4 Haziran 2007 Pazartesi

kadınlar hoslanmıyor...

Yapılan araştırma ve anket sonuçlarına göre, çoğu kadın, temiz ve bakımlı erkek seviyor. Tanışma aşamasında farkedilemeyen önemli ayrıntılar, daha sonra ilişkinin sonunu getirebiliyor.

Burun kılları

Yapılan anketlerin sonuçlarına göre birçok kadın, burun kıllarından tiksiniyor.

Erkekte göbek

Kadınlardan formlarını korumalarını beklerken bira göbeği yapmaları, erkeklerin en büyük hatalarının başında geliyor. Dikkatlerden kaçan göbek deliğinde biriken kirler aşkı öldürüyor.

Tırnaklara dikkat

Sevgilinizi elinizden kaçırmak istemiyorsanız tırnaklarınızı temiz tutun. Özellikle gitar çalan genç erkekler tırnaklarını uzatır. Ancak bu kadınlara mide bulandırıcı ve pis bir görüntü gibi gelir.


Ana kuzusu sevilmiyor

Kadın, birlikte olduğu erkeğin anne sözünden çıkmayan bir süt kuzusu olduğunu görmeye hiç tahammül edemez.

TV karşısında yayılmak

Kadınlar, erkeğin eline kumandayı alıp zap yapmasından nefret eder.


Traşlı olmalı

Her gün traş olan erkeğe bütün kadınlar bayılır. Sakalı çıkmayan erkekler de kadına dayanılmaz gelir.

Ter kokma

Kadınlar, hoş kokmayan erkeklerden kaçar.

Bol pantolon

Aşırı bol bir pantolon erkeğin fiziğini kötü gösterir. Çok dar olanlar da iticidir. Ortasını bulmanız şart.

Dağınık olmak

Erkeklerin sürekli etrafı dağıtması da eksi bir puandır.

Sürekli tartışmak

Her konuyu her fırsatta bir tartışma haline getiren erkek itici gelir.

Beyaz çorap

Beyaz çorap da kadınların itici buldukları şeylerden.

Yemek yerken

Eğer hızlı, ağzınızı doldurarak, ses çıkararak, bir de ağzınız doluyken konuşarak yemek yiyorsanız bittiniz!

Vücut tüyleri

Bu bölgelerdeki tüyler elinizde olmasa da kadınlar sırtta kıldan hoşlanmaz.

Bakımsız ayakkabılar

Aman ayakkabınızın her zaman boyalı ve cilalı olmasına dikkat edin.

Fazla jöle

Jöleyi abartmak, saçları kafaya yapıştırmak da birçok kadına itici gelir. Mutlaka ortasını bulun!

Sararmış dişler

Dişlerinizin sapsarı görünmemesi için elinizden geleni yapın.

Süslü takılar

Küçük parmağa, orta parmağa süslü, taşlı kocaman altın yüzük takmayı kimi erkekler çok sever. Ancak onlar, güzel bir kadın bulma şansını da oldukça azaltanların başında gelir.

Takma diş

Peruk ya da ekme saçları kadınlar daha kolay kabul edebilir. Ancak ağzınızdan her an fırlayacakmış gibi duran takma dişler güzelim bir rüyayı bitirebilir. Bunların dışında zevksiz giyinmek ve burun karıştırmakda istenmeyen davranışlar arasında yer alıyor.

Mavi forum

ÇaĞdaŞ Kadin

ÇAĞDAŞ KADIN NASIL OLMALI !!
Tüm takıları aynı anda kullanmayan (Tak takıştır, sür sürüştür!)
Havuza girerken makyaj yapmayan, (Makyajsız tuvalete bile gidilir mi!)
Ayda en az iki kitap okuyan (kitap mı o da ne. Gazetelerin hafta sonu ekleri yetmiyor mu?)
Estetik için feminizme gerek duymayan, (Kadınlar birleşin. Kurtuluş birlikten geçer) •Konkeni bir yaşam biçimi yapmayan, (Olur mu? Briç var, pişpirik var...)
Senede en az iki kez jinekologa giden, (Baş ağrısı için mi!)
Televizyonu kapanış anonsuna kadar açık tutmayan, (Reklâmlar var daha)
Gazetelerin ilk ve son sayfalarını okuyan, (En güzel haberler, magazin eklerin de yer alıyor ya!)
Falan/şey/ yani gibi anlam dışı kelimeler kullanmayan, (ehem, O var ya o!)
Posta kodunu ezbere bilen, (Adresini tam bilen var mı acaba!)
Kızları ile yarışmayan (Ayna ayna güzel ayna. Söyle benden güzel var mı)
Tanık olmadığı olayları anlatmaktan kaçınan, (Komşunun evine gelen hizmetçi dedi ki!)
Vücut bakımını yaz tatilleri ile sınırlamayan, (Her gün kuaföre gidip bakımını abartanlara ne demeli)
Örtünmekle giyinmek arasındaki farkı bilen, (moda üstünüze yakışandır dediler!)
Gökyüzü ile ilgilenirken bilimsellikten uzaklaşmayan, (Falında ne çıktı şekerim; Yükselenin ne!)
Moda yöntemlerle zayıflamaya çalışacağına, doğru gıda alıp spor yapabilen, (Ben bol bol su içiyorum!)
Erkekleri sadece kendine bakmakla yükümlü sanmayan, (olur mu? Erkek dediğin evin para musluğudur!)
Üretkenliği yalnızca çocuk doğurmak olarak algılamayan, (Fanteziler var mı?)
Telefon konuşmalarını dakikalara sığdırabilen, (En iyi konuşma 30 dakikadan az olmamalı!)
Çocuklarının da kendisi gibi olmasını istemeyen, (En doğru söz) •Güzelliğin en önemli şartının doğallık ve sadelik olduğunu bilen, (kim! Türk genç kızları ve kadınları mı?
Tatil kavramı ile lüks otelleri eş anlamı ile kullanmayan, (Tatilde 5 + bir yıldızlı yer isterim... Deniz olmasa da olur!)
Evi döşerken gösterişten çok işlevselliğe önem veren, (minimalistler yaşadı)
Alkol kullandığında zarafetini bozmayan, (Var mı böyle birisi!)
Sokakta da çöp kutusunun olabileceğini düşünen, (Bunu yapıyorlar!)
Patronundan iş yaşamı dışında beklentileri olmayan, (Bilinmez ki! Belki olabilir!)
Parfüm seçimi kadar, kullanılan miktarın önemini bilen, (Parfüm dediğin şişe şişe harcanmalı ki kokusu çıksın!)
Klasik hayaller kurmadan da erkeklerle arkadaşlık edebilen, (Evetttt!)
Boş zamanı olmayan, (Dedikodu yapmaktan sonra mı?)
Ve her şeye rağmen -bu yazdıklarımdan sonra- gülümsemeyi becerebilen!
(Parantez içinde yazılanlar birer espriydi!
İDEAL KADINLAR Bu cümleleri sakın söylemeyin!
Eğer eşiniz ya da sevgilinizle aranızda tartışma yaşanmasını istemiyorsanız, aşağıdaki cümlelerden kaçınmalısınız...
Futbolculara milyon dolarlar verilip, bir topun peşinde koştuklarına inanamıyorum


Mavi forum

Kadınlar 'beyaz yalan'da daha usta!

Gündelik yaşamın sıkıntılı yükünü sırtında taşıyan kadınların karşılarındakini mutlu etmek için “beyaz yalanlar” söylediği ve yalan söyleyenlerin tipik özelliklerini sergilemedikleri için de bu yalanların ortaya çıkmadığı savunuldu.

Kadınların söylediği yalanlar fazla “renk vermedikleri” için daha zor anlaşılıyor. Kadınlar daha çok kilolu arkadaşına mini eteğinin yakıştığını söylemek gibi beyaz yalanlar söylüyor. Kadınlar el kol hareketleriyle konuşmalarını destekleyerek inandırıcı görüntü sergilerken, erkekler avuçları terlediği, gözlerini kaçırdığı ve kızardığı için yalanları ortaya çıkıyor.

Daily Mirror’ın internet sitesindeki habere göre, İngiliz ruhbilimci Dr. Jez Rose’un yaptığı araştırma, kadınların büyük çoğunluğunun beyaz yalanlara başvurduğunu ortaya koydu. Daha çok “kilolu arkadaşına mini eteğin çok yakıştığı” gibi beyaz yalanlar söyleyen kadınlar, yalan söyleyenlerin tipik özelliklerini göstermediği için yalanları ortaya çıkmıyor. Rose’a göre yalan söyleyenlerin sergilediği 20 özellik şöyle:
Yüze dokunma: Söylediklerinin yalan olduğunu gizlemek isteyenler sürekli yüzüne dokunuyor, burnunu kaşıyor, ağzını eliyle kapatıyor ve sık sık dudaklarını ısırıyor.
Yapay gülümseme: Doğal gülümseyenlerin gözlerinin içi gülerken, yalancıların yüzünde yapay bir gülümseme beliriyor.
Gözünü kırpıştırma: “Gözler kalbin aynasıdır” sözünün doğruluğunu yalan söyleyenler bir kez daha ispatlıyor ve sık sık gözlerini kırpıştırıyor.
Gözlerini kaçırma: Göz kontağı da kuramayan yalancılar göz göze gelince hemen başını çeviriyor. Sürekli kapıya bakan bu kişiler yalanı söyledikten sonra kaçıp gitmek istiyor.
Tereddüt: Yalan söyleyen insan detaylarını kafasında kuramadığı için tereddütte kalıyor, konuşması yavaşlıyor, cevap verirken uzun süre düşünüyor.
Ayağını yere vurma: Yalan söyleyenler ayaklarını sürekli yere vuruyor, kıpırdatıyor ve sandalyesinde sallanıyor.
Kollarını kavuşturma: Yalan söyleyen insan hemen kendini korumaya geçiyor ve kollarını kavuşturuyor.
Tik sergileme: Yalan söyleyen insan her zamanki davranışlarından uzaklaştığı için tiklerini kontrol edemiyor.

KIPKIRMIZI OLUYOR
Kızarma: Yalan söyleyince kalp atışları hızlanan kişinin yüzü kızarıyor.
Garip tepkiler: Yalancı kendi söylediklerine odaklandığı için karşısındakinin söylediklerini duymuyor. Kaşlarını kaldıran, hayretle ağzını kapatan yalancılar garip tepkiler ortaya koyuyor.
Konunun dışına çıkma: Eğer karşısındaki “kurban” yalan söylediğini anlarsa yalancı hemen konunun dışına çıkarak kendini kurtarmaya çalışıyor.
Konuyu değiştirme: Yalan söyleyene direkt bir soru sorulursa buna verecek bir yanıt olmadığı için “saçların bugün ne kadar güzel olmuş” gibi bir sözle konuyu değiştiriyor.
Huzursuzluk: Yalan söyleyenler kulaklarına dokunuyor, parmaklarını çıtırdatıyor, yüzükleri ya da saçlarıyla oynuyor.
Tutarsızlık: Tipik bir yalancının en önemli özelliği vücut diliyle sözlerinin birbirini tutmaması.
Ses titremesi: Yalan söyleyenlerin ses tonu alçalıyor, aşırı yükseliyor ya da titriyor.
Hızlı konuşma: Yalan söyleyenler hızlı hızlı konuşuyor.
Terleme: Yalancıların hem avuçları, hem de tüm vücudu terliyor.
Yutkunma: Yalan söyleyenler yutkunmaya başlıyor. Erkeklerin sürekli kravatını gevşetmesi yalan söylediklerini ortaya koyan başlıca özellik.
Dudaklarını ıslatma: Yalan söyleyenler sürekli ağızları kuruduğu için dudaklarını ıslatıyor.
Aşırı dostça yaklaşım: Yalan söyleyenler bu sırada inandırmak için büyük güç sergilediği için karşısındakine her zamankinden samimi davranıyor.

NEDEN ERKEKLERİN YALANI ANLAŞILIYOR?
Dr Jez Rose’a göre kadınların yalan söylediğinin zor anlaşılmasının sebebi daha sosyal bir yapıya sahip oluşları.
“Kadınlar sözlerini el kol hareketleri ve rahat davranışlarıyla desteklediği için yalanları maskeleniyor” diyen Rose, kadınların konuşurken inandırıcı şekilde karşısındakinin gözünün içine baktığını kaydetti. Rose, “Bu da sözlerin yanlışlığının ortaya çıkmamasına sebep oluyor. Oysa erkekler bu konuda başarısız. Erkekler kadınlarla aynı metotları kullanarak yalanlarını maskelemeye çalışsa da bunu inandırıcı yapamıyor” dedi.
Erkeklerin eşlerini aldattığında kolayca ortaya çıkmasının nedenini de buna bağlayan Rose, “Erkekler sadece şimdiyi düşünür. Detayları kafalarında kuramadıkları için de söylediklerini unutur” sözleriyle erkeklerin yalan söyleme konusundaki başarısızlığını açıkladı.

Mavi forum

Çalışan anneye 25 altın kural

Çalışan anneller dikkat. İşte sihirli başarı formulünün 25 kuralı...

Sachs, annelere çocuk doğurduktan sonra iş yaşamına çok ara vermemelerini öneriyor. Çünkü zaman geçtikçe dönmek zorlaşıyor.

Hem başarılı bir işkadını, hem de mutlu bir anne olabilmek mümkün mü? Gazeteci Wendy Sachs, o kadınlarla görüştü, 25 maddelik bir rehber hazırladı

Dünyanın her yerinde anne olduktan sonra çalışma hayatına devam eden kadınlar, iki arada bir derede kalıyor, anne ve işkadını kimlikleri arasında sıkışıyor. Çoğu zaman anlayışlı patronlar, düşünceli babalar ve becerikli bakıcılar bile yeterli olmayabiliyor. Çocuk sahibi olduktan sonra bir süre işe ara veren Guardian yazarı Wendy Sachs, 100'den fazla kadınla yaptığı görüşmeler sonunda, çalışan annelere bir rehber hazırladı.

1. Çalışma hayatının kendinize saygı duymak konusunda önemli bir faktör olduğunu unutmayın.

2. Çocuklarınız küçük olsa bile, çalışma hayatına çok uzun süre ara vermeyin. Ara ne kadar uzun olursa, dönmek o kadar zor olacaktır.

3. Çevrenizde güvenebileceğiniz, açık konuşabileceğiniz insanlar olduğundan emin olun.

4. İşyerinde emzirme odası gibi özel imkânlar yaratılması için diğer annelerle birlikte mücadele edin.

5. Ofisteyken işe, çocuğunuzlayken de sadece ona yoğunlaşın.

6. Ev işleri ve çocuk bakımını eşinizle eşit olarak paylaşın.

7. Mümkünse ev işinde de yardımcı olabilecek bir bakıcı tutun.

8. Çok iyi organize olun. Çocuğun çantası, kıyafetleri gibi detayları geceden hazırlamaya çalışın.

9. Patronunuzun sizi zorlamasına izin vermeyin ve sınırlarınız konusunda saygı duymasını sağlayın.

10. Pratik çözümler bulun. İşinizin yoğun olduğu dönemde, çocuğunuzun katılacağı etkinlik için yiyecek hazırlamanız gerekiyorsa, hazır bir şeyler götürmeyi seçin.

11. Ofiste ekstra iş üstlenmeyin.

12. Geleneksel olmayan iş-aile programlarından korkmayın.

13. Sınırlarınızı belirleyin, iş arkadaşlarınızdan da uyum bekleyin.

14. Teknolojiyi kullanabilir ya da ondan sakınabilirsiniz. Kimi anneler, şirketten kendilerine hemen ulaşılmasını sağlayan iletişim cihazlarını kullanmak istemiyor. Kimi de evden çalışmayı kolaylaştırdığı için teknolojiden faydalanıyor.

15. Eylem planınızı yapın. İş ve aileyi birlikte yürütmek size bağlı.

16. Eviniz işyerine yakın olsun. Böylece yolda geçireceğiniz zamanı çocuğunuza verebilirsiniz.

17. Mükemmel olmaya çalışmayın. Süper iş kadını ya da süper anne olmak zorunda değilsiniz.

18. Çalıştığınız için çocuğunuza karşı suçlu hissetmeyin.

19. Çocuğunuzla vakit geçirmek için rutin davranışlara başvurun. Yatakta TV seyredip, okuldan siz alıp, daha bol vakit geçirebilirsiniz.

20. İş hızınızı kontrol altında tutun. Bazen aileniz için tempo düşürmek çok kötü olmayabilir.

21. Çocuğu olan biriyle çalışın, durumunuzu daha rahat anlar.

22. Kendi işinizi kurmaya çalışın.

23. Kendinizi çocuğunuzun okuluna adayamıyorsanız da ilginizi arada bir de olsa sınıf etkinliklerine katılıp göz önünde olarak gösterin.

24. İşte istediğinizi almak için 'ekonomi' argümanlarını kullanın, şirketler buna karşı gelmeyecektir.

25. Çocuğunuzla olabildiğince çok oyun oynayın.

Mavi forum

bir kadın...

Bir kadin cocuktur aslinda. Cocuk gibi davranmayi sever. Erkegin kendisine bir cocuga gösterdigi sefkati göstermesini de ister. Bir cocugu oksar gibi incitmekten korkarak oksamalidir erkek kadini.



Ama her kadin cocukca da olsa dinlenilmesini, dikkate alinmasini ister.
Yani bir kadinin cocukluk yapmasina izin vereceksiniz, ama asla onu bir cocuk olarak görmeyeceksiniz. Bir kadin güçlüdür aslinda. Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasini sevmez.
Ister ki erkegin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabilecegi seyleri bile erkegin yapmasini bekler. Böylece hem daha kadin oldugunu hissedecektir hem de erkeginin ne kadar güçlü oldugunu göre


Ancak kadin gücünü göstermek istediginde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istedigi bir sey varsa mutlaka yapar. Bir kadin sevgilidir aslinda. Içinde her zaman sevgiyi tasir. Sevdiklerinden kolay kolay ayrilamaz. Sevdiklerini kolay kolay kiramaz.
Zor sever ama tam sever. Bir kadinin tam anlamiyla sevebilmesi için yüreginin kabul ettigini beyninin de kabul etmesi gerekir.

Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsiniz. Belki kolayca yüregine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer etmemisseniz her an terk edilebilirsiniz.

Sevmedigi halde terk etmeyen kadinlar da var elbette. Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acimak" duygusudur


Bir kadin yalnizdir aslinda. Hiçbir zaman kadini bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyasi vardir ve orada hep yalnizdir. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanin kapisini açamaz. Yalnizlik onun siginagidir. O siginaga ne zaman girecegine, ne kadar kalacagina hep kendisi karar verir. Siginaktayken oradan çikmaya zorlarsaniz onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.


Bir kadin bilgindir aslinda. Neler yapabilecegini erkek akli hayal bile edemez. Yaraticiliginin siniri yoktur. Ama bunu ortaya çikartmak için hayatinin erkegini bekler. Hoyratça harcamaz yaraticiligini sadece erkegine saklar


Bir kadinin gerçek erkegi olmayi basarabilmisseniz çok sanslisiniz demektir. Çünkü yasaminiz asla siradan olmayacaktir. Bir kadin hayattir aslinda. Çünkü hayatin içinde olan her sey ancak kadinlar oldugunda anlam kazaniyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadinin elinden içtiginiz suyla kendi kendinize bardagi doldurup içtiginiz su arasindaki lezzet farkini anlayabiliyor musunuz?

Anliyorsaniz ne mutlu size. Anlamiyorsaniz, ne yazik ki yasamiyorsunuz.

Mavi forum

Çocukları aşırı kontrol etmenin zararları

Anna babalar, çocukları aşırı kontrol etmenin ne tür zararları olduğunu bilirlerse, onlara daha çok sorumluluk vermekten korkmayacaklardır. İşte çocukları aşırı kontrol etmenin zararları.

Çocuklar aşırı kontrolde tutulmalı mı?

1- Aşırı kontrol çocukların özgüvenlerini kazanmalarını engeller.

2- Aşırı kontrol edilen çocuk devamlı bir kaygı ve streste olur.

3- Böyle çocuklar anneleri olmadı mı bir bocalama içine girerler.

4- Ebeveynin mükemmeliyetçi tavrı çocuğu yalana sevk edebilir.

5- Çocuklarda tik, altını ıslatma, tırnak yeme gibi sorunlar doğar.

* Sorumluluk verin

Çocuğunuzu elbette tehlikelerden korumalısınız. Ama onların bazı hatalarını, ufak tefek yanlışlarını görmeyin. Onları kendi haline bırakın. Bazı şeyleri yapabilmeyi onlara öğretin. Sorumluluk verin. Çok aşırı kontrol ve disiplin genelde anne-babaların çok sık düştüğü hatalardan biridir. Bu genelde çok titiz ve hassas anne-baba kişiliğinin olması durumunda karşımıza çıkar. Bazı anneler, çocukları hakkında her an ‘ne yapıyor, acaba bir problem var mı, ya bir şey olursa’ ve buna benzer düşüncelerle çocuklarını her an kontrol etmeye çalışmaktadırlar.

* Ölçüyü kaçırmayın

Elbette ki her anne-baba belli ölçülerde çocuğuna sahip çıkmalı ve çocuğunun o an nasıl bir durumda olduğunu merak etmelidir. Ama bunun ölçüsü çok fazla kaçırılırsa ve çocuklar çok aşırı kontrol edilmeye çalışılırsa, böyle durumlarda sıkıntının asıl önemli bir kısmını çocuklar çekmektedir. ‘Acaba hata yapar mıyım, acaba annem görür mü, acaba bu yaptığım için eleştirilir miyim’ gibi düşüncelerle çocukların bu kontrol durumuna reaksiyon olarak kaygıları daha da artmaktadır.

* Görmezden gelin

Aşırı disiplin ve himaye çocukların ileride ayrılık kaygısı yaşamasına da neden olabilir. Annenin kaygısı ve endişesi çocuğuda anlamsız bir şekilde kaygı ve sıkıntıya sokabilir. O nedenle anne-babaların çocuklarını belli ölçülerde kontrol etmeleri, onların bazı hatalarını görmezden gelmeleri ( devam etme durumunda önlem almak şartı ile), onları bazı zamanlar kendi hallerine bırakmaları, her an nerede ne yapıyor düşüncesinden vazgeçmeleri, onlar için aşırı kaygı ve endişeye girmemeleri, çocuğun ufak tefek yanlışlarını tespit edip çocuğun yüzüne vurmamaları uygun olur.

* Çok eleştirmeyin

Anne-babalar çocuklarını kontrol etme konusunda dengeyi iyi ayarlamaları gerekir. Aynı zamanda çok kontrol edilen ve çok eleştirilen çocukların kendi özgüvenlerinin eksik kalacağını ve sosyal olarak çekingen olabileceklerini ve anne-babalarının bu aşırı kontrol ve isteklerinin de onları strese itebileceğinin hiçbir zaman unutulmaması gerekir. Çocukların kontrol ve takibi onları bunaltmayacak ve kaygıya itmeyecek derecede olmalıdır.

Mavi forum