5 Haziran 2007 Salı

Gerginliğe Diyet

Dr. Ender Saraç, gün içerisinde yaşanan strese karşı vücudu korumak için örnek diyet hazırladı.


SABAH
Bol Tahıllı kahvaltı. Müsli (Yulaf ezmesi, buğday, elma kurusu, fındık, ceviz, badem, keton tohumu, mısır gevreği)

ılık süt

Müsliye tarçın katılabilir.

-Ara Öğün-
Elma kompostosu (Az şekerli yapılmalı)

ÖĞLEN
Bol yeşil salata (Salataya fesleğen, nane katılabilir.)

Orta büyüklükte beyaz et veya yoğurt, peynir veya omlet.

-Ara Öğün-
Bir bardak ayran. Bir-iki saat sonra meyve veya komposto (Çok az şekerli)

AKŞAM
Karbonhidrat (Makarna, pirinç)

Sulu yeşil sebze

Bakliyat (Mercimek, fasulye, nohut, soya)

Yemeklere zencefil katılabilir. Akşam yemeğinden sonra, taze meyve, üç-dört adet badem, üç-dört adet fındık yemeli. Gün içerisinde rezene çayı, ılık veya sıcak

Mavi forum

-...Kadınların zararlılığı üzerine son bulgular...-

ETYEN MAHÇUPYAN

Okunduğunu bilmek bir yazar için ne büyük mutluluk... Üç hafta önce değindiğim ve damdan düşenleri konu eden Dicle Üniversitesi araştırmasına içeriden bir teşekkür mesajı aldım. Çalışma grubunun şoförü cep telefonuma ulaşıp tebrik ederken en önemli hususu dışarıda bıraktığım için ufak bir serzenişte de bulundu: Damdan düşenlerin % 60’tan fazlasının kadın olduğunu, bunun kadınların günümüz dünyasına adaptasyon problemi çekmelerinin sonucu olarak değerlendirildiğini ve üniversitenin bu araştırmaya dayanarak kadın öğretim üyesi sayısını azaltmaya gideceğini söyledi. Ben de kendisine ABD’de yapılmış olan başka bir bilimsel çalışmanın sonuçlarını hatırlattım... Buna göre kadınlar daha çok uyuyorlarmış. Dolayısıyla kadınların damdan daha çok düşmelerinin nedeni kadın olmaları değil, bana göre uykuda daha fazla vakit geçirmeleriydi. Ancak itiraf etmem gerek ki şoför arkadaş çok inatçı ve öngöremediğim kadar bilgili çıktı: Aynı araştırmanın sonuçlarından birinin de zenginlerin fakirlerden fazla uyuduğu tespiti olduğuna değinip “Öyleyse damdan düşenlerin arasında niçin zengin yok?” dedi.

Adamın hafiften sinirime dokunmaya başladığını itiraf etmem lazım. Bu mantıksız cümlenin ardından ne çıkacak diye beklerken birden ciddileşip şöyle dedi: “Size şunu sorayım... Uyuyan milletlerin zayıfladığını biliyoruz. Çünkü uyku sırasında metabolizmayı hızlandırarak yakan bir hormon salgılanır. Oysa uyuyamayanlarda bu hormon salgılanmaz ve vücut yağlanmaya başlar. Şimdi madem zenginler ve kadınlar daha çok uyuyor; demek ki zenginler ve kadınlar daha zayıf. Bu durumda da daha fazla damdan düşüyor olsalar bile daha az yaralanıyorlar demektir. Dolayısıyla yaralanma veya ölüm rakamlarını inceleseydiniz aslında her zamanki gibi fakirlerin ve erkeklerin mağdur olduğunu anlardınız.”

Bir üniversite şoförünün bu denli derinlikli analizler yapabilmesi beni şaşırtmıştı. “Evet anlıyorum ama gene de galiba...” türü bir şeyler geveledim. “Bu millet için kadınlar niçin zararlıdır, anladınız mı şimdi?” dedi. Tartıştığımız konuyla nasıl bir bağlantı kurduğunu anlayamamıştım. Kadınların da hukuki ve ahlaki açıdan erkeklere eşit olduğunu, hatta biyolojik olarak erkeklerden bariz üstünlükler taşıyan genetik bir yapıya sahip olduklarını üniversitede öğrenmiş olduğum için bu konuda biraz temkinli konuşmak gereğini kendisine hatırlattım. Ancak anlaşılan bu kez de benim kinayeli tavrım onu kızdırmıştı. Dicle Üniversitesi’nde böyle bir öğretinin olmadığını, tüm müfredatın denetimden geçtiğini, yönetimin bilgisi dışında bir uygulamaya da hiçbir biçimde izin verilmediğini söyledi. Birden karşımdakinin basit bir şoför olmayabileceği kafama dank etti... Öyle ya, damdan düşenler gibi stratejik önemi apaçık bir araştırmaya herhalde devletimiz de kendince bir personel katkısı yapmış olmalıydı.

“Efendim izninizle not alayım, kadınlar bizim millet için neden zararlıdır?” diye sordum. Karşımdaki seste bariz bir rahatlama oldu, otoritesini bana kabul ettirmişti ne de olsa... “Çünkü kadınlar uyuyor, oysa bizim uyanık olmamız lazım.” dedi. Gerçekten de ya tüm millet kadınlardan oluşsaydı ve herkes bol bol uyusaydı... “Gallup’un son araştırmasına bakın” diye devam etti: Ülkesiyle gurur duyanlar sıralamasında Türkiye % 65 ile dünya klasmanında birinci. Ayrıca güven duyulan kurumlar açısından da bizde ordu % 86 ile Avrupa ortalamasının 20 puan üstünde. Bunu nasıl sağlıyoruz sanıyorsunuz?” Artık kafam işlemeye başlamıştı; “Tabii ki uyumayan bir erkek nüfusa sahip olduğumuz için.” diye yanıtladım. Herhalde bu cevabı beklemiyordu ki hoşnutluğunu ifade eden birkaç cümleden sonra yeni bir araştırmanın sonuçlarını da ‘aramızda kalsın’ diyerek anlattı: “Erzurum Ankara Üniversitesi’ne üniversite gençliği üzerinde yaptırttığımız bir araştırma, çocuklarımızın en yatkın olduğu ideolojinin % 52 ile milliyetçilik olduğunu ortaya koyuyor. Umarım bu sonucun stratejik öneminin farkındasınızdır.”

Telefonu kapadığımızda olayları farklı bir gözle görüyordum artık. Türkiye’nin ilerleme yolu önümdeydi: Erkek nüfusun giderek artmasıyla kendimizle gurur duyan milliyetçi bir toplum haline gelmemiz gerekiyordu. Bugünlerde daha yüksek binalar yapmanın yararı üzerine de düşünüyorum. Böylece damdan düşenlerin bir daha kalkmamaları sağlanabilir ve erkek nüfusu doğal yoldan çoğaltabiliriz...

Mavi forum

30 çeşit EVLİLİK...

Türkiye genelinde yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde 'görücü usulü'nden oldu bittiye kadar birbirinden ilginç 30 çeşit evlilik var. Kültürler arasında değişen evlilik biçimlerinin çoğu da kadına söz hakkı tanımıyor

İki yetişkinin birlikte yaşamaları için evlilik kararı vermeleri hiç de zor değil. Bunun için de bir nikah dairesine başvurmak gerekiyor. Fakat ülkemizde bu sanıldığı kadar kolay gelişmiyor. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Lütfi Sezen, ülkemizde birbirinden ilginç 30 çeşit evlenme türü olduğunu ortaya çıkardı. Türkiye genelinde araştırma yapan Yar. Doç. Dr. Sezen, evlenme türlerini sıraladığı "Türkiye'de Evlenme Biçimi" konulu çalışmasında, Türkiye'deki evlilik biçimlerinin çoğunun kadına söz hakkı tanımayan evlilikler olduğunu ve geleneklerin devam ettiği yörelerde yaygın olduğunu açıklıyor. Birbirinden ilginç evlenme yöntemleri şöyle sıralanıyor:

1 . Görücü usulüyle evlenme: Gelenekselliğin ağır bastığı yörelerde görülen evlenme biçimidir. Bunda kız seçme girişimi, doğrudan doğruya evlenecek gencin annesi, babası veya yakınları tarafından başlatılır. Gencin kızı beğenmesi yeterli değildir.

2 . Kız kaçırma (Düğünsüz evlenme): Ailelerin evliliğe kesin karşı çıkması durumunda kız kaçırma olayı gündeme gelir. Bu durum, sosyo-ekonomik ve diğer sebeplerle en çok kız tarafının engellemesiyle ortaya çıkar. Bu engeller arasında kız tarafının başlık parası istemesi önemli bir yer tutuyor.

3 . Başlık parasıyla evlenme: Başlık, evlenecek gencin kız tarafına ödediği paraya denir. Bu nakit para yanında; altın, ev, bahçe, tarla veya hayvan olarak da gerçekleşebilir. Doğu ve Güneydoğu kırsalında yaygın olan başlık parası üzerinde yapılan pazarlığın sonuçlanmasına "başlık kesme" denir. Başlık, kadını bir mal olarak gören anlayışın ürünü olması yönüyle ilkel bir zihniyetin devamıdır.

4 . Oturak alma evlilik : Erkeğin kızı zorla kaçırması yanında, kızın bohçasını alarak oğlan evine gidip oturması durumu vardır ki buna bazı yörelerde, 'oturak alma' denilir. Bir kızın bazen gözünü tuttuğu herhangi bir erkeğe kaçtığı görülür.

5 . Baş örtüsü kaçırma yoluyla evlilik: Hakkâri, Van, Ağrı ve Erzurum'un ilçelerinde rastlanılan bu evliliğin gerçekleştirilmesinde; kıza ait bir eşyanın kaçırılması, kızı kaçırmakla eş tutulmaktadır. Oğlanın ailesi, kız tarafıyla anlaşmak zorundadır.

6 . Beşik kertme evliliği: Birbirini çok seven eş-dost, komşu veya yakınlar, çocukları beşikteyken, beşiklerine birer kertme vurarak nişanı gerçekleştirilir.

7 . Tay geldi evlilik: Dul bir kadının, eski kocasından olan çocuklarını da alarak dul bir erkekle ya da dul bir erkeğin eski karısından olan çocuklarını alarak dul bir kadınla yaşamasından doğan evliliğe denir. Kadın veya kocanın yanında getirdikleri çocuklar, 'tay geldi' olarak adlandırılırlar."

8 . Kuma getirme evliliği: Cumhuriyetten önce, karısı kısır olan veya erkek çocuk doğuramayan erkek, yeniden evlenirdi. Günümüzde Doğu ve Güneydoğu'nun kırsal kesimlerinde hâlâ devam etmektedir. Bu gibi evlenmelerde ilk kadın, sonradan gelenin yanında ikinci plana düşer.

9 . Berdel (bedel) evliliği: Doğu v e Güneydoğu Anadolu'da uygulanır. Başlık sorununu ortadan kaldıran bu tür evlilik; hem kızı hem de oğlu bulunan iki ailenin, karşılıklı olarak hem kızlarını hem de oğullarını evlendirmeleriyle gerçekleştirilir.

10 . Kepir (yaban değişimi) evliliği: Zor kullanılarak gerçekleştirilen evlilik biçimidir. Evlenmek isteyen fakat başlık ve düğün masraflarını karşılayacak kadar paraları olmayan ya da ailelerin çıkardıkları zorluklardan çekinen bekâr iki arkadaş, kız kardeşlerini kendi aralarında değiştirirler.

11 . Ölen kardeşin karısıyla evlenme (Levirat evlenme): Doğu ve Güneydoğu'da rastlanılan ve törelerden kaynaklanan bu evlilik biçimi, "namusu başkalarına kaptırmamak" anlayışıyla gerçekleştirilir. Ölen kardeşin karısı, bekâr olan erkek kardeşle evlendirilir veya evli olan erkek kardeşin ikinci eşi olması yoluna gidilir.

12 . Baldızla evlilik (Sorarat evlilik): Özel kültürel bir âdettir. Dul kalan kocanın, eşinin ölümünden sonra baldızıyla evlenmesidir. Öksüz kalan çocuklara "üvey anne" olarak seçilen teyzenin daha hoşgörülü davranabileceği düşüncesi bu evlenme biçiminin tercih edilmesinde etkili olmaktadır.

13 . İçgüveyi evliliği: Erkek çocuğu olmayan, ekonomik durumu iyi bazı aileler, kızı dışarı verme yerine, damadı "içgüveyi" olarak eve almaktadırlar. Özellikle tek kız çocuğu olan bazı aileler bu yola başvurmaktadır.

14 . Yetim evliliği: Anne ve babası ölmüş, kardeşleri olmayan bir delikanlı veya kızın, ileride kimsesiz kalmaması için yakın akrabalarından biriyle evlendirilmesidir. Bu evliliğin temelinde yardımseverlik ve sosyal dayanışma arzusu yatmaktadır.

15 . Yakın akraba evliliği: Türkiye'de evli çiftlerin yaklaşık dörtte birinin akraba ve eşlerin yüzde 80'inin kardeş çocukları oldukları belirtilmektedir.

16 . Oldu bitti evlilik: Bir oldu bitti sonucu, bir kişinin diğerini evliliğe zorladığı evliliktir. Kızın erkeğin zayıf tarafını yakalayıp onunla ilişkiye girmesi veya erkeğin kızın zayıf tarafını yakalayıp iğfal etmesi sonucunda bu yola başvurulmaktadır.

17 . Para karşılığı evlenme: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kırsalındaki yoksul ve eğitimsiz çevrelerde gerçekleşir. İlköğretim çağındaki çocukların okula gönderilmeyerek veya okuldan alınarak para karşılığında evlendirilmesidir.

18 . Kan parası karşılığı evlenme: Doğu ve Güneydoğunun kırsalında, öldürülen kişinin kan bedeli olarak para, altın, ev ve tarla yanında kız verildiği de görülmektedir. Temelinde eğitimsizlik olan ilkel bir evlenme biçimidir.

19 . Tanışıp anlaşarak evlenme: Büyük kentlerde ve eğitim düzeyinin yükseldiği çevrelerde en yaygın olan evlenme biçimidir. Kız ve erkek belli bir süre arkadaşlık yaparak birbirlerini iyice tanıdıktan sonra gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Kişiliğini bulmuş, ekonomik özgürlüğü olan eğitim düzeyi yüksek gençler, bu yolla evliliği tercih etmektedirler.

20 . Çok eşli evlilik: Cumhuriyetten sonra yasaklanmış ama eğitim düzeyi düşük kırsal kesimlerde devam etmektedir. Daha çok erkek çocuk sahibi olup bulunduğu çevreye hükmetmek amacı ön planda gelmektedir.

21 . Anlaşmalı evlilik: Dul kalan kadın veya erkeklerin yaşlılık döneminde gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Yaşlı erkeğin bakımı için muhtaç dul veya evlenmemiş bir kadınla anlaşılarak dini nikah yapılır. Nikâhlanan kadına para ve altın gibi ekonomik destek sağlanılır. Yaşlı erkek ölünce, evlendiği kadın resmi nikahlı olmadığı için kendisine verilenlerle yetinir. Kalan miras, erkeğin varisleri tarafından paylaşılır

22 . Rastlantı evliliği: Rastlantı sonucu, sonu düşünülmeden gerçekleştirilen evliliktir. Bir yolculuk sırasında veya arkadaş, eş dost, akraba evinde karşılaşma, telefon konuşması sırasında sesten etkilenme, gözden, bacaktan göğüsten etkilenme gibi nedenlerle bu evliliğe kısa bir sürede karar vermektedir.

23 . Tercihli evlilik: Bu tür evlilik, genellikle ana baba, büyükanne, büyükbaba gibi aile büyüklerinin onayı ile gerçekleştirilmektedir. Genellikle komşu ve yakın akraba grupları arasında gerçekleşir. Topluluk içinde ekonomik güçleri aynı olan aileler arasında bu evlenme biçimi yaygındır.

24 . Yabancıyla evlilik: Yurtdışında çalışanların gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Bu evlilik, yabancıdan kız alma veya yabancıya kız verme şeklinde görülmektedir. Birtakım hoşlukları, boşlukları ve problemleri olan evliliklerdendir.

25 . Farklı mezhep evliliği: Evliliklerin gerçekleştirilmesi sırasında karşılaşılan engellerin başında din ve mezhep farklılıkları gelmektedir.

26 . Metres edinme evliliği: Büyük kentlerde yaşayan eğitimsiz zenginler arasında; refah ve zenginlik göstergesi olarak "metres edinme" modası görülmektedir. Her türlü bakım ve masrafı üstlenilen başka bir evde ikame ettirilen ikinci bir kadınla sürdürülen gayr-i meşru ilişkidir.

27 . Muta evliliği: Geçici bir süre için yapılan evliliktir. Daha çok İran'da uygulanan bu evlenme biçiminin, Türkiye'de de bazı çevrelerde gerçekleştirildiği görülmektedir.

28 . Öç alma karşılığı evlenme: Aralarında kan davası bulunan feodal dönem kalıntısı kimi aileler, karşı tarafın onurunu incitip saygınlığını zedelemek amacı ile bu yola başvurur.

29 . Dış güveyi evliliği: Son günlerde, bir Japon televizyonunun çöpçatan aracılığı ile Türkiye'ye eş seçmeye gelen Kuni Nakazon'a gösterilen aşırı ilgi, Türk erkeklerinin "dış güveyilik" konusuna ilgi duyduğunu ortaya çıkardı.

30 . İlan yoluyla eş seçme: Son zamanlarda, gazete, dergi, televizyonların teletex sayfalarına ve internete ilan vererek eş seçme yoluna gidildiği sıkça görülmektedir.


Mavi forum

Kocayi PİŞİrmek (yemek Tarİfİ)

KOCAYI PİŞİRMEK (YEMEK TARİFİ)

Kocaların çoğu, pişirilme sürecinde yanlış işlem gördüklerinden
yumuşaklıklarını
ve iyi niteliklerini kaybederek bozulurlar. Gerçek odur ki, bazı kadınlar
onları sıcak suda haşlayarak, bazıları ilgisizlikleriyle dondurarak,
bazıları da basıp, ezip turşusunu kurarak ve yine kimileri de savurganca
harcayarak bozulmalarına neden olurlar .

Özenilerek hazırlanan her kocanın iyi ve yumuşak olacağı söylenemez.
Ancak, iyi pişirilenin gerçekten tadına doyum olmaz.

Koca seçiminde, ne lüferin alımındaki gümüş pırıltısı, ne barbunyanın
altın yaldız
görünümü geçerlidir. Bunun için çarsı pazar dolaşmaya da gerek yoktur.
Genellikle en iyileri kapınızın önüne gelenlerdir.
Beğeninin kişisel olduğunu düşünerek, Koca seçimini yalnızca kendiniz
yapınız.

Kendiniz sabırla pişiremeyecekseniz, almaktan vazgeçiniz.

Kocayı pişirmek için en iyisi porselen bir kap ise de, elinizde toprak
çanaktan
başkası yoksa özenle kullanıldığında o da aynı işi görebilir.

kişiliğine uygun bir ısıya ayarlanarak ateşe oturtulur. Köpürerek
taşması halinde
kaygılanılmamalıdır.

Kocalar da karides ve ıstakoz gibi canlı pişirilirler. Bazen pişerken
tencerenin
dışına taşıp yanabilir ye da kenarları sertleşerek kabuk tutabilirler.
Onları tencerelerinde tutmak için; "görev duygusu" adlı zayıf iplikten çok
"huzur" adlı sağlam sicimle sıkı sıkıya bağlanmalıdır. Sevgi, sıcaklık ve
neşeden oluşan sürekli bir ateş yakılır.

Pek çoğu iyice pişinceye kadar sık köpürebilir. Özellikle sirke ve
karabiber
yerine satıcıların "öpücük" adi altında sattıkları şekerden biraz
konulabilir. Tadına bakarken hoşgörü, iyimserlik ve neşe benzeri
baharatlardan birer tutam katmanız önerilir. Ancak, bunlar diğer
baharatlar gibi azar ve dikkatlice kullanılmalıdır.

Yumuşaklığını kontrol ederken sertleşmesinden kaçınılmalıdır. Fazla
yayılmasını
ve kabın dibine oturarak işe yaramaz hale gelmesini önlemek için arada bir
hafifçe karıştırılmalıdır. Kıvama geldiğini anlamamak olanaksızdır.

Böyle pişirildiği zaman sizin için çok uygun ve sindirilmesi kolay
olacaktır.
Dikkatsizlik nedeniyle ev ateşini soğutmazsanız, bozulmadan istediğiniz
süre dayanır. Bu yolda hazırlanmış "koca", mutlu bir ömür boyunca tadını
korur.

(Bu yazı 1800 yıllarında basilmiş bir yemek kitabının önsözünden
alınmıştır.)

Mavi forum

baskıyı çıkarmak

bayanlar kankalar bilgilerinizi konuşturun bakalım..t-shirtin üzerine yapıştırılan baskı nasıl çıkar??..

Mavi forum

bütün bayan arkadaşların okuması dileğiyle..

>>Tanıdığınız tüm bayanlara iletmeniz ricası
>>ile...
>>
>>
>>Orta yaşlı ve düzgün giyimli bir adam sessizce kafeye
>>girerek köşedeki
>>
>>
>>masaya oturur.
>>
>>
>>Garsona sipariş vermek için beklerken yan masadaki
>>gençlerin
>>
>>
>>kendisine bakarak gülüştüklerini
>>farkeder.
>>
>>
>>Belli ki yakasına taktığı küçük pembe
>>kurdele şeklindeki Rozetine
>>gülmektedirler.
>>
>>
>>Bu alaylı bakışları görmezden gelen adam, yan
>>masadakilerin bu ısrarlı sırıtmalarına dayanamayarak elini lacivert
>>ceketinin yakasındaki rozete
götürerek,
>>
>>
>>"Bu mu?" diye bakışanlara
>>sorar.
>>
>>
>>Yan masadakiler yüksek sesle
>>gülerek,
>>
>>
>>"Küçük güzel Pembe kurdeleniz lacivert ceketinize pek
>>de yakışmış!"
>>
>>
>>Diyerek sırıtmaya devam
>>ederler.
>>
>>
>>Orta yaşlı adam bu sözü söyleyen delikanlıya
>>dönerek,
>>
>>
>>"Lütfen masama buyrun bunu tartışalım"
>>der.
>>
>>
>>Biraz önce tüm sevimsizliğiyle sırıtan delikanlı
>>sebebini anlamadığı bir utanma ve
>>sıkıntı hissine kapılsa da Gelip masaya oturur.
>>
>>
>>Adam anlaşılır ve yumuşak bir
>>sesle,
>>
>>
>>"Bu Rozet tüm dünyada, içinde
olduğumuz ayda,
>>kadınların arasında meme kanseri bilincini yaygınlaştırmayı ifade
>>ediyor.
>>
>>
>>
>>Ben bu rozeti annemin adına takıyorum"
>>der.
>>
>>
>>Bu açıklama karşısında başkalaşan
>>delikanlı,
>>
>>
>>"Çok üzüldüm, anneniz meme kanserinden mi öldü" diye
>>sorar.
>>
>>
>>"Hayır" diye cevap verir orta yaşlı adam ve devam eder:
>>
>>
>>
>>"Annem sağ. Küçük bir çocukken kendimi yalnız
>>hissettiğim korkulu
>>
>>
>>anlarımda her zaman
>>başımı saklayabileceğim ve huzur bulacağım yumuşak
>>
>>
>>
>>bir yuvadır annemin memeleri.
>>Annemin sağlığı için dua
ediyorum.
>>
>>
>>"Hımmm" diye kekeler
>>delikanlı.
>>
>>
>>"Bu rozeti karım için takıyorum" diye devam eder orta
>>yaşlı adam.
>>
>>
>>"Karınız da herhalde iyi" diye sorar
>>dilekanlı.
>>
>>
>>"Evet, evet" der adam
>>
>>
>>"Karım benim için aşk ve sevgi kaynağı olmuştur her
>>zaman. 23 yıl önce
>>
>>
>>sevgili kızımızı beslemiştir memesiyle. Karımın sağlığı
>>için Allah'a şükrediyorum."
>>
>>
>>"Sanırım kızınızın sağlığı için de takıyorsunuz?
>>
>>
>>
>>"Hayır....
>>
>>
>>Kızımı bir ay önce meme kanseri nedeniyle kaybettik.
>>
>>
>>
>>Yaşının çok genç
olduğunu düşünerek
>>ihmal etmiş memesinde farkettiği kitleyi.
>>
>>
>>Bu nedenle geç kaldık.
>>
>>
>>"Genç delikanlı, yüzündeki utangaç ve üzüntülü bir
>>ifadeyle,
>>
>>
>>"Çok üzgünüm bayım. Özür dilerim"
>>der...
>>
>>
>>Orta yaşlı adam "Kızımın anısına öğünerek takıyorum Bu
>>küçük pembe
>>
>>
>>kurdeleyi. Bu sayede
>>çevremdekileri de aydınlatabiliyorum. Şimdi
>>evine
>>
>>
>>git, karınla, kızınla, annenle konuş" deyip cebinden
>>çıkardığı küçük pembe
>>
>>kurdele rozetini uzatırken, delikanlı öne
>>eğilir ve takmama yardım edebilir misiniz?" diye mahçup
mahçup
>>sorar.
>>
>>
>>
>>Bu öyküyü Türkiye Meme Vakfı'ndan Dr. Can Gürbüz
>>gönderdi..
>>
>>
>>Öykünün altına bir de not düşmüş:
>>
>>
>>
>>
>>
>>"Bir mumun, diğer mumu yakarak aydınlatmasıyla
>>kaybedeceği hiçbirşey yoktur..
>>
>>
>>
>>
>>
>>
>>
>>
>>Lütfen bu hikâyeyi Yayarak diğer mumları da
>>aydınlatın...
>>
>>
>>Tüm aydınlıklar kadınların olsun..."

Mavi forum

Uzun evlilik kadına yarıyor

Yapılan bir araştırmaya göre kadınlarda sağlıklı ömrün sırrı uzun evlilikte..

İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar için sağlıklı bir hayatın sırrı uzun soluklu bir evlilik ve iki çocukta saklı. Ekonomik ve Sosyal Araştırma Konseyi'nin yürüttüğü çalışmada, 1911 ile 1941 arasında doğan 10 bine yakın kadının sağlık durumu incelendi.

Öncelikli olarak kadınlara sağlıklı bir yaşam için en az iki veya üç yıl aralıklarla çocuk sahibi olmaları tavsiye edildi. Ayrıca bilinenin aksine, 40 yaşından sonra çocuk sahibi olmanın kadını daha sağlıklı kıldığı ve ileriki yaşlardaki sağlık sorunlarını önlediği anlaşıldı. 21 yaşından önce bebek dünyaya getirenlerde ise depresyon benzeri bozukluklara yüzde 11 daha fazla rastlandı.

Araştırmaya göre, bir sonraki çocuğunu 18 aydan daha az bir aralıkla kucağına alanlar ve en az 5 çocuğu olan kadınlar da daha çabuk dünyaya veda ediyor. Araştırmayı yürüten Prof. Emily Grundy, "Görüldüğü gibi kısa aralıklarla çocuk sahibi olmak anneyi çok fazla etkiliyor" dedi. Evliliğin kadınları olumsuz da etkileyebildiğini söyleyen profesöre göre, evli kadınlar bekârlardan daha sağlıksız bir ömür sürebilir. Ancak özellikle tek eşle uzun beraberlik ömrü uzatıyor.

Mavi forum

Doğum için geç kalmayın

BURSA (İHA) - Uzmanlar, gebelik 42 haftayı geçtiğinde doğan bebeklerde bazı sağlık sorunlarıyla karşılaşılabileceğini belirtti.

Zübeydehanım Doğumevi Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Özer Kutlu, son adet tarihine göre yaklaşık doğum yapma tarihinin 40 hafta üzerinden kolayca hesaplanabileceğini söyledi. Kutlu, gebeliğin erken dönemlerinde yapılan ultrasonografik tetkiklerin büyük önemi olduğuna dikkat çekerek, "Erken dönemdeki tahlil ve tetkikler geç dönemde yapılanlara göre doğum tarihi hesabında daha kesin bilgiler vermektedir. Gebelik 42 haftayı geçtiğinde anne karnı bebek için daha riskli olmaya başlar. 42 haftayı geçen bebeklerde ise bazı sorunlarla karşılaşabilir" dedi.

Dismatürite sendromu ile bebeğin doğumda uzun boylu ve zayıf, tırnaklarının ve saçının uzamış, derisinin ise ince ve buruşuk olabileceğini, tıpta makrasomi olarak bilinen bebeğin kilo artışına bağlı sorunların ya da sıkça karşılaşılan mekonyum aspirasyonu ile bebeğin içinde bulunduğu suya kendi dışkısını yapıp daha sonra bunu akciğerlerine çekerek doğum sonrası solunum sıkıntılarına yol açabileceğini hatırlatan Dr. Kutlu, "Gebelerin yüzde 80'i, 38-42 hafta arasında doğum yaparlar. Yüzde 10 kadarı ise 42 haftayı geçmektedir. Bu durumda zaman aşımı söz konusudur. Son haftalarınızda sık sık doktorunuzla irtibat halinde olunuz. Zaman aşımı durumunda doktorunuz bebeği daha yakından izleyecek ve gerekli gördüğünde suni sancı ya da sezaryen operasyonuyla müdahale edecektir" diye konuştu.

Mavi forum

Cici kızlar değil cesur kızlar kariyer yapıyor

Cici kızlar değil cesur kızlar kariyer yapıyor



Amerikalı yazar Kate White'ın, "Cici Kızlar Değil Cesur Kızlar Kariyer Yapar" isimli kitabının uluslarası en çok satan kitaplar listesine girmeyi başarmasının ardından, bu konuda birbiri ardına yayınlar çıkıyor. ABD'de Corporate Coaching International'ın Başkanı Lois P. Frankel'in son kitabı da bunlardan birisi. "Cici Kızlar Başarılı Kariyer Yapamazlar" başlıklı kitabında yazar, kadınlara iş yaşamında başarılı olmak istiyorlarsa herşeyden önce genç kızlıktaki davranışlarını geride bırakmalarını öneriyor. Frankel, daha çocukluktan itibaren kızlara mutluluk ve başarının kibarlık, naziklik, baş kaldırmama ve uyumlulukla erişilebileceğinin öğretildiğini söyleyerek, kadınların öncelikle bu inançtan kurtulmalarını öneriyor. Kadınlar daha başarılı Frankel kadınlara öncelikle diledikleri rolün ne olduğunu anlamalarını, sonra da çevrelerindeki tüm olumsuz ögelere karşı kendilerini korumaya alarak yalnızca içlerinden gelen sesi dinlemelerini öneriyor. Kadınların en önemli hatalarının aslında kendi kendilerine zarar verecek hareketlerde bulunmaları olduğunu söylüyor. The Independent'da yayınlanan ve ünlü Henley Management College'dan elde edilen veriler, genç kadınların yaşıtları erkeklere göre daha uzun saatler çalışıp, daha fazla emek harcadıklarını ve yaşıtları erkeklere göre daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor. Erkekler samimiyetten uzak Bocconi Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Maria Cristina Bombelli de aynı konu üzerine İtalyan kadınlarını inceleyen bir kitap çıkarmak üzere. "Tutku ve Yorgunluk' isimli kitapta Bombelli, kadınların en önemli sorununun başkalarının fikirlerini çok önemsemeleri olduğunu ve bu yüzden kendi yollarını bulmakta zorlandıklarını söylüyor. Aynı şekilde, iş yaşamında erkekleri babaları veya arkadaşları olarak seçen kadınların da bu ilişkilerde hayal kırıklığına uğradıklarını çünkü bu erkeklerin çoğu kez onların dilediği dürüstlük ve samimiyetten uzak davrandıklarını vurguluyor. Başarının püf noktaları Erkek gibi davranmayın Kadınlara özgü, işbirliğine ve dinlemeye açık olma özelliğinizi koruyun. Güç kullanmak yerine ilişkilerinizi kullanın. Polemiklere girmeyin İş yaşamı sizin inançlarınızı savunmak için bulunduğunuz bir alan değildir. Çatışmalarınızı seçerek yapın. Tacizleri tolore etmeyin Başta cinsel tacizler olmak üzere, haklarınıza yapılan her türlü tacize karşı direnin. Olayları net bir biçimde görmeye ve göstermeye çalışın ki sonradan başınıza gelecek daha tatsız süprizleri engelleyebilin. Vakit kaybetmeyin Başkalarına sizin vaktinizi çalmaları için izin vermeyin. Sınırlarınızı açıkça belli edin. Aptallara yardım etmeyin Aptallardan uzak durun, onları korumayın. Sonuçta onların hataları yüzünden suçlanmamak için baştan tehlikelerden uzak durun. Kendinizi motive edin Profesyonelliğinizi asla küçük görmeyin. Şirketinize yaptığınız katkılardan dolayı gurur duyun. Kendi kendinizi motive edin. Flört etmeyin Patronla veya müdürünüzle macera yaşamaya kalkışmayın. Böyle durumlarda her zaman kadınlar eleştirilen ve zarar gören taraf olur. Genelde erkekler kolaylıkla durumdan kendilerini kurtarır. Kendinizden bahsetmeyin Çevrenize verdiğiniz özel bilgileri ve bu bilgileri kime verdiğinize dikkat edin. Ağlamanız gerekiyorsa, bunu ofis dışında bir yerlerde yapın. Müdürü babanız yapmayın Duygularınıza hakim olun. Patronunuzu veya müdürünüzü bir baba figürü olarak görmekten kaçının. Objektif olursanız, uygun tepkileri de vermeyi başarırsınız. Kaynak: Milliyet / Fatoş Karahasan

Mavi forum

yaşa göre egzersiz

Yaş yetmiş iş bitmiş tabiri, egzersizin hayatmıza girmesiyle tarihe karışıyor. Bütün iş, hangi yaşta ne tür egzersiz yapacağını bilmekte. Egzersiz her vücut şeklini yaş ayrımcılığı yapmadan sever. Düzenli yaptığınızda, sevgisini gösterir, yaşlanma sürecini tersine çevirir. Araştırmacılara bakılacak olursa, egzersiz yapmayan bir vücut daha çabuk yaşlanıyor. Üstelik düzenli egzersiz yapan, 40''lı yaşlarından birinin, 30''lu yaşlarada birinin vücuduna sahip olacağını söylersek de abartmış olmayız. Biyolojik saati durdurmanın anahtarı, yıllar


içerisinde yaptığınız egzersizi evirmekte yatıyor. Aslında çok da büyük değişiklikler yapmanız gerekmiyor. Zaten tüm fitness çalışmaları, kardiyovasküler egzersizlere ve ağırlık çalışmasına dayanıyor. Zaman içerisinde önem kazanan şey, yaptığınız egzersizden çok, hangi egzersizlere ağırlık vermeniz gerektiği. Tabii fitness seviyesini de sürekli artırmayı unutmamak lazım. Bu nedenle hayatınızın her 10 yıllık dönemi için bir egzersiz tablosu sunuyoruz. 20''li Yaşlar Profil: Genç ve kıpır kıpır Yapması gereken: Fitness seviyesini en üst seviyeye taşımak Kaçınması gereken: Çok kısa zaman dilimleri için aşırı beklentiler Haftalık egzersiz rehberi: Zaman ve sağlık sizden yana. Bu nedenle hoşlandığınız aktiviteleri yapın. Kardiyovasküler bir çalışma yapmak istiyorsanız, futboldan, yoğun bir aerobik çalışmasına kadar her tür fiziksel aktivite işe yarar. 20''lerinde olan pek çok erkek için spor, sosyal hayatın bir parçasıdır. Bu nedenle haftada 2-3 kez spor yapıyor olmak, hiç de zor gelmeyecektir.
En iyi sonuçlar için: Bu yıllar kemik kütlesinin en çok geliştiği dönemler. Ağırlık çalışması kemiklerin güçlendirilmesinde etkili olacaktır. Ancak vücudu aşırı yormak da yarardan çok zarar getirir. Bu nedenle çalışmaların arasında dinlenmek için yeterli zaman bırakılmalıdır.

30''lu Yaşlar
Profil: Zaman fakiri ve yorgun
Yapması gereken: Nicelikten ziyade nitelik
Kaçınması gereken: Şişmanlamak
Haftalık egzersiz rehberi: 30''lu yaşlarınız, hayatınızın en meşgul olduğunuz dilimi. Büyük ihtimalle daha uzun saatler çalışıyor ve belki de evlilikle çocuklar arasında koşturuyorsunuz. Egzersiz aklınızdaki en son şey. Ancak 30 yaşına girdiktan sonra, yılda ortalama olarak yarım kiloluk yağsız doku kaybetmeye ve bunun yerine yarım kilo yağ almaya başlıyoruz. Bu nedenle amaç kardiyo egzersizlere ağırlık vermek. Haftada 3 günden 20''şer dakikalık seanslarla başlayın. Kulağa çok fazla geliyor olabilir, ama illa da bir salona gitmenize gerek yok. Merdiven çıkmak, yürümek gibi egzersizlerle bu zamanı doldurabilirsiniz. Buna hafif bir ağırlık çalışmasını da ekleyebilirsiniz.

40''lı Yaşlar
Profil: Muhtemel bir vücut krizi yaşayan orta yaşlılar
Yapması gereken: Kaybolan kas dokusunun yerine yenisini oluşturmaya çalışmak
Kaçınması gereken: Kısa zamanlı ve sağlıksız diyetler
Haftalık egzersiz rehberi: Toplumsal açıdan 40''lı yaşlarda olan kişiler, 30''larının başlarında gibi davranırlar. Genç birinin çalıştığı yoğunlukta çalışmak ve görüntüye büyük önem verilmesi bu yaşın göstergelerindendir. Böylece vücut imajıyla ilgili kriz başlar.

Kişiler kilo almaya başladığında, doğal olarak panikler ve fazla kiloları, kendilerini açlığa mahkum etmelerini emreden çabuk kilo verdiren diyetlere başlarlar. Başlangıçta kilo veriliyor gibi bir görünüm oluşsa da, bu uzun vadede zarar veri ve yağsız kas oranı iyiden iyiye azalmaya başlar. Bu noktada ağırlık çalışması faydalı olacaktır. Çünkü hem yağsız kas oluşumuna yardımcı olur, hem de metabolizmayı hızlandırır. Eğer kaslarınızın sıkılaşmasını istiyorsanız, o zaman önce yeterli miktarda kardiyo çalışması yapıp, bunu ağırlık çalışmasıyla birleştirmekte fayda var.

50''li Yaşlar
Profil: Rutine kapılmış, egzersizden kaytaran
Yapması gereken: Günlerini geçirdiği koltuktan kalkıp egzersize odaklanmak
Kaçınması gereken: Vücudunu dinlememek
Haftalık egzersiz rehberi: İşe başlamak için asla geç sayılmaz. Burada şu problem olabilir. Yıllarca hiçbir bedensel aktivitede bulunmayıp da 50''sinden sonra başlayıp, buna kendini adayanlar, vücutlarına 20''li yaşlarındaymış gibi davranmaya başlayabilirler.

Eğer bu tanım size uyuyorsa, yavaş gidin. Şunu unutmayın, genç birinin göstereceği hızda gelişme gösteremeyeceksiniz. Başlangıçta haftada 2 kez yarımşar saat çalışabilirsiniz. Kondisyonunuz ve kendinize olan güveniniz arttıkça bunu 3''e çıkarabilirsiniz.

Tüm vücudu forma sokmak için aerobik egzersizler en uygunlarıdır. Bu yaşlar için en uygun egzersizlerden biri yüzmedir. Çünkü iskelete daha az yük bindirir ve dokularla eklemler üzerinde şok oluşmasını engeller. Yavaş ama kendinizden emin olarak başlayın. Ayrıca hafif ağırlıklarla da çalışabilirsiniz. Böylece kaslarınız güçlenir. Bunun yanı sıra önerilen diğer egzersizler de t''ai chi ve yogadır.

60''li Yaşlar ve Üzeri
Profil: Zihnen deneyimli, bedenen yavaş
Yapması gereken: Günlük hayatta hareketlilik
Kaçınması gereken: Hareketsizlik
Haftalık egzersiz rehberi: Hareketsizlik ve yaşa bağlı kas kaybı nedeniyle, yaşlı insanların çoğu oldukça formdan uzak ve zayıftır. Bu yaştakilerin kasları gücünden yitirip, kas lifleri küçülse de, kalan kas liflerinde gelişme potansiyeli vardır. Ağırlık çalışması kasları ve kemikleri güçlendirmek açısından faydalıdır. Bu nedenle hafif dambıllarla, ya da esneme bantlarıyla vücudun üst kısımları çalıştırılabilir. Hafif yoga ve esneme hareketleri, esnekliği artıracaktır. Günlük aktivite zorunludur. Yürüyüş, yüzme, bahçede çalışmak gibi eylemler kalbe iyi gelir.

Damar sertleşmesi, yüksek tansiyonun ana sebeplerinden biridir ve yğksek tansiyon kalp hastalıklarına neden olabilir. Bu nedenle elinizden geldiğince yürüyüş yapmaya çalışın. Ayrıca unutmamanız gereken bir nokta daha var. Hafif aktiviteler, sadece vücudunuzu değil, zihninizi de canlı tutar.


Mavi forum

Zengin kadın koca boşuyor

Zengin kadın koca boşuyor


Yapılan bir araştırma zenginleşen kadınların kocalarını daha kolay boşadığını ortaya koydu..

Amerika'nın saygın eğitim kurumlarından Arkansas Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Randall Kesselring* kadınların maddi durumları ve evlilikleri üzerinde yaptığı araştırmasında kadınların maddi durumlarının iyi olmasının* boşanmaları üzerinde etkili olduğunu belirtti. 112 bin kadının maddi durumları ve medeni halleri üzerinde istatistiksel bir çalışma yapan ekonomi profesörü Kesselring* kadınların maddi durumlarının iyi olması* ya da zaman içinde durumlarında yaşanan pozitif değişimin evliliklerini sürdürüp sürdürmeme kararını vermelerinde çok etkili olduğunu ortaya koydu. Kadınların maddi durumunun iyileşmesi halinde eşlerinden ayrılmaya daha meyilli olduklarını belirten araştırmacı* bu sonucu da şu nedenlere bağladı:


BAĞIMLILIK BİTİYOR

* Maddi durumu iyi olan kadın rahat bir şekilde avukat tutabiliyor.

* Boşanma sonrası maddi açıdan zorlanmayacağı için boşanma kararını rahat şekilde verebiliyor.

* Kadın maddi olarak yükseldikçe ev işleri gibi konularda eşleriyle daha çok kavga ediyor. Bu kavgalar da boşanmaya gidiyor.

* İş hayatı kadının eşine ayırdığı zamanı kısıtlıyor.

* Toplumun boşanmaya karşı olumsuz bakışı günümüzde değiştiği için kadın toplumsal kaygı olmadan boşanma kararı alabiliyor.

* Kadın maddi açıdan kendisiyle aynı gelişimi gösteremeyen erkekle beraber kalmakta zorlanıyor. Erkeğe bakmak yerine kendi yollarına gitmeyi tercih ediyor.

Sabah


Mavi forum

Evlenmiş Kadinlar İcin:

Evlenmiş Kadinlar İcin:

* Esiniz sayesinde dosta düsmana sizi de begenen* isteyen (üstelik nikâhina
alacak kadar) biri oldugunu gösterdiniz en sonunda.

* Belki yillarca ugrasip didinseniz de elde edemeyeceginiz bir statüye Nikâh cüzdaniyla bir anda kavusuverdiniz.

* Bozulan musluk* sallanan sandalye bacayi* gevsemis vidalar* vs. için eve
tamirci çagirmaniz gerekmez* esiniz hepsini halleder.

* Esyalarin yerini degistirmek istiyorsunuz; hepsi de çok agir. Kim tasiyacak onlari? Tabi ki de esiniz!

* Pazar günü söyle arabayla dolasmak istedi caniniz. Özel soförünüz esiniz emrinizde.

* Eskiden futboldan nefret ederdiniz. Esiniz sayesinde yeni bir tutkunuz oldu.

* Gece evde yalniz kalmaktan* hirsizdan* ugursuzdan korkuyorsunuz; esiniz gönüllü "bodyguard''iniz.

* Esleriniz olmasa en yakın arkadaslarinizla kahve içerken kimi çekistireceksiniz?

* Alisverise gittiniz* evin erzagini aldınız. Torbaları tasimak centilmen bir erkek olarak esinizin görevi.

* Geçiminizi temin etmek için çalismaniza gerek yok. Bunu sizin yerinize esiniz yapiyor nasil olsa.

Erkekler icin:

* Aksam yorgun argin eve geldiginizde* annenizinki kadar lezzetli olmasa da sizin için hazirlanmis yiyecek bir seyler bulabilirsiniz.

* Çamasiriniz yikanir* ütüleriniz yapilir* eviniz temizlenir... ''Gak'' deyince temiz don* ''Guk'' deyince temiz çorap verilir elinize; daha ne olsun?

* "Pembe dizi''leri duyardiniz da ne oldugunu bilmezdiniz. Esiniz sayesinde ögrendiniz* hatta hosunuza bile gitmeye basladi.

* Dükkân dükkân dolasıp kendinize gömlek* kravat seçmekten nefret ederdiniz.Simdi sizin yerinize bunu esiniz yapiyor. Gerçi en son aldigi sari üzerine yesil çizgili gömlek sizi hiç açmadi* ama neyse.

* Arasira yapilan küçük kaçamaklar* ufak tefek yalanlar hayatin tadi tuzudur. Bu tadi esinize borçlusunuz; esiniz olmasaydi ne kaçamaklar olacakti hayatinizda ne de yalanlar.

Hem kadinlar hem erkekler için:

* Kavga etmek de bir ihtiyaçtir. En yakininizda kim var bagirip çagiracaginiz? Esiniz!

* Çok güzel filmler var vizyonda. Yalniz da gidilmez ki. Esiniz ne güne duruyor?

* Davetlere icabet etmeniz gerekiyor. Kavalye/dam aramaniza gerek yok*esiniz var.

* Dogumgünü* yilbasi* evlilik yildönümü gibi özel günlerde size hediye verecek biri var hayatinizda.

* Gece uyurken üstünüz açilsa* sizi kim örtecek? Tabii ki esiniz.

* Anne / baba olmak istiyorsunuz. Çocugunuzun anne/babasının bildiginiz*tanıdığınız* güvendiginiz ruh ve beden sagligi yerinde biri olmasini istersiniz elbet. ''Damizlik'' esiniz emrinizde.

* Küçüklügünüzden beri genis bir aileye sahip olmak isterdiniz. Iste size görümceler* baldizlar* kayinbiraderler* eltiler* kayinvalideler*
kayinpederler* bacanaklar* halalar* teyzeler* amcalar* dayilar*enisteler*yengeler... (Ay fenalik geldi.)

* Basarisizliklariniza* mutsuzluklariniza fatura edeceginiz biri olmali hayatinizda. Esiniz bunun için biçilmis kaftan.

* Kimseye kendinizi yeniden ifade etmek* begendirmek zorunda degilsiniz.

* Esiniz sizi sizden daha iyi taniyor* rahatiniza bakin!

* Sizi kimsenin kiskanmadigini düsünün. Kendinizi ise yaramaz biri gibi hissetmez misiniz? Esiniz sizi tez günde bu duygudan kurtaracaktir* hiç üzülmeyin!

* Yasinizi basinizi aldiniz* bugunkü görünümünüzle es bulmaniz biraz zor.Iyi ki zamaninda evlenmissiniz* esinize dört elle sarilin!

alıntıdır..

Mavi forum

Kariyer değil çocuk mutlu ediyor

Kadınları kariyerden çok çocuk sahibi yapmak mutlu ediyor..

Mutlu olmak için işyerinizde iyi bir kariyer yapmak zorunda değilsiniz. 30 yaşında evli ve çocuklu olmak, işyerinde yükselmek kadar tatmin edici olabiliyor.

İngiltere'deki City Üniversitesi'ndeki bilim adamlarının 10 bin kişi arasında yaptığı araştırmaya göre, çok başarılı şekilde üniversitelerden mezun olmuş insanlar, 30 yaşında ve hâlâ evlenmemiş olanlardan çok daha mutlu. Ancak çocuk sahibi olup çalışmayanların da en az başarılı çalışanlar kadar hayatlarından zevk aldıkları ortaya çıktı. Bilim adamlarına göre, bir evin olması veya bir aileyi geçindiriyor olmak da insanları mutlu etmeye yetiyor.

Araştırmayı yürüten Prof. Ingrid Schoon, "Gördüğünüz gibi mutluluk sadece kariyerle olmuyor" derken, profesör en çok da geleneksel aile kavramına çok fazla insanın sahip çıkmasına şaşırdığını kaydetti.

Mavi forum

CigLik atmak Istiyoruuuuuum...

Öyle değil işte.
İstiyor.
İnsan her şeyi istiyor.
Hem de aynı anda...
Nedir bu her şey?
Yaptığın işi iyi yapmaya çalışacaksın.
Kafa patlatacaksın.
Uyduruk kaydırık olmamasına uğraşacaksın.
Bu yeterince zor zaten.
Sabah akşam işle yatıp kalkman gerekiyor.
Ama işte an geliyor, o da insanı kesmiyor.
İnsan, yatağına iş dışında, başka şeyler de almak istiyor!
Ee peki, (âşık oldun) oldun diyelim.
Sanki bir ilişkiyi yürütmek kolay?
O da inanılmaz emek istiyor.
Diyelim ki, iyi gidiyor. Şükrediyorsun.
Ama bu sefer ne oluyor?
İki kişilik bir dünyada Küçük Prens ve Küçük Prenses olarak yaşamaman gerekiyor.
Sosyal hayatın da olacak, gideceksin, dostlarınla arkadaşlarınla vakit geçireceksin.
Peki, anladık, onu da yaptın.
Ama kendini de beslemen gerekiyor.
Ruhunu yani.
Okunacak kitaplar, gezilecek sergiler, izlenecek filmler var.
Ne yazık ki iş, ruhla da bitmiyor.
Bütün bunları yaparken bakımlı ve güzel olmak icap ediyor.
Ee 30 yaşından sonra da iyi durabilmek için epey bir çaba gerekiyor.
Spor yapacaksın spor!
Yine fedakârlık; ya sabahın köründe kalkıp bir saat yürüyeceksin, ya da iş çıkışında herkesi ekip yüzmeye gideceksin.
Ay bitmiyor!
Paran olması gerekiyor, sabrın olması gerekiyor, vaktin olması gerekiyor, berbere gitmen gerekiyor, dip boya yaptırman gerekiyor, manikür, pedikür, sonra aileni ihmal etmemen gerekiyor, varsa kedinle günde en az bir saat sarmaş dolaş olman gerekiyor, onun sağlığı, senin sağlığın, evin bakımı, onarımı, arabanın durumu...
Ee ne oluyor?
Suçluluk ve vicdan azabı içinde kıvranıyorsun.
Sürekli bir yerlere yetişmeye çalışıyorsun.
Beceremiyorsun.
Hepsinin altından kalkmaya çalışınca da...
Toptan çuvallıyorsun!
İyi bir iş mi çıkardın, patronun "Bugün amma da çirkinsin!" diyor.
Güzel mi görünüyorsun, bu sefer işinde "low profile" oluyorsun.
Evin güzel mi oldu, ha ha ha parasız kalıyorsun.
Tam kendini iyi hissediyorsun, bu sefer de şişmanlamaya başladığını fark ediyorsun..


Mavi forum

Erkeklerin Kadinlar Hakkinda Bilmedigi 10 Sey

Erkeklerin Kadinlar Hakkinda Bilmedigi 10 Sey

1) Erkekler, kadinlarin bazen diger zamanlardan biraz daha fazla ilgi beklediklerini hissedemezler. Biraz daha fazla ilgi kirilan bir kalbi bile onaracaktir.
2) Erkekler, kadinlarin bazi durumlarda istediklerini çok zekice bir yolla yapabildiklerini bilmezler. Her kadinin istediklerini yaptirtmak için birbirinden kurnazca numaralari vardir. Erkeklerin tahmin ettigi kadar saf bir kiz yoktur.
3) Kadinlar bir takim seyleri inanilmaz alttan alirlar. Hiçbir erkek kadinin alttan aldiginin farkina varamaz. Tartismalarin alt yapisinda genelde bu vardir.
4) Ev isleriyle ugrasmaktan çok yorgun düstüklerinde bile erkekler, kadinlarin maruz kaldiklari bu Çin iskencesini görmezden gelerek azimle evin durumundan yakinirlar.
5) Kadinlarin kumandayi ele geçirdiklerinde neler yapabileceklerini ve bundan nasil bir huzur duyabileceklerini bilmezler.
6) Arabayi kadinlar kullanirken erkeklerin yaptiklari elestirileri, kadinlar aslinda duymazdan gelirler. Kadinlar ehliyetlerinin çikletten çikmadigini bilirler.
7) Erkekler, taciz edilen kadinlarin neler hissettiklerini asla bilemeyecekler. Gündelik hayatta kadinlari taciz etmeye bir marifetmis gibi devam edecekler.
8) Erkekler, kadinlarla kavga ederlerken, güler yüz ve tatli dille her seyi halledebileceklerini bir türlü fark edemezler. Bozulan iliskilerdeki temel sorun belki de güler yüz eksikligidir.
9) Erkekler, futbol seyrederken kadinlarin neler hissettiklerini anlayamazlar. Varsa yoksa tuttugu takimin galip gelmesidir, akillarindan geçen... Televizyonda maç seyreden bir erkek, yanindaki kadinin degerini çoktan unutmustur.
10) Bu dokuz maddenin dokuzunun da geçerli oldugu yerlerde bile, erkekler aslinda hakli olduklarini savunurlarken, yinede kadinlarin hissettiklerini hiçbir zaman bilemeyecekler..


Mavi forum

Akne - Sivilce

AKNE


Hemen hemen herkes ergenliği veya gençliği sırasında akne problemiyle karşılaşır. %8 oranında şanssız bir kitlede de akne kalıcı bir sorun olarak devam eder. Aknenin fazla cilt hücresi, fazla yağ veya bakteri gibi sayısız nedeni ve tetikleyicisi vardır.
Bu ay dosyamızda akne hakkında bilmek isteyebileceğinizi düşündüğümüz birçok bilgiye yer verdik. Bu sıkıntılı durumla baş etmek veya kurtulmak için yapılması gerekenler için yazdıklarımı okuyun


Akne Nedir?

Akne, siyah veya beyaz noktalar, bir çok türden sivilceler ve bazen de kistler şeklinde kendini gösteren tıkanmış gözeneklere verilen isimdir. Yüz bölgesi, boyun ve bazı durumlarda da göğüs, sırt, omuz ve kolların üst kısımlarında oluşabilir. Gençlerde sıkça görülür. Ancak bu sorun herhangi bir yaş grubuna özel değildir: 40'lı yaşlarda olan ergin kişilerde de akne problemi yaşanabilir. Hayati bir önemi olmamasına karşın bu sorunu yaşayanlar için çok can sıkıcı ve görüntü olarak kötüdür. Yoğun akne ciddi ve kalıcı cilt izlerine neden olabilir.


Kimler Akneden Etkilenir?


Irk ve etnik kökeni ne olursa olsun, 12 ile 17 yaş arası insanların %100'üne yakını akneden hafif ya da yoğun bir şekilde etkilenir. Bunların büyük çoğunluğu reçetesiz satılan ürünler kullanarak bu sorunlarıyla baş eder. Ancak bazıları için akne daha ciddi bir sorundur. Ergenliğini yaşamakta olan gençlerin yaklaşık %40'ı doktora baş vuracak derecede sorun yaşar.

Genel olarak akne 10-13 yaşlar arasında başlar ve 5-10 yıl kadar sürer. Yirmili yaşların başında kendi kendine geçer. Genelin dışındaysa akne probleminin 30'lu hatta 40'lı yaşlarda devam ettiği, hatta o yaşlarda ortaya çıktığı da olabilir.

Genç erkekleri ve genç kadınları aynı oranda etkilese de bazı farklılıklar vardır: erkeklerin yaşadığı akne problemi daha yoğun olabilir. Buna karşın bir uzmana baş vurma yüzdesi genç kadınlarda daha fazladır. Genç kadınların yaşadığı akne problemi aybaşı dönemlerinde yaşadıkları hormonal değişikliklere bağlı da olur. Bunun dışında kadınların yaşayabileceği bir diğer akne problemi de kozmetik ürünlerinden kaynaklanandır.



Ne zaman dermatologa başvurulmalı?

Aşağıda sayılan durumlarda mutlaka dermatologla temasa geçilmelidir:

Reçetesiz satılan ürünlerle bir sonuca varamadıysanız,
Artık akne probleminiz hayattan aldığınız zevki etkiliyorsa,
Akne lezyonlarının dışında akne izleriniz de varsa,
Akne lezyonlarınız geniş ve ağrılıysa,
Akne lekelerin oluşmasına sebep oluyorsa.


Eğer böyle bir sorunu olan varsa size tavsiyelerim olabilir..Doktor konusunda.. İyi bi hizmet ve güler yüz istiyosanız tabii (:


Mavi forum

HAYATAN BEKLENTiN NEDIR DEDi ADAM

Hayattan beklentin nedir? dedi adam...

\'iyi bir eş... rahat bir hayat... yetecek kadar para... Sağlıklı çocuklar...bunlar beklentilerim\'. dedi kadın...

\'Nasıl bir eş istersin?\' dedi adam...

\'Anlayışlı, müşvik, ilgili ve sevgi dolu\' dedi kadın...

Sustu, düşündü bir süre adam...
Hayattan kendi beklentilerini değil, kadının beklentilerine uygun bir erkek olup olmadığını düşünüyordu... Ya da kadının onun hayallerine denk olup olmadığını...


Yeterince anlayışlı mıydı acaba? Anlayışlı erkekten beklentisi neydi kadının? Evde yemek bulamayınca susmak mıydı anlayışlı olmak, yoksa mutfağa dalıp makarna yapmak mı?. Oysa o hep birgün eşinden önce eve gelip ona sofralar donatmanın hayalini kuruyordu ortak hayatta...


Beklenti ile gelen anlayışlı erkeklik bu kadar basit miydi? Bir tencere makarna pişirmek kadar kolay mıydı anlayışlı olmak? Beklenmedik bir günde sofralar donatan bir eş olmak istiyordu oysa o.Karnı doyan değil, gözleri parlayan bir kadındı onun aradığı...


Yeterince müşvik miydi acaba?... Müşvik bir eşten beklentisi neydi kadının? En üzgün anında onu dizlerine yatırıp okşamak mıydı müşvik olmak, yoksa konuşarak onu rahatlatmak mı?...


Oysa o hep bir gün eşini çok üzgün görürse elinden sımsıkı tutup en uzun yolda saatlerce yürümeyi hayal etmişti...


Deniz kenarında, ormanda başbaşa uzun bir yürüyüşün sonunda onu eve getirip üstünü örmek, uyumasını seyretmekti onun hayali...


Bu kadar basit miydi müşvik eş olmak? Herhangi bir yakın dostun yapabileceğini yapmak kadar kolay mıydı?


Varlığının önemini hissettireceği, ona sonuna kadar yanında olduğunu göstereceği bir eş olmak istiyordu oysa o... Kıvrılmış bir kedi değil, ayakta duran bir kadındı onun aradığı...


Yeterince sevgi dolu muydu acaba? Sevgili olmaktan beklentisi neydi kadının? Her an yanyana olmak mı? Hep onu düşünmek mi? Her şeyden birlikte keyif almak mı? Tüm arkadaşlarıyla tanışmış olmak mı? Sevgilim diye tanıştırılmak mı? Sürekli dokunmak mı?


Öpmek... Öpmek...


Bu muydu sevgi dolu erkek?


Oysa o hep onu sadece sevmeyi hayal etmişti... Sadece sevmeyi...


Sevdiğini, sevildiğini hissetmeyi...


Doğduğu şehre götürüp ona sürpriz yapmayı düşlemişti...


Kadınına hiç beklemediği bir anda, en olmadık yerde, markette, belki de asansörde, durduk yerde \'Seni seviyorum\' demenin hayalini kuruyordu ortak hayatta...


Beklenti ile gelen ilgili ve sevgi dolu erkeklik bu kadar basit miydi? Gözüne bak, yeni boyattığı saçını anla, telefonla ara...
Beklenmedik bir günde beklenmedik hoşluklar yapmak istiyordu oysa o.. Saçı bembeyaz olduğunda ilk kez \'çok güzelsin\' diyebileceği bir kadındı onun aradığı...


\'Peki benden beklentin nedir?\' dedi adam kadına...


\'Hiç\' dedi kadın. \'Hiç bir beklentim yok\'. \'Ya senin?. Senin beklentin ne benden?\'...


\'Bilmem hiç düşünmedim\' dedi adam...


Oysa ikisinin de idealleri sandıkları beklentileri, iki kişilik sandıkları tek kişilik hayalleri vardı... Gün gün hayatın planları vardı kafalarında...


Ama \'Hiç\' diyorlardı, \'Çok\'yerine... Dürüst değillerdi... Korkuları vardı... Ya değişirse?,Düşlediğim gibi olmazsa her şey?.... Ya terk ederse?


Giderse gitsin... Biterse bitsin...


Yeter ki sadece sevsin... Bunu diyemiyorlardı...


Düşünüyorum da, biz insanlar hep karşımızdaki ile hayalimizdekini aynı görmeye çalışırız. Ya da aynı yapmaya... Olmayınca suçlarız, kızarız, hatta terk eder gideriz... Terk edemezsek sızlanırız... Mutsuz olur, mutlu edemediği için mutsuz ederiz karşımızdakini. Ne umdum ne buldum deriz...


Peki ya hiç ummasak nasıl olur...
Hiç beklemesek. Beklentisiz seviversek..


Onu bensizken, sensizken olduğu gibi sevsek...


Kıskanarak değil de, özgürlüğünü seyrederek sevsek...


Özel günlerde hediyelerle gelişini değil de, ummadık bir anda öpüşünü, olmadık bir anda kapıyı çalışını sevsek...


Sevgiye beklentileri karıştırmadan, sevgiye başka şey katmadan koşulsuz ve katıksız sevsek...

Sonunu düşünmeden, hesaplayıp çarpıp bölmeden, kurgulamadan, sorgulamadan, hayallere dalıp gerçeklikten kopmadan sevsek...

Mavi forum

2006 da türkiye'deki kadınların halleri

Hala sokaklarda laf atılıyor. Taciz ediliyor. Kadınlar hala dayak yiyor, özgürlüğü nadir yaşıyor, kadınlık hisleri doğru algılanmıyor saygı duyulmuyor. Kadınlar kuş gibi ev kafeslerinde hala.. Erkek çocuk doğur, kız çocuk doğur diye zorlanıyor. Çocuğu olmayanların üzerine hala kuma getiriliyor. Kadınlar çalışıyor, iş hayatında kadınlar yine de hak ettiği yeri alamıyor. Gününü, canını sıkanı hala anlatamıyor. Hasta olduğunda kimse çorba yapmıyor. Hatta hasta olması suç oluyor. Çocuklar baba gibi başına ekşiyor. Kadınlar hala kız kıza sokakta dolaşamıyor. Dolaşıyorsa da gecenin sonunda mutlaka tacize uğruyor. Geceleri alışveriş merkezleri dışında yemek yemekte zorlanıyor içki desen içemiyor, sarhoşluk kapalı kapılar ardına ait. Sarhoş olunca da dağıttı deniyor. İster 2006 ister 2026 olsun kadınlar hala kimliğini istiyor…

Mavi forum

kadınlar işte

neden anlaşılmaz olduklarını falan zannederlerki bence erkekleri anlamak daha zor sizce?

Mavi forum

Annelik kadına güç veriyor



Konya Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Operatör Dr. Sema Soysal, anneliğin kadına güç verdiğini, anne olan kadının özgüveninin arttığını söyledi.

Soysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özlem duyarak çocuk yapmak isteyen ve hamilelik dönemlerini bilinçli bir şekilde geçiren anne adaylarının, doğumdan sonra çok mutlu ve sevinçli olduklarını vurguladı.

İsteyerek hamile kalan anne adaylarının, hamilelik dönemlerinde heyecanlı ve sevinçli olduklarını belirten Soysal, şöyle dedi: ''Anne adayları, hamilelik sorunları yaşarken çok fazla şikayetçi olmazlar. Çünkü taşıdıkları can, onların bir parçasıdır. Anne, psikomatik (anne adayının beyninde kendi kendine hastalık üretmesi) ve depresyonel rahatsızlıkları kolay kolay yaşamaz.''

Anne adaylarının daha canlı ve daha güçlü olduklarını, hayatlarının en güzel, aynı zamanda en zor aylarını yaşadıklarını ifade eden Soysal, şunları kaydetti: ''Ağır bir yük olan hamilelik, vücutta fiziki olarak büyük bir değişikliğe neden oluyor. İsteğe bağlı olarak hamile kalan anne adayları, bu yüke ve değişikliğe rağmen, durumlarından şikayetçi değillerdir. Doğum sonrasında ise anne kendini, önceki durumuna göre daha güçlü hissediyor. Yani annelik kadına güç veriyor.

Anne olma psikolojisi, kadının özgüvenini artırıyor. Anne doğumdan sonra hayata daha farklı bir gözle bakıyor, hayata daha sıkıca bağlanıyor. Bu da doğumdan sonra kadının genelde daha başarılı olmasını sağlıyor.''

Mavi forum

Özel kadın & Sıradan kadın

ÖZEL KADINLAR; Her girdikleri ortamda erkeklerin hemen dikkatini çeken, gizemli, bakımlı,zor elde edilen,her an avuçtan uçup gidecek hissi veren,iç dünyaları bilinmeyen kadınlardır.

SIRADAN KADINLAR ki ; etrafta sayıca çok olan,kendilerine ayıracak vakitleri genelde sevdiklerine ayıran, kuaföre sadece özel günlerde giden.hiç kimsenin kolayca ilgisini çekmeyen kadınlardır.Kolayca aşık olabilen,terk edildikleri zaman günlerce yataktan çıkmayan,sevdiklerini kolay kolay hayal kırıklığına uğratmayan, ama kolay mutlu edilebilen,azla yetinen kadınlardır.

Sıradan kadınlar özel kadınlar kadınlara göre daha güçlüdür, sevebilen, sevgisini göstermeyi esirgemeyen,kendilerini olduklarından farklı göstermeyen bu kadınlar, kayıtsız şartsız bağlılıklarıyla sevdiklerinin her dönem yanındadır.bu yüzden her erkek sıradan bir kadına ihtiyaç duyar.Halbuki özel kadınlar özel günler içindir.Hiçbir erkek parası yokken veya başka sıkıntılar içindeyken onu evde özel bir kadının beklediği düşüncesiyle yanıp tutuşmaz.

Sıradan kadınların çoğu özel kadınlara özenir..Onlar kadar dikkat çekici olmayı hayal ederler aynı özel kadınların içten içe sıradan bir hayat arzulayıp gerçekleştiremedikleri gibi.
SIRADAN KADINLAR ÇOK ÖZELDİR; SIRADAN YAŞAMAYI KABULLENDİKLERİ VE ASLINDA HİÇ KEŞFEDİLMEDİKLERİ İÇİN. Bu nedenle erkekler (aslında çok özel olan) sıradan kadınlara sahip olup, hayatları boyunca aslında yanındaki kadının çok özel olduğunu fark edemeden hala o özel kadını arar durular.


Mavi forum

bu bakışlara dikkat edin bay'lar



Mavi forum

kadınlar













Mavi forum

Parfüm Nerelere Sürülmeli

Parfüm Nerelere Sürülmeli
VÜCUT

Parfümler kokularını yaymak için sıcaklık, hareket gibi faktörlere ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle parfüm sürmek açısından vücudun bazı bölgeleri ayrıcalıklıdır:
Sıcak ve nemli noktalar. Koltuk altları, göğüs araları, ense, kulak arkaları ve göbek
Kanın fazla pompalandığı noktalar. Bilek içleri, şakaklar ve boyun.
Hareketli noktalar. Dirsekler ve diz içleri.
Uzmanlardan hoş öneriler:
Coco Chanel “Öpülmek istediğiniz yeri parfümleyin”
Estée Lauder “Parfümü, kolunuzu yukarı kaldırıp tam önünüze sıkın ve yarattığınız koku bulutunun içine girin. Böylece binlerce parfüm molekülü vücudunuzun her yerine konacaktır.

SAÇ

Saçınızı parfümlemek istiyorsanız, öncelikle temiz olmalarına dikkat edin. Kokuların birbirine karışmaması için şampuanınızı kokusuz olanlar arasından seçin. Saçlarınız kısa ise saç diplerinize, uzun ise uçlarına sıkmanız yeterli olacaktır.
Küçük bir hoşluk:
Saçınızı fırçalamadan önce fırçanıza biraz parfüm sıkın.

GİYSİLER

Parfümler pamuklu, yünlü gibi doğal lifle dokunmuş kumaşlarda çok kalıcıdır ve rahat yayılır. Sentetik liflerde yayılımı ve kalıcılığı azdır. Parfümün en kalıcı olduğu dokular ise kürkler ve muslin kumaştan yapılmış eşarplardır.
Giysiler parfümlenebilir ama gelişigüzel değil:
- Parfümünüzü ceket ve mantoların astarlarına, etek ve elbiselerin etek baskılarına sıkın.
- Asla giysilerinizi farklı parfümler sıkmayın. Üst üste sıkılan parfümlerin molekülleri iyi bir karışım oluşturmaz ve kötü bir etki uyandırır.
- İpekli giysilerinize parfüm sıkmayın, kalıcı lekeler bırakır.
- Eğer parfümünüzü sık sık değiştiriyorsanız, sadece vücudunuzu parfümlemekle yetinin. Koku zaten giysilerinize de sinecektir.
- Mücevher ve özellikle incilerinizin yakınında parfüm kullanmayın: parfümlerdeki alkol mücevherlerin parlaklığını yok eder ve incileri sarartabilir.
- Giysi dolabınızı parfümlemeyi unutmayın.
Küçük bir hoşluk:
İç çamaşırlarınızın bulunduğu dolap veya çekmeceye parfümünüzle nemlendirdiğiniz yünlü bir kumaş parçası koyun


Mavi forum

Ey kızlar! kızmayın ama erkekler daha akıllı...

Delil mi istiyorsunuz, buyrun dünyadaki en büyük bilim adamları hep erkek...

yurdumuzdan mı istiyorsunuz...

İşte delil....:

ÖSYM BİRİNCİLERİ :

Sayısal-1 puan türünden Ankara Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi’nden Hüseyin Yıldız, Sözel-1 puan türünden İstanbul Galatasaray Lisesi’nden Okan Çalışkan, Çanakkkale Fen Lisesi’nden Server Çimen, Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nden Abdurrahman Yılmaz, Eşit Ağırlık-1 puan türünden İstanbul Galatasaray Lisesi’nden Okan Çalışkan, Çanakkale Fen Lisesi’nden Server Çimen ve Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nden Abdurrahman Yılmaz; Sözel-2 puan türünden İstanbul Galatasaray Lisesi’nden Yiğit Cem Öztürk, Sayısal-2 puan türünden Özel Fatih Fen Lisesi’nden Onur Tidin, Eşit Ağırlık-2 puan türünden İskenderun İstiklal Makzume Anadolu Lisesi’nden Eren Karaaaslan birinci oldular.

YDS’den İngilizce alanından İstanbul Lisesi’nden Umut Toprak, Almanca’dan İstanbul Lisesi’nden Sezgin Demir, Fransızca’dan İstanbul Galatasaray Lisesi’nden Osman Berker Yağcı ham puanlarda birinciliği kazandılar.


tabi bu iddiam bir şaka


Mavi forum

Bir Kadın Gittiğinde

KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.

Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çok olur:

Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...

Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.

Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.


O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.

Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.

*

Bir kadın gittiğinde...

Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...

Bir anne gider...

Bir dost...

Bir arkadaş...

Bir sevgili...

Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.


Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.

Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz, annesi gitmiştir "geç kalma"nın.

Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.

Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.

Mavi forum

kadınlar (tatlıcadı)













Mavi forum

AudreyHepburnunGuzellikSirlari



















Mavi forum

Entellektüel Bayanlar İçin

Entellektüel Bayanlar İçin

Bir Çift, haftasonunda balık avlayabilecekleri bir göle giderler Erkek, alacakaranlıkta balığa çıkmasını, karısı ise kitap okumayı çok severmiş.Bir sabah, eşi saatler süren balıktan eve dönmüş ve dinlenmek için uykuya dalmış.Bayan etrafı fazla bilmemesine rağmen, tekneyle açılmaya karar vermiş.Kısa bir süre kürek çektikten sonra demirlemiş ve kitabını okumaya başlamış.Kısa süre sonra Gölün bekçisi botuyla belirmiş Bayana seslenmiş: “Günaydın hanımefendi, burada ne yaptığınızı sorabilir miyim?" “Okuyorum" – demiş ve düşünmüş: ... Bu açık değil mi? “Ama balık tutmanın yasak olduğu bölgede bulunuyorsunuz." “Ama balık tutmuyorumki...", görüyorsunuz ya. Evet ama, komple ekipmana sahipsiniz." Sizi alıp, ceza kesmem gerekecek.Eğer böyle bir şey yaparsanız, sizi tecavüz etmekten şikayet ederim!", diye karşılık vermiş sinirlenmiş olan kadın. “Ama size hiç dokunmadımki Evet ama komple ekipmana sahipsiniz!" Hikayenin özeti: HİÇBİR ZAMAN okuyan kadınlarla tartışmaya girme !gülümsemeye ihtiyacı olan entelektüel bayanlara ve gerçeği sindirebileceğini inandığın erkeklerede okutun

Mavi forum

Ah_kadinlar

Bir grup genç kadın tatile giderler.
Â*
Otel aramaya başlarlar ve bir 5 katlık özel birini bulurlar, hatta kadınlara özel bir otelmiş.

İçeri girerler...
Vizite başlarlar...
Birinci katta bir tabela var :
‘Buradaki erkekler iyi aşk yapmasını bilmezler ama hoş, samimi ve duygululardır.’
Kadınlar gülüp devam ederler ikinci katta kadar…Â*
İkinci katın tabelasında bu yazar :
‘Burada erkekler çok iyi aşk yaparlar ama kadınlara karşı kötü davranırlar.’
Bundan hoşlanmayan kadınlar devam etmeye karar verirler.
. Katın tabelasında yazar :
‘Bu katın erkekleri hoş sevgililer duygulular ve kadınların istekleri yerine getirirler.’
Kadınlar bundan hoşlanırlar ama iki kat daha var...Â*
Öyleyse devam ederler
4. Katın tabelasında :
‘Buranın erkekleri güzeller, duygulu, dikkatlı, aşkta bir numara, bekar ve çok zenginler, hatta evlenmeye hazırlar.’
Kadınlar buna bayılırlar, hatta bir kaçı bu katta kalmayı bile düşünürler. Ama 5. Katta ne olabilir diye merak ederler...ve o kata gitmeyi karar verirler...
5. Katın tabelasında :
‘Bu katta erkek yok !!!
Bu kat tek bir sebeple yapıldı : kadınların hiç memnun olamazlar ve hep yükseklere bakarlar.’
ve yeterince akıllı olan ve buna gülümseyecek kadınlara

Mavi forum

Dolgun Dudaklara Sahİp Olabİlİrsİnİz

Dolgun dudakları niçin güzel buluyoruz biliyor musunuz? Çünkü dolgun dudaklar bir anlamda gençliğin simgesi.

Neden mi? Zamanla kadınlık hormonlarının üretimi azaldıkça kadınların vücudunda önemli dğeişimler olur. Doğurganlığın azalması, cildin kuruması, saçların azalması ve dudakların incelmesi bu dğeişimlerdendir. İşte bu nedenle belki de bilmeden kalın ve dolgun dudakları güzel buluyoruz. Eğer dudaklarınız zamana yenilip eski dolgunluğunu yitirdiyse bu konuda önlem alabilir ve küçük bir girişimle birkaç yaş geriye dönebiliriz.



Enjeksiyon

Yabancı dolgu madde enjeksiyonu

Kolajen ve hyalurinik asit dudaklara dolgun görünüm vermek için en sık kullanılan yabancı dolgu maddeleri. Bunların uygulaması son derece basit ve kişi günlük hayatına hemen dönebiliyor. ancak dezavantajları kalıcı bir çözüm getirmemeleri. Çünkü en fazla 6 ay içinde dudaklar eski haline dönüyor.

Operasyon

Kişinin kendi dokusuyla

Hastanın kendi vücudundan alınan yağ ve deri gibi dokuları kullanarak da dudaklar dolgunlaştırılabiliyor. Bu dokularla hazırlanan doku kokteyli dudaklara enjekte ediliyor. Çok komplike bir işlem değil ve lokal anesteziyle yapılabiliyor. Kişinin kendi dokusu olduğu için alerji riski de yok. Ancak bu dokular da zamanla eriyor, işlemde kalıcılık sağlamak için birkaç kez tekrarlamak gerekiyor.

Kesilerle

Dudakları dolgu maddeleri kullanmadan çeşitli kesi teknikleriyle daha kalın ve biçimli görünür hale getirmek olası. Bu operasyonlarda amaç dudak kenarlarını daha dışarı taşırmak ve dudaklara daha kalın bir hal kazandırmak. Bu operasyonun sonucu kalıcı oluyor ve değişmiyor. Bu operasyonlar da dolgu maddesi enjeksiyonları gibi lokal anestezi altında yapılabilen basit girişimler.

Mavi forum

GÖz Kalemİ Ve Eyelİner Nasil Kullanilir

Eyeliner ve göz kalemi kullanmadan önce bilmeniz gereken en önemli şey, her iki malzemenin de mümkün olduğunca ince çizgilerle çizilmesinin gözü daha güzel göstereceğidir.

Siyah göz kalemi, siyah saçlı, esmer tenli bayanlar için çok uygundur. Esmerler dışındaki bayanlarda bu renkte bir göz kalemi ve eyeliner çok koyu sayılabilir.

Beyaz tenli kadınlar yumuşak kahverengi ya da gri tonlarını tercih etmelidirler. Gece ise, göze sürülen fara uyan renkli bir kalem tercih edilmelidir.



Eyeliner'ı çok ince uçlu bir fırçayla sürmek güzel bir görüntü oluşturacaktır. Eğer eyeliner sürmeyi bir türlü beceremiyorsanız işte size bir öneri.

Mümkün olduğunca aşağıya doğru bakın ve elinizle gerdiğiniz üst gözkapağınızdaki kirpiklerin dibine mümkün olduğunca yakın bir çizgi çekin.

Bu çizgi göz kuyruğunda sona ermeli, dışa doğru uzamamalıdır. Alt gözkapağına kesin bir çizgi çizmek istemiyorsanız, buraya eyeliner'la yanyana noktalar yapın veya eğrilemesine kısa kısa çizgiler çizin.

Bazen gözün üst kapağındaki kirpiklerin altına çizgi çizilmesi de hoş bir görünüm kazandırır. Bunun da yine ince ve düzgün olmasına dikkat edin.

Mavi forum

SaÇ Bakim ÜrÜnlerİ Faydalimi??

Banyomuzda birçok saç ürünü bulunur. Bunları kokuları, ambalajları, promosyonları gibi değişik sebeplerden satın alırız. Ancak tüm bu ürünlere neden ihtiyaç duyduğunuzu biliyor musunuz?

Şampuanlar

Şampuansız saçlarınızın nasıl görüneceğini bir düşünün. Havada uçuşan toz toprak içinde, kafa derinizin ürettiği yağlarla ve kullandığınız şekillendiricilerle, yıkanmamış saçlar matlaşır, yağlanır ve hatta kokmaya başlar. Sampuan suyla karışınca köpük üreterek ve yumuşatıcı etki kazanarak ( zengin amonyum sülfat ve sodyum sülfat gibi ) saçlarda ve kafa derisinde oluşan kirleri, oluşan yağları ve şekillendiricilerin kalıntılarını ortadan kaldırır. Yumuşatıcılar, yeni katkılarla köpükle durulanır. Köpük kirlerin arındırılması konusunda yardımcı olur. Şampuan tüm kiri yok eder ve saçınızın temiz, parlak ve dolgun gözükmesini sağlar.



Kremler

Şampuanlar saçın doğal nemini yok ettiğinden, sonrasında krem kullanılmazsa, saçlarınız kaba ve kuru kalır. Kremler saça, dimentikon ve trisetilmonyum klorit gibi maddelerle katkıda bulunarak, doğal yağlanmayı ve yüzeyin pürüzsüz kalmasını sağlar. Statik yüklenmeyi yayarak, saçların dağılmasını, dolanmış saçların kırılmasını önler ve saçları yumuşak, parlak tutar. Ancak yanılgıya kapılmamak gerekir: Kremler hastalıklı ve hasarlı saçları asla iyileştiremez; çünkü saç canlı bir madde değildir. Kremlerin kullanım yoğunluğu kişisel ihtiyaça göre değişiklik gösterir. Örneğin saçlarınız boyalı, kalın telli ve parlaksa, ince telli ve özellikle boyasız saçlara göre daha fazla krem gerekebilir.

Şekillendirici ürünler

Bunlar günlük kullanılan ürünler olmamasına rağmen birçoğumuz saçlarımıza istediğimiz şekli verebilmek için bu ürünleri banyomuzda bulundururuz. Şekillendirici ürünler, polimer ve reçine gibi maddeler ihtiva ederler ve saça arzu edilen şekli vererek o şekilde kalmasını sağlarlar. Piyasadaki en yaygın şekillendiriciler katkı maddesi olarak polikuaterniyum, PVP ve dimetalaminoetilmetakrilat ihtiva eder. Saç köpükleri, jöleli spreyler ve şekillendirici spreyler saçlardaki dolgunluğu, bukle ve kıvrımları kontrol ederek, bunların kalıcı olmasını sağlarlar.

Bu ürünler şekillendirme öncesinde, nemli saçlara uygulanır. Sıkıştırılmış spreyler ve bukle sağlayıcı sıvılar, katı jölelere göre daha hafiftir. Dolgunluk ve buklelerin kalıcılığını sağlamak için kullanılırlar. Bu hafif ürünler, jöleye göre saçların daha az katı ve doğal hissedilmesini sağlarlar. Katılaştırıcı ve şekillendirici jöleler, köpükler ve sprey ürünleri ile aynı etkiyi sağlamakla birlikte, daha ağırdırlar ve daha ziyade katı şekillerin elde edilmesi amacıyla kullanılırlar. Bunlar aynı zamanda anlık şekillendirmelerde veya kuru saçları yeniden şekillendirmekte de kullanılabilirler. Değişik ihtiyaçlara göre formüle edilmiş pek çok çeşit saç bakım ürünü mevcut olduğundan, bunlar arasından saç şeklimize ve yaşantımıza en uygun olanını seçmek gerekir.

Bir dahaki saç kestirmenizde ve yeni şekil verdirmenizde, yeni görüntünüzü korumada size yardımcı olacak ürünü kuaförünüze danışmalısınız. Bu konuda bir profesyonelden görüş almak mutlaka daha yararlı olacaktır.

Mavi forum