25 Mayıs 2007 Cuma

50 yaşını geçene ücretsiz mamografi

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Meme Ünitesi Cerrahi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahit Özmen, 50 yaşını geçen, sosyal güvencesi bulunmayan kadınların tüm Sağlık Bakanlığı hastanelerinde ücretsiz mamografi çektirebilmesine ilişkin yasal düzenlemenin uygulamaya geçirildiğini söyledi.

Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde 21-24 Eylül tarihlerinde 1500 uzmanın katılımıyla düzenlenen 8. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi’nin

Genel Sekreteri Prof. Dr. Vahit Özmen, ‘İstanbul’da Sağlık Müdürlüğü ile başlattığımız bir proje çerçevesinde, 51 devlet hastanesinde kurulan meme merkezlerinde, kadınlara ücretsiz tarama testi ve mamografi yapılacak. Böylece meme kanseri vakaları ilk defa kayıt altına alınmış olacak’ dedi.

Türk kadınlarına kilo uyarısı

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Türk kadınlarını, 30 yaşın üzerindeki Türk kadınlarının yüzde 75’ten fazlasının aşırı kilolu olduğunu belirtti ve kalp hastalıkları konusunda uyardı.

25 Eylül Dünya Kalp Günü öncesinde, dünyada artan aşırı kilo ve obezite sorunlarına dikkat çekmek amacıyla yapılan açıklamada, aşırı kilo ve obezitenin pek çok kalp hastalığına neden olduğu hatırlatıldı.

Aşırı kilo ve obezitenin "gelişmiş ülke" rahatsızlığı olarak bilindiğini belirten gazete, günümüzde bu tür sağlık bozukluklarının orta ve az gelişmiş ülkelerde de yaygınlaşmaya başladığına dikkat çekti. Açıklamada, şu an dünyada aşırı kilo sorunu olan yaklaşık 1 milyar insan olduğu ve bu hızla artımaya devam ederse bu sayının 2015 yılında 1,5 milyar insana çıkacağı uyarısında bulunuldu.

Dünya Sağlık Örgütü yetkilisi Dr. Robert Beaglehole, "Asıl trajedi, aşırı kilo ve obezite ile bunlara bağlı kronik rahatsızlıkların genel anlamda önlenebilir olmasıdır" dedi.

Beaglehole, "Kalp hastalıklarının yüzde 80’i ve kanserlerin yüzde 40’ı düzgün bir diyet, düzenli egzersiz ve tütünden uzak durarak önlenebilir" hatırlatmasında bulundu

Düzgün erkek yok ....................................... mu acaba ??

Büyük kentlerdeki kadınların çoğunun derdi, düzgün bir ilişki kuramamak. Kadının
eğitim düzeyi yükseldikçe, bağımsız, çalışan kadınların sayıları arttıkça
kadınlar kendilerine uygun bir erkekle karşılaşamıyor. TürkiyeÂ’nin en çok satan
haftalık haber ve aktüalite dergisi Tempo, son sayısında ‘Doğru, düzgün adam
kalmadıÂ’ diyen kentli kadınları konu yaptı.


KADINLARIN erkeksiz, erkeklerin kadınsız olma hali, Avrupa ve AmerikaÂ’da uzun
zamandır gündemin önemli meselelerinden. Konu, New York TimesÂ’ından BBCÂ’ye pek
çok yayın organının gündemini uzun zamandır meşgul etmekte. Bir türlü doğru
insanı bulamamış derbeder Briget JonesÂ’tan ‘Doğru Düzgün Bir Adam Kaldı mı?Â’
kitabına, Avrupa ve AmerikaÂ’da çizilen portre bizdekinden çok daha kötü.

‘Why There Are No Good Men Left: The Romantic Plight of the New Single Woman’
kitabının yazarı Amerikalı Barbara Dafoe WhiteheadÂ’in söylediklerine bir bakalım
dilerseniz. Özetle şu soruyu soruyor Dafoe; ‘ Genç, kariyer sahibi kadınlar, bir
gün düzgün bir adamı balayı süitine götürebilecekler mi?‘ Cevap: ‘HayırÂ’. Bu
cevabı 60Â’tan fazla kadınla söyleşi yaptıktan sonra veriyor Dafoe Whitehead.
Konuştuğu kadınların çoğu beyaz ve şahane kolejlerden mezun, WashingtonÂ’ın en
pahalı restoranlarında yemek yiyen, AmerikaÂ’nın en moda caddelerinde gezen
kadınlar. Yani havuzda biriyle tanışırım belki, markette bir koca bulurum
derdinde olmayan, buna inanmayan kadınlar.

Durum az çok bizim büyük kentlerimizde de böyle. Psikolog Nazım Serin,
‘yabancılaşmadan kadın-erkek ilişkileri de payını aldığını belirterek şunları
söylüyor:

‘Kadınların ekonomik açıdan güçlenip erkeğe olan bağımlılıklarının azalması,
ilişkilerle ilgili değerleri, algı ve beklentileri de değiştirdi. Her iki cins
açısından da bakıldığında, ayrılık fikrinin belki hiçbir dönemde olmadığı kadar
dilin ucunda olduğunu görüyoruz. Ekonomik açıdan ayakta kalma becerisindeki
artışın küçük bir zorlanma yaşandığında hemencecik ilişkiyi bitirme eğilimini
harekete geçirmesi bu özgürlük anlayışının sorunlu bir boyutu olsa gerek. Bir de
tüm bu faktörlere tüketim felsefesinin empoze ettiği ‘kullan, atÂ’ ve ya ‘fast
foodÂ’ zihniyeti eklendiğinde ilişkilerin kalıcı olma şansı azalıyor.Â’

Roller değişti

Sosyolog Nilüfer NarlıÂ’ya göre ise gelişen toplumda ‘Roller değişti, ama
erkekler buna uyum gösteremedi.Â’ Narlı şunları söylüyor: ‘Kadının eğitim düzeyi
yükseldikçe, bağımsız, çalışan kadınların sayıları arttıkça kadınlar kendilerine
uygun bir erkekle karşılaşamıyorlar. Öyle gözüküyor ki erkekler genelde
seçtikleri eşin kendilerinden daha az eğitimli, daha az donanımlı olmasını
tercih edebiliyor dünyada genelde. TürkiyeÂ’de de kadınlar bundan şikayetçiler.
Roller değişti. Sosyal cinsiyet rol değişiminden kadınlar hoşnutlar fakat
erkekler bu değişime ayak uyduramadılar. O yüzden erkekler, erkeğin yanında
ikincil konumda olmayı kabul eden kadın rolünü tercih ediyorlar. Bu kadınlar ya
kualifikasyon sahibi olmayan ya da erkeğin yanında ikincil konumda olmayı kabul
eder gibi gözüken kadınlar. Özellikle kendi yaş grubundaki erkeklerin çoğu
evlenmiş olduğundan, eğitimli, donanımlı, belli bir yaşa elmiş 35 yaşını aşmış
kadınlar bir ilişki kuramıyorlar.Â’

İşe yaramazlar ortalıkta

Psikolog Emre KonukÂ’a göre ise kadınlar, ‘Ortalıkta düzgün adam yokÂ’ demekte
haklılar:

‘Eğer 30 yaş ve civarını konuşuyorsanız malın iyisini başkaları götürdüğü için
onlara pek düzgün adam kalmıyor. Diğer kadınlar adamları eve kapatıyor ve
genelde ortalıkta dolaşanlar işe yaramaz takımı oluyor... Kadınlar da artık
çalışıyor, kariyer yapmak istiyorlar ve doğal olarak ucuza gitmek istemiyorlar.
Kariyer yapmayanı da adamlar beğenmiyor. Kısaca istikrarlı ve doyurucu ilişki
kuramadığnı söyleyen insanların sayısı on sene önceye göre giderek artıyor. Batı
metropelleri ne yaşıyorsa biz de onları bir zaman sonra ki zaten başladık
yaşayacağız. Gelişmenin, büyümenin, ekonomik refahın, çoğulcu toplumun doğal, kaçınılmaz sonuçları bunlar.

Arama kelimelerim: erkeklerin kadınsız olma hali

Türkiye kozmetik çöplüğü olacak

Biz büyük bir zevkle satın aldığımız kozmetikleri kullana duralım, bilim adamları huzursuz oluyor bu tüketimden.

Türkiye’ye Gümrük Birliği Anlaşması gereği 2005 yılı itibarı ile sınırlarımızdan içeri serbestçe girecek olan kozmetik ürünlerin içeriğinden haberdar mıyız? Birlik anlaşması dolayısı ile hiçbir ürün Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın incelemesine tabi tutulamayacak. Türkiye’ye gelecek ürünlerin kalitesi ve sağlığa uygunluğu karşılıklı güvene ve iyi niyete bağlı olacak. Bunun anlamı şu: “Ancak birilerinin canı yandığında, ürün hakkında inceleme, yasaklama mekanizması devreye girecek.”



Kozmetik ürünlerin dünyadaki pazar payı 1992 yılı itibarıyla 200 milyar dolar. Bunun 16 milyar dolarını erkekler, 184 milyar dolarını kadınlar tüketiyor. Bir de kayıt dışı olan rakamlar var. Türkiye’de pazar payı ile ilgili rakamlar, yabancıların yaptığı araştırmalardan ortaya çıkıyor. Bu rakamların miktarı 2 milyar dolar civarında. Bu hesaba kayıt dışı ekonomi ve korsan ürünleri de eklediğimizde 3 milyar dolar ve potansiyel pazar payı da hesaba katıldığında 5 milyar dolar gibi bir rakam çıkıyor karşımıza. Bu kadar büyük pazar için Türkiye’nin çok iyi hazırlanması ve organize olması gerekiyor. Türkiye’de kullanılan kozmetiğin yüzde 90’ı yabancı menşeli. Yerli üretimin desteklenmesi, yerli üreticinin daha iyi ürünler üretmesi ve kaliteyi artırması gerekiyor. Bu, ekonomiye yaptığı katkı yanında tüketiciyi memnun edecektir. Bilinçsizce tercih edilen ürün kişilerin hem sağlığını hem de ülke ekonomisini tehlikeye atacaktır.

Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Kuaförlük ve Güzellik Eğitimi Anabilim Dalı tarafından yapılan Türk toplumunda ‘Kozmetik tüketici davranışları’ konulu bir araştırma, çarpıcı gerçekleri ortaya koyuyor: Türkiye’deki 81 ili kapsayan araştırma sonuçlarına göre, kırsal kesim de dahil olmak üzere Türk toplumunda 18-59 yaş arası kadın ve erkekler, kişisel olarak sabun, şampuan, diş macunu, göz farı, ruj, cilt ve el kremi, parfüm gibi kozmetik ürünlerine her ay en az 20 milyon lira harcıyor.

Kozmetik alımında, tüketici davranışlarının en belirgin özelliği kararsızlık. Anlık kararlarla yapılan seçimlerin oranı oldukça yüksek Araştırmaya göre bu oran yüzde 52. Kozmetik kullananların davranış şekillerinin araştırıldığı bu çalışma Türkiye gerçeğine ayna tutacak.

Kozmetik kullananların mesleklere göre dağılımı şöyle:

Ev hanımları yüzde 21,5

Serbest çalışan erkekler yüzde 16,1

Eğitim durumlarına göre:

Kadınlarda ilköğretim yüzde 18,7 Erkeklerde lise yüzde 17,5

Yaş dağılımlarına göre:

18-25 yaşları arasındaki kadınlar yüzde 22, erkekler yüzde 19

Bu oran 26-35 yaşları arasında kadınlarda önemli bir düşüş gösteriyor: Yüzde 15, erkeklerde ise yüzde 17,5 ile sınırlı oranda düşüyor.

Ayda 250/500 milyon TL kazanan kadınların yüzde 18’i, 500 milyon lira ile 1 milyar lira kazanan erkeklerin de yüzde 20’si kozmetik kullanıyor. Kozmetik ürün kullanımı yaş dağılımı hemen hemen eşit gibi: Kadınlarda ortalama yüzde 43,75, erkeklerde ise yüzde 45,75 oranında.

Kozmetik alımlarında kadınların tercihi yüzde 22,5 ile parfümerilerden alışveriş iken erkeklerde yüzde 18,85 ile süpermarket ve hipermarket yönünde. Görsel medya kadınları yüzde 5,75, erkekleri yüzde 7,25 nispetinde etkiliyor. Arkadaş tavsiyesi ile alan kadınlar yüzde 9, erkekler yüzde 7,8 oranında. Uzman tavsiyesi sonucu değiştirmiyor: Kadınların yüzde 7,45’i, erkeklerin de yüzde 3,55’i uzmanlara göre karar veriyor. Tüketici daha ziyade kendi başına karar veriyor. Buradaki oran, kadınlarda yüzde 26,05, erkeklerde 28,6. Kozmetik ürün alışverişinde dikkat edilen yöntemlerin başında ucuz olması geliyor.

Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Kuaförlük ve Güzellik Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Yard. Doç. Dr. Celalettin R. Çelebi, araştırma raporu hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor: “Kozmetik konusunda Türkiye’de gerçek bir bilgisizlik ve kararsızlık var. Tüketici, alışverişte mağazadaki tezgahtarın kendisine yaklaşımı ile hareket ediyor. Eğer ona güler yüzlü ve yönlendirici davranırsa tercihinden hemen cayabiliyor.”

İthal ürünlerin yüzde 90’ı yurtdışından geliyor. Bunların çoğu yanlış ürün tercihi, amaca uygun olmayan kötü mallar sebebiyle çöpe gidiyor. Gümrük Birliği anlaşmaları çerçevesinde 2005 yılının başından itibaren Türkiye’de Avrupa Birliği’nde üretilen kozmetik ürünler post marketing denilen takip mekanizması ile çalışacaklar ve ruhsat işlemi kaldırılacak.

Önümüzdeki yıllarda Avrupa Birliği’nde üretilen 100 bin kozmetik ürünün ülkemize geleceği tahmin ediliyor. Bunlar Türkiye’ye çok kolay girecek: Ürün piyasaya çıktıktan sonra sakıncası var mı, yok mu takip edilecek. Bunun için ne Sağlık Bakanlığı donanımlı, ne Türk tüketicisi hazırlıklı ne de Türk kozmetik ürün üreticisi donanımlı.

Kimyasal silahlar değil bizi bunlar öldürecek

Geçen hafta saçın rengini açmak için çamaşır suyu kullanıldığından bahsetmiştik. Kuaförlerin en sık kullandıkları malzeme olan peridrolün bundan farkı yok. Hatta daha zararlı, tıpkı kezzap gibi. Saç boyasına kimyasal bir işlerlik katan peridrol maddesi elinize değdiğinde etkisi günlerce geçmeyen yanma ve acı oluşturuyor. Büyük kozmetik boya firmaları peridrol kullanımının yasaklanmasını istiyor. Boyada peridrol kullanımı kozmetik firmaları tarafından tercih edilmiyor. Peridrolün kendisi saf (işlem görmemiş) haldedir, 35 mililitre ölçeğine 65 mililitre su eklenip 100 mililitreye tamamlamak gerekiyor. Eğer saç bu işlemi kaldırmayacak bir yapıda ise yanar ve kopar.

Kuaförler kimyacı değil, bu yüzden Avrupa’da kuaförler oksidan krem kullanıyor. Üstelik bu oksidan kremlerde de yine peridrol var; ama ölçeği ayarlanmış, saç ve insan sağlığına zararsız hale getirilmiş halde. Önemli bir değişim ve önemli bir ayrıntı, bu malzemeden fazla kullandığınızda saçı yıpratmazsınız; ama peridrolden bir ölçek fazla kullandığınızda saçı yıpratır ve yakabilirsiniz.

Kozmetik devleri ücretsiz ürün eğitimi veriyor. Tükiye’nin markalı devleri bu işte ciddi bir misyon yükleniyor. Türk kuaförlerin eğitim düzeyini de hesapla***** kendi malzemeleri ile en iyi nasıl sonuç alınacağını öğretiyorlar. Selective Professional Türkiye Teknik Eğitim Müdürü Mehmet Aykaş, konuyla ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Kuaförlerin hepsi birer kimyager gömleği giymiş laboratuvar görevlisi gibi milimetrik hesaplarla işlem yapıyorlar ve sistem filan tanımıyorlar, tamamen deneme yanılma yöntemi, kötü olursa şansınıza belki bir sonraki sefere daha iyi olacaktır, bu arada kimyasal bir işlem geçirmiş oluyorsunuz. Karşınızdakinin mesleki bilgisine güveniyorsanız sorun yok. Bilmediğiniz bir yere gittiğinizde ne yapmanız gerekiyor? İlk önce ustalık veya kalfalığını sorun veya belgelerine bakın. Eskiden usta çırak ilişkisi vardı, ustalarını yıllarca izleyen, yanında ondan gördüğünü yapan kalfalar artık yok, çoğu kendi istediğini yapıyor. Ucuz olmak Türkiye de kabul görmektir. Peridrolün saf olarak kozmetikte kullanılmasına kesinlikle karşıyım. Geçen gün yine bir kuaförde birinin saçı yanmış. Zehirlenmeler, kazalar yaşanıyor; su diye içen çocuklar var.”

Kozmetikte Fransa ve İtalya dünya pazarını elinde tutuyor. Saç boyasındaki teknolojileri çok yüksek, en az 180 çeşit marka var. Piyasada hazır kit boyalar bulunuyor. Günü kurtarmak ve aynı işlemi evde çok daha ucuza mal etmek isteyenler bunu tercih ediyor. Bir iki ay sonra bu saçı değiştirmek veya yenilemek istediğinde kit boyalarla ucuza mal ettikleri bu saçın geri dönüşümü aynı insana bu sefer 4-5 misli daha pahalıya mal olabiliyor. Bu arada milyonlarca liralık saç bakım ürünleri kullanılıyor, çoğu zaman iş işten geçmiş saçlarda sonuç alınmıyor.

Tıp ve kozmetik bakım kremleri birbirlerine karıştırılmamalıdır. Sıradan dökülmelerde kozmetik yardım eder; ama ağır bir dökülme durumunda kozmetikten değil tıptan çare aranması gerekiyor. Kozmetikte yapılan yanlış tercihler ve uygulanmaları dolayısı ile önümüzdeki yıllarda dermatolojik ve sağlık sorunlarının artmasından endişe ediliyor.


Güzellik uzmanı ve estetisyen.

Mevsime teslim olduk

Mevsime teslim olduk

Yeni mevsimin gelişi ile vücudun ruhsal ve fiziksel yapısı da değişiyor. Yorgunluk, halsizlik şikayetleri artıyor

Bütün bu değişikliklerden hormonel dengeleri erkeklere göre daha hassas olan kadınlar daha çok etkileniyor

Mevsim değişiklikleri vücudun fiziksel ve ruhsal yapısını yakından etkiliyor. Bu aylarda yorgunluk, halsizlik, depresyon gibi şikayetlerin artığını belirten uzmanlar bu şikayetler için sporu ve sağlıklı beslenmeyi öneriyor.

İki etkisi var

Kadınların bu dönemden erkeklere oranla daha fazla etkilendiğini belirten Memorial Hastanesi Suadiye Polikliniği İç Hastalıkları Bölümünden Uzm.Dr. Soner Dileklen, güneşin ve sıcak havanın etkisini yitirmesiyle şikayetlerin artığını söyledi: 'Sonbahar mevsimi insanlara birkaç yönden etki ediyor. Bunlardan ilki termal etkidir. Bu etki ısı değişimleri ve nem oranlarında ani azalmalar nedeniyle yaşanıyor. İkinci etki ise psikolojik etkidir.

Depresyona dikkat

Güneş ve ısı insana mutlulukla huzur veriyor. Sonbaharın gelmesiyle birlikte havalar soğumaya başladığı için kişilerde depresif bir ruh hali ortaya çıkabiliyor. Böylece son baharın gelişiyle birlikte kişilerde; halsizlik, uykusuzluk, yorgunluk gibi şikayetler artıyor. Kadınların psikolojik ve hormonel dengeleri erkeklere göre daha hassas olduğu için kadınlar bu dönemlerden erkeklere oranla daha fazla etkileniyor.' Mevsim değişikliğine bağIı yorgunluk, halsizlik ve depresyon şikayetleri olan kişilerde konsantrasyonu artırıcı ve motivasyonu güçlendirici spor faaliyetlerine ve hobilere önem verilmesi faydalı.

Vitamin alın

Bu tür rahatsızlıkların kronikleşmesi beklenen bir durum değil. Ancak depresyon geçiştirilemezse ilerleyebilir ve tedavisi güçleşebilir. Gerekli görüldüğü durumlarda uzmandan yardım istenmelidir. Bu dönemde bağışıklık sisteminin bozulması nedeniyle solunum yolu enfeksiyonları sık sık görülmektedir. Özellikle vitamin takviyesi yapılmalıdır.

Bitki çaylarından yardım alın

Vücut su ve elektrolit dengesi ani ısı ve nem değişikliklerinden çok kolay etkilenir. Sıcağın ve nemin yoğun yaşandığı yaz aylarından soğuk ve yağışlı son bahar aylarına geçişte vucut sıvı dengesi de değişime uğrar. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için C, B ve E vitaminlerinin alınmasına dikkat edilmelidir.Yine aynı aylarda kafein ve alkolden uzak durulmalı, ada çayı ve melisa çayı sıkça tüketilmelidir.

Çamaşır suyu damlayan kıyafetleriniz için

Çamaşır suyu damlayan kıyafetleriniz için


Çamaşır suyu, temizlikte sağladığı kolaylığı, dikkatsiz kullanıldığı zaman kıyafetlerimize verdiği zararla unutturacak kadar kızdırır bizi çoğu zaman. “Artık çamaşır suyu almak yok” dedirtir çoğu hanıma. Zira o güzelim kıyafetler minicik damlalardan dolayı benekli bir hal almışlardır. Çamaşır suyundan
vazgeçemiyeceğimize ve ne yapsak, ne etsek, kazalar olacağına göre, bunu tamir etmenin bir kaç yolunu söyleyelim size:

*Çamaşır suyu sıçrayan yerler eğer çok küçükse (nokta gibi), bunu kumaşın rengine uygun bir keçeli kalem ile boya***** tamir edebilirsiniz. Hele kıyafetiniz koyu renkli ise, pek
fark edilmeyecek kadar iyi olacaktır, inanın.

*Çamaşır suyu, kıyafetinize büyük hasarlar vermişse, o zaman kıyafetinize başka bir hava verme zamanıdır. Çamaşır suyundan arınmış kısımları batik yaparmış gibi, kalın bir yün yardımı ile bağlayın. Daha sonra önceden hazırladığınız, bir bardak musluk suyuna katılmış iki kaşık çamaşır suyu karışımından bir şırıngaya çekin. Şırıngadaki karışımı yavaş yavaş bağladığınız kısmın merkezinden kumaşa verin. İpi çözdüğünüzde iç içe halkalar şeklinde desenlerle karşılacaksınız.

Desenleri kendiniz istediğiniz gibi geliştirebilirsiniz. Bir tişörtün tam ortasından (göğüs kısmından) başla***** bağlarsanız, işlem tamamlandığında güneş gibi bir manzara geçer elinize.

Fakat burada unutmamanız gereken şey; suya gereğinden fazla çamaşır suyu katmayın, yoksa kıyafetiniz tamamen yıpranır. Bir bardak suya iki kaşık yeterlidir.

Barışmanın vakti geldi!

Barışmanın vakti geldi!

Sağlıklı ve mutlu bir ilişki için kavga sonrası barışmayı da bilmelisiniz.

Öncelikle sizi kavgaya iten, tartışmanıza neden olan sorunları bir düşünün. Anlık sinir ve öfkeniz geçtiğinde bunların ne kadar saçma olduğunu siz de göreceksiniz.

Küsmek, karşınızdaki kişiye hakaret edecek şekilde konuşmak ve çocuksu hareketlerden kaçınmalısınız. Niçin kızdığınızı mutlaka eşinize ya da sevgilinize anlatın. Uzun süre sessiz kalır, kızma nedenlerinizi açıklamazsanız karşınızdaki kişi de yanlışlarını düzeltme fırsatı bulamaz.

Eşinizin yapmak istediği açıklamalar olabilir dinlememezlikten gelmeyin.
Kendinizi karşınızdaki kişinin yerine mutlaka koyun. Onu anlamaya çalışın.

2025'te evli çift kalmayacak

2025'te evli çift kalmayacak

İskoçya'da yapılan araştırmalar, yakında evli insan kalmayacağını gösteriyor. İki evlilikten birinin boşanmayla bittiğini söyleyen araştırmacılar "2025'te evli çift kalmayacak" dedi.

Avrupa ve ABD'de her iki evlilikten birinin boşanmayla bittiğini hatırlatan araştırmacılar, bu oranın ileride daha da artacağını söylüyor. 2021'de dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun yalnız yaşayanlardan oluşacağını öngören bilim adamları, 2025'te ise evli çift kalmayacağını tahmin ediyor.

'Dayı' da kalmayacak

Boşanan çiftlerin sayısında büyük artış var. Evlenenlerle boşananlar arasındaki makas ileride daha da açılacak. Üstelik gelecekte insanlar evlenmeyi değil, beraber yaşamayı tercih edecek" diyen araştırmacılara göre 2025'te akrabalık bağları da zayıflayacak. Çiftlerin genelde tek çocuk yapmayı tercih etmesi, ağabey, teyze, amca, dayı, hala gibi akrabaların pek kalmamasına yol açacak.(Sabah)

Acayip Pratik Bilgiler

1) Çoraplarinizi çamasir makinesine koymadan önce çengelli igne ile birbirlerine tutturursaniz kaybolmadiklarini göreceksiniz.

2) Kadife ve ipekli elbiselerinizi buharli bir banyoya asin. Buhar onlarin tüm kirisikliklarini alacaktir.

3) Gözlügünüzün vidasi çok çabuk çikiyorsa vidayi takmadan önce, vidanin girecegi delige renksiz oje damlatin. Vidayi öyle takin.

4) Satin aldiginiz ayakkabilar ayaginizi sikiyor ise onlari bir kaç dakika buhara tutun. Makasinizi bilemek istiyorsaniz, zimpara kagidi kesin.

5) Halidaki sigara yaniklarindan, yanik yerler üzerinde zimpara kagidi ile dairesel hareketler yaparak kurtulabilirsiniz.

6) Mobilyalarin yerlerini degistirdiginizde halilarin üzerinde iz birakir. Bu izleri yok etmek için izlerin üzerine bir parça buz koyun ve erimesini bekleyin. Daha sonra üzerinde elektrik süpürgesini gezdirin. Izden eser kalmadigini göreceksiniz.

7) Evinizde hayvan besliyorsaniz ve bunlarin tüyleri koltuklariniza, kanepelerinize bulasiyorsa elinize yapiskan bir bant sarin ve tüylü olan yerlerde gezdirin.

8) Fermuarli giyeceklerinizi çamasir makinesine koymadan önce kapali olup olmadigini kontrol edin. Açiksa zedelenebilirler.

9) Yeni yikanmis nemli halinizin üzerine mobilyalarinizi koymadan önce ayaklarinin altina biraz alüminyum folyo koyun. Böylece izlerin çikmasina engel olacaksiniz.

10) Üst üste koydugunuz bardaklar yapisip çikmiyorsa bir legenin içerisine koyun Üstteki bardagin içerisine buz koyup legenin içerisine yavas yavas sicak su koyun. Bardaklarin kolayca çiktigini göreceksiniz.

11) Tahta salata kaplarinizi suyun içerisinde bekletirseniz çatlarlar. Bunu önlemek için kullandiktan sonra bekletmeden yikayip, kurulayin. Böylece tahtalarin bozulmalarini önlemis olursunuz.

12) Çocugunuz için bir parti vereceginiz zaman süslü bardaklari su sekilde yapabilirsiniz. Bardaklarin agzini önce yumurta akina batirin. Daha sonra renkli pasta sekerinin içerisine batirip kurumasini bekleyin.

13) Satin aldiginiz plastik ve cam esyalarin üzerine yapistirilan etiketlerden kurtulmak için etiketin üzerine yemeklik margarin sürün ve 15 dakika bekletin. Bir bez ile ovalayip yikayin. Üzerinde hiç bir leke ve çizilme olusmayacaktir.

14) Çekmecelerinizin raylari takilip kolayca kapanip açilmiyorsa biraz sabun sürün. Rahatça açilip kapandigini göreceksiniz.

15) Radyatörlerinizin arkasina alüminyum folyo yapistirirsaniz, sicakligin duvardan disari degil odanin içerisine yansimasini saglamis olursunuz.

16) Ütü yapmayi kolaylastirmak ve süreyi azaltmak için ütü masasinin kilifinin altina alüminyum folyo koyun. Sicagi geri yansitacagindan ütü yapmak daha kolay olacaktir.

17) Bez pabuçlarin temizlenmesi sorun oluyor ise pabuçlari bir yastik kilifinin içerisine koyun. Kilifin agzini kapayin ve çamasir makinasinda yikayin. Yeni gibi olacaklardir.

18) Buz kaliplarinizi su ile doldurmadan önce bölmelere portakal, limon ve dilediginiz meyve parçaciklari yerlestirirseniz dekoratif buzlar elde etmis olursunuz.

19) Saglikli dislere sahip olmak istiyorsaniz günde iki kez 150 gr yagsiz peynir tüketin. Peynirdeki kalsiyum diyetini kuvvetlendirir, disleri saglamlastirir

20) Eger ayaklariniz çok isinip sisiyorsa onlari saatlerce sicak suda bekletmeyin, aksine kolonya ile ovalayin. Bilekleriniz ve ayaklariniz sismeyecektir

21) Eger ayaklariniz çok hassas ise, sicak havalarda sikayetleriniz artiyorsa, her sabah bir kaç damla zeytinyagi ile ovalayin.

22) Eger cildiniz kuru ise bir muzu ezin, içerisine bir çay kasigi bal veya bademyagi karistirip yüzünüze sürün. Bir kaç dakika bekleyip ilik su ile yikayin.

23) Pamuklu giysilerinizin çekmemesi için ilk yikamada bir gece soguk suyun içerisinde bekletin, sonra yikayin, çekmeyeceklerdir.

24) Dirsek ve topuklarinizin sertlesmesini istemiyorsaniz, bir dilim limon ile ovun. Böylece yumusacik olacaklardir.

25) Duvar kagitlarini yenilemek istediginizde eski kagitlari çikartmak her zaman sorun olur. Ilik su dolu bir kaba bir miktar bulasik deterjani dökün ve karisima batirdiginiz sünger ile duvar kagitlarini silin, kolayca çikacaklardir.

26) Yeni bir tava satin aldiginizda ilk önce içinde bir miktar sirke kaynatin. Bu islem ilerde kizartmalarinizin tavaya yapismasini önleyecektir.

27) Büyüme çaginda yaninda sigara içilen çocuklarda kulak enfeksiyonlarina daha çok rastlandigi saptanmistir.

28) Yiyecek satin alirken mutlaka etiketlerini okuyun. Kilo verme savasinda maglup olmak istemiyorsaniz kalorilere ve yaga karsi tetikte olun.

29) Cevizle dost olun. Içindeki yag beyin hücreleri için çok yararlidir. Kan sekerini düsürdügü için seker hastalarina da uzmanlar tarafindan tavsiye edilir

30) Hizli kilo verip tekrar almak vücudunuzun zayiflamaya karsi direncini arttirir ve giderek kilo vermeniz zorlasir. Metabolizma alt üst olur.

31) Rasgele diyet, rasgele saglik yani sagliksizlik demektir. Sagliginizi hafife almayin ve rasgele diyet yapmayin.

32) Duvariniza çivi çakacaginiz zaman isaretlediginiz yerin üzerine çapraz bant yapistirin. Çiviyi öyle çakin. Böylece duvarin alçisini çatlatmamis olacaksiniz.

33) Bir büyük sogani rendeleyin ve orta boy bir bal kavanozuna koyup iyice karistirin. 48 saat bekletin, surup haline geldiginde öksürügü ve soguk alginligi olan hastaya sabah aksam bir çorba kasigi içirin. Soganin içerdigi yaglar öksürügü durduracaktir.

34) Kizartma yagini bir kaç kez kullanabilirsiniz. Kullanilir durumda olup olmadigini anlamak için kizgin yagin içerisine bir dilim ekmek atin. Ekmekte kara lekeler olusmuyorsa kullanabilirsiniz.

35) Cevizlerin kabuklarini kolayca açabilmek için onlari bir gece tuzlu suyun içerisinde bekletin. Böylece içleri de dagilmayacaktir.

36) Unlarinizin böceklenmemesi için, un kavanozunun içerisine bir adet defne yapragi koyun.

37) Yumurtalarin haslanirken çatlamamasi için, kaynatma suyuna bir çorba kasigi sirke koyun.

38) Firinda patates yapmadan önce , 10-15 dakika haslayin ve çatal ile delin. Daha kolay pisecektir.

39) Büyük miktarda patatesiniz var ise torbanin içerisine bir adet elma koyun. 8 hafta boyunca filizlenmesini ve büzüsmesini önler.

40) Patateslerinizi kuru ve serin bir yerde saklayin.

41) Kullanilmis limon kabuklarini rendeleyip seker ile karistirin. Kavanozun içerisinde buzdolabinda uzun bir süre saklayabilirsiniz. Böylece pasta yaparken elinizin altinda hazir bulunur.

42) Kabarik bir omlet yapmak istiyorsaniz, bir çorba kasigi suyun içerisine bir çay kasigi misir unu karistirin. Hazirladiginiz karisimi yumurtaya ilave edin. Böylece kabarik bir omlet yapmis olacaksiniz.

43) Sarimsak dograrken biçaga yapismasini istemiyorsaniz, kesme tahtasina biraz tuz serpistirin.

44) Yeni bir yemek tarifi denerken, yemek kitabinizi seffaf bir torbanin içerisine geçirirseniz, onu kirletmemis olursunuz.

45) Eger tencere kapaginizin tutacagi kirildiysa onun yerine sarap mantari geçirebilirsiniz. Böylece hem tutacak görevi yapacak, hem de izolasyon.

46) Hazirladiginiz soslarda harika tatlar olusturmak için soya ve susam yagi kullanabilirsiniz. Ancak bu yaglarin yüksek isida pisirilmesi dogru degildir

47) Pasta yaparken kati yag kullanacaksaniz onu rendenin kalin tarafi ile rendelemeyi deneyin. Küçük parçalar haline gelen margarin daha kolay islenir

48) Sarimsaklarinizi her zaman elinizin altinda hazir bulundurmak istiyorsaniz kabuklarini soyduktan sonra bir kavanoza doldurup üzerine zeytinyagi ko***** muhafaza edebilirsiniz. Ayrica bu yag yemeklerinize, salatalariniza ayri bir lezzet katacaktir.

49) Peyniri kolay rendelemek için, 15 dakika buzlukta bekletin

50) Bisküvileriniz yumusamissa onlari birkaç dakika firinlayin.

51) Bakir esyalarinizin parlamasini istiyorsaniz, onlari sirke ya da limon ve tuz ile ovun

52) Ahsap esyalarinizi temizlemek için sirke ve zeytinyagi (bir kaç damla)karisimi hazirlayin. Esyalariniz hem temizlenecek hem de parlayacaktir

53) Çekmeceleri içini bosaltmadan temizlemek istiyorsaniz, elektrik süpürgesinin ucuna ince bir çorap geçirin.

54) Elbisenize sakiz yapisirsa, naylon torbanin içerisinde buzluga koyun. Bir saat bekletin ve çikartin. Kolayca çikacaktir.

55) Haliya sakiz yapisirsa üzerinde buz torbasi gezdirin.

56) Eger galeta ununuz bittiyse ve ekmeginiz de yoksa mikser ya da blenderden geçireceginiz kornfleksler ayni islemi görecektir.

57) Firinda tavuk kizartacaginiz zaman üzerine koydugunuz baharatlardan içine de koyun. Böylece daha lezzetli olur.

58) Sert etlerinizi esit miktarda sirke ve sivi yag içerisinde bekletin Yumusadigini göreceksiniz.

59) Domates salçaniz çok eksi ise içerisine bir havuç rendeleyin. Havuç, salçanizi (sosunuzu) tatlandiracaktir.

60) Mantarlarin daha lezzetli olmasi için pisirmeden önce üzerlerine biraz tuz ve limon suyu koyun, 5 dakika bekletin. Daha sonra pisirin.

61) Firin torbasinda tavuk pisirirken; malzemeleri doldurdugunuz firin torbasinin üzerine bir kaç delik açin. Böylece daha çabuk ve iyi piser.

62) Ayrica firin torbasinin içerisine bir kaç dis sarimsak koyarsaniz lezzetine doyum olmaz.

63) Firinda tavuk kizartacaginiz zaman bir limonu ikiye bölün, yarisini tavugun üzerine bastirarak iyice sürün. Diger yarisini ise tavugun içerisine yerlestirin. Tavugunuz nar gibi kizaracaktir.

64) 2 Çorba kasigi yogurdu, sulandirilmis 1 çorba kasigi salçayi ve birazda zeytinyagini derin bir kabin içerisinde karistirin. Firina koymadan önce tavugun her tarafina sürün. Çok daha lezzetli olacaktir.

65) Satin aldiginiz havucun yapraklarini atmayin, salatalarinizda kullanin. Çünkü bu yapraklarda kemik erimesini önleyen kalsiyum bol miktarda bulunur.

66) C vitamini isi ile çok çabuk kaybolur. Bunun için C vitamini içeren sebze ve meyveleri fazla bekletmeden taze olarak tüketin.

67) Hazirladiginiz kekin ortasina malzeme koyacaginiz zaman biçak ile kesmenize gerek yok. Dikis ipligini kekin etrafina gerip dikkatlice çektiginiz zaman düzgün bir sekilde kesildigini göreceksiniz.

68) Hazirladiginiz kekin, firinda pisirirken çökmemesi için hamuru kalibi ile birlikte firina koymadan önce 20 dakika kadar dinlendirin.

69) Satin aldiginiz kültür mantarlarini kese kagidinda agzi kapali olarak buzdolabinin sebze bölümünde sakliya bilirsiniz. En az 2-3 gün tazeliklerini kaybetmezler. Mantarlari hiç bir zaman plastik torbada muhafaza etmeyin çünkü yapis yapis olurlar.

70) Tencerede kalan soslu makarnayi isitmak çogu kisiye zor gelir. Çünkü tencerenin dibi tutar yada alt tarafi isinir üzeri soguk kalir. Makarna kabini kaynar su dolu tencerenin içerisine koyun (benmari usulü) bir süre ocak üzerinde bekletin. Böylece makarnaniz kolayca isinacaktir.

71) Yumurta yüksek isida sülfürik asit çikaran bir besin oldugu için on dakikadan fazla haslamayin.

72) Hamur açarken merdane yerine içi buz gibi su dolu bir siseyi deneyin. Hamurunuzun daha kolay açildigini göreceksiniz.

73) Pisirdiginiz sebzelerin renklerini kaybetmemesi için bir kesme seker yada limon suyu koyun.

74) Hazirladiginiz omletin tavaya yapismamasi için, önce tavayi ocaga koyup iyice isitin sonra yagi döküp kizdirin. Daha sonra karisimi tavaya alin ve ocagin altini kisin.

75) Kesilmis ve açik havada kalmis sogan zararlidir. Kullanmadiginiz sogan parçalarini saklamayin.

76) Kavanozdaki hardal kurumaya basladiysa içerisine birkaç damla limon

77) suyu yada sirke ile toz seker ilave edin iyice karistirin

78) Çok miktarda alkollü ve alkolsüz kokteyller hazirladiginizda onlardan bir miktarini buz kaplarina yerlestirin. Kokteyllerin içerisine bunlari kullanin Böylece sulanip tatlarini kaybetmeyeceklerdir

79) Uzun süre saklanan kuru soganlar filizlenmeye baslar ve tazeligini yitirerek çürür. Kuru soganlari kese kagidina sardiktan sonra buzdolabinin sebze bölümünde muhafaza ederseniz çürüyüp bozulmasini önlemis olursunuz.

80) Kati yumurtayi parçalamadan kesmek için kullanacaginiz biçagi önceden sicak suyun içerisine koyup islatin ve kesin. Dagilmayacaklardir.

81) Aksamdan artan pirinç pilavini isitip yemegi sevmiyorsaniz, onu çorbalarinizda degerlendirebilirsiniz.

82) Kizarttiginiz tavugun tekrar isittiginizda lezzetini kaybetmesini istemiyorsaniz tavuk parçalarini bir süzgece koyun. Tencerenin içerisinde su kaynatin ve süzgeci üzerine oturtun. Buharda isitilan tavuk lezzetinde hiçbir sey kaybetmeyecektir.

83) Makarnanizi soguk suyun altindan geçirmeniz gereken yegane zaman onu soguk olarak servis yapacaginiz zamandir. Yada üzerine kaynar bir sos döküp aninda servis yapacaginiz zamandir. O zaman pisirme sürecini durdurmak için soguk suyun altinda gezdirin ve suyunu iyice süzün.

84) Satin aldiginiz kasar peynirini uzun süre saklamak istiyorsaniz onu küçük porsiyonlara ayirin ve buzlukta dondurun. Istediginiz kadarini çözülmesini bekleyip kullanabilirsiniz.

85) Maydanozu yemeklerinize atesten almadan bir kaç dakika önce ilave edin.Çünkü pismis maydanoz acimtirak bir tat alir ve vitamini kaybolur.

86) Kirmizi et ile hazirladiginiz yemeklerin daha lezzetli olmasini istiyorsaniz etin üzerine bir miktar biberiye serpin, kemik uçlarina sarimsak sürün. Daha sonra az yag ile firinda kizartin.

87) Satin aldiginiz kahveyi taze saklamak istiyorsaniz cam kavanoza bosaltip içine iki adet kesme seker atin. Agzini sikica kapatin. Kahvenin taze kaldigini göreceksiniz

88) Limondan daha fazla su elde etmek istiyorsaniz, limonu yikayip kuruladiktan sonra çatal ile bir kez delin, sonra suyunu sikin.

89) Satin aldiginiz kiviler çok sert ve ham ise bir gece boyunca plastik bir torba içerisinde elma ve armut ile saklayin.

90) Patates pürenize degisik bir koku vermek istiyorsaniz içine bir miktar hindistancevizi atin. Tadinin çok degistigini göreceksiniz.

91) Yaptiginiz böregin kivaminda pismesini istiyorsaniz firina koymadan önce birkaç saat buzdolabinda bekletin. Böylece çok daha lezzetli olacaktir.

92) Kahvalti yada çay saati için hazirladiginiz hamur kizartmalarinin daha lezzetli olmasini istiyorsaniz, hamura eklediginiz kabartma tozuna biraz toz seker katin.

93) Elma formunuzu korumak için ideal bir istah kesicidir. Ayrica sabah aç karnina yendiginde bagirsaklari çalistirir.

94) Bir adet kivide, bir portakalda olan C vitaminin iki kati vardir.

95) Yogurttan daha fazla yararlanmak istiyorsaniz suyunu atmayin. Yogurdun tüm mineral ve vitaminleri bu suyun içinde bulunmaktadir.

96) Evinizde mayonez hazirlarken bir kez de zeytinyagi yerine susam yagini deneyin. Mayonezinizin daha lezzetli oldugunu göreceksiniz.

97) Yemeginizin yagi fazla kaçti ise içine bir kaç küp buz atarak yaglarin buzun üzerine toplanmasini saglayabilirsiniz.

98) Patlican kabuklarini soyduktan sonra içine sirke ve çok az zeytinyagi konmus suda çok az haslayin. Daha sonra istediginiz küçükte dograyin ve pilav yaparken içine katin. Pilaviniz daha lezzetli olacaktir.

99) Dondurdugunuz sebzelerin uzun bir süre tazeliklerini korumalarini istiyorsaniz dondurmadan önce kaynayan su içerisine batirarak 2-3 dakika sok haslama yapin, ardindan hemen soguk suya tutun. Sulari iyice süzüldükten sonra naylon torbalara doldurup havasini alin ve dondurun.

100) Kök ve yapraklari beraber yenilen sebzeler pisirilirken önce kökleri ince ince dogranip tencereye konulmali. Yapraklari ise daha sonra ilave edilmeli. Böylece besin degerleri kaybolmayacaktir.

101) Evde pasta yaparken kullandiginiz meyve sekerlemelerinin dibe çökmesini istemiyorsaniz hazirladiginiz hamura bir miktar misir unu ilave edin.

102) Meyveler piserken sulari yogunlasir ve dibe çökmezler.

103) Kek kalibinizin içine hamurunuzu dökmeden önce ortasina bir serit alüminyum folyo koyun. Böylece kekinizi pisirdikten sonra kolayca çikartabilirsiniz.

104) Satin aldiginiz baligi hemen pisirmeyecekseniz, parçalara ayrilmis olarak almayin. Temizlenmis, bütün olarak alin. Çünkü derisiz et zararli bakterilere karsi daha açik ve duyarlidir.

105) Naftalin kokusundan hoslanmiyorsaniz, dolaplarin içine limon kabugu ve karanfil taneleri koyun. Böylece hem güve gelmeyecek hem de giysileriniz güzel kokacak.

106) Lahana ve karnabahar pisirirken çikan kokuyu önlemek istiyorsaniz tencerenin kapagina bir dilim ekmek koyun.

107) Sogan, sarimsak kesmeden önce parmaklariniza limon suyu sürerseniz , istemediginiz kokulardan kurtulmus olursunuz.

108) Kizartma kokularinin bütün eve yayilmamasi için yagin içerisine bir iki dal maydanoz atin.

109) Lambalarinizin üzerine kullanmadiginiz kokularinizdan veya biraz vanilya sürerseniz, lambalarinizi yaktiginizda mis gibi koku yayilacaktir.( Fazla sürmeyin.)

110) Evinizin mis gibi kokmasini istiyorsaniz, bir kaç tane karanfili az su ile kaynatin.

111) Kötü kokan spor ayakkabilarinizin içerisine biraz bikarbonat koyun ve bir gece bekletin. Sabahleyin silkeleyin. Kötü kokulardan eser kalmayacaktir.

112) Parfümü bitmis küçük parfüm siselerini atmaya kiyamiyorsaniz onlari çamasir dolabiniza koyun. Böylece çamasirlarinizin hos kokmasini saglarsiniz.

Arama kelimelerim: "Çoraplarinizi çamasir makinesine "

kadınlarla ilgili felsefi sözler

Kadınla ilgili felsefi sözler...
Bakın, dünyaca ünlü düşünür ve yazarlar kadınları nasıl yorumlamış!.
* Bir kadın kısık sesle konuşuyorsa bir şey istiyor demektir. Sesini yükseltiyorsa bilin ki istediğini elde edememiştir... (Anonim)
* Karısı güzel olan adam mutlu olur. Güzel olmayan ise filozof... (Sokrates)
* Bir erkek ölürken kıpırdayan son yeri, kalbidir. Bir kadın ölürken, dili... (George Chapman)
* Erkek hissettiği, kadın göründüğü yaştadır. (Moltimer Collins)
* Kadın peşinde koşmanın zararı yoktur. Zararı veren onları yakalamaktır. (Jack Davies)
* Bir sürü erkek başarısını ilk karısına borçludur. Ikinci karısını da başarısına. (Jim Backus)
* Kadına inanan, kendini aldatır. Inanmayan da kadını aldatır. (Çin Atasözü)
* Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at; kapında varsa kaldır at. (Türk Atasözü)
* Zengin dullar bir gözleriyle ağlarlar, öbürünü kırparlar. (Miguel De Cervantes)

Vücudunuz yalan söylemez

Vücudunuz yalan söylemez

Diliniz sizin istediğinizi söyler ama beden dili gerçekleri ortaya döker. Kısacası beden dili sizi ele verir...

Psikolojik tekniklerle insanların gerçek düşüncelerini okuyabilen Derren Brown, 'Bedenlerimiz değişmez bir şekilde, gerçekte nasıl hissettiğimiz hakkında ipuçları veriyor' diyor.

Burun kaşıma...

Burun kaşıma, beyaz yalanların klasik işaretidir. Yine de, sevgiliniz sizden gerçekleri saklarken, büyük bir olasılıkla gözlerine, kulaklarına, dudaklarına dokunuyor olabileceğini biliyor muydunuz? Erkekler gerçeği söylemediği zamanlarda elleriyle yüzlerine dokunuyorlar. Bu bedenlerinin, yalanlarına karşı koyuş biçimi.

Yutkunma

Bedenlerimizin yalanlarımıza bir diğer karşı koyuş biçimi ise boğazımızın işlevlerini yerine getirmesini kısıtlamak. Bu da konuşmayı zorlaştırır, yani eğer birisi yalan söylüyorsa sözcükleri dışarıya çıkarmak için sık sık yutkunur veya dudaklarını yalar.

Göz hareketleri

İŞTE yalanı gözlerden yakalama tekniği: Bu konuda yapmanız gereken ilk şey, sevgilinize cevabını bildiğiniz soruları sormak. Birlikte olduğunuz zaman yaptığınız bir şeyi sorun, örneğin 'Ne yemiştin' veya 'Nereye park etmiştik?' gibi. 'Cevabı düşünürken, gözlerinin nereye gittiğini izleyin. Karşınızdakinin konuşması bittikten sonra baktığı yerler, söylediklerinin doğru mu yalan mı olduğu konusunda ipuçları veriyor.

Hızlı konuşma

Sevgiliniz tane tane mi konuşuyor, yoksa hızlı mı? Uzmanlara göre, ne kadar hızlı konuşursa, yalan söylediğinden o kadar fazla kuşkulanabilirsiniz. Genel kanıya göre, insanlar hızlı konuştuklarında yalanlarının ortaya çıkmayacağını düşünüyorlar.

Uygun jean'i seçin rahat ve şık olun

Uygun jean'i seçin rahat ve şık olun

Rahatlığın simgesi jean sonbahar-kış sezonunun da vazgeçilmez parçası. Gündüz işe giderken giydiğiniz jeani, şık bir bluzla tamamla***** akşamki partiye de katılabilirsiniz. Ancak vücudunuza uygun pantolonu bulmanız çok önemli.

Modası hiçbir zaman geçmeyen ve kesinlikle de geçmeyecek jean pantolonlar her sezon yeni trendlerle gardıroplarımızda yerini koruyor. Gece gündüz rahatlıkla giydiğimiz jeanler üzerimizden neredeyse hiç çıkmıyor. Değişik kesimlerle çeşitlilik kazanan jean pantolonlar, yeni sonbahar-kış sezonunda da bol kesimli, dar kalıplı, kısa paçalı ya da terzi dikimli olarak karşımızda. Önemli olan vücut yapınıza uyacak en doğru kesimi bulmak. Yıllarca giyebileceğiniz, vücut hatlarınızı da düzgün gösterecek jean pantolonu bulmak için önerilerimize kulak verin.

Günlük yaşamda da jean giyiyorsanız, klasik kesimleri tercih edebilirsiniz.

Bacak boyunuzun olduğundan daha uzun görünmesini sağlamak için uzun paçalı ve dar kesimli jeanler tercih edin. Böylece her ayakkabıyla, bacak boyunuz olduğundan uzun görünecektir.

Koyu renkli jeanler her zaman için daha havalı ve klasiktir. Açık renkli jean tercih edecekseniz, modellerin içinden en koyusunu seçin. Unutmayın, her yıkamada pantolonunuzun rengi daha da açılacaktır.

Bol kesimli jeanler sizi olduğunuzdan daha şişman gösterirken, yüksek bel kesimli jeanler ise basen ve bel bölgenizi vurgulayacaktır. Geniş kalçalılar kesinlikle tercih etmemelidir.

Yuvarlak poponuz ve dar hatlarınız varsa, streç jeanler tam size göre.
Düşük belli jeanler giydiğinizde iç çamaşırınızın da düşük belli olmasına özen gösterin.

En sevdiğiniz jeaninizin bakımına özen gösterin. Size delice gelebilir ama kuru temizleme ile jeanleriniz ilk aldığınız günkü gibi rengi açılmadan kalacak ve yeni görünecektir.

Jean pantolonda arka cepler çok önemlidir. Poponuzu büyük göstereceği gibi çıkık ve yuvarlak da gösterebilir. Küçük ve yukarıda olan cepler, popoyu olduğundan daha büyük gösterir. Her zaman için standart cep boyu olan jeanleri tercih edin.

Beli yüksek kesimli olmayan, paçası geniş jeanler her vücut tipi için uygun tercihtir. Paçaların dizden aşağı doğru bollaşmasına ve üst tarafın vücudunuza oturmasına dikkat edin.

'kıvrımlı' kadınlar daha çok yaşıyor

Danimarkalı bilim adamları, Jennifer Lopez ve Sophia Loren gibi 'kum saati' tipinde olan kadınların kalplerinin daha sağlıklı olduğunu ve daha uzun yaşadıklarını belirledi.

'Kıvrımlı' kadınlarda kalp krizi riskini azalttığı bilinen protein hormonu 'adiponectin' stokları bulunduğu da ortaya çıktı.

Araştırmada, bir kadın için ideal ölçülerin kalçaların en az 100 cm olduğu 42 beden olduğu belirtildi.

Elma tipli de denilen karın bölgesinde yağ fazlası olan kadınların ise diğer dolgun hemcinslerine kıyasla daha az sağlıklı oldukları belirlendi.

Karın bölgesindeki yağların vücudun diğer bölgelerindeki yağlardan farklı olduğu ve insülin sistemine zarar veren kimyasal maddeler pompala***** şeker ve kalp hastalıklarına yolaçtığı biliniyor.

Kopenhag'da Önleyici Tıp Enstitüsü'nden Profesör Berti Heitmann, "kalçadaki yağ, karındaki yağdan farklı. Kalçanızda yeteri kadar yağ yoksa kalp krizi geçirme tehlikesiyle karşı karşıyasınız" dedi.

Araştırmada, binlerce kadının belirli bir zaman dilimi içinde ne tür sağlık sorunları yaşadıklarına bakılır

Eşinizi anlıyor musunuz?

Eşinizi anlıyor musunuz?

Eşini iyi tanıyan ve davranışlarını buna göre ayarlayan mutlu oluyor
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ''Kadın Psikolojisi'' adlı kitabında, eşlere birbirini anlamanın altın kurallarını anlattı.


İşte uzmandan bazı öneriler...

Eşinizin sinirli olmasının nedeni, sizinle hiç ilgili olmayabilir. Ona saldırı hakkı tanımak gibi güzel bir armağan verirseniz fırtınaya fırsat vermezsiniz.
Avukat gibi değil hakim gibi olmalı; bir şeyler ters gittiğinde hata nerede objektifliği ile hareket etmeli, benim 'eşim haksız da olsam beni desteklemeli' düşüncesini sorgulamak gerekli. Bazen kol kırılır yen içinde kalır ama bu hatayı onaylamak şeklinde olmamalıdır.

Evlilik sorunlarının önemli bir kısmı, kişinin kendisi hakkında değil eşi hakkında düşünmesinden kaynaklanır. Onun ruhunu bile kontrol etmek ister. Başkalarının olmalarını istediği gibi olmadıklarına

Fırtınalara fırsat verin. 'Bu adam beni deli etti' diyorsanız, bırakın fırtına essin, arkasından sağanak yağış gelsin. Sonradan çiçekler açacaktır.

Sabırlı olmak, diğer bütün erdemlerin geliştiği temel erdemdir. Sabır ve zaman duygusu birbiri ile ilişkilidir. Meditatif bir eylem olan sabır, sadece katlanmak anlamına gelmez.

Nankörlük, evliliğe çok zarar verir. Doyumsuz eşler, ciddi evlilik sorunlarına neden olurlar.

Bir Anneden Öğütler...

Bir Anneden Öğütler...

* Bundan 20 yıl sonra, yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin. Dolayısıyla halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç. Rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet.

* Düşün, onları seyredecek birileri olmasaydı, kaç kişi Mercedes otomobil alırdı.

* Bilimde ve güzel sanatlarda en üstün başarılar, tek başlarına çalışan kişiler tarafından elde edilmiştir. Hiçbir parkta bir kurul için dikilmiş bir anıt yoktur.

* Yapabileceğin kadar söz ver. Sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap.

* Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.

* Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere dertlerin yüzme bildiğini söyle.

* Dalın ucuna gitmekten korkma. Meyve oradadır.

* Büyük adam büyüklüğünü küçük adama davranışıyla gösterir.

* Şans bukelamun gibidir. Biraz zaman tanı, mutlaka değişecektir.

* "Tarihte en etkili 100 kişi" adlı kitabı okudum. Onların hepsiyle ortak olduğumuz tek şeyin zaman olduğunu hayretle gördüm.

* Günün sonunda kendini bir sokak köpeği kadar yorgun hissediyorsan, bu belki bütün gün hırladığın içindir.

* Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla! Şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla.

* Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç görmedim.

* Kimi zaman içindeki o sessiz sese uzmanlardan daha fazla güven.

* Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona hiçkimse söylemedi ki, uçuyor.

* Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar, sonunda, en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar.

* Öteki insanlardan daha akıllı ol. Yalnız bunu onlara söyleme!

* Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir.

* Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın.

* İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder.

İnsanin tum evrende kesin olarak duzeltebilecegi tek bir sey vardir: kendisi.

Türkiye'de kadınlar erkeklerden daha şişman

Türkiye’de kadınlar erkeklerden daha şişman

Dünya Kalp Federasyonu ve Erciyes Üniversitesi’nin yaptığı araştırma, Türkiye’deki kadınların erkeklere oranla 2,5 kat daha şişman olduğunu ortaya koydu.

Türkiye metabolik sendrom bozukluğu araştırmasıyla, metabolizma bozukluğunun yol açtığı hastalıklar da belirlendi. Buna göre şişmanlık, damar sertliği, şeker hastalığı, kan pıhtılaşması, kadınlarda kıllanma ve gebe kalamama gibi rahatsızlıklar görülebiliyor. Hilton Otel’de düzenlen toplantıya Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan İlkova katıldı. İlkova araştırmanın 4 yıllık bir süreyi kapsadığını ve 17 ilde tamamlanan sonuçları açıkladığını belirtti. Türkiye genelindeki incelemelerin ise en kısa zamanda tamamlanacağını ifade eden Prof. Dr. İlkova, 27-28 bin denek üzerinde araştırma yapılacağını dile getirdi. Türkiye’de kadınların erkeklerden 2,5 kat daha şişman olduğunu açıklayan İlkova, bel çevresi kalınlığının Türkiye’de, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) standartlarından farklı olduğunu belirterek, “Aşırı kilolu vatandaşların birkaç kilo dahi olsa zayıflamaları önemli hastalık risklerini azaltır.” dedi.

Erkekleri Korkutan Cümleler

Bir erkeğin sevgilisinden asla duymak istemediği şeyler vardır. Örneğin ‘Alışverişe gidelim mi?’ sorusu ya da ’Tıpkı babam gibi davranıyorsun’ cümlesi beraber olduğunuz erkeği çileden çıkartabilir. İşte size sevgilinizin duymaktan korktuğu diğer cümlelerden örnekler…


''Düşündüm de…"

Kız arkadaşınız bu kelimelerle başlayan bir cümle kuruyorsa bilin ki mevzu ciddidir. Bu cümle çeşitli şekillerde tamamlanabilir. Örneğin: ‘Düşündüm de neden beni seviyorsun?’ ya da ‘Hiç geleceğimizle ilgili birşeyler düşündün mü?’

"Adam gibi davran"


Erkekliğinizin sorgulanması kadar acı verici birşey yotur herhalde. Onu utandırmak için istediği şeyi yapabilir ya da ona dırdır yapmamasını söyleyebilirsiniz.

"Ailem seninle tanışmak istiyor"

Bu cümlenin iki anlamı olabilir:

1-İlişkiniz ciddi bir boyuta gelmiştir
2-Kızın ailesi sizi incelemek istemektedir

Tek yapmanız gereken sevgilinizin babasının kesici aletlleri olmaması için dua etmek.


"Başım ağrıyor"

Bu cümle bu gece hiçbir aksiyon yaşayamayacağınızın işareti. Eğer onu çok arzuluyorsanız sevgilinize bir ağrı kesici vererek iyileşmesini bekleyebilirsiniz.

"Ne düşünüyorsun?"

Kadınlar meraklıdır. Erkeklerin herşeyini bilmek ister. Fakat erkekler kendileriyle ilgili herşeyi açığa vurmayı sevmez, sessiz kalmayı tercih eder.

"O kızı beğendin mi?"

Sizi yanınızdan geçen nefis sarışına bakarken yakaladı. ‚’Beğenmedim’ derseniz yalan söylediğinizi anlayacak. ’Evet ama poposu büyüktü’ gibi bir cümle sizi bu zor durumdan kurtarabilir.

"Bende bir değişiklik farkettin mi?"

Eğer farketmediyseniz başınız belada. Cevabınız geciktikçe sinir kat sayısı daha da yükselecektir. ’‚Saçın harika olmuş’ dediğinizde eğer tespitiniz yanlışsa yeni aldığı küpeleri hırsla yere fırlatması olası bir davranış.

"Arkadaşım evleniyor/hamile"

Masum bir cümle gibi duruyor. Fakat bunu söylerken sesindeki hüznü fark ettiniz mi? Bu noktada aslında size ’Biz ne zaman evleneceğiz?’ diye sormak istiyor. Fakat size ’hamileyim’ diye gelirse size şans dilemekten başka yapacağımız birşey yok.

"Konuşmamız lazım"

Bu cümlenin arkasından asla güzel bir cümle gelmez. Bu dört lanetli kelime birleştiğinde ilişkinizle ilgili bir sorun var demektir. Ya size ayrılmak istediğini söyleyecek. Ya da ilişkinizin onu tatmin etmeyen yanlarından bahsedecek. Aman dikkat!

"Eski sevgilim böyle yapmazdı"

Onun yanında hiçbir zaman eski sevgilinizden bahsetmediniz ama o bahsediyor ve sizi terkettiği adamla karşılaştırıyor. Hemen kendinizi koruyun diyoruz!

Kadınca İtiraflar

Her kadının gönlünden geçen dilekler vardır. Keşke dedikleri bir sürü şey. İşte onlardan birkaçı.


1. Gerçek olmasa bile güzel olduğumuzu duymak genelde çok hoşumuza gider.

2. "Kolay kadın" imajı vermemek için çok istesek bile en az 3 kere "hayır" deriz. Ancak gerçekten sabırlı olanlar istediğini alır.

3. Bir ortama girdiğimizde tüm kadınları süzüp hepsinden kalça, bel, bacak, yüz ve kıyafet güzelliğini kendimizle kıyaslarız.

4. İsteklerimiz reddedilirse bazen bunun için ağlamayı silah olarak kullanırız.

5. Terk edildiğimizde veya reddedildiğimizde üzüntümüzü gidermek için sığınacak bir omuz ararız. Bu da genellikle eski sevgilimizdir.

6. "Çok sarhoştum, birşey hatırlamıyorum, aslında seni arkadaş, olarak görüyorum" sözlerini mutlaka kullanmışızdır. Amacımız karşımızdakinin gururunu
kırmamaktır. Tabi bununla demek istediğimiz "kırılma ama seni beğenmiyorum veya
senden hoşlanmıyorum".

7. Aslında her şeyi hatırlar ama sadece sorunlardan kaçmak için unutma yoluna
gideriz.

8. Gururumuz incindiğinde bunu düzeltecek ve her aradığımızda yanımıza gelecek bir erkek mutlaka vardır.

9. Hepimiz bize zarar vereceğini bildiğimiz halde serseri bir erkeğe tutulup hayatımızı karartır, bizi gerçekten seven kişinin omuzunda onun için ağlarız.

10. Daima rejim yaparız ama bunu sadece kilo verebildiğimiz zaman duyururuz.

11. Sabahları eşimiz uyanmadan, saç, baş ve diğer gerekli hazırlıkları yapmış oluruz.

12. En heyecanlı filmlerde bile o kendisini filme kaptırmışken biz neden elimizi tutmadığını düşünmekten filmi kaçırırız.

13. Özel bir gün değilse, en tatlı gülümsememizi bir şey rica edeceğimiz zaman kullanırız.

14. En yakın kız arkadaşımızı sevgilimizden deliler gibi kıskandığımız için onlar hakkında sevgilimize dedikodu yaparız.

15. "İlk duygusal ilişkim sensin" diyen her erkeğe inanmayız ama inanmak isteriz.

16. Konu aşk olunca intikam almayı çok severiz.

Annelik yaşı uzuyor

Annelik yaşı uzuyor

Kanser tedavisi gören, erken menopoza girmiş ya da geç yaşta annelik planlayan kadınlara bir umut olan ''yumurta dondurma'' ile ilgili araştırmalar hızla ilerliyor


Kanser tedavisi gören, erken menopoza girmiş ya da geç yaşta anne olmayı planlayan kadınlar için bir çözüm getiren ''yumurta dondurma işlemi'' dünyanın sayılı kliniklerinde uygulanıyor ve her geçen gün bu uygulama ile ilgili de daha fazla şey duyuyoruz. Bu son derece merak edilen konuyla ilgili bilgileri, kimlere, nasıl uygulanabileceğini Eurofertil Üreme Sağlığı Merkezi'nden Dr. Hakan Özörnek'ten alıyoruz.

ŞANS ARTIYOR

Özellikle kanser hastalarını çok ilgilendiren bu uygulamada kemoterapi ve radyo terapi görmeden önce yumurta hücrelerinin dondurulması ile bu kişiler de çocuk sahibi olabiliyor. Tedaviden önce alınan yumurta hücreleri saklanıp dondurulduğunda, ileride sağlığına kavuşan kadın, tüp bebek yöntemiyle bebek sahibi olabiliyor.

ÖNCE KARİYER DİYENLER

Dr. Özörnek bu yöntemin özellikle kariyerine öncelik vermiş ve bu nedenle de geç anneliği planlayan kadınlar için de bir çözüm olduğuna dikkat çekiyor. Peki yumurta dondurma işleminde başarılı sonuç elde ediliyor mu? Dondurulan yumurtaların yüzde 50'si sağlıklı olarak çözülüyor ve dölleniyor. Dr. Özörnek ''Daha çok yeni olan bu uygulamada gebelik oranları hakkında bir şey söylemek için erken. Ancak ilk uygulamalarda başarı oranlarının tüp bebeğe yakın olduğu gözleniyor'' diyor. Ancak henüz ülkemizde sadece tıbbi zorunluluk hallerinde uygulanmasına izin var. Bunun dışında izin verilmiyor.

ARAŞTIRMALAR SÜRÜYOR

İşlemin başarısı için araştırmalar sürüyor. Şu anda bu konuda yurtdışında dondurulduktan sonra çözülen yumurtaların yaşama oranlarını ve bu tedavinin gebelik oranlarını arttırtmaya yönelik araştırmalar yürütülüyor.

GEÇ EVLENENLER İÇİN AVANTAJLI

Dr. Hakan Özörnek 'Ülkemizde geç yaşta evlenen kadınların sayısı giderek artıyor. Ayrıca genç kadınlar çocuk sahibi olmayı çalışma hayatı ve başka nedenlerden dolayı ertelemek isteyebiliyorlar. Bu da yumurta dondurma işleminin önemini ortaya koyuyor. Ancak ülkemizde yumurta dondurulması işlemi sadece belli şartlarda yapılabiliyor' diyor.

Evde şampuan yapabilirsiniz

Evde şampuan yapabilirsiniz

Süpermarketlerde birbirinden güzel ve cazibeli şampuan şişelerinin fiyat etiketleri gözünüzü korkutuyor ve kesenizde büyük delik açıyorsa, kendi şampuanızızı kendiniz yapın. Evde şampuan imalatı sandığınızdan çok kolay:


Şampuanınızı kendiniz hazırlayabilirsiniz. İşte tarifi...

Malzemeler:

* 2 limonun kabuğu
* 50 gr beyaz yağlı sabun
* 750 ml içme suyu

Hazırlanışı:

Limonların kabuklarını ince ince soyun. Bir taraftan da içme suyunu kaynatın. Ardından soyulmuş kabuklara bu sudan 2 bardak dökün ve 20 dakika kaynatın. Geri kalan suya sabunu koyun ve çözülmesini bekleyin. Tüm bu karışımı 25 dakika kaynatın. Ardından soğutun. Ayrı haşladığınız limon kabuklarını bir süzgeçten geçirip ezin. Sonra sabun çözeltisini ve limon suyunu karıştırın. Son olarak tüm karışımı iyice soğutun ve bir şişeye koyup, kullanın.

Pratik Ev Bilgileri

Pratik Ev Bilgileri

Ezilmiş Halılar

Halılarınızın ezilmiş yerlerini düzletmek için, ıslak bir bezle ılık ütüyü bu ezilmiş yerlerin üzerinde gezdirin. bu işlemi yaparken ütüyü çok fazla bastırmamaya çalışın. Ezilmiş olan kısımların dikleştiğini göreceksiniz. Gerekirse biraz da fırçalayabilirsiniz.


Çiçekleriniz Bozuluyorsa

Evinizdeki çiçekler bazen böcek yüzünden kurur. Onların çiçek köklerini yemelerini önlemek için sigara külünden yararlanın. Çiçek köküne dökeceğiniz küller, böceğin hastalanıp ölmesini sağlar.

Koltukların Tozunu Alırken

Elektrik süpürgeniz yoksa ve koltuklarınızın tozunu almanız gerekiyorsa, şu yöntemi uygulayın. Tozunu alacağınız eşyanın üstüne nemli bir bez yayın, beze sopa ile vurarak tozunu çıkarın. Çıkan toz nemli beze yapışacaından hem oda tozlanmaz, hem de eşyalarınız tertemiz olur.

Güvelerden Kurtulmak İçin

Güvelerin dolaplarınızı istila etmelerini önlemek için, büyükçe bir portakal alın, üzerine kabuğu görünmeyecek kadar sık biçimde karanfil batırın. Bu karanfilli portakalı giyecek dolabınıza ya da sandığın bir köşesine koyun. Böylece güveleri giyecek dolaplarınızdan uzak tutmuş olursunuz.

Tahta Kapı ve Çerçeve Temizliği

Ellerinizin beyaz veya açık renge boyanmış kapı ve tahtalar üzerinde nasıl kötü izler bıraktığını bilirsiniz. Tahta eşyalar böyle kirlendiği zaman yapacağınız işlem şundan ibaret: Çiğ bir patatesi ortadan ikiye bölün ve lekeli yere hafifçe sürün. Lekeler hemen yok olacak ve eşya eski haline dönecektir. Ayrıca tahta eşyayı temizlemek için şu yöntem de çok etkilidir. İki çorba kaşığı çayı kaynar su içine atın. Su soğuduktan sora renkli kapı veya tahta eşyayı sünger yardımıyla bu su ile yıkayın. Yuşak bir bezle kurutun.

Paslı Eşyalar

Makas ve bıçaklardaki pas lekesini çıkarmak için en iyi çare gazdır. Pas olan yeri birkaç defa gaza batırılmış bir bezle silin. Sonra da yünlü bir kumaş parçasıyla kurulayın.

Kahve Dökülürse

Üzerinize veya halıya kahve dökülürse, lekeyi soğuk suyla ıslattıktan sonra hemen birkaç damla gliserin ile çitileyin.

Çivi Çakmak İçin

Duvara büyük çivileri çakmak hiç de kolay değildir. İnsanı oldukça uğraştırır ve sıvanın dökülmesine de neden olabilir. Bunu önlemek için çiviyi çakmadan önce sabuna bulayın. Böylece çivi duvara kolayca girer.

Kadın ve ErkekLeri Sinir Eden HaLLer...

kimi kadınlar erkeklere, kimi erkekler kadınlara sinir olur. bu psikolojik tedavi gerektiren bir vaka. Bir de kadınların erkeklerde, erkeklerin kadınlarda görmeye dayanamadığı haller var. İşte genellikle çiftlerin birbirine kızdığı haller:
İşte iki cinsin birbirlerinde katlanamadıkları şeyler..

Erkek
* Dırdır, sürekli şikayet edilmesi.
* Erkenden uyanıp (özellikle hafta sonları) odada gürültü yapması..
* Evin eksikleriyle ilgilememesi.
* Maç olduğu gecelerde eve iptal edilemeyecek misafirleri çağırması.
* Evden çok aceleyle çıkıp bir yere yetişmesi gerektiğinde, kadının sallana sallana duşa girmeye karar vermesi ve sürekli gecikmesi.
* Geceleri erkeğin yatağa girmesini beklemeden kadının uyuyakalması.
* Saçlarının, fırçalara, taraklara, küvete, lavaboya ve aklınıza gelebilecek her köşeye dağılması.
* Benim arkadaşım senin arkadaşın ayrımı yapması.
* Temizlik kontrolörlüğü yapması.
* Eve giriş çıkış saatlerinin çetelesini tutması.
* Evde eşofman, tayt, pijama giymesi..
* Her kavgaya erkeğin annesinin karıştırılması.
* Tüm ağrılarını abartması.

Kadın
* Dağınıklığı sevmeyen kadınların sayıları oldukça fazladır. Dağınıklık onları delirtir tabi bunun kaynağı çoğu zaman erkektir.
* Televizyon kumandasının hep erkeğin elinde olması.
* Duşta erkeğin ısrarla kadının sabunluğunu kullanması.
* Isı problemi. Kadınların sıcak sevmeleri ve erkeklerin devamlı camı veya klimayı açması. Sonuç: Kadının hasta olması.
* İlk başlarda kadının konuşmalarını, fikirlerini ve hatta çocukluk anılarını merak ve ilgiyle takip eden erkeğin, bir zaman sonra seslenişini bile duymaz olması.
* Evde tamir edilmesi gereken şeyler için hiçbir girişimde bulunmaması.
* Çoraplarını çıkarttığı gibi herhangi bir yere atması.
* Flört döneminde doğum kontrolünü kendi yapan erkeklerin aynı çatı altında bu sorumluluğu tamamen kadına atmaları.
* Kadın sarımsak yememişken erkeğin umursamadan sarımsaklı yemekler yemesi.
* Kırk yılın başında mutfağa girip yemek yapsa da her tarafı batırması.
* Televizyon seyrederken bir şey sorulduğunda


Türk kadını en çok saçına özeniyor'

BURSA - Avon’un Türkiye Genel Müdürü Ron Griffiths, “Bir markete gidildiğinde saç bakım ürünlerine ayrılan alanların ne kadar geniş olduğu rahatlıkla görülebilir. Bu da saça verilen önemin bir göstergesi” dedi.


Avon’un Türkiye Genel Müdürü Ron Griffiths, Avon’un, ilk kurulduğu yıllarda Eczacıbaşı’yla ortaklık halinde olduğunu, 2 yıl önce “yüzde 100 Avon firması” haline geldiklerini söyledi. Daha sonra çok ciddi anlamda bir büyüme kaydettiklerini ifade eden Griffiths,

Türkiye’de firmaların pazar paylarını gösteren istatistiki bir değerlendirmenin bulunmadığını, ancak varolan çalışmalar ışığında da Avon’un makyaj malzemeleri, cilt bakım ürünleri ve parfüm alanında bir numara olduğunun söylenebileceğini kaydetti. Griffiths, Avon’un, faaliyet gösterdiği ülkeler arasında Türkiye’yi Rusya ve Çin’in ardından 3. büyük gelişme potansiyeline sahip ülke olarak gördüğünü belirtti.

“TÜRK KADINLARI EN ÇOK SAÇ BAKIM ÜRÜNLERİNE İLGİ GÖSTERİYOR”

Türkiye’de en büyük pazar payına sahip ürünlerin saç ve yüz bakım ürünleri olduğuna dikkati çeken Griffiths, “Türk kadınları en çok saçbakım ürünlerine ilgi gösteriyor. Pazarda en büyük pay saç bakım ürünlerinde. Türk kadınları saçlarına daha fazla özen gösteriyor. Bir markete gidildiğinde saç bakım ürünlerine ayrılan alanların ne kadar geniş olduğu rahatlıkla görülebilir. Bu da saça verilen önemin bir göstergesi” dedi.

Griffiths, genel olarak düşünüldüğünde bakımın saçtan başladığını kaydederek, “Saç bakımı, yüz bakımı ve makyaj ürünleri olmak üzere. Türkiye’de insanlar genelde vücutlarının bu bölümüne daha fazla özen gösteriyor. Ayrıca bir de kendilerini güzel gösterecek her şeye” diyekonuştu.

“SAÇ BAKIMINDA İSPANYOL KADINLAR ÖNDE”

Dünyada en fazla İspanyol kadınların saçlarına önem verdiklerine dikkati çeken Griffiths, bu ülkenin kadınlarının çok sık kuaföre gittiklerini ve saçlarına bakım yaptırdıklarını bildirdi.

Griffiths, kadınların ilgilerinin ülkeden ülkeye değiştiğini belirterek, “Örneğin İngiltere’de daha çok doğal görünüş trendi var. Gelişmekte olan ülkelerde ise daha güzel görünmeye yönelik bir eğilim var. Türkiye’deki market de, genç nüfus nedeniyle şekil değiştiriyor”dedi.

Griffiths, Türkiye’de 15-50 yaş arası kadınlara yönelik güzellik ürünleri sattıklarını, bunlara ciddi anlamda bir ilgi olduğunu sözlerine ekledi

2005 yaz saçları

Saç bakım markası Wella, 1997 yılından bu yana, dünyada gelişen olayları dikkatle izleyen uluslararası trend ajanslarıyla çalışarak bir sonraki yılın trendlerini ortaya koyuyor.

Bu yılın trendleri de dört ana başlık altında toplandı.

‘Naif’, ‘isyankar’, ‘aşk’ ve ‘yapıcı’ olarak adlandırılan akımlar şöyle açıklanıyor:

Naif: Doğal görünümlü, serbest, sade bir tarz. Güneşten açılmış izlenimi veren ışıltılar va bukleler de naiflik trendinin sembolü. Örgü, kurdele gibi aksesuvarlar da kullanılıyor.

İsyankar: Simgesi siyah ve tüm koyu renkler. Saçlara koyu yeşil, gri ve mavi varyantlarla metalik bir görünüm kazandırılıyor. Uzunlu kısalı kesimler de bu trendin bir parçası.

Aşk: Bu trendde saçlarda altın sarısı, koyu kahverengi ya da kızıl görülüyor. Elle şekillendirilen yumuşak dalgalar veriliyor.

Yapıcı: İddiadan uzak, nötr renklerin temsil ettiği bu trendde, yalnız uçlara perma uygulanıyor. saça yuvarlak bir görünüm kazandırılıyor.

Vücut çatlakları (Striae atrophica)

Derinin aşırı gerilimine bağlı olarak, cildin elastin ve kolojen dokularındaki tahribat sonucunda ortaya çıkan vücut çatlakları bir çeşit deri yırtılmasıdır.




Bayanların pek çoğunu rahatsız eden vücut çatlakları, genellikle ergenlik döneminden itibaren kilo alıp verme, hızlı boy uzaması gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar ve bacak, kalça, bel çevresi, göğüs ve diz arkalarında enine-boyuna ince beyaz çizgiler şeklinde yer alırlar.

Derinin aşırı gerilimine bağlı olarak, cildin elastin ve kolojen dokularındaki tahribat sonucunda ortaya çıkan vücut çatlakları bir çeşit deri yırtılmasıdır. İlk oluştuklarında pembemsi görünümdedirler, zamanla bu pembe çizgiler beyaza dönüşür. Çatlakların derecesine ve yoğunluğuna bağlı olarak renk açık pembeden morumsu tonlara kadar değişebilir. Ayrıca yine derideki esnemelerin yoğunluğuna bağlı olarak çatlaklar sadece renk farklılıkları şeklinde değil aynı zamanda çukurlaşmış görüntüler şeklinde de oluşabilirler.

Striae atrophica denilen vücut çatlakları sadece ergenlik döneminde değil, özellikle kilo alımına bağlı ciddi fiziksel ve hormonal değişimlerin yaşandığı hamilelik döneminde de gögüs, kalça , karın ve bel çevresinde çok sık görülmektedir.

Bunlara ek olarak uzun süre kortizon kullanımı, Cushing Sendromu, Marfon Sendromu gibi hastalıklar da derimizi bir arada tutan bağ dokuyu ve cilt unsurlarını olumsuz etkiledikleri için çatlaklara neden olan faktörlerdir. Şu bir gerçektir ki aynı yaşta, aynı kiloyu alan her iki kişide de çatlak problemi oluşacak diye bir genelleme doğru değildir. Dolayısı ile çatlakların oluşumunda cildimizin genetik özellikleri ve aşırı kuru yapıda olması gibi unsurlar da son derece etkilidir.

Bilim adamları ergenlik ve hamilelik döneminde oluşan çatlaklara sadece derinin gerilerek yırtılmasına neden olan kilo artışı ve genleşmenin değil bunun yanısıra aynı dönemlerde adrenaller tarafından salgılanan ve oranı ciddi derecede artan glucocorticoid hormonlarının da neden olabileceğini belirtmektedir.

Çatlaklar mikroskopta incelendiğinde doku altında kolajen ve elastin yapı tahrip olduğu için çatlakların etrafında derinin olması gerekenden çok daha ince olduğu gözlemlenmiştir.

Şu unutulmamalıdır ki çatlakların oluşumunu önlemek, onları tedavi etmekten çok daha kolaydır. Özellikle çatlaklar henüz pembe renkteyken müdahale etmek alınacak sonucun başarısını artıracaktır.

Çatlakların iyileştirilmesinde -ki ne yazık ki hiçbir zaman oluştuktan sonra tam olarak giderilemezler- en etkili yöntemlerden biri, Avrupa ülkelerinde de en yoğun uygulananı dermabrazyondur (micro peeling). Bu yöntem alüminyum oksit adı verilen çok küçük yapıda ince kristal taneciklerin cilt yüzeyinde soyma etkisi yaratarak problemli tabakanın atılması ve alttan yeni doku üretimi esasına dayanır. Genellikle 10 seanslık kürler şeklinde uygulanan bu yöntem acısız ve cilt açısından herhangi bir risk içermeden tamamen yok etmese bile çatlaklarda gözle görülür derecede iyileşme sağlayacak şekilde sonuca ulaştırır. Bu işlem ile beraber güneş ışınları bağdaşmayacağı için sonbahar ve kış ayları işlemin uygulanması açısından en doğru dönemlerdir. Ayrıca çok hafif çatlakları kapatmak için zaman zaman kamuflaj makyajında kullanılan, cildi besleyici özelliği olan, suya dayanıklı ve cilt renginde özel kapatıcılardan da yararlanılabilir.

Önemli olan çatlakların oluşumuna fırsat vermemektir. Bunun için çok sık kilo alıp vermemeye dikkat etmek, cildin elastikiyetini artırmak için düzenli egzersiz ve esneme hareketleri yapmak, bol su içmek, her duş ve banyoda vücuda peeling uygulamak, her gün cildi nemlendirici ürünler kullanmak (özellikle buğday ve susam yağı), belirli aralıklarla masaj ve yosun kürleri yaptırmak, ayrıca aşırı güneşlenmemek, sebze-meyve ve protein açısından zengin gıdalar tüketmek ve en önemlilerinden biri sigara içmemek çok önemlidir.

Merkezimizde vücut çatlakları konusunda dermabrazyon (micro peeling) yöntemi uygulanmaktadır.

Not: Bu yazı bir çeviri ve derlemedir.

Lavinia'da sürprizler devam ediyor

Mahmure kullanıcısı bayanlar Lavinia Estetik ve Zayıflama Merkezi'nde uygulanmakta olan tüm hizmetlerden yüzde 25 indirimli yararlanabilir, ayrıca yüzde 25 indirimleri geçerli olmak kaydı ile aşağıda sunulan seçeneklerden faydalanabilirler:

1) 15 seanslık selülit, lokal incelme, vücut sıkılaştırma programına katıldığınızda, göğüs dikleştirmeden 10 seans ücretsiz yararlanabilirsiniz.

2) 1 cilt bakımı yaptırdığınızda, ücretsiz 1 cilt bakımı kazanabilirsiniz.

3) Thalasso S.P.A vücut bakımı (3 saat) yaptırdığınızda ücretsiz 1 aromatik vücut masajı hediyesi kazanabilirsiniz.

4) 10 seans solaryum aldığınızda, 4 seans solaryumdan ücretsiz yararlanabilirsiniz.

5) Protez Tırnak yaptırdığınızda 1 el bakımından ücretsiz yararlanabilirsiniz.

6) 1 aromatik vücut masajı yaptırdığınızda (70 dk), 1 göz çevresi bakımından ücretsiz yararlanabilirsiniz.

7) 10 seans yüz liftingi (ameliyatsız yüz germe) programına katıldığınızda 10 seans göğüs dikleştirmeden ücretsiz yararlanabilirsiniz.

8) 1 seans göğüs ve dekolte bakımı yaptırdığınızda, ücretsiz 1 sırt bakımı alabilirsiniz.

9) 1 seans yosun vücut bakımı yaptırdığınızda ,ücretsiz 1 cilt bakımından yararlanabilirsiniz.

10) 8 seans dermabrazyon (cilt yenileme) yaptırdığınızda ücretsiz 4 seans yüz liftingi alabilirsiniz.

11) 6 seans oksijen bakımı yaptırdığinızda, 1 seans aromatik buhar kabini ve hidromasaj küvetinden ücretsiz yararlanabilirsiniz.

Detayli bilgi için sitemizi lütfen ziyaret edin.

Lavinia Estetik ve Zayıflama Merkezi / Etiler
(0212) 284 83 24 ve 269 28 41