14 Mayıs 2007 Pazartesi

Turkiyeden Manzaralar

bunlarda obur fotograflar
:sm_confused: hepsini ayni sayfaya yerlestirmeyi beceremedim :uhm: ogreniriz insallah

Eklenmis Mesaj untitled-9.jpg (52,7 KB)

Ergenler icin icki buyuk felaket

Fransa'da yapilan bir arastirmada, ergenlik caginda alkollu icki tuketmenin, beyinde onarilmaz hasara yol acabilecegi tespit edildi.

Fransiz Ulusal Saglik ve Tibbi Arastirma Enstitusu (Inserm), Atom enerjisi Komisyonu (CEA) ve Paris devlet hastaneleri tarafindan 30 kadar surekli ve yuksek oranda icki tuketen denek uzerinde manyetik rezonans (MRI) teknigiyle yapilan arastirmaya gore, erken yaslarda ne kadar fazla alkol tuketilirse ergenlik doneminin sonunda olgunluga erisen ve beynin bazi bolgelerinde bulunan "gri maddeden" o kadar az olusuyor.

CEA'nin tibbi hizmetler bolumunden Jean-Luc Martinot, beynin maruz kaldigi hasarin sadece alinan alkol miktariyla aciklanamayacagini, burada soz konusu olanin deneklerin icmeye erken yaslarda baslamalari oldugunu belirterek, "Erken yasta alkol tuketimine bagli olarak beynin olgunlasmasini bozan izler tespit ettik" dedi.

Anatomik MRI goruntuleme teknigi sayesinde, alkoliklerin beyninde bazi bolgelerde gri madde eksikliginin yuzde 20'ye ulastiginin tespit edilmesi bilim adamlarini erken yasta alkol tuketiminin tehlikeleri konusunda endiseye dusurdu. Merkezi sinir sisteminin ana icerigi olan gri madde hem sinir hucrelerinin govdeleri hem de kisa sinir hucresi uzantilari (akson ve dendritler) iceriyor.

AA

20. Yuzyilin en buyuk yanilgilarindan biri: Beyin Olumu

Saglik Bakanligi, beyin olumu raporu verilen hastalarin yasam destek unitesinden cikarilip cikarilmamasi karanini aile onayina birakan yasada degisiklik yapmayi planliyor. Degisiklik yeni tartismalari da beraberinde getirebilir.,,

Harran Universitesi Tip Fakultesi Deontoloji ve Tip Tarihi Anabilim Dali Baskani Doc. Dr. Sahin AKSOY, konu ile ilgili onemli tespitlerde bulundu.

20. Yuzyilin en buyuk yanilgilarindan biri: Beyin Olumu

Bu haftaki Medimagazin’de Saglik Bakanligi’nin, beyin olumu raporu verilen hastalarin yasam destek unitesinden cikarilip cikarilmamasi karanini aile onayina birakan yasada degisiklik yapma hazirligi ile ilgili bir haber var. Bu da yetmiyormus gibi, hazirlanilan yeni yasa taslaginda, beyin olumu raporu 4 uzman yerine 2 uzman onayiyla verilecekmis. Habere gore Organ Nakli Koordinatorleri Dernegi kurucularindan Dr. Engin Celik, “Kanuna gore, beyin olumu olunca yakinlarina once organ bagisi yapip yapmayacaklari soruluyor. Aile ‘hayir’ dediginde hekimler, ‘O zaman yasam destek unitesinden cikaralim mi?’ diye sormak zorunda kaliyor. Boyle oldugunda aile, saglik personelini kisi olmeden organlarini almaya calismakla sucluyor” demis.

Haberi hazirlayan muhabir arkadasimiz beni arayarak konu hakkindaki gorusumu istedi, ben de; “Bunun yersiz ve yanlis bir caba olacagini, aile onayini yasadan cikarmanin organini bagislamis kisilerin kurtarilmasi icin hekimlerin yeterince caba harcamadiklarina dair hasta yakinlarinin suphelerini kuvvetlendirecegini, bunun tibba ve hekimlere olan guveni sarsacagini ve bu yasanin, zaten az olan organ bagisi sayisini azaltacagini” soyledim. Ancak konunun onemine ve beyin olumu ile organ nakilleri konusundaki ciddi kafa karisikligina binaen bu haftaki yazimi bu konuya ayirmak istedim. Yazinin devaminda her biri bilimsel dergilerden alinmis bazi bilgiler ile bazi kanaatlerimi dile getirecegim.

* Beyin olumu kavrami 1968 yilinda basarili kalp nakli ameliyatlarinin yapilmasindan sonra Harvard Universitesi Tip Fakultesi tarafindan ortaya atilmis ve bugun tip cevreleri ve hukumetler tarafindan husnukabul gormus, 20. yuzyilin en buyuk yanilgisindan birisidir.

* Beyin olumu kavraminin organ nakillerine ‘malzeme’ saglama ile yogun bakimdaki belli hastalari ‘sessiz gemi’ye vakitsizce bindirme disinda hicbir pratik faydasi bulunmamaktadir.

* Beyin olumu teshisi koyulan hastalar organlari alinana kadar ‘yasam destek makinesi’nde tutulur, idrar takibi yapilir, enfeksiyon ihtimaline karsi antibiyotik verilir, hatta kalbi durursa kalp masaji yapilir.

* Eger anestezi yapilmazsa, beyin olumu gerceklesen hastalar organlari alinirken nester darbelerine tepki verir ve kan basinci ile kalp atimi belirgin sekilde yukselir. Ingiltere’de Norfolk ve Norwich Hastaneleri uzman anesteziyologu Dr. Phillip Keep 19 Agustos 2000 tarihli Guardian gazetesine verdigi beyanatta “Beyin olumu gerceklesmis kisinin organlarini alirken bicagi vurdugunuzda nabiz ve kan basinci firlar. Eger hastaya anestezi vermezseniz hasta kimildamaya baslar, kivranir ve ameliyat etmek imkansiz bir hal alir” demistir.

* Literaturde beyin olumu teshisi konulan hamile kadinin aylarca bu durumda kaldigi ve saglikli bir bebek dunyaya getirdigi ile beyin olumu gerceklesen bir cocugun ‘yasam destek makinesi’ne bagli olarak ve gerekli beslenmesi yapilarak 14 yila kadar hayatta kaldigi rapor edilmistir.

* Beyin olumu teshisinde hata yapmak mumkundur. Ornegin GuillianBarre sendromu, hipotermi ve bazi ilaclar ve toksinler beyin olumu belirtileri verebilmektedir.

* Beyin olumunun mutlak olum oldugunu savunan yazarlarinin en temel savlarindan birisi, beyinin bedendeki “en ust duzenleyici” oldugu, onun geri donusumsuz olarak hasarlanmasi ile yasamin da sona ermis olacagidir. Oysa en az beyin kadar, kalp, karaciger, bobrek ve diger organlarda bedensel butunlugun ve hayatiyetin devami icin sarttir. Bunlardan her hangi birisinin “olmesi” de diger butun organlarin iflasi, dolayisi ile canlinin hayatinin sona ermesine yol acar.

* Kaliforniya Universitesi Tip Fakultesi’nden Pediatrik Noroloji profesoru Shewmon, beyin olumu kriterleri savunucularinin temel dayanaklarindan birisi olan, beyinin “bedenimizi bir arada tutan ana unsur” oldugu iddiasinin tamamen tartismali oldugu, cunku beyin olumunun bedenin “dagilmasina” neden olmayacagini, dolayisi ile, klinik beyin olumu durumunun olumun biricik belirteci olarak tanida kullanilmamasi gerektigini soylemistir. Bedenimizi ‘bir arada tutan’ unsur kalptir. Ancak kalp oldugu zaman, veya bedeni terk ettigi zaman beden ‘dagilir’.

* Yillar gectikce organa ihtiyac duyanlarin sayisi ile organini bagislayanlarin sayisi arasindaki farkin daha da acilmasi, butun cabalara ragmen ne dunyada ne de ulkemizde insanlarin beyin olumunu gercek olume denk gormedigini, bu yuzden de organini bagislamadigini gostermektedir. Avrupa’da organ bagislama orani %15-20 iken, Saglik Bakanligi’nin verilerine gore, Turkiye’de %1’de kalmaktadir. Turkiye genelinde 2002 yilinda 1073, 2003’de 984 kisi organ bagislarken, Ankara’da 2002’de 77, 2003’de 43, 2004’de 9 kisi organini bagislamistir. Yine Saglik Bakanligi’nin internet sayfasinda 2005 yilinda yayinladigi verilere gore organ bagislarinin orani ilden ile de farklilik gostermektedir. Organ bagislarinin %21.8’i Izmir, %13.4’u Istanbul, %8.3’u Aydin, %6.8’i Denizli’den yapilirken, Sanliurfa’nin da icinde bulundugu pek cok ilde son 2 yil icinde hic organ bagisi yapilmamistir.

* 29.05.1979 tarih ve 2238 sayili “Organ ve Doku Alinmasi, Saklanmasi ve Nakli Hakkinda Kanun”un 5. maddesi “On sekiz yasini doldurmamis ve mumeyyiz olmayan kisilerden organ ve doku alinmasi yasaktir” der. Ancak ulkemizde on sekiz yasin altindaki beyin olumu gerceklesmis kisilerin organlari, bu yasaga ragmen, hekimlerin tesviki ve anne-babalarinin onayi ile alinir ve medya da bunu ‘carsaf-carsaf’ haber yapar.

* Mevcut pek cok bilimsel veri ile beyin olumunun mutlak olum olmadigi son derece aciktir. Aslinda beyin olumu sadece, bobrek yetmezligi veya karacigerin iflasi gibi bir prognoz gostergesidir.

* Beyin olumu tanisi konulan hastalardan alinan organlar, esasinda hal� canli olan, kalbi atan, yardimla bile olsa nefes alip-veren, kan dolasimi devam eden, insan sicakligini tasiyan, hatta belki de agri duyan insanlardan alinmaktadir.

* Oyleyse, daha fazla organ kaynagi olusturmak adina bu ‘varsayimsal’ olum tanimindan vazgecilmesidir. Eger beyin olumunun mutlak olum oldugu varsayimina devam edilecek ve bu hastalardan organ alinmaya devam edilecekse en azindan organ bagisi yapan kisilere ve kamuoyuna, onlara organlari alinirken anestezi (ve analjezi) verilmesi gerektigi, aksi takdirde irkilme ve kivranmanin soz konusu olacagi, nabiz ve tansiyonlarinin yukselecegi soylenmelidir. Aksi takdirde, organlarini baskalarinin yasamini kurtarmak icin verme fed�karliginda bulunan bu insanlarin uygun sekilde bilgilendirildiginden soz edilemez. Bu haksiz bilgilendirmeme ve samimiyetsizlik devam ettigi surece insanlarin gonul rahatligi ile organlarini bagislamalarini beklemek bosunadir. Saglik Bakanligi’nin hazirlik icinde oldugu yasa degisikligi de toplum nazarindaki supheleri artirmaktan baska bir seye yaramayacaktir.

Derde Deva Olacak Bir Siir

Her Sey Sende Gizli
Yerin seni cektigi kadar agirsin,
Kanatlarin cirpindigi kadar hafif..
Kalbinin attigi kadar canlisin,
Gozlerinin uzagi gordugu kadar genc...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kotu..
Ne renk olursa olsun kasin gozun,
Karsindakinin gordugudur rengin..
Yasadiklarini k�r sayma:
Yasadigin kadar yakinsin sonuna; ne kadar yasarsan yasa,
Sevdigin kadardir omrun..
Gulebildigin kadar mutlusun.
Uzulme bil ki agladigin kadar guleceksin
Sakin bitti sanma her seyi,
Sevdigin kadar sevileceksin.
Gunesin dogusundadir doganin sana verdigi deger
Ve karsindakine deger verdigin kadar insansin.
Bir gun yalan soyleyeceksen eger;
Birak karsindaki sana guvendigi kadar inansin.
Ay isigindadir sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldigin kadar ona yakinsin.
Unutma yagmurun yagdigi kadar islaksin,
Gunesin seni isittigi kadar sicak.
Kendini yalniz hissetigin kadar yalnizsin
Ve guclu hissettigin kadar guclu.
Kendini guzel hissettigin kadar guzelsin..
Iste budur hayat!
Iste budur yasamak,
Bunu hatirladigin kadar yasarsin
Bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar usursun
Ve karsindakini unuttugun kadar cabuk unutulursun
Cicek sulandigi kadar guzeldir,
Kuslar otebildigi kadar sevimli,
Bebek agladigi kadar bebektir.
Ve herseyi ogrendigin kadar bilirsin,
bunu da ogren,

SEVDIGIN KADAR SEVILIRSIN...

.

Can Yucel

Hos Yagmur Damlalari

Hosunuza gidecegini sandigim bir kac resimde benden

Eklenmis Mesaj yagmur damlalari2.jpg (92,3 KB) yagmur damlalari7.jpg (68,9 KB) yagmur damlalari8.jpg (22,2 KB) yagmur damlalari9.jpg (22,2 KB)

Cocugunuzdan Gelen Mektup

Pulsuz Dilekce

Sevgili annecigim, babacigim;

Butun duygu ve dusuncelerimi dile getirebilseydim, size sunlari soylemek isterdim:

Surekli bir buyume ve degisme icindeyim. Sizin cocugunuz olsam da sizden ayri bir kisilik gelistiriyorum. Beni tanimaya ve anlamaya calisin.

Deneme ile ogrenirim. Bana ayak uydurmakta gucluk cekebilirsiniz. Oyunda, arkadaslikta ve ugraslarimda ozgurluk taniyin. Beni her yerde, her zaman koruyup kollamayin. Davranislarimin sonuclarini kendim gorursem daha iyi ogrenirim. Birakin kendi isimi kendim goreyim. Buyudugumu baska nasil anlarim?

Buyumeyi cok istiyorsam da ara sira yasimdan kucuk davranmaktan kendimi alamiyorum. Bunu onemsemeyin. Ama siz beni simartmayin. Hep cocuk kalmak isterim sonra. Her istedigimi elde edemeyecegimi biliyorum. Ancak siz verdikce almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz soz de vermeyin. Sozunuzu tutamayinca sizlere guvenim azaliyor.

Bana kesin ve kararli davranmaktan cekinmeyin. Yoldan saptigimi gorunce beni sinirlayin. Koydugunuz kurallar ve yasaklarin hepsini begendigimi soyleyemem. Ancak, hic kisitlanmayinca ne yapacagimi sasiriyorum. Tutarsiz davrandiginizi gorunce hem bocaliyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.

Ogutlerinizden cok davranislarinizdan etkilendigimi unutmayin. Beni egitirken ara sira yanlislar yapabilirsiniz. Bunlari cabuk unuturum. Ancak birbirinize saygi ve sevginizin azaldigini gormek beni yaralar ve surekli tedirgin eder.

Cok konusup cok bagirmayin. Yuksek sesle soylenenleri pek duymam. Yumusak ve kesin sozler bende daha iyi iz birakir. "Ben senin yasinda iken..." diye baslayan soylevleri hep kulak ardina atarim.

Kucuk yanilgilarimi buyuk sucmus gibi basima kakmayin. Bana yanilma payi birakin. Beni, korkutup sindirerek, sucluluk duygusu asilayarak uslandirmaya calismayin. Yaramazliklarim icin beni kotu cocukmusum gibi yargilamayin. Yanlis davranisim uzerinde durup duzeltin. Ceza vermeden once beni dinleyin. Sucumu asmadigi surece cezama katlanabilirim.

Beni dinleyin. Ogrenmeye en yatkin oldugum anlar, soru sordugum anlardir. Aciklamalariniz kisa ve ozlu olsun. Beni yeteneklerimin ustunde islere zorlamayin. Ama basarabilecegim isleri yapmami bekleyin. Bana guvendiginizi belli edin. Beni destekleyin; hic degilse cabami ovun. Beni baskalariyla karsilastirmayin; umutsuzluga kapilirim.

Benden yasimin ustunde olgunluk beklemeyin. Butun kurallari birden ogretmeye kalkmayin; bana sure taniyin. Yuzde yuz durust davranmadigimi gorunce urkmeyin. Beni koseye sikistirmayin; yalana siginmak zorunda kalirim. Sizi cok bunaltsam bile sogukkanliliginizi yitirmeyin. Kizginliginizi hakli gorebilirim, ama beni asagilamayin. Hele baskalarinin yaninda onurumu kirmayin. Unutmayin ki ben de sizi yabancilarin onunde guc durumlara dusurebilirim.

Bana haksizlik ettiginizi anlayinca aciklamaktan cekinmeyin. Ozur dileyisiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha cok yaklastirir. Aslinda ben sizleri oldugunuzdan daha iyi goruyorum. Bana kendinizi yanilmaz ve erisilmez gostermeye cabalamayin. Yanildiginizi gorunce uzuntum buyuk olur.

Biliyorum, ara sira sizi uzuyor, belki de dus kirikligina ugratiyorum. Bana verdikleriniz yaninda benden istediklerinizin cok olmadigini da biliyorum. Yukarida siraladigim istekler size cok geldiyse bir cogundan vazgecebilirim; yeter ki beni ben olarak seveceginize olan inancim sarsilmasin.

Benden "Ornek cocuk" olmami istemezseniz, ben de sizden kusursuz ana-baba olmanizi beklemem. Sevecen ve anlayisli olmaniz bana yeter.

Sizin cocugunuz olarak dogmak elimde degildi. Ama secme hakkim olsaydi, sizden baska kimsenin cocugu olmak istemezdim.

Sevgiler,

Cocugunuz.

MUHTESEM cicek Wallpaperlari...kacirmayin...