edin.

Baharın başlamasıyla birlikte vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı var. Özellikle B ve C vitaminleri ile potasyuma ihtiyaç var. B ve C vitaminleri sebze ve meyvelerde, potasyum da domates, patates ve kayısıda bol miktarda bulunur. Bunlardan bol bol tüketin.

Günde ortalama 3 litre su için. Bunu yemek öncesi ve yatmadan önce azar azar içerek yapın.

Uyku ritmine dikkat ederek, rahat bir uyku için yatağa girmeden önce günlük bütün stresleri unutmaya çalışın.

Her gün sabahları en az 5 dakika yürüyün.

Alkol vücudu olumsuz etkiler. İnsanda daha çok bitkinlik ve yorgunluğa yol açar. Metabolizmayı yanlış uyaracağı için zorlar. Alkol kullanıyorsanız, mümkün olduğunca azaltın.

Bir KAdın İsteği

KADIN - fatih?
ERKEK- Söyle.
KADIN- . . . . . . . . . . . .
ERKEK- Söylesene!
KEDIN- Acelen varsa söylemiyim.
ERKEK- Acelem yok ama çikicam, söyle
KADIN- Söyle söyle diyip üstüme gelme.
ERKEK- Ya niye üstüne geliyim. Bisey söylemiycek miydin?
KADIN- Yok bisey yok. Ne söylicem ki sana?
ERKEK- Yanlis anladim demek ki. Çikiyom ben o zaman.
KADIN- Çik sen, çik. Hep kaç!
ERKEK- Yok kaçirmam otobüsü bugün. Bak daha onbes dakka var.
KADIN- Altinda kalirsin insallah!
ERKEK- Ne?
KADIN- Bisey söylicem demistim. Ama beni dinliycek zamanin yok tabii.
ERKEK- E sen ne söyliyim ki demedin mi?
KADIN- Git, tamam git!
ERKEK- Hey allahim! Ben gene yanlis anladim o zaman. Söyle,dinliyom.
KADIN- Heeeee! Bes dakka kalmis otobüsün kalkmasina. Söyle söyle diyip.
ERKEK- Euzübillahiminnnn. . .
KADIN- Ne?
ERKEK- Yok bisey. Söylicen mi?
KADIN- Söyliyim de bir an önce kaç dimi? Vaktini aliyom.Arkadaslarin özlemislerdir seni.
ERKEK- Hayatim, hergün görüyorlar beni. Niye özlesinler?
KADIN- Özlerler. Onlari can kulagiyla dinlersin çünkü.
Nedense ise giderken çok neseli oluyorsun. Ne bekliyorsa seni orda.
ERKEK- Bi dolu is bekliyo. Ne beklicek ki?
KADIN- Biliyorum o isleri. Iki ayakli, boyali, parfümlü isler.
ERKEK- Yok artik, daha neler! Senin sinirlerin bozuk galiba.
KADIN- Evet bozuk. Sabahtan beri pesinden kosuyoruz, bisey söylicez diye.
ERKEK- Söyle diyom ben de sabahtan beri.
KADIN- Sorun da bu zaten. Söyle diyosun söylüyorum, sus diyorsun susuyorum.Benim söz hakkim mi var bu evde?
ERKEK- Güzel karicim niye olmasin! Ya, ben sana ne zaman sus dedim ki?
KADIN- Bi de deseydin. Konusmaya da hakkim olmasin. Su televizyon benden degerlidir bu evde.
ERKEK- Yok artik o kadar da degil, iyice abarttin. Senin canin sikkin anladim.
KADIN- Ne? O kadar da degil mi?
ERKEK- Degil tabii.
KADIN- Yani ona yakin. Anladim. Avukata gidiyorum.
ERKEK- Ne? -
KADIN-Avukata gidiyorum. Bu is biter. Hüüüüüüü! ! . .
ERKEK- Ya, ne dedim ki ben simdi?
KADIN- Allahim bi de soruyo. Hemen gidiyorum.
ERKEK- Nereye?
KADIN- Bi telefunkenden degerli olmadigim bu evden gidiyorum.
ERKEK- Hey allahim. Her lafi kiçindan anlamak zorunda misin?
KADIN- Oha!
ERKEK- Hayir güzelim. Yani herseyi yanlis anliyorsun, onu söylüyorum.
KADIN- Hayvan.
ERKEK- Peki tamam. Agzimdan kaçti, özür dilerim.
KADIN- Bir kiçimiz eksikti.
ERKEK- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
KADIN- Arkamdan ne küfürler ediyosundur. Yüzüme kiç diyosan.
ERKEK- Sustuuum.
KADIN- Susma!
ERKEK- Ne? . . . . Nasi?
KADIN- Susma! Bisey söyle, kaçma. Sus, konu kapansin. Git isine mutlu mutlu.Hayat devam etsin. Yok öyle.
ERKEK- Tamaaam konusalim. Ise gitmiyom o zaman.
KADIN- Naaparsan yap. Ben gidiyorum.
ERKEK- Nereye?
KADIN- Odama.
ERKEK- Eeeee?
KADIN- Ne istiyorsun?
ERKEK- Konusmak.
KADIN- Günaydiiiin!
ERKEK- Eveeet, heh he!
KADIN- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
ERKEK- Yaa dur! saka yaptim. Ortam yumusasin diye. Aglama ya!
KADIN- Hüüüüüü! . . . . Üzme sen kendini benim için.
ERKEK- Kimin için üzcem, karim diil misin?
KADIN- Olmaz olaydim.
ERKEK- Tatlim. . . Büyütüyorsun ama.
KADIN- Ne?
ERKEK- Biraz abartmiyor musun?
KADIN- Ben mi?
ERKEK- . . . . . . . . . . . . . . ! ?
KADIN- Ben mi ha! Ben mi? Ben mi büyütüyorum? Topluyorum.
ERKEK- Ne?
KADIN- Hemen esyalarimi topluyorum.
ERKEK- Saçmalama!
KADIN- Birak kolumu, biraaak! Zorba herif.
ERKEK- Tamam. Dokunmuyorum. Ama gitme, konusalim.
KADIN- Uzak dur! Polisi ararim.
ERKEK- Yok artik. Hirsiz miyim ben?
KADIN- Evet, hirsizsin. Hayatimi, yasama sevincimi çaldin.
ERKEK- . . . . . . . . . . . . . . . . . . !
KADIN- Söylicek bisey bulamadin. Dilini mi yuttun?
ERKEK- Bütün bunlari ne zaman yaptigimi düsünüyorum.
KADIN- Beyimiz kavga istiyor galiba!
ERKEK- Hayir ama. . . . .
KADIN- Tamam. Kavga istiyosan, kavga ederiz. Noolcaksa olsun.
ERKEK- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . !
KADIN- Gülücek bisey görmüyorum ben durumumuzda. Evliligimiz catirdiyor.
ERKEK- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . !
KADIN- Siritma! Yemin ederim. Avukati aricam.
ERKEK- Istersen ara ama. . . . .
KADIN- Peki, hemen çeviriyorum.
ERKEK- Nisantasi'ndan gidelim.
KADIN- Senin gelmene gerek yok. Ben taksiyle giderim.
ERKEK- Ben de geliyim. Hem su uzun deri cekete de bakariz.
KADIN- Hiii? ! ! Sen nerden biliyorsun o ceketi?
ERKEK- Ajandana not almisin bugün bana söylemek için. Orda gördüm.Simdi aklima geldi.
KADIN- E. . evet. Sey!
ERKEK- Ben de arayip ayirttirdim.
KADIN- Inanmiyorum.
ERKEK- Giderken aliriz.
KADIN- Nereye?
ERKEK- Avukata.
KADIN- Eee. . . evet.
ERKEK- Ya da istersen bugün gitmeyelim avukata. Direk ceketi almaya gidelim.
KADIN- Aaaa. . . eeeeee. . . . olur.
ERKEK- Hayatim?
KADIN- Efendim?
ERKEK- Sen bana ne söylicektin?
KADIN- Bosveeeer

_____________________________
Ayrıca Bunların Temininde Emeği Geçen Sevgili Sözlüme! Sonsuz Teşekkürler

Kolay Affedermisiniz?

Seni affediyorum!

Bu iki kelimeyi söyleyerek içinizde şu veya bu kişiye karşı birikmiş nefretin sebep olduğu tüm acılardan ve sıkıntılardan kurtulabilirsiniz
Çoğu zaman övmeyen fakat her an eleştirmeye hazır ana-baba, işinize son veren kağıdı uzatan adaletsiz patron, sadakatsiz bir arkadaş; işte bu kişiler, senelerce üstesinden gelemeyeceğimiz acıları, nefretleri bize yükleyebilirler. Onlara karşı kin besleriz, en kötü şeyleri söyleyebiliriz veya söylemek istediğimiz şeyleri sürekli kafamızda planlayarak intikam almak isteriz.

Pes etmek değil

Aslında, kendimizi çok iyi hissedebilmenin ve güçlü olmanın tek yolu onlardan intikam almak yerine, "Seni affediyorum" sözünü sarfedebilmektir. Affetmek hiçbir zaman teslim olmak veya pes etmek değildir. Aksine özgür olmaktır. Affettiğiniz kişinin onu hakedip etmediği hiç önemli değil, önemli olan sizin tüm kötü duygulardan kurtulmanız. Zorlanmadan bağışlayıcı olabilmek için bu önerilere kulak verin:

* Önce sizi inciten küçük olaylardan başlayın. Eksik para veren bir memur veya yolunuzu kesen bir şoför gibi sizi hiddetlendiren yabancıları affetmeniz, sizi karşılaşacağınız daha zor olayları affedebilmeniz için hazırlar.

* Olumsuz duyguları zihninizden uzaklaştırın. Kızgınlığınızı veya hayal kırıklığınızı güvendiğiniz bir arkadaşınıza anlatın. Bu şekilde sizi dinlemeleri duygusal olarak size güç katar ve daha sonra pişman olacağınız bir söz söylemeniz tehlikesini önlemiş olursunuz.

Sessizce dinleyin

* Meditasyon yapın veya dua edin. Şair Alexander Pope "Hata yapmak insancadır, affetmek ise Tanrısaldır" diye yazmıştır.

* Empati ile dinleyin. Eğer düşmanınızla karşı karşıya gelebiliyorsanız, sessizce onu dinleyin ve sonra işittiklerinizi yorumlayın.

* Affetmenin unutmak olduğunu düşünmeyin. Çünkü değildir. Acılarımızı tamamen unutamayız ve unutmamalıyız da. Bu tecrübelerimiz bizi bir daha aynı acıyı yaşamaktan kurtaracaktır ve bizim de başkalarına aynı acıyı yaşatmamızı engelleyecektir.

* Affedicilik insana iç huzuru sağlar. Kolaylıkla affedebilen insanlar daha çok gülebilirler, daha huzurludurlar. Ve yaydıkları iyi duygularla daha sağlıklı yaşarlar.

kadınlar teşhirden zevk mi alıyor?

Evet dışarı çıktığımızda hep aynı tablodur, kadınlarımıza baktığımızda görünmemesi gereken, erkeklerin ilgisini çeken büyün vücut hatları meydandadır. Peki neden? Kadınlarımız bilmezler mi, bu yerler erkeklerin ilgisi dahilindedir. Bilirler tabi; ama niye erkeklerin zevklerini kamçılamakta ısras ederler bilmem. Ben bir erkek olarak bu konuda kadınlarımızın düşüncelerini hep merak etmişimdir. Amacım sadece budur. Yanlış bir şey söylemişsem bütün kadınlarımızdan özür dilerim..