20 Mayıs 2007 Pazar

Aldatma-aldatılma hikayeleri

Dünyanın bütün tarihleri ve kültürleri buyuruyor, gösteriyor: Aldatma! On Emir'den Kinsley Raporu'na kadar herkesin burnunu soktuğu bir eylem alanı burası.
Aldatma'yı aşkın sınırları içinde karşı cinsle bir ilişkiden öteki ilişkiye geçişte yaşanan bir eylem sapması olarak özetleyebilir miyiz? Onu bir biçime sokmak, tek bir ifade, roman ya da aidiyetle açıklamak mümkün mü?

Bütün aşıklar ve aşkın bütün durumları, aldatma için tek bir hedef gösterirler: Başka biri. Bu hareket yerine göre bencillik ve çoğu zaman da suçu başkasına atmanın esaslı bir yolu, yöntemi değil midir? Aldatmaya kimi zaman cinsel politikalar ve kimi zaman da histeriler neden olabilir. Hayatın devam ettiğine dair bütün söylem ve söylentiler. Aldatmanın en önemli bahanesi bunlar değil midir? Bu araştırma; aşk acılarını biraz olsun hafifletebilmek, aşkı daha iyi anlayabilmek için yapıldı...

İşte e-kolay Kadın kullanıcılarından gelen aldatma-aldatılma hikayeleri:

Aldatma konusu bana göre göreceli. Yaşadığımız ülkede herkesin birbirini acımasızca aldattığını, hayatlarını bir yalan üzerine kurduğunu, isteyerek ve bilerek de bu duruma katlandıklarını düşünüyorum. Aldatıldığınız ya da aldatmayı seçtiğiniz zaman en çok aldanan kendimiz olmaz mıyız? Ben bunu yıllardır sorgularım. O kadar ucuz kadın, o kadar kalitesiz erkek var ki ve hayat onlara göre o kadar kısa ki; bir an önce mutlulukları yaratmak, yatağa atmak, sonra boşalmak, ondan sonra da üzerine bir sigara yakmak mıdır aldatmak? Yoksa sadece ticari bir ilişkiden ibaret olan evliliklerde ya da birlikteliklerde başka bir tene dokunmadan, o insanın tüm kaynaklarını kendiniz için kullanmak mıdır? Sadakat nedir? Aldatmanın karşılığı mıdır gerçekten? Ben eşimi aldattım. Çünkü bir erkeğe artık seninle olan birlikteliğimin hiçbir heyecanı kalmadı diyemedim çok istememe rağmen. Eve gelip her günü bir önceki günün kopyası gibi bana yaşatan biriyle nasıl bir ömrü paylaşabilirdim ki. Beni aldattığını bildiğim halde nasıl ona masum eşi oynayabilirdim. Ona bunları çok söylemek isterdim ama o beni aptal sanmaya devam etsin istedim. Erkekler için kadınlar üçe ayrılıyor: çıtırlar, kıtırlar bir de katırlar.

Pınar'dan...

Eşlerini katır statüsüne koyan zavallı evli erkekler! Unutmayın evdeki eşiniz de sizi birçok erkekle aldatıyor olabilir. Kadınların zekaları, duyguları sizinkine nazaran çok daha hızlı ve pratiktir. Evet ben aldattım çünkü katırgillerden değilim ve aldattığımın ertesi günü mahkemeye gidip dava açtım. Sadece aldatılmayı sürekli yaşayan ve susan ben, özgüvenimi tazelemek, kendime olan saygıyı kaybetmemek ve bu evliliği noktalamak için aldattım kocamı. O gün için bana göre en doğru şeyi yaptım. Ona verdiğim bir söz vardı, hayatımın sonuna kadar hastalıkta, sağlıkta, yoklukta ve varlıkta ölüm bizi ayırıncaya kadar senden ayrılmam demiştim, ama ayrıldım. İşte böyle aldattım kocamı. Ondan gizli para biriktirip, kendi üzerime ev alıp, kendime güvence hazırlayıp, aldatılmaktan kurtulmak için bu yolla aldattım. Bana tam 5 yıla mal oldu. Şimdi bir şirkette yönetici olarak çalışıyorum, 35 yaşındayım. Kendime saygım ve özgüvenim var. Ayaklarımın üzerinde durup, evli erkeklere çelme takıyorum, külahlarını alıp ters giydiriyorum. Şanslarını fazla zorlamıyorlar Allahtan. Bir şey daha, ben kuş değilim diyorum. Her kuşun eti yenmezden daha iyi en azından. İlk cümlede bunu anlayanlar daha zeki diye anlayabiliyorsunuz şimdiye kadar çıkmadı! Gördüğünüz gibi aldatılmak ve aldatmak bazen çok işe yarayabiliyor, yeter ki negatifleri pozitife çevirebilelim ve yeter ki hem cinslerimizi aldatılan pozisyonuna koymayalım, yani kendimize olan saygıyı elden bırakmayalım. Bu arada kocam tüm paralarını sevgili çıtırlarla yediği ve bir kısmını da bana kaptırdığı için parasız pulsuz kaldı, eee biraz da yaşlandı. Cebi boş olduğu için ona bakan da kalmadı. Annesinin yanında oturuyor. İşsiz ve cazibesiz. Sevgiler...

Merve'den...

Deli gibi severken ve sevildiğini hissederken aldatılmak. Hala bunun bir rüya olduğunu ve bir gün yine onun tatlı sesiyle uyanacağımı düşünüyorum. Onu hala sevmek istiyorum ve bunun için hatayı kendime yüklüyorum. Zavallı kadınlar. Aldatan da, aldatılan da sizsiniz aslında.

Seda'dan...

Partnerimle bir akşam evlerinde oturuyor ve sohbet ediyorduk. Daha sonra beklenen sonun olması için yatak odasına geçtik. Yatakta sadece ve sadece kendini düşünen biri olduğundan hiç zevk almamıştım, ama bir o kadar da istekliyim. Ve ertesi günü benden de yaşça küçük olan ablamın kaynını çağırdım yanıma ve harika bir gün geçirdim. Ben partnerimi bu kişiyle hep aldatıyorum, çünkü yatakta inanılmaz.

Derya'dan...

Ekim ayında tam 1 sene olacak eşimi aldatmaya başlayalı. Bu zaman süresince ayda en az bir iki kez onu aldattım. Ama bu konuda istikrarlıyım çünkü hep aynı kişi. Tek problem o kişinin arkadaşımız olması. Ama cinsel anlamda o kadar mükemmel anlaşıyoruz ki, gözümüz başka bir şey görmüyor. Onun eşi de benim eşim de acayip kıskanç, şunu çok iyi öğrendim ki isteyince her şey oluyor, eşinizle günde en az 15 kere telefonla konuşsanız bile isteyince ayarlayabiliyorsunuz.

Nisa'dan...

Aldatmak her iki taraf için de zor bir durum ama, insan her zaman altın tepside daha iyi bir şeyle karşılaşınca da, bu durum kaçınılmaz oluyor. Ben dokuz yıldır çok sevdiğim ve evlenmeyi düşündüğüm birini şu an tabiri caizse aldatıyorum. Fakat nedeni araştırılmalı. Aldatmak neden çözüm gibi görülsün, bunu her iki taraf da konuşarak çözebilir bence. Ben daha denemedim ama ama şunu biliyorum hak etti, kesinlikle hak etti. Bir insanın üstüne bu kadar gelmemeliydi, sevdiğim de olsa yaptım ve pişman değilim.

Sema'dan....

Bir zamanlar çok sevdiğim kocamla 10 yıl evvel ayrıldık. Birbirimizi çok sevmemize rağmen. Onunla 17 yaşındayken evlenmiştim. Henüz çocuk yaşta yani. 3 yıl mükemmel bir evlilikti. Daha sonra bebek istedik ama olmadı. Doktorlar eşimden kaynaklandığını söylediler. Dünyada en çok istediğim şeye, bir bebeğe belki de hiç sahip olamayacaktım. Bu duygu beni arayışlara sürükledi. Yeniden beğenilmek, aşık olmak duygularımı tetikledi. Ve kendimden iki yaş küçük biriyle aldattım kocamı. Daha sonra buna ben bile inanamadım çok suçlu hissettim kendimi. Evimize gelip giden bir iş arkadaşımdı. Tabii çok kısa sürdü ilişkimiz. Daha sonra bir doktorla beraber oldum. Ama bu arada boşanma davasını açmıştım bile. Daha sonra o doktorla nişanlandım, ancak belki de kendime olan saygımı yitirdiğim için o ilişki de sonlandı. Hayallerim yıkılmıştı ve kocam benimle ilgili değildi, ancak beni çok seviyordu ve güveniyordu. Ama ben bu durumu sadece bebeği olmuyor düşüncesiyle kullandım belki de. Bugüne kadar bu yaptıklarımı kendime bile söyleyemedim, bu gerçekten kaçtım. Böyle bir köşede bunu sizinle paylaştığım için çok iyi hissediyorum kendimi teşekkürler. İnsanlar aldatmayı bir boşluk hissi içinde yaşıyorlar yoksa bu bir ahlaksızlık değil ve biliyorum ki birçok kişi bu durumda acı çekiyor. Kendinizle paylaşamadığınız bu durumu kiminle paylaşabilirsiniz ki; sizinle birlikkte sır olup toprağa girene kadar bu günahla yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü Türkiye'de kadın olmak gerçekten zor. Eğer bastırılmışlık ve öğretiler olmasa kadınlar aldatma konusunda erkekleri sollayabilirler. Buna eminim çünkü kadınların beğenilmek gibi bir zaafları var. Ve erkekler de bu durumu kullanabilecek kadar cesurlar. Yani korkaklar. Bana göre hayatta en kötü olan bir insanın kendini aldatması.

Leyla'dan...

İlk yıldönümümüzde bana tek taş bir yüzük almıştı. Bana bu yüzüğü verirken hiçbir manevi değeri olmadığını, söz veya nişan simgesi olarak görmememi söyledi. Yine de ben o yüzüğü her zaman ters çevirerek alyans gibi kullandım. Bir cuma gecesi bana saat 22:30'da "İyi geceler canım" diye mesaj gönderdi. Cumartesileri çalışmıyor, cuma gecesi bu kadar erken yatması bana tuhaf geldi. Genelde geç saatlere kadar oturur. Mesajı okuyunca boğazımdan mideme doğru sıcak bir sıvının aktığını hissettim. İçim yanıyordu. İlerleyen saatlerde ne zaman baktıysam yüzük ben çevirmediğim halde hep düz duruyordu. Neyse deyip yattım. Cumartesi günü saat 13:00'de onu aradım, annesi hala uyuduğunu söyledi. O zaman gerçekten de ters birşeyler olduğunu anladım ve "Akşam o kadar geç kalmamasını söylemiştim, çok mu geç geldi" dedim. Annesi de dışarı çıktığını bildiğimi zannederek "Ben komşudaydım, saat 23:00'de döndüm. Geldiğimde yoktu, sonra da yattım, kaçta geldiğini bilmiyorum" dedi. Anında titremeye başladım. Dünya başıma yıkıldı. Tek düşündüğüm şey "yine mi" oldu. Evet bunu daha önce de yaşadım. O gün onunla görüştüm ve bana her şeyi itiraf etti. ICQ'da tanışmış... "Bir daha asla" dedi, yine affettim. Çünkü ben bir aptalım.

Nevin'den...

İnsan bir kere sevdi mi artık hiçbir şeyi gözü görmez hale geliyor. Karşısındakine o kadar çok güveniyor ki, sanki o adam dünyanın en kötü erkeği olsa bile onu asla üzmeyecek, onu öyle koruyacak ki dış dünyadan hiçbir kötü düşünce dahi ona zarar veremeyecekmiş gibi geliyor. Doğruların bile değişiyor, onun doğruları artık seni hayatta yönlendiriyor. "Z" dese bile "A"ya, sen onu "A" olarak kabul ediyorsun. Seni birileriyle tanıştırdığında onu tarif ettiği yere koyuyorsun. Evlenmemize sayılı günler kalmışken, evleneceğim adam beni deliler gibi seviyorken hep bahsettiği fakat bir türlü tanışmaya fırsat bulamadığım en sevdiği kankası meğer 3 yıllık sevgilisiymiş. Bunu hala inkar etse de, aramızdaki ilişki ayrıldıktan sonra başladı gibi saçma laflarda bulunsa da en başında kaybetmişti beni. Niye böyle bir oyun oynama gereği duydu anlamıyorum bir türlü. Ben onun hayatına girdiğimde diğeri zaten vardı onun hayatında. Beni çılgınlar gibi sevdiğini söylerken, gözlerinin içi parlardı. Yalan söylemediğini, beni gerçekten sevdiğini biliyorum. Yoksa evlenmek istemezdi. Sürekli beni mutlu etmek için çabalamazdı. İlişkimizde sorun olduğu bir dönemde biraz ayrı kalma taraftarıydık. Aynı evde yaşıyorduk. Bir süre bulunduğum şehri terketme ihtiyacı duydum. Döndüğümde ise ne göreyim: Yatağımda bir kızın uzun siyah saçları. Benim olması imkansız bir renk ve uzunluk. İki saat sonra ne görsem beğenirsiniz? Kapıyı kendi anahtarıyla açan bir kız. Ve ta-ta-taaaam sevgili eşim olacak zırvanın en yakın kankası. Yataktaki saçların sahibi. İşin en komiği de ne biliyormusunuz? İlişkiye ara vermemizin sebebi benim en sevdiğim kız arkadaşımı, erkek arkadaşımın sevmemesi ve eve gelmesini yasaklaması ve arkadaşımın da yanlış anlaşılmaları düzeltmek ve özür dilemek için bize gelmesi. O bizdeyken tesadüf erkek arkadaşım eve geldi ve olan oldu. Biraz ayrı kalalım dedik olmadı. İçeriye giren kız kendini tanıtmayı ihmal etmedi, gayet gevşek bir biçimde ve 3 yıldır birlikte olduklarını onu bana bırakmayacağını söyledi. O an benim dünyam tamamen değişti. Eşyalarımı topladım, tek bir iğne bırakmadan çektim gittim. Bir buçuk yıl oluyor hala peşimde. Eskiyi özlüyormuş. Bir şeyleri yoluna koyup beni istesem de istemesem de kaçıracakmış. Onunla hala berabermiş ama sevmiyormuş. Ya ben bu adamı çok mu aramışım acaba? Ama işte aşk böyle yapıyor adamı... Onu gördüğümde içim kalkıyor artık. Ama o aralarda biriyle tanıştım, bu zamana kadar hala beni havalarda uçuruyor ve her an yanımda. Tabii o günleri de unutmuş değilim. Haftalarca yataktan çıkmadan, alkol komasına girip, gözlerimin yerlerinden çıkacakmış gibi olduğu zamanları hiç unutmayacağım.

Deniz'den...

Sevgilimle tanışmamız tam bir Türk filmiydi. Üniversite öğrencisiydik, birbirimizi 3. sınıfta fark ettik. Ders arası notlar yazıyorduk, sonra her köşeyi döndüğümüzde çarpışıyorduk, gülümsüyorduk. Arkadaşlığımız ilerledi sonra. Ders çalışmaya onlara gitmiştik, kütüphanede kimse yoktu. Önce uzun uzun konuştuk sonra ilerledi. Derken güzel bir ilişki başladı. Her yere beraber gidiyorduk. 24 saatimiz beraber geçiyordu. Araya yaz tatili girdi, telefonlaşmalarımızı saymazsak hiç görüşmemiştik. Tatilden döndüm, aradım, neredesin dedim. Evdeyim, karımla oturuyorum dedim. Ne karısı dalga mı geçiyorsun dedim. Yoo dedi, seni seviyorum hala ama, karımı daha çok seviyorum. Meğer evliymiş.

Elif'ten...

Merhaba ben 2 ay önce boşanmış bir bayanım ve 2 çocuğum var. Biri ağır zihinsel engelli. Eşim beni defalarca aldattı. İlk defa ikinci çocuğum 7 aylık bebekken öğrendim. Kadınla bizim yatağımızda sevişmişler ve bunu kameraya çekmiş. Kaseti tesadüfen buldum ve izledim. Tabii çok büyük kavgalar ettik. Sonraki 13 yıl boyunca eski sevgilisinin her doğum gününde onu aradığını öğrendim. O kadın 4 yıl önce boşanmış, son 3 yıldır görüşüyorlar. Bir de "eğitmenim, doğuluyum, dürüstüm" diye hava atıyor. Yemediği halt yok. Bir de annesi yaşında Şükran diye bir kadını idare ediyor. Emin olduğum bir şey var boynuzlarımın ren geyiğini geçtiği. Bu arada beni de, ailemi de dolandırdı. Bu arada ben mi ne yapıyordum, çocuğuma hayatta kalmayı öğretiyordum. Çocuğumun eğitimiyle ilgili bana hiç yardım etmedi, sadece kendini mutlu etmeye çalıştı, üzülüyorum, her gün ağlıyorum. 13 yılımın bir saniyesini bile helal etmiyorum. Boşandıktan sonra kayınvalidemi aradım, okul açılana kızıma bakar mısınız diye sordum. Terapiler için oğlumla doktora gidecektim. Bu sırada kayınpederimin, madem boşanırken bakarım diye aldı, baksın, bakamayacaksa yetimhaneye versin diye bağırdığını duydum. 13 yıl boyunca insanların bu kadar adi olabileceklerini tahmin etmemiştim, ki boşanırken nafaka bile istemedim. Ben de telefonda, "Söyle ona, her namazın ardından can çekişe çekişe ölsün diye dua edeceğim" dedim. İki çocuğumun üzerine yemin ederim, evliliğim boyunca hiçbir erkeğe başımı kaldırıp bakmadım. Bunları hak etmedim ben.


Aslında aldanan kim?

En riskli soru: Hesabı kim ödeyecek?

1950'li yıllarda bir adam hoşlandığı kadını yemeğe davet ettiğinde keyifli bir yemek sonrası hesabın kimin tarafından ödeneceği bir tartışma konusu olmaktan uzaktı. Çünkü erkekler bu konuda her zaman hızlı davranarak kadının elini cebine atmasına izin vermezlerdi.
Günümüzde ekonomik özgürlüğünü elde ederek bu unsuru tüm iş ve özel ilişkilerine yansıtan kadınla bir yerlere gitmek isteyen erkek hesabı kimin ödeyeceği konusunda o kadar da rahat değil. 2000'li yılların kadını beraber olduğu erkekle yemeğe çıktığında konu hesap ödemeye geldiğinde çift arasında bazı alışılmadık durumlar yaşanabiliyor. Gelin şu hesap ödeme konusunu masaya yatıralım.
1-Erkek kadını yemeğe davet etti:
Eğer davet eden erkekse, bu bazıları için her ne kadar "eski kafalılık" olarak algılansa da hesap erkek, yani davet eden tarafından ödenmelidir. Hesap geldi ve siz karşınızdaki adama ne kadar ödemeniz gerektiğini sordunuz. Gerçek bir centilmen size gülümseyecek ve hesabı size göstermeden ödeyerek garsona verecektir. O akşam birlikte çıktığınız adam sizin hesabınıza düşen miktarı söyleyerek sizden para alıyorsa ve bu onunla ilk buluşmanızsa onu bir daha görmeyin!
2-Kadın erkeği yemeğe davet etti:
Yemeğe davet eden kadın olduğuna göre teknik olarak yukarıdaki durumun aynısı yaşanmalıdır. Yani hesabı davet eden öder. Hesap geldiğinde hesabı önce o ele geçirdiyse ona ödemesine gerek olmadığını söyleyebilirsiniz ama ısrar ediyorsa bırakın ödesin. En azından yarısını ödemeyi teklif edebilirsiniz fakat hepsini ödemekte kararlıysa yapacak bir şey yok.
3-Üçüncü buluşma:
Şimdiye kadar üç kere buluştunuz ve hepsinde de davet eden erkekti. Eğer üç buluşmada da hesabı o ödediyse artık hesabı ödeme ya da en azından paylaşma zamanınız geldi demektir. Hoş bir yemeğin ardından hesap geldiğinde ona ödemek istediğinizi söyleyebilirsiniz. Eğer kabul ederse bu aranızdaki paylaşım olgusunu geliştirecek bir davranıştır.
4-Yemek ve sinema:
Eğer buluştuğunuzda yemek yedikten sonra örneğin bir sinemaya ya da bir cafeye gidiyorsanız hesap ödeme durumu biraz daha karmaşık bir hal alabilir. Şu durumda yapılan aktiviteye göre hesapları paylaşabilirsiniz. Birlikte daha fazla vakit geçirmeye başladıktan sonra hesap karmaşası da kendiliğinden bir düzene girecektir.
5-Çok pahalı bir aktiviteyi kim ödeyecek?
Örneğin yurtdışından gelen çok ünlü bir müzik grubunun konserine gitmeye karar verdiniz. Tabi bu konserin biletleri bir yemeğe ödediğinizden çok daha fazla olacaktır. Bu yüksek meblağayı çok kafanıza takıyorsanız bilet parasını paylaşmayı teklif edin.
6-Birlikte tatile çıktınız:
İşte kritik bir durum. Onunla ilk tatiliniz ve otel parasını o ödedi. O zaman siz de ona güzel bir hediye alın ve tatilinizin en romantik anında ona verin. Orada yapacağınız ekstra harcamaları paylaşmayı teklif edin, hatta paylaşın.
Maddiyat bir ilişkide en çok sorun yaşanan alanlardan biridir. O bakımdan iki tarafın da çok hassas olması gereken bu konuda gerekli inceliği gösteren çiftler aralarında eşit bir paylaşımla beraber sıkı bir güven duygusunun oluşmasına yardımcı olurlar. Bu örneklerin ışığı altında yarınki akşam yemeğini kimin ödeyeceğine karar verdiniz mi

Seviyooor... Sevmiyooor!

Herkes hoşlandığı insanın kendisine aşık olmasını ister fakat hayat her zaman bize istediklerimizi sunmaz öyle değil mi?
Hayal ettiklerimize kavuşmak için bizim de bazen birşeyler yapmamız gerekir. Şimdi okuyacağınız tüyolarla hoşlandığınız kişi size daha çok yaklaşacak. Bu özel sırları duymaya hazır mısınız?
Önce göz önünde olun, sonra ortadan kaybolun
Amerikalı bir İnsan Davranış Bilimi Uzmanı olan David Lieberman biriyle ne kadar çok etkileşim halinde olursanız o kişinin sizden etkilenme ihtimalinin o kadar yüksek olduğunu söylüyor. Bu görüşün ışığı altında hoşlandığınız kişiyi etkilemek istiyorsanız tanıştıktan sonra onunla mümkün olduğu kadar çok vakit geçirmeye çalışın. Fakat zaman ilerlediğinde ve onun sizinle ilgilendiğini farkettiğiniz anda görüşmeleri azaltmaya başlayın. Ulaşamadıkları şeyler insanlara her zaman daha cazip gelir ve bu herkes için geçerlidir. Düşünsenize kapıyı her açtığınızda paspasın üzerine bir yığın pırlanta bırakılmış olduğunu görüyorsunuz. Bir zaman sonra o pırlantaları görmemeye ve üzerinden atlayıp yolunuza devam etmeye başlayacaksınız. Her istediğinde onunla görüşmediğinizde, size her istediğinde ulaşamadığında onun gözündeki değeriniz artacaktır bundan emin olun.
Siz ona değil, o size hediyeler alsın
Onun hoşuna gidecek birşey yaptığımızda iki açıdan mutlu oluruz. Birincisi yaptığımız hareketten dolayı kendimizi takdir ederiz, ikincisi ise kendimizi ona daha yakın hissederiz. Bunun ötesinde hoşlandığımız kişinin yaptığımız bu hareketi hak eden harika bir insan olduğunu söyleriz kendimize. Karşımızdaki kişi bizim için iyi birşey yaptığında ise o kişiden hoşlanıyorsak yaptığı hareketten çok etkileniriz. Fakat diyelim ki ona bir hediye almak istiyorsunuz, o hediyeyi almadan once onun sizin için birşey yapmasını bekleyin. Bırakın önce o bir harekette bulunsun. Çünkü birisini etkilemek isteyen kişi ona örneğin küçük hediyeler alır. Bırakın önce o sizi etkilemeye çalışsın.
Konuşurken gözlerinin içine bakın
Harvard Üniversitesi Psikoloji bölümünden Psikolog Zick Rubin iki insanın birbirine aşık olup olmadığını ölçmek için bilimsel bir araştırma yaptı. Bu araştırmanın sonucunda birbirilerine aşık olan çiftlerin konuştukları sürenin yüzde 75'inde birbirlerinin gözlerinin içine baktıkları ortaya çıktı. Hoşlandığınız kişiyi kendinize aşık etmek için Rubin'in araştırma bulguları çerçevesinde hareket etmeniz mümkün. Şöyle ki onunla konuştuğunuz zaman diliminin yüzde 75'inde gözlerinin içine bakarsanız beyninde bir yere temas etmiş olursunuz. O kişinin beyni en son kimin hangi sıklıkta o insana baktığını kaydeder ve o kişiye karşılık vermek amacıyla PEA isimli bir sıvı salgılar. Aşık olduğumuzu hissettiğimizde vücudumuzun verdiği tüm reaksiyonların (ellerimizin terlemesi, kalbimizin daha hızlı çarpması gibi) nedeni PEA maddesidir. Sizden hoşlanmayan bir kişi sizinle konuşurken gözlerinizin içine fazla bakmayacaktır. Fakat eğer sizinle ilgileniyorsa konuşurken sürekli size baktığını farkedeceksiniz. Siz de bu durumda onun vücudunun PEA salgılamasını sağlayabilir ve size aşık olma sürecini hızlandırabilirsiniz.
Gözler yalan söylemez
Gözbebeklerimiz çeşitli koşullarda büyür ve küçülür. Örneğin gördüğümüz birşeyi beğendiğimizde gözbebeklerimiz büyür. Bu bizim kontrol edemediğimiz bir durumdur. Bir erkeğe üzerinde bir kadın suratı bulunan birbirinin aynı iki fotoğraf gösterdiler ve hangi fotoğrafın kendisine daha çok çekici geldiğini sordular. Bu kişiye çekici gelen fotoğraf kadının gözbebeklerinin büyük gözüktüğü fotoğraf oldu. Hoşlandığınız kişinin gözbebekleri sizinle konuşurken büyüyorsa bu, onun da sizden hoşlandığının bir kanıtı. Eğer siz ona doğru sinyali vermek istiyorsanız gözlerinin içine bakın ve duygularınızı keşfetmesine izin verin.

Kadınların Gönlünü Fetheden 10 Cümle

Sevdiğiniz kişiye söyleyeceğiniz bir cümle pırlanta yüzükten bile daha değerli olabilir. ABD'li psikologlar binlerce kadına 'Eşinizin ya da birlikte yaşadığınız kişinin size hangi cümleyi söylemesini istersiniz?' sorusunu yöneltti. Anket sonuçlarını değerlendiren uzmanlar kadınların gönlünü fetheden 10 cümleyi açıkladı. İşte en az hediyeler kadar kadınları etkileyen sözler:

*Makyajsız daha hoş görünüyorsun.
*Sen yat, çayı ben demlerim.
*Seninle uyanmak neredeyse seninle uyumak kadar güzel.
*Annemden daha güzel yemek pişiriyorsun.
*Anneni bugün davet edelim. Onu çok özledim.
*Seninle geçirdiğim bir gece şampiyonlar ligindeki yedi güne eşdeğer.
*Sen dinlen. Bugün çocuklarla ben ilgilenirim.
*Bu sen misin, yoksa güneş mi doğdu?
*9.5 dakika daha zamanımız var mı?
*Bugün senin için tüm randevularımı iptal ediyorum. Seninle güzel bir tatil yapalım.

Eşinize olan sevginizi, yine de bir hediyeyle pekiştirmek istiyorsanız, sizin işinize yaramayacak bir hediye almaya özen gösterin. Örneğin ona bir kalem takımı yerine kıyafet çeki verebilirsiniz. Karşı cinsin sevgisini kazanmak için bunları yapmaya çalışın:

Onun sadece güzel değil aynı zamanda akıllı olduğunu sık sık tekrarlayın.
Hasta olduğunda ona daha fazla ilgi gösterin.
Geç kalacağınız zaman mutlaka telefon edin.
İyi ya da kötü eski ilişkilerinizi örnek olarak göstermeyin.
Ne yapması gerektiğini söylemeyin.
Arada sırada kahvaltıyı hazırlayın.
Asla dağınık olmayın. Banyoyu temiz bırakın.

erkeklerle aramızdaki farklar..!!!

erkekler asla bizim çikolatadan aldığımız zevki alamazlar..tüm promosyonlar bizim içindir..daha çabuk ve daha ucua sarhoş oluruz..daha kolay taksi buluruz...evlendiğimizde yüzüğü erkekler alıyor..yemeklerde hesabı erkekler ödüyor..[paranın gerçek değerini biliyoruz.. alış-veriştrafik cezası yazmaması için polise ağlayabiliriz..erkek arkadaşlarımızın kıyafetleri üzerimizde harika duruyor.. onların bizimkileri giydiklerini düşünsenize..makyaj yapabiliyoruz...burnumuzda kıl çıkmaz..titanic'i ilk kadınlar terk etti..çılgın olabiliriz.. erkekler çılgın oldugunda deli diye adlandırılırlar tarot falı baktırdıgımızda bize çatlak yerine egzantrik die adlandırılırız..en azından erke diiliz...ehuehue

Kadın mı????

Öperseniz beyefendi DEGILSINIZDIR,
Öpmezseniz adam DEGILSINIZ.
İltifat edersiniz "YALAN" der,
Etmezseniz bırakır GIDER.
Her isteğine evet derseniz KAREKTERSIZ olursunuz,
Karşı çıkarsanız ANLAYISSIZ.
Çok yanına giderseniz "SIKILDIM" der,
Az giderseniz küser.
İyi giyinirseniz "ÇAPKINSIN" der,
Dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.
Kıskanırsınız "HUYUN KÖTÜ" der,
Kıskanmazsınız "SEVMİYORSUN" der.
Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar,
Kendisi bir saat gecikirse "BUNDA NE VAR???".
Arkadaşınızla buluşursunuz adı ihmal olur,
O buluşur "BİZİM KIZLAR" olur.
Siz başka kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur,
Başka bir adam ona baktığında adı "HAYRANLIK" olur.
Konuştuğunuz anda dinlemenizi ister,
Dinlediğiniz anda "NEDEN KONUŞMUYORSUN?" der.
Kısacası...
Sade ama çok karışık.
Zayıf gibi ama çok güçlü.
Akıl karıştıran ama hayranlık uyandıran
İnsanı çıldırtan ama mükemmel!
Bu arada tercümelerin de kadın gibi olduğunu belirtmek isterim...
Çok güzelse nadiren sadıktır,
Çok sadıksa da nadiren güzel...Hayat yaşandığı kadar vardır. Gerisi ya
hafızalardaki hatıra yada
hayallerdeki ümittir. Hüsran ise, bir tek yerde
kabullenebiliyorum,
Yaşamak mümkünken yaşamamış olmakta…

Olgun erkeğin faydaları

Yolda yürüyorsunuz; o da ne? 20'li yaşlarda çıtır bir kız, yanında da 30'unu aşmış bir erkek yürüyor. Hemen iç geçirirsiniz... Nasıl oluyor da oluyor? Bu kadar genç bir kızın yanında yaşını başını almış 30'lu yaşlarda bir erkek ne arıyor? Onda neler buluyor acaba diye düşünürsünüz...
Neden mi? İşte size 30 yaş ve üstü erkeklerle birlikte olmak için 30 neden...
1. Askerlik, iş bulma gibi nedenlerle uğraşmazsınız. O artık hayatını kurmuş bir erkektir.

2. Para durumları işleri güçleri oturduğundan daha iyidir.

3. Onu ailenizle tanıştırırken göğsünüzü gere gere tanıştırırsınız. Ne de olsa adam gibi adamdır artık.

4. Arkadaşlarıyla güç gösterisine girmezler.

5. Onunla bir bara ya da restorana gittiğinizde etrafını kesmezler.

6. "Beni aldatıyor mu?" düşüncesine daha az kapılırsınız. Eh 20'lik ateş değil ne de olsa.

7. "Şimdi nerede ve ne yapıyor?" diye düşünmezsiniz. Çünkü o artık bar, disko ve gece hayatını bırakmıştır. Sakin sakin evinde oturuyordur.

8. Çoğu şeye doymuştur artık o, siz onun gerçek "bir tanesi"sinizdir.

9. Eski defterleri fazla karıştırmazlar. Geçmiş geçmişte >kalmıştır.

10. Onlar yalnız geleceğe bakarlar.

11. Giydiğiniz dekoltelere, minilere daha az takılırlar.

12. Onlar "olayları" artık "aşmış"lardır. Ufak tefek detaylarla uğraşmazlar.

13. Eski hatalarını tekrarlamazlar. Ne de olsa bunlardan yeterince ders almışlardır.

14. Eski kız arkadaşlarının fotoğraflarını odalarının bir köşesinde ya da cüzdanlarında taşımazlar.

15. "Eski kız arkadaşım da şöyleydi" cümleleriyle söze başlamazlar.

16. Geleceğe yönelik planları daha kolay kurarlar.

17. Daha çok özen gösterirler. Arada babacanlığa da geçerler.

18. Göğsüne başınızı dayadığınızda kendinizi kelimenin tam anlamıyla "güçlü" ve "güvenli" kollarda hissedersiniz.

19. Her an hissetlikleri şeyleri daha rahat söylerler ve duygularını daha sık dile getirirler.

20. "Seni seviyorum" cümlesini kurmakta o kadar zorlanmazlar.

21. "Kadın" dilini daha iyi anlarlar.

22. Kıyafet, eşya vb. seçimlerde sizi yanlarından ayırmazlar. Onlar artık kadınların daha zevkli ve daha iyi alışverişçiler olduğunu kabul etmişlerdir.

23. Ne istediklerini daha iyi bilirler ve hedefe yönelmek için anında harekete geçerler.

24. Size kendilerini beğendirmek için daha çok çaba sarfederler. Aslında daha oturmuş olduklarından kendilerine neyin, ne kadar
yakıştığını daha iyi bilirler.

25. Sizi kaybetmekten gerçekten korkarlar. Sizin gibi çıtırı bulmuştur bir kere... Size keyfini çıkarmak kalır.

26. Sizinle konuşurken kelimeleri daha özenli seçerler.

27. Sohbetleri daha keyifli ve doludur. Kadınlarla da sohbet edilebildiğini anlamışlardır.

28. Zaman kavramı onlar için önemlidir. Her anı artık dolu dolu yaşamak isterler.

29.Onlar size kendinizi gerçek bir "kadın" gibi hissettirirler. Ne de olsa tecrübe!..

30. Ve en önemlisi "ön sevişmenin" kadınlar için ne kadar önemli olduğunu artık bilirler ve ön sevişmeyi mümkün olduğu kadar uzatırlar.
Böylece sizi daha mutlu ederler

kadın dediğin....

neden meyveleri koparmak için ağaçlara tırmanırsınız?
biraz beklerseniz zaten kendiliğinden yere düşer...
neden bir kadına aşık olmak için peşinden kaşarsınız?
biraz beklerseniz zaten kendiliğinden size gelecek...
ve neden ölmek,öldürmek için birbirinizle savaş edersiniz?
biraz beklerseniz zaten kendiliğinizden öleceksiniz........
ama...
meyve yere düştüğü zaman değil,ağacından koparıldığı zaman...
kadın çaresizlikten size geldiği zaman değil,kalbinden fethedildiği zaman...
ve ölüm yatakta değil,savaşımda güzeldir............
eee ne demişler kadın dediğin İstanbul gibi olmalı,fethi zor fatihi tek....

Sarışınlara Dair

Sarisinlara Dair









Bir sarisini butun gun nasil oyalarsiniz ?
Yuvarlak bir odada, gidip kosede oturmasini soyleyerek.

Bir sarisini evlenmeye nasil razi edersiniz ?
Ona hamile oldugunu soyleyerek.

Bir sarisinin Cumartesi gunu gulmesini nasil saglarsiniz ?
Carsamba gunu bir espri yaparak.

Bir sarisin niye iki saat boyunca portakal suyu kutusuna bakar?
Uzerinde " konsantre " yazdigi icin.

Sarisin civi cakarken parmagini niye civinin ustune koyar?
Cikan sese dayanamadigi icin.

ABD'de sarisin ve zeki kadina ne denir ?
Turist

Bir sarisinin fikrini nasil degistirirsiniz ?
Kulagina ufleyerek.

Bir sarisinin bir baska sarisinin kulagina uflemesine ne denir ?
Bilgi transferi

Hamile oldugunu ogrenen sarisin ne der?
Benim olduguna emin misin ?

Bira sisesi ile sarisinin ortak ozelligi nedir ?
Ikisinin de boyun kismindan yukarisi bostur.

Bir sarisini saatlerce nasil oyalarsiniz ?
Eline iki tarafina da " Ters cevir " yazili bir kagit tutusturarak.

Komurlukteki iskelete ne denir ?
Gecen yilin sarisinlar arasi Saklambac Turnuvasi Sampiyonu.

Kazalarin cogunun ev civarinda oldugunu duyan sarisin ne yapar? Tasinir.

Zekasinin yuzde 90'ini kaybetmis sarisina ne denir ?
Bosanmis .

Kac sarisinla elektrik akimi olusturulabilir ?
iki . Biri kuvete girer, digeri sac kurutma makinesini uzatir.

Bir bilgisayarin onunde bir sarisin oturdugunu nereden anlarsiniz ? Ekrandaki tipex izlerinden.

Kadınlar Cadımı???

Kadinlar Cadimi?









Yapılan bir savaşta ünlü kral Arthur maalesef esir düşer. Karşı tarafin kralı bu büyük şahsı affedebileceğini ancak bir şartı olduğunu söyler. Kendisine bir soru soracaktır. Eğer Arthur soruya doğru cevap verebilirse hayatı kurtulacak aksi takdirde ölecektir. Soruya cevap verebilmesi için 1 sene süresi vardır. Soru aynen söyledir: KADINLAR NE İSTERLER?

Bu soru tabi ki dünyanın en zor sorusu. Ancak kralın fazla bir tercih şansı yoktur. Ülkesine geri döner. Türlü alimlere, bilir kişilere danışır ama soruya tam bir doğru yanıt bulamaz. Bu sorunun cevabını sadece yaşlı bir cadı bilmektedir. Artık en son gün gelmiştir ve Arthur mecburen cadıya gider. Cadı soruya cevap verecektir ancak bir şartı vardır. Cadı cevap karşılığında Arthur'un yakın arkadaşı ve en iyi ve yakışıklı şövalyesi ile evlenmek istemektedir. Arthur yıkılır ve bunu kabul edemeyeceğini söyler ve cadının yanından ayrılır. Sövalye olanları duyar ve krala koşup hiçbir seyin Arthur'un hayatından daha önemli olamayacağını söyler.
Ve cadıdan cevabı alırlar. HER ZAMAN KENDİ ÖZGÜR İRADELERİYLE KARAR ALMAK İSTERLER.

Evet kesinlikle doğru olan bu cevap sayesine kralın hayatı kurtulur, ancak şövalyenin hayatı sönmüştür. Cadı dünyanın en çirkin görünüşlü mahlukatıdır. Yemek yerken kuşar, tükürür ve her olumsuz davranışı gösterir. Şövalye ile evlenme gününde bile iğrenç davranışlar göstermiştir. Nihayet şövalye için en kötü an yani gerdek gecesi gelir. Ancaaaakk odaya girdiğinde karşısında cadı yerine dünyanın en güzel kadınını görür. Acayip şaşırır ve sorar. "Sen kimsin?". Kadın cevap verir. "Ben evlendiğin cadıyım. Ancak gündüzleri son derece çirkin ve geceleri son derece güzel olurum. Ya da gündüzleri son derece güzel veya geceleri son derece çirkin olurum. Nasıl gözükeceğime sen karar vereceksin".
Şövalye çok kısa bir süre düşünür. Geceleri mükemmel bir sevgili mi yoksa gündüzleri eşiyle beraber kazanacağı saygınlık mı? Ve şöyle cevap verir. "Nasıl olmak istediğine sen karar ver lütfen. Ben senin her haline karşı saygiliyim." Cadi bu karar karsisinda çok sevinir. "Sen bana seçme özgürlügünü verdin ve beni kisitlamadin sövalyem. Bu yüzden ömür boyu yanında güzel ve saygılı biri olarak gözükeceğim". Pekiiiii burdan çıkarttığımız sonuç ne? Ben size söyleyeyim isterseniz: KADINLAR İSTER SON DERECE GÜZEL İSTER SON DERECE ÇİRKİN OLSUN HER ZAMAN CADIDIRLAR.

Bayanları Anlayabilmek???

Bayanlari Anlayabilmek?









Öperseniz beyefendi değilsinizdir, öpmezseniz adam değilsiniz.

İltifat edersiniz yalan der, etmezseniz bırakır gider.

Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz, karşı çıkarsanız anlayışsız.

Çok yanına giderseniz usandım der, az giderseniz kuser.

Iyi giyinirseniz capkinsin der, dikkat etmezseniz zevksizlikle suclar.

Kiskanirsiniz huyun kotu der, kiskanmazsiniz sevmiyorsun der.

Siz bir dakika gec kalin kiyamet kopar, kendisi bir saat gecikirse bunda ne var der.

Arkadasinizla bulusursunuz adi ihmal olur, o bulusur "Bizim kizlar" olur.

Siz baska kadina bakacak olsaniz gozleriniz oyulur, baska bir adam ona baktiginda adi hayranlik konur.

Konustugunuz anda dinlemenizi ister, dinlediginiz anda "Neden konusmuyorsun?" der

Kisacasi... Sade ama cok karisik.

Cok guzelse nadiren sadiktir, Cok sadiksa da nadiren guzel...

Bir Annenin Kızına Nasihatları...

Bir Annenin Kızına Nasihatları


Kızım.

Akrabalarından, dost veya arkadaşlarından her kim olursa olsun, ona karşı kocanı övme. Sakın onu şikayet de etme. Aile içinde kalması gereken mahrem veya bildik şeyler de olsa anlatma.

Derler ki, "Söyleme sırrını dostuna, dostunun da dostu vardır o da gider söyler dostuna." Bir ağızdan çıkan söz, sır olmaktan çıkar. Sırrın ucunu ele veren arkasını getiremez. İlla biriyle paylaşman gerekiyorsa bir günlük tut. Mümkünse onlarında bu tür sana anlatacaklarına fırsat verme. Bu tür söylenen veya anlatılanlar fitneye, dedikodulara ve ailelerin yıkılmasına fırsat ve zemin hazırlar. Her ne kadar sıkılır veya daralsan dahi; anne ve babana bile anlatma. Çözemediklerini akıllı ve kendinden emin olduklarınla istişare ederek çözmeye çalış.

Aile hayatının karşılıklı sevgi, saygı ve merhametle yürütülmesi temel ilkedir. Dinimiz aile reisliği vazifesini erkeğe vermiştir. Erkek ise; fizik gücüne, kuvvetine sahip, cesur ve mücadelecidir. Fizyolojik bakımdan daha zayıf olan kadınları kavvâm; gözetip kollayıcıdırlar. Ailenin dış düşmanlardan korunması, geçim ve ekonomik giderlerin temini öncelikli olarak erkeğe ait olduğundan mallarından bol bol harcamaktadırlar. Kadının; erkekte bulunmayan anneliğin verdiği yüce bir görev olan çocuğun doğumu ve bakımı ile öncelikli olarak; çocukların terbiye edilerek yetiştirilmesi, yuvada huzur ve sükûnun temininde duygusal gayret, aileye içten bağlılık gibi daha birçok üstünlükleri bulunmaktadır.

Eşinin eve geleceği saati iyi belle. Mümkün mertebe onu kapıda karşılamaya çalış. Kapıda karşılaman onu; ziyadesiyle memnun edecektir. Adamı sakın kapıda bekletme. İçeri girere girmez elindeki eşyaları al. Velev ki; sıkıntı ve moralsiz olsan bile; yumuşak ve tatlı konuş. Söylemen gerekenleri kocana söyle. Anlayamadıklarını ve meselelerini konuşma yoluyla hallet. Konuşma mesellerin yüzde doksan dokuzunu çözer. Konuşurken onun konuşmalarını kesme. Bazı konularda farklı düşünüyor olabilirsiniz. Farklı bile düşünseniz uzlaşmayı tercih et. İçinden seni seviyorum demekle olmaz. Sevgini ona mutlaka o istediği için değil, kendi tarzınla ona hissettir. Zaman zaman onun penceresinden bakmayı dene. Sizin olmayan hayatlara dalıp hayatınızı karartma. Bakış tarzın en kötü gününde bile olumlu olsun. Göz yaşlarını asla silah olarak kullanama, bu kadının zayıflığını gösterir. Bilirsin ki, evlilikte dürüstlük esastır. Zaman zaman espri yap; iyi bir espri zor günlerinizi kolay atlatmanızı sağlar. İlişkinizi kuvvetlendirmek için elinden geleni en iyi şekilde yap. Evini temiz tut. Çocuklarının yeme içmeleri, sağlıklarıyla dersleriyle yekinen alakalan.

Görevlerini bil ve yaptıklarından dolayı asla şikayet etme. Eşinin gelen eş dost ve akrabalarına güler yüz, tatlı dille hüsnü muamelelerde ve izzeti ikramlarda bulun. Eşin eve geldiğinde sakın üstün pis ve pas içinde yani çamaşır ve bulaşık kokusu olmasın. Evin içindeyken mümkün mertebe mutfakta ve banyoda, bulaşık, çamaşır gibi şeylerle oyalanma. Yapacaklarını ya onun gelmesinden önce yada mümkünü olanları tehir et. Daima yanında olmaya çalış. Hal ve hatırını sor. Onun anlattıklarını dinliyormuş gibi yapma. Onu canı gönülden dinle. Onun derdiyle dertlen, sevincine ortak ol. Sevdiklerini sev, değer verdiklerine değer ver.

Eve getirdiklerini yerinde değerlendir, çöpe atma. Ondan izinsiz oraya buraya dağıtma. Neyi sevip, neyi sevmediğini bil. Bilmiyorsan uygun şekilde sorarak öğren. Sevdiklerini yap, sevmediklerinden kaçınmaya çalış. Canı neyi çekiyorsa, onları getirip ikram et. Bazen elma armut gibi meyveleri dilimleyip bizzat ağzına koy. Çocuklarının yanında onları ona şikayet etme.

Özürlü olmadığın sürece yatarken de abdest al. Okuyacağın şeyleri biliyorsun, bilmediklerin varsa en kısa zamanda öğren. Okuyarak eksik olduğun yönlerini tamamla. Onun sıkıntılı günlerinde sözle, tatlıkla yardımcı ol. Böylesi anlarda zaruri olmayan isteklerini ertele. Yatağı yatacağı zamana doğru hazır et. Yatınca da lambayı hemen söndür. Eşinin yatakta beklemesi onu huzursuz eder. İkide bir hastayım deme. Halinden şikayetçi olma. Sürekli canlı ve dinamik ol. Sabahleyin mutlaka ondan önce kalk.. Namazdan sonra yatmayın. Onu da yatırma. Buna alışın. Özürlü bile olsan abdest al. Özürlü değilsen kuşluk namazını sakın ihmal etme. Her namazın arkında yaptığın dualarına mutlaka kocanı da ekle.

Eşine kahvaltısını erken hazırla. Onun yemesi için sende iştahla ye. Ve yine tatlı sözlerle onu görevine yolla. Eşinin bütün istek ve arzularını ima etmesine gerek kalmadan yerine getir. Onu çok sevip saydığını söyle ve hem uygula. Her fırsatta süslenip öyle çık karşısına. Cuma, bayram, mübarek geceler ve evlilik yıl dönümlerinizde mutlaka özel bir hazırlık yap. Her şeyinle adamın gözünü de gönlünü de doldur.

kadınlar ne ister? ????what women wants????

kadınların ne istediğini bilen biri var mı???
sizce kadınlar ne ister?

Kadınlar Neden Ağlar?

Küçük bir erkek çocuk annesine sordu:
- Niçin ağlıyorsun?
- Çünki ben kadınım diye cevapladı annesi.
- Anlamadım! dedi çocuk. Annesi çocuğu kucaklayıp
- Ve hiç bir zaman anlayamayacaksın! dedi.

Babasına:
- Baba, annem niçin ağlıyor? diye sordu.
Babanın cevabı:
- Bütün kadınlar sebebsiz ağlayabilen yapıdadır diye oldu.

Küçük oğlan büyüdü, yetişkin adam oldu, hala kadınların niçin ağladıklarını keşfedemedi.

Nihayet öldükten sonra cennete gittiğinde Allah'a sordu:
- Allahım! dedi. Kadınlar niçin bu kadar kolay ağlayabiliyorlar?

Allah dediki...

- Ben kadınlari özel yarattım!... Tüm yaşamın ağırlığını taşıyabilecek kuvvette olmasına rağmen başkalarına teselli verecek kadar yumuşak omuzlar.. Doğumun acısına olduğu kadar doğurdukları evlatlarının nankörlüğüne dayanabilecek iç kuvvetini verdim. Başkalarının kuvvetinin kalmadığında devam edecek azmi, ailesinin hastalığında yorgunluğa papuç bıraktırmayacak kudreti verdim. Her türlü şart altında ve hatta annelerini çok kötü incitselerde, çocuklarını sevmek duygusallığını verdim. Bu duygusallık her yaştaki çocuklarının yaralarını sarmalarına, sorunlarını dinleyip paylaşmalarına yardım ediyor. Kocalarını tüm kusurlarıyla sevmek kuvvetini verdim. Erkeğin kaburgasından onları erkeğin kalbini korumaları için yarattım. Onlara iyi bir kocanın eşini asla incitmeyeceğini fakat bazen destek ve kuvvetini deneyecek davranışlarda bulunacağını anlayacak duyarlı bir zeka verdim. Tek zayıflık olarak kadınlara birer göz yaşı verdim. Tamamen kendilerinin sahip oldukları, ihtiyaçları olduğunda kullanmak uzere.. İNSANLIK İÇİN BİR GÖZYAŞI !.. diye cevapladı.
Kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu, ne kendini ne şekilde taşıdığıdır. Kadını esas güzel yapan sevgisini paylaşabilmesi, fedakarlığı, sorumluluğu, anlayışı, sadece bilgiye değil aynı zamanda kalbe de yönelik aklıdır.

Yaşlı Kadın İle Meşe Ağacı

Yaşlı Kadın İle Meşe Ağacı

Kuraklık o yıl, New Jersey'in yemyeşil çayırlarını kahverengine çevirmiş ve tüm New Jerseylilerin gurur kaynağı yüzyıllık dev ağaçların yapraklarının zamanından önce dökülmesine neden olmuştu. Kuraklığın kırküçüncü gününde, küçük bir kentin yoksullar mahallesinden geçen Tom Greenfield adlı genç bir tarım uzmanı, tozlu yolda bir kova suyu sürüklercesine taşıyan yaşlı bir kadına rastladı.Otomobilinin camını indirdi ve yaşlı kadına seslendi:"Sizi gideceğiniz yere kadar götürebilir miyim, bayan?"Yaşlı kadın teşekkür etti ve bir kilometre kadar geride kalan evini işaret etti:"Zaten şu kadar kısa bir yoldan geliyorum" dedi ve yüz metre ötedeki dev bir meşe ağacını göstererek "Zahmet etmenize gerek yok..." dedi. "Iki üç adımlık yolum kaldı."Greenfield, kadının bir kova suyu ne yapacağını merak etti. Onu arkasından izledi. Yaşlı kadının, zorlukla taşıdığı kovayı bahçenin uzak bir köşesindeki büyük meşe ağacına kadar sürükleyip, sonra da kovadaki suyla meşe ağacını suladığını görünce, hem hayran kaldı, hem de şaşırdı. Yanına yaklaştı ve sordu: "Bu ağacı sulamak için mi o bir kova suyu bir kilometre öteden taşıdınız? Güçlükle kaldırdığınıza göre kova galiba çok ağırdı." Yaşlı kadın, genç adama gülümseyerek baktı."Tam 81 yaşımdayım. Bu ağaç ise, yaşamdaki tek dostum. Küçük bir kızken arkadaş olmuştum onunla. Şimdi hiçbiri yaşamayan tüm arkadaşlarımla bu ağacın çevresinde, bilseniz ne oyunlar oynadık, onun gölgesinde nasıl dinlendik... Bu ağaç kurursa ne yaparım, ben?"Genç tarım uzmanı, yüzyıllık dev meşe ağacına uzun uzun ve dikkatlice baktı. Deneyimli gözü, ağacın giderek kurumakta olduğunu görmekte gecikmedi.Yaşlı kadın, meşe ağacıyla arkadaşlığını anlatmayı sürdürdü:"Annem beni dövdüğü ya da azarladığı zaman bu ağaca tırmanırdım, onun kollarına sığınırdım" dedi. "Nişanlım, parmağıma nişanı ağacın altında taktı. Benim için böylesi anılarla dolu olan bu ağaç için, bir kilometre öteden bir kova su taşımamı gerçekten çok mu görüyorsunuz?" Yaşlı kadın ertesi gün elinde su kovasıyla yine meşe ağacına giderken, ağacın çevresinde beş altı işçinin çalışmakta olduğunu gördü. Kovayı yere bıraktı ve işçilere doğru koşarak "Bırakın ağacımı" diye bağırdı. "Dokunmayın benim ağacıma..." Işçilerin başındaki adam kasketini çıkardı ve yaşlı kadınısaygıyla selamladı: "Ağacınıza kötü bir şey yapmak için değil, onu kurtarmak için geldik, hanımefendi" dedi. "Ağacınızın köklerinin çevresinde kanallar açtık ve onları tankerimizin deposundaki suyla doldurarak, ağacınızı bol bol suladık."Yaşlı kadı tankerinin üzerinde yazılı olan "Greenfield Fidanlığı" adına takıldı."Fakat ben sizi çağırmadım ki?" dedi. "Kim gönderdi sizi buraya?"Adam, saygılı tavrıyla yanıt verdi:"Bizi buraya gönderen kişi, adını söylemedi, efendim" dedi.
Yaşlı kadın, yeterli suya kavuşan arkadaşı meşe ağacının altında durdu ve işçilerin tek tek ellerini sıktıktan sonra bindikleri kamyonun arkasından yaşlı gözlerle baktı.

Erkeğini Seç

Kıskanç

Bu adam sizi el üstünde tutuyor. Her gün ne kadar güzel olduğunuzu, sizi ne kadar çok sevdiğini söylüyor. Ona göre en iyisi; sizi pamuklara sarıp altından bir kafese koymak. Telefonda bir erkek sesi, bir sms ya da bir partide birazcık fazla muhabbet ettiğiniz herhangi bir karşı cins sinirlerini ayağa kaldırmaya yetiyor.

Neden böyle?
İkili ilişkiler söz konusu olduğu zaman kendine güveni olmayan bir adamla karşı karşıyasınız. Bilinmeyen bir sebepten dolayı kendisini sevilmeye layık bulmuyor!

Nasıl davranmalı?
Ona karşı açık olmalısınz. Bir şeyler saklamaya başladığınız andan itibaren kaybedersiniz. Çünkü bu şekilde onun güvensizliğini haklı çıkarmış olursunuz. İş yemeğinizde erkekler olduğunu da anlatın. Bir erkekle sohbet ederken onun kıskanç bakışlarını umursamayın. Ondan bir şey saklamanız gerekmediğini çünkü onu sevdiğinizi söyleyin. Bu şekilde topu ona atmış olursunuz, kendi problemleriyle yüzleşmesi gerektiğini söyleyin.

İş bağımlısı
Sevgiliniz haftasonları bile işte. Buna alıştınız fakat boş zamanında da çok yorgun olduğu için televizyon karşısında uyukluyor.

Neden böyle?
İş bağımlısı insanlar kendilerini mesleki başarılarıyla özdeşleştirir. Erkekler için bu bir statü meselesidir. Boşta kaldıklarında kendilerini işe yaramaz, anlamsız ve mutsuz hissederler.

Nasıl davranmalı?
Onu ikna etmeye çalışmak faydasız bir davranıştır. Onunla geçirdiğiniz kısıtlı zamanı, hoşuna gidecek aktiviteleri keşfetmeye çalışmak için kullanın. Sevgilinizin nasıl bir insan olduğuna göre; sandal kiralamak, piknik yapmak için onu razı edebilirsiniz. Eğer ona uygun bir aktivite bulduysanız, birlikte yapacağınız bir gün planlayın.

Bağımsız
Birlikte çok güzel bir hafta sonu geçirdiniz. Bolca sohbet, cilveli oyunlar, şefkat gösterileri... Dr. Jekyll ve Bay Hyde sendromuna yakalanana kadar. "Çok fazla beklentin var, bu kadar üstüme gelme, bırak ben sana yaklaşayım" dedikten sonra çekip gidiyor. Sizin de başınızdan aşağı bir kova soğuk su döküüyor.

Neden böyle?
Bağlanma korkusu olan erkekler, bir kadına çok fazla güvenmemek gerektiğine inanmalarını gerektirecek deneyimler yaşamıştır.

Nasıl davranmalı?
Onsuz da dışarıya çıkabileceğinizi fakat onunla olursa daha güzel olacağını düşündüğünüzü ona belirtin. Kendinize bir zaman sınırı koyun ve o zamana kadar sizinle gelip gelmeyeceğine karar veremezse, parti için kendinize eşlik edecek başka bir kavalye bulmaya söz verin. Sözünüze sadık kalın. Zamanla isteklerinizin, ayaklarına takılacak prangalar olmadığını fark edecektir. Bu şekilde size daha çok evet demeye başlayacaktır.

Kazanova
Onunla bir davete katılmak stres demektir. Kadınların ondan bu kadar çok etkilenmesi hiç de şaşırtıcı değil. Ne de olsa yeryüzünün en çekici adamı! Ama o kabak çiçeği gibi açılırken siz yavaş yavaş solarsınız.

Neden böyle?
Bu adamın kendini değerli bulmayla ilgili bir sorunu var. Sürekli çevreden gelecek takdirle her istediği kadını elde edebileceğini kendine kanıtlamak istiyor.

Nasıl davranmalı?
Kendinize bir kadın avcısı buldunuz ve böyle kalacaktır. Sınırların ne olması gerektiği konusunda onunla konuşmalısınız. Kazanovalar, "Birden fazla kadına aşık olunabilir", "İnsanın tek eşliliğe uygun olmadığını düşünüyorum" gibi sözlerin arkasına saklanır. Aldatılma halinde nasıl bir tavır takınacağınızı ona açıklayın.
gerisi siz kalmış

doğru bildiğimiz yanlışlar

BILGISAYARDA INSAN DURUSU ERGONOMISI
Günümüzde insanlar çagdas yasamin nimetlerinden faydalanirken, maalesef bazen de dertlerine katlanmak zorunda kaliyor. Çalismak ve ofis ortamlari birçogumuz için yasamimizin ayrilmaz bir parçasi haline geldi. Ama ofis ortami birçok saglik sorununu da beraberinde getiriyor. Klimalar, duvardan duvara halilar, sürekli masa basinda oturmak, bilgisayar ile çalismak, hepsi irili ufakli saglik sorunlarina neden oluyor. Iste burada size, bilgisayar basinda çalisirken elleriniz ve bedeniniz için dogru ve yanlis olan pozisyonlari göstermek, ve sizleri yanlis duruslarin yarattigi agrilardan kurtarmak istedik.

Yüzün Seni Ele Veriyor....

Yüz hatlarına bakarak karakter tahlili yapmak, son zamanlarda çok moda.
Bu konuda eğitim alan kişiler, ortaya çıkıp ünlülerin yüzlerini inceliyor ve birbirlerine uygun olup olmadıklarını saptıyorlar. Tabii karakterlerinin inceliklerini de.

Aslında yüz hatlarına bakıp da karakter analizi yapmak, yeni bir olay değil. Ama şimdilerde bu işin eğitimi veriliyor ve hatta konu hakkında ayrıntılı bilgi içeren kitaplar bile yayımlanıyor. Özel olarak ünlülerin yüzlerini yan yana koyup onların aşk hayatlarını incelemeye kadar işi götürenler olduğu gibi, bir de sadece karakter analizi yapanlar var.

Kişilerin yüzlerindeki her bir noktanın belli bir anlamı var. Bu anlam, iyi ya da kötü bir şekilde açıklanabileceği gibi, bir de kişilerin birbirleriyle olan uyumlarını da açıklıyor. Anne ile kızı arasında, iki sevgili arasında, iki arkadaş arasında veya iki kardeş arasında bulunan bağları ve ilişkiyi açığa çıkaran yüz analizi; burun, dudak, kaş, göz, alın ve çeneye bakılarak yapılıyor...

Yüz hatlarına göre ne nedir?

ALIN

Geniş: Entelektüel, hayal gücü kuvvetli
Dar: Çok dikkatli, dakik, rakamlarla arası iyi
Dik: Bağımsız
Bombeli: İnsiyatif sahibi, uyumlu
Açık: Sosyal, paylaşımcı

KAŞ

Aşağı doğru: Centilmen, sahiplenici, ciddi ilişkiler yaşayan
Kalkık: Dinamik, hırslı, kolay sinirlenen
Çalı gibi: Güçlü kişilik, başarılı
Uzun: Güçlü, dirençli
İnce: Esnek, başarılı, kolay pes eden
Birleşik: Dengesiz, maceracı
Kısa: Duygusal, aktif
Düz: İyimser, dünyayla barışık
Geniş: Ufku geniş, güvensiz, hassas

GÖZ

Çukur: Ciddi, gizemli
Burna yakın: Konsantrasyonu kuvvetli, titiz, kararlı
Büyük: Açık, kibar, sözüne güvenilir
Küçük: Odaklanmış, özel
Patlak: Hevesli ve meraklı

BURUN

Geniş: Kendine güveni tam
Dar: Kontrolcü
Geniş ve düz: Sosyal ama kararsız
Dışa doğru: Lider ruhlu, idare etmeyi seven ve temsilci ruhlu
İçe doğru: Yardımlaşmayı seven, girişken
Geniş: İyi bir lider
Dolgun: Güçlü, inatçı, cömert ve sabırsız

DUDAKLAR

Geniş ve düşük: Cömert
Kısa ve kalkık: Gururlu
Kalın ve kalkık: Ağzı kalabalık
İnce ve düşük: Öz konuşan

ÇENE

Geniş: Otoriter
Dar: Yumuşak başlı
Gamzeli: İnatçı
Köşeli: Kolay

Zayıflamanın tüyoları

Şişmanlık kadınların bitmeyen korkusu. Oysa bu soruna sadece estetik yönden değil sağlıklı yaşam penceresinden de bakmak gerekiyor. Prof.Dr. Osman Müftüoğlu, şişmanlığı estetik kaygılar dışında, sağlığını da tehdit eden bir hastalık olarak gören kadınlara zayıflama tüyoları veriyor.
Güzel görünmeyi, hoş, çekici ya da yakışıklı biri olarak bilinmeyi, giysileri keyifle giyip zevkle sergilemeyi, kısacası beğenilmeyi kim istemez? Eğer kilo fazlalığı ve şişmanlık sorunundan yakınmıyorsanız...Ve eğer bu can sıkıcı fazlalıklardan sonsuza kadar kurtulmak istiyor ama kilolarınız yerine sağlığınızı vermek istemiyorsanız bu yazıyı dikkatle okumalısınız.
Unutmayın! Zayıflama diyetlerinin hepsinin son cümlesi aynıdır: Daha az yiyiniz! Bu cümleyi aslında şu şekilde düzeltirseniz doğruya en yakın zayıflama programını kendiniz de yapabilirsiniz ."Ne yiyorsanız yarı yarıya azaltın, ne kadar hareket ediyorsanız iki katını yapın".
Diyet yaparak kilo vermek istiyorsanız bu kararınızın yavaş, uzun süreli ve düzenli bir kilo kaybını gerektirdiğini, ideal kiloya ulaştığınızda en az 2-3 yıl ile ideal kilonuzda kalmanızın zorunlu olduğunu unutmayın.
• Ana öğünleriniz 400-500 kaloriyi ara öğünleriniz 100-150 kaloriyi geçmemelidir. Ana öğünlerinizdeki kalori tüketiminizi ne kadar azaltabilirseniz o kadar hızlı kilo verirsiniz. Ana ve ara öğünlerde alacağınız kalorinin en uygun miktarını doktorunuzla birlikte belirleyebilirsiniz.
• Diyet süresince karbonhidrat ve yağ kullanımınızı sınırlamayı unutmayın. Günlük toplam yağ tüketiminiz aldığınız kalorilerin %25-30'u, karbonhidrat tüketiminiz %50'sini aşmasın. Dengeli bir diyet programı oluşturun. Karbonhidratların glisemik indeksi düşük olanları tercih edin.
• Günlük toplam kalori alımınızı asla 800 kalorinin altında tutmayın, 1000 kalorinin altındaki zayıflama diyetlerini doktor kontrolü almadan uygulamayın. Önemli sağlık sorunları ile karşılaşabilirsiniz. Düşük kalorili (1200-1500 kalori/gün) diyetleri tercih edin. Acele etmeyin, panik yapmayın.
• Akşam yemeklerinizi en erken saatte yiyin. Yatmadan 4 saat önce yemek yemeyi
kesin. En hafif öğününüz akşam yemeği olsun. Kahvaltı öğününüz en önemlisidır. Kahvaltı yapmayı unutmayın.
• Daha çok yemenize sebep olan ortamlardan uzaklaşın. Sosyal toplantılarda alkol yerine soda-limon için. Yemek davetlerine gitmeden evvel evinizde düşük kalorili birşeyler yiyin. Eviniz dışında da hafif, az kalorili, düşük glisemik indeksli ve az yağlı besinleri tüketin.
(Salatalar, haşlanmış veya ızgara sebzeler, balık)
• En iyi yemek zamanı tokluk zamanıdır. Uzun süre aç kalmayın. Ara öğünler, atıştırmalar yapın. Ara öğünlerde düşük kalorili taze sebzeler veya meyveler kullanın.
•Kilonuzu kontrol altında tutmanın en emin yolu her gün tartılmaktır. Sabahları aç karnına, tuvaletten çıktıktan sonra ve tamamen çıplakken tartılın. 250 gramın üzerinde kilo artışlarını alarm kabul edin ve beslenme-egzersiz programınızı hemen yeniden düzenleyin.
• Diyet süresince yağlı, sütlü tatlılar, şeker, tuz ve doymuş yağlardan kaçının.
• "Zayıflamak istiyorsanız yavaşlayın". Bu doğru bir uyarıdır ve size yemek yeme hızınızı yavaşlatmanızı öğütler. Yavaş yiyerek yemeğin zevkini daha iyi çıkarır, tokluk sinyallerinin midenizden beyninize ulaşması için zaman kazanır, daha iyi çiğner, daha iyi hazmeder, daha az yer ve daha kolay zayıflarsınız.
• Tiroid bezinizin normal çalışmaması (hipotiroidi) kilo almanızı kolaylaştırır. Normalden daha az tiroid hormonu vücudun normalden daha az enerji yakması demektir. Tiroid bezinizin iyi çalışıp çalışmadığından emin olmak için tiroid hormonlarınızın kandaki seviyelerinin ölçülmesi yeterlidir. Eğer tiroid hormonu eksikliği söz konusu ise bir uzman tarafından tedaviye başlayın.
• Yürürken, daha uzun mesafeleri amaçlayın. Vücudunuzun oksijen eşliğinde yaptığı aerobik aktiviteler (yürüyüş, yüzme, golf) ne kadar uzun sürerse bedeninizin o kadar çok eriteceğinden emin olabilirsiniz.
• Hızlı yürüyün! Adımlarınızı biraz sıklaştırırsanız metabolizmanız da hızlanır, daha çok yağ yakarsınız. Bu mesafeleri biraz daha hızlı adımlarla katetmek ise çok daha iyidir. Belirli bir zaman diliminde daha fazla kalori yakmanın kolay bir yolu yürüyüşünüzü -aerobik karakterini bozmadan- biraz daha hızlandırmaktır. Bunun için en basit ölçü nabız hızınızdaki artıştır. Eğer egzersiz esnasındaki nabız hızınızı egzersize başlarken belirlediğiniz nabız hızınızın yüzde 50'si kadar artırabiliyor ve bunu 35-40 dakika kadar sürdürebiliyorsanız, o yürüyüşle yağlarınızı yaktığınızdan emin olabilirsiniz.
• Yemek sonrası 10-15 dakikalık yürüyüşler yapmaya çalışın! Yemeği takiben yapacağınız yürüyüşler metabolizmanızı hızlandırır, daha çok enerji tüketmenizi sağlar.
• Sık sık ve az az yiyin. Öğün atlamayın. Metabolizmanızı aç kalarak değil, sık sık azaz yiyerek hızlandırın.
• Hayatınızı baharatlandırın: Kırmızı acı biber, turp ve hardal gibi baharatlarla metabolizmanızı biraz hızlandırabilirsiniz. Daha çok baharat kullanmak sizi tuzdan ve krema-mayonezden de uzak tutar. Daha az tuz ve krema-mayonez daha kolay kilo kontrolü demektir.
• Doktorunuz tarafından reçete edilıp önerilmeyen metabolizmanıza etkili hiçbir reçeteli ilacı (tiroid ekstreleri. amfetamin, efedrin, sibutramin. orlistat), bitkiyi (Ep-hedra, Ma-Huang), minerali (Chromium picolinate) veya maddeyi (kafein) kilo vermek amacıyla kullanmayın. Şişmanlık tedavisinde kullanımına izin verilen iki temel ve reçeteli ilacı (Sibutramin ve Orlistat) sadece doktorunuz tavsiye ettiği zaman kullanabilirsiniz. Bu iki ilaçtan Sibutramin termojenezi hızlandırarak metabolizmanızı ateşleyebilir.
• Zor ama doğru bir karar verdiğinizden hep emin olun. Bu kararın tadını çıkarın: Kilo verdikçe yeni elbiseler alın, eski elbiselerinizi hemen daraltarak "gemileri yakmayı" unutmayın.

REFLEXOLOJI ve ELMA SİRKESİ

VUCUDUN ICTEN TEMIZLENMESI, GENEL SAGLIK ACISINDAN BUYUK ONEM
TASIMAKTADIR.
YASADIGIM BIR TECRUBENIN VE NETICESINDE OGRENDIGIM BILGILERIN SIZE DE
ILGINC/FAYDALI GELECEGINI DEGERLENDIREREK NAKLEDIYORUM.

2-3 YIL ONCE, GOZLERIMIN ETRAFI SIYAHLASMIS, VUCUDUMDA HALSIZLIK VE
SIDDETLI AGRILAR BASLAMISTI. AMERIKAN HASTAHANESINDE BIR COK INCELEMELER
YAPILDI, ANCAK HIC BIR SEY BULUNAMADI. DAHA SONRA GITTIGIM CINLI BIR


REFLEXOLOJI UZMANI DOKTOR, AYAKLARIMIN TABANLARINI YOKLADIKTAN SONRA, HIC
SU ICMEDIGIMI VE BASTA KARACIGERIM OLMAK UZERE VUCUDUMUN BUTUNUYLE
KIRLENMIS OLDUGUNU SOYLEYEREK, EGER SU ICMEYE BASLAMAZSAM TAKRIBEN 3 YIL
ICERISINDE OLECEGIMI SOYLEDI. (BEN GERCEKTEN O TARIHE KADAR GENELLIKLE SU
ICMIYOR, GUNDE 20-30 BARDAK CAY VE KAHVE ICIYORDUM.(CIN'DE REFLEXOLOJI
UNIVERSITESINDEN MEZUN DOKTORUN ISMI REFLEXOLOGIST P.G.WONG, TEL NO:
0060-3-21622866/MALEZYA. DIR. REFLEXOLOJI, 17 ALTERNATIF TEDAVI
YONTEMINDEN
BIRIDIR. BU TEDAVI KAPSAMINDA; HER ORGANIN AYAK TABANI VE ELDE BAGLANTILI
OLDUGU BIR BOLGE VARDIR. VUCUTTA BIR ORGAN RAHATSIZ ISE, AYAK VE ELDE
ILGILI BOLGENIN DERINLIKLERINDE SUSAM-MERCIMEK BUYUKLUGUNDE FIBROSTIK
KISTLER OLUSMAKTADIR. BUNLARA DOKUNULDUGUNDA SIDDETLI AGRI
HISSEDILMEKTEDIR. BU PARCALARI HISSEDEBILMEK ICIN BASPARMAKLA DERIN VE
KUVVETLI BASTIRMAK GEREKMEKTEDIR. HASTALIK YOK ISE PARCACIK
BULUNMAMAKTADIR. MR.WONG'DAN BU KONUDA EPEYCE BILGI OGRENDIM VE
KITAPCILARDAN BULABILDIGIM BUTUN KITAPLARI ALDIM. HALEN KENDI AYAKLARININ
VE ELLERIMIN ILGILI BOLGELERINI YOKLAYARAK SAGLIK DURUMUMU
ANLAYABILIYORUM.
ELE GELEN/TESPIT EDILEN PARCACIKLARIN UZERINE BASTIRARAK MASAJ YAPMAK,
RAHATSIZ OLAN ORGANIN SINIRLER YOLUYLA UYARILMASINI, HIZLI CALISMASINI VE
KENDINI TOPARLAMASINI SAGLIYOR. EGER RAHATSIZ ORGAN IYILESIRSE BU PARCALAR
KAYBOLUYOR. (AYAK VE ELDEKI KALP BOLGESINE DOKTOR NEZARETI OLMADAN MASAJ
YAPILMAMAKTADIR.)

A. AYAK HARITASINA ULASABILECEGINIZ WEB ADRESI: <
http://www.reflexology-research.com/Images/foot.jpeg

B. EL HARITASINA ULASABILECEGINIZ WEB ADRESI: <
http://www.reflexology-research.com/handchart.html

SONUCTA CINLI DOKTOR BANA HER SABAH UYANDIGIMDA; AC KARNINA BIR BUYUK
BARDAK ILIK SUYUN ICINE BIR TATLI KASIGI ELMA SIRKESI KOYARAK ICMEMI
ONERDI. ELMA SIRKESI VUCUTTAKI KIRLERI/BIRIKINTILERI ERITIYOR, SU ISE
ATIYORMUS, ELMA SIRKESININ PH (ASIT DEGERI) VUCUDUN PH DEGERI ILE AYNI
OLDUGUNDAN KIRLERI ERITIRKEN, VUCUDUN HUCRELERINE ZARAR VERMIYORMUS,
AYRICA
GUNDE EN AZ 1.5 LITRE SU ICMEK COK ONEMLIYMIS, VUCUDUN ZEHIRLERININ VE
IHTIYAC DUYMADIGI FAZLA/BIRIKMIS MADDELERININ ATILMASINI SAGLIYORMUS. ELMA
AYRICA VITAMIN-MINERAL DEPOSUYMUS.

CINLI DOKTORUN DEDIGINI UYGULADIKTAN 4 GUN SONRA GOZLERIMIN ETRAFINDAKI
SIYAHLIKLAR KAYBOLDU, 10 GUN SONRA AGRILARIM GECTI VE KENDIMI COK IYI
HISSETMEYE BASLADIM. SIZE DE TAVSIYE EDERIM, 1 HAFTA SONRA KENDINIZI
GERCEKTEN COK SAGLIKLI HISSETMEYE BASLAYACAKSINIZ. BU KONUYA ILISKIN DR.
NIYAZI EROZTURK'UN "BIR YUDUM SAGLIK" ISIMLI KITABINDA ELMA HAKKINDA
YAZILAN BILGILERI ASAGIDA GONDERIYORUM.

SAYGILARIMLA,

ERCUMENT EVRIM

ELMA (Malus domestica)
Bitki özellikleri ünyamizda 5000'den fazla türü olan elma hakkinda
herhangi bir tanimlamaya hiç gerek yok. Damak tadiniza en uygun elma
türünü
seçebilirsiniz.
Bilesim: Su orani %85, seker %12, Pektin, organik asitler, soda, fosfor,
tanen, vitamin A, B1, B2, C, E, PP.
Kullanim alanlari ve biçimleri: Elma, içerdigi organik asitler, soda ve
fosforun yardimi ile, beyni, karacigeri ve mideyi çok olumlu etkiler.
Kullanim biçimleri, taze meyve ve meyve suyu olarak siralanabilir. Çig
elma
kabugu yenerek bedendeki ürik asit azaltilabilir. Pismis elma ile yapilan
kompresler yumusatici ve rahatlaticidir. Taze elma suyu ile yikanan
kirisik
ve pörsük deri
canlilik ve tazelik kazanir. Yatmadan önce yenen bir elma, rahat uyumaya
yardimci olur. Kabizliga karsi pismis elmanin etkili oldugu bilinir. Gut,
böbrek, mesane hastaliklarina ve hemoroite karsi uygulanacak bir elma
küründen yararli sonuçlar alinabilir. Deri döküntülerine, gut ve romatizma
rahatsizliklarina karsi, taze elma suyu basariyla kullanilabilir. Elma
suyu, özellikle soguk
alginligina, öksürüge, ses kisikligina, yüksek atese ve iltihapli
hastaliklara karsi basarilidir. Ama çok soguk içilmemelidir. Elma suyu
ayrica, romatizmal böbrek ve karaciger rahatsizliklari, damar sertligi ve
egzamaya karsi da kullanilabilir. Elma genelde, yatistirici ve ates
düsürücüdür. Elma suyu, sindirim sistemini uyarir ve mide mukozasini
güçlendirir. Sindirim yetersizligine karsi, rendelenmis bir elma
yemeklerden önce yenilmelidir. Ama rendelendikten sonra, rengi koyulasana
kadar bekletilmelidir. Ham elma rendesi ishale karsi kullanilabilir.
Kisaca, saglikli yasamaya önem veren kisinin yakininda her zaman elma
bulundurmasi gerekir.

Elma sirkesi, dogal bir yasam iksiridir!
Bilesim: Kalsiyum, fluor, potasyum, magnezyum, sodyum, fosfor, silisyum, A
vitamini, Beta-carotin, B1, B2, ve B6 vitaminleri, C vitamini, sirke
asitleri, meyve asitleri, pektin, dogal aroma maddeleri.
Yasliligimizda da saglikli olabilmek için hareketli bir yasam ve saglikli
bir beslenme biçimi olusturmaya özen göstermeliyiz.. Iste burada elma
sirkesi seçiminin degeri ile karsilasiyoruz. Içerdigi çok degerli ve
çesitli maddeler nedeniyle, en saglikli sivilardan biridir o. Elma
sirkesi,
bedenimizi içten ve distan tedavi edebilecegimiz olaganüstü bir dogal
ilaçtir. Burada size, bedeninizi genel anlamda güçlendirmek, çesitli
hastalik belirtilerini hafifletmek ve gerekli cilt bakimini yapmak için
elma sirkesini nasil kullanabileceginizi anlatmak istiyorum.
Kullanim biçimleri: Dogal elma sirkesinin en etkili kullanim biçimi, çiçek
bali ile karistirilarak olusturulur:
*1 bardak su
*1 tatli kasigi dolusu elma sirkesi
*1 tatli kasigi dolusu çiçek bali
Hepsi iyice karistirilir ve sabahlari aç karnina küçük yudumlarla içilir.
Sürekli kullanim sayesinde, öncelikle bedenin bagisiklik sistemi
güçlenecek
ve sizi pek çok hastaliktan koruyabilecektir. Bu enerji kokteyli ayrica
size canlilik ve güç kazandiracak ve ileri yaslara kadar saglikli ve mutlu
kalmaniza önemli katkilar saglayacaktir. Ama burada çiçek balini da
yakindan tanimamiz gerekiyor:
Çiçek balinin bilesimi: Seker: %32 üzüm sekeri (glikoz), %39 meyve sekeri,
%7 malt sekeri. 100g balda mg mineraller: Sodyum 7, potasyum 45, kalsiyum
5, fosfor 20, magnezyum 3, demir 1mg. 100g balda mg vitaminler: B1 0,03,
B2
0,05, Niacin 0,1, C 1mg.

Sabahlari aç karnina içtiginiz bir bardak elma sirkesi-bal kokteylinin
içindeki müthis zenginligi ögrenmis bulunuyorsunuz artik.
Bu zenginligin sagligimiza yaptigi katkilara da söyle kisaca bir göz
atmamiz herhalde yararli olacaktir:
- Öncelikle bedenimiz güçlenir ve bedensel ugraslara ve strese
karsi koyabilecek dayanikliligi kazanir. Sirkenin içerdigi yüksek
orandaki potasyum sayesinde, kalp kaslari dahil olmak üzere tüm kas
yapisi da güçlenecektir. Kramplara karsi, kokteylinizi maden suyu ile
hazirlayabilir ve her ögünde 1 bardak içebilirsiniz.
- Sik sik grip, soguk alginligi veya üst solunum yollari
iltihabina yakalanan kisiler, bagisiklik sistemleri sirke-bal kokteyli
sayesinde güçlenecegi için, bu tür sikintilardan büyük çapta kurtulmus
olacaklardir. Ama bu tedaviyi asagidaki plana göre uygulamakla kalici
sonuçlara ulasabilmek mümkün olacaktir.
- Soguk alginligi ve grip zamanlarindan önce, 4 haftalik bir
sirke-bal kokteyli kürüne baslayin ve günde 3 bardak için.
- Ayrica, 4 gün boyunca aksam saatlerinde 1 Echinacea preparati
alin. Üç gün ara verdikten sonra yine 4 gün devam edin ve bu tedaviyi 4
hafta boyunca sürdürün. Bu tedavi, bagisiklik sisteminin güçlenmesine
önemli katkilar saglayacaktir. Bu tedaviyi ayrica dogal C vitamini ile
de destekleyin.
- Sirke-bal kokteyli nezleye karsi da bedeni güçlendirecektir.
Nezleye karsi ayrica, 1 ölçü elma sirkesi 2 ölçü suya karistirilir,
kaynama derecesine kadar isitilir ve inhalasyon tedavisi uygulanir.
- Bogaz agrisi ve ses kisikliginda, 1 ölçü elma sirkesi ile 3
ölçü ilik su karistirilir ve saat basi derin gargaralar yapildiktan
sonra tükürülür. Bu gargaralarin adaçayi ile dönüsümlü yapilmasi etkiyi
daha da arttiracaktir.
- Öksürüge karsi, 4 yemek kasigi dolusu akiskan balla 3 tatli
kasigi elma sirkesini iyice karistirin. Öksürük gicigina karsi yarim
tatli kasigi alin ve yavas yavas yutun. Ayrica, bolca kekik çayini balla
tatlandirin ve yudumlayarak için.
- Vajinal akintilara karsi, 1 ölçü elma sirkesi 4 ölçü ilik
suyla karistirilir. Temiz bir siringaya çekilen sivi günde pek çok kere
vajinaya bosaltilir. Sirke-su karisiminin vajinada 1-2 dakika kalmasi
yeterlidir.
- Yüksek kolesterole karsi, günde pek çok kere elma sirkesi-bal
kokteyli içilir. Salatalarda öncelikle elma sirkesi kullanilir.
- Varise karsi, elma sirkesiyle islatilan bir bez baldira
sarilir ve 20 dakika etkilemeye birakilir.
- Gaz siskinligine karsi, her ögünden yarim saat önce 1 bardak
elma sirkesi-bal kokteyli içerek, saglikli bir bagirsak florasinin
temelini atin. Bu kokteyle rezene veya frenk kimyonu çayi da
ekleyebilirsiniz.
- Kabizliga karsi, günde pek çok kere, 1 bardak suya 1 tatli
kasigi elma sirkesi ekleyerek için. Ayrica, 4 litre ilik suya 1 su
bardagi dolusu elma sirkesi ve 2 tatli kasigi tuz ekleyerek ayak
banyolari alin. Banyo süresi 10 dakikadir.
- Yaralarin çabuk iyilesmesi için, günde 3 bardak elma
sirkesi-bal kokteyli için. Iltihaplanmayi önlemek için, elma sirkesiyle
islattiginiz bir pamukla günde pek çok kere yarayi nemlendirin.
- Ergenlik sivilcelerine karsi, her yemekten yarim saat önce,
içine 1 tatli kasigi elma sirkesi eklenmis 1 bardak su için. Yüzünüze
bugu banyolari uygulayin: 1 litre kaynar derecede sicak suya 4 yemek
kasigi elma sirkesi ve 2 yemek kasigi dolusu mayis papatyasi ekleyin,
1-2 kere karistirin ve basinizi büyük bir havluyla örterek 5- 10 dakika
gözlerinizi yumarak bekleyin. Yüzünüzü suya çok yaklastirmayin!
- Günes yanigina karsi, inceltilmemis elma sirkesi, kizarmis
olan bölgelere dikkatle sürülür veya 3 yemek kasigi elma sirkesi
eklenmis soguk bir banyo alinir. Banyo süresi 10 dakikadir. Elma
sirkesinin pH degeri(asit derecesi), derimizin pH degeri ile hemen hemen
esit düzeydedir. Dolayisiyla, derimizin asidik koruma örtüsünün
güçlendirilmesinde elma sirkesinin kullanimi önemle önerilmelidir.

Uyari: Elmanin ve elma sirkesinin bilinen hiçbir yan etkisi yoktu

Önemli'nin Notu : bu bilgi bana mail yoluyla ulaştı ve sonrasında çevremdeki herkesin bunu uyguladığını ve faydalarını gördüklerini duydum, siz de faydalanın istedim.

Evde pratik bakımlar

Devir ekonomi devri, cilt bakımı yaptırmak için güzellik merkezlerine gitmek haliyle bütçeleri sarsabiliyor. O zaman ne yapıyoruz? Evde kendi kendimize bakım yapıyoruz tabii ki! İşte size pratik, evde yapabileceğiniz şipşak bakım önerileri...

1. Kendi toniğinizi kendiniz yapın
Bir çay bardağı suyun içine iki damla lavanta esansı damlatın. Bir süre buzdolabında soğutun. Ardından bir tutam pamukla yüzünüze sürün. Cildinizdeki canlanmayı hemen göreceksiniz

2. Evde kolay manikür
Tırnaklarınızı ve etlerinizi yumuşatmak için ellerinizi bir süre sabunlu suda bekletin. Yumuşayan etleri, keskin bir makas yardımı ile fazla derine inmeden kesin. Eğer bu işlem size zor geliyorsa etlerinizi tırnak diplerine bir havlu yardımıyla itin.



3. Gözlerinizi hafifletin!
İki çay kaşığı küçük doğranmış salatalığı, 1 çay kaşığı süt tozu ile karıştırın. Göz çevrenize ve göz kapağınıza sürün. 10 dakika bekleyip yıkayın. Gözlerinizdeki ağırlığın uçup gittiğini hissedeceksiniz.

4. Ojelerin çabuk kuruması için
Yapmanız gereken tek şey, ojeyi sürdükten sonra buzlu suda birkaç dakika bekletmek. Ne kadar çabuk kuruduğuna inanamayacaksınız. Ancak küçük bir ayrıntı var. Bu işlem ojenin tırnağınızdaki ömrünü kısaltır.

5. Yüzünüz dinlenmiş görünsün
Yüzünüzün dinlenmiş görünmesini isitiyorsanız, önce sıcak hemen ardından soğuk suyla yıkayın. Bu işlem kan dolaşımını hızlandıracağı gibi kaslarınız da harekete geçirecektir.

6. Omuzlarınız tutulduysa
Vücudunuza çok ince tabaka halinde vücut yağı sürün. Ardından sıcak suyla ıslattığınız havluyu tutulan bölgeye koyup duşa girin. Havlu, yağın iyice derinin içine girmesini sağlayacağından teniniz yumuşayacak ve kaslarınız gevşeyecektir.

7. Göz halkalarına karşı
Gözaltında oluşan keseleri ve renk değişikliklerini, buzlu suya batırılan pamuk parçalarını gözünüzün üzerinde ve çevresinde gezdirerek geçici olarak ortadan kaldırabilirsiniz.

Erkeği kadından soğutan şeyler

Dedikodu: Erkekler, sürekli başka kadınların görünümleri ve yaptıkları hakkında konuşan kadınlardan hiç hoşlanmazlar.
Kıskançlık: Bu, kadının kendi kendini bitirmeye başlamasıdır. Bir kadının kocasına yakın olmasının yollarından birisi, ona özgürlüğünü vermektir.
Devamlı beraberlik: Bazı kadınlar yanlarında kocaları olmadan hiç bir şey yapamazlar. Yapacakları her keyde beylerine bağlıdırlar ve günde 10 kere kocalarını ararlar. Bu tür davranışlar da erkekleri tam anlamıyla deli eder.
Dırdır: Devamlı tenkit eden ve hiçbirşeyi beğenmeyen kadınlar da kocalarını canlarından bezdirirler.
Bekletmek: Bilinen en yaygın kadın hastalıklarından birisi de bekletmektir. Bekletmekyi alışkanlık haline getiren kadınlara tavsiyemiz, bundan biran önce kurtulmalarıdır.

Bayan Tipleri 2

bir önceki konu baya taleb görmüştü
birde bu yönü var birde burdan bakın bakalım

HARD-DISK WOMAN

She remembers everything, and FOREVER.

Hiçbir şeyi asla unutmaz... Hem de SONSUZA KADAR...

RAM WOMAN

She forgets about you, the moment you turn her off.

Sizi aklından siler atar... İstediklerini vermediğiniz, yada hayatınızdan çıkardığınız, veya geri çevirdiğiniz anda...

WINDOWS WOMAN

Everyone knows that she can't do a thing right, but no one can live without her.

Herkes bilir, hayatta hiçbir şeyi doğru yapamayacağını... Ama kimse de yaşayamaz onsuz...

EXCEL WOMAN

They say she can do a lot of things but you mostly use her for your four basic needs.

Herkesler bilir ki çok beceriklidir ve elinden çok iş gelir; ama genellikle yalnızca dört temel gereksinim için başvurursunuz kendisine...

SCREENSAVER WOMAN

She is good for nothing but at least she is fun!

Aslında hiçbir işe yaramaz, ama hiç olmazsa birlikte çok eğlenirsiniz...

INTERNET WOMAN

Difficult to access.

Ulaşılması, erişimi zor, dostum, zor...

SERVER WOMAN

Always busy when you need her.

Hep meşguldür, ne zaman ihtiyacınız olsa...

MULTIMEDIA WOMAN

She makes horrible things look beautiful.

Her birşeyleri gözünüzde güzel gösterir, ama dayanılmaz berbat şeylerdir aslında...

CD-ROM WOMAN

She is always faster and faster.

Her zaman daha hızlı... Her zaman daha hızlı...

E-MAIL WOMAN

Every ten things she says, eight are nonsense.

Söylediği her on şeyden sekizi tam bir saçmalıktır..


peki sizin kadınınız hangisi?