27 Mayıs 2007 Pazar

Erkeklerin hangi giyim tarzından hoşlanırsınız bayanlar?

Erkeklerin hangi giyim tarzından hoşlanırsınız bayanlar?

Yerine Göre Derim

Erkeklerin Boyu ne kadar önemli sizn için bayanlar?

Erkeklerin Boyu ne kadar önemli sizn için bayanlar?

benden uzun olması kafi

Peelİng Hakkında

Güzelliğin İlk Adımı; Peeling

Güzellik denince sadece yüz anlaşılmamalı. Güzeliğimizin bir bütün olduğu unutulmamalı ve yüzümüze gösterdiğimiz özeni vücudumuza da göstermeliyiz. Vücut güzelliğinin ilk adımı peeling'ler. Peeling, cildin üst tabakasının soyulmasını sağlıyor. Bu soyulmayla birlikte cilt hücresi yenileniyor ve deri pürüzsüz bir hal alıyor. Peeling kremleri artık meyve asiti içeriyor. Ve bunlar derinlemesine temizliyor. Derideki fazlalıklar atılıyor, lekeler azalıyor.
Güzellik denince insanların aklına önce yüz gelir. Cilt bakımları, makyaj malzemeleri, kozmetik ürünlerin çoğunluğu yüz için. Çünkü yüz göz önünde, vücut ise giysilerin içinde. Ancak yaz ayını yaşadığımız şu günlerde özellikle vücudumuza özen göstermemiz gerekiyor. Sahile indiğimizde hangimiz sivilcelki bir vücut isterizki? Estetisyen Fazilet Küçükkaya, vücut güzelliğinin ilk adımının peeling'ler olduğunu söylüyor: ''Peeling, cildin üst tabakasının soyulmasını sağlıyor. Bu soyulmayla birlikte cilt hücresi yenileniyor ve deri pürüzsüz bir hal alıyor. Peeling kremleri artık meyve asiti içeriyor. Ve bunlar derinlemesine temizliyor. Derideki fazlalıklar atılıyor, lekeler azalıyor''.

Kremler Çeşitli

Küçükkaya'nın anlattıklarına göre, bu ürünlerin birçok çeşidi var. Krem şeklinde olanlar zımparalar gibi cildi temizliyor. Derinin pul pul dökülmesi bu işlem sayesinde önleniyor. Bu işlem, evde de güzellik merkezlerinde de uygulanabiliyor. Ancak kaş yapayım derken göz çıkarmamak lazım. Peeling'leri her gün uygulamak çok zararlı ve gereksiz. Haftada bir veya iki kez peeling yeterli.
Eğer cildiniz hassas ise iki haftada bir kez peeling yapılmalı. Cilde zarar vermemesi için serinletici etkisi olan jojoba, aloe vera gibi maddeler içermesine de dikkat edilebilir. Cilde uygulanırken, yumuşak hareketlerle sürülmeli. Eğer cildiniz çok kuruysa, pul pul dökülüyorsa, Küçükkaya, üç kez peeling yapılabileceğini belirtiyor. Banyo sırasında kese yardımıyla peeling uygulamak en iyi sonucun alınmasını sağlıyor. Peeling yapan kişilerin çok hafif vücut şampuanlarını tercih etmeleri, sabundan uzak durmaları gerekiyor. Ayrıca peeling işleminden sonra hafif bir losyon ile vücut mutlaka nemlendirilmeli. Aksi halde cilt çok fazla kuruyabilir.

Nemlendiricinin etkisiyle cilt, herzamankinden daha yumuşak ve pürüzsüz olacak. Ayrıca selülit kremleri, inceltici ürünler, peeling sayesinde amaca uygun bir şekilde kullanılabilir. Çünkü bu kremlerin cilde nüfuz etmesi için, peeling işlemiyle gözeneklerin açılması gerekiyor.

Bakimli Bayanlara Eğlenceli Maskeler

Arkadaşlar maskeleri yaparken sevdiğiniz müzikleride açın hem eğlenin hem güzelleşin

Zeytinyağı maskesiMalzemeler:
• 5 çorbakaşığı zeytinyağı
• 2 yumurta
• Bone

Yapılışı:
Zeytinyağı ve yumurtaları karıştırıp saçınıza iyice uygulayın. Daha sonra saçlarınızı boneyle ya da streçle örtün. 15 dakika beklettikten sonra iyice durulayın.

Ballı ve zeytinyağlı maske
Malzemeler:
• 3 çorbakaşığı zeytinyağı
• 2 çorbakaşığı bal
• Bone

Yapılışı:
Zeytinyağı ve balı karıştırıp saçınıza iyice uygulayın. Daha sonra saçlarınızı boneyle ya da streçle örtün. 15 dakika beklettikten sonra şampuanlayıp iyice durulayın.

Derinlemesine temizlik ve parlak görünüm için
Malzemeler:
• 1 fincan taze sıkılmış limon suyu veya sirke

Yapılışı:
Saçlarınızı şampuanladıktan sonra bir fincan limon suyu ya da sirkeyi saçlarınıza döküp, masaj yaparak iyice yedirin. Ardından saçlarınızı durulayın. Saç kremi sürün ve yıkayın. Bu, saçlarınızdaki tüm kiri alır ve saçlarınıza nefis bir parlaklık verir. Bu yöntemi 2 haftadan önce tekrarlamayın.

Kepekli, dökülen ya da incecelen ve kırılan saçlar için
Malzemeler:
• Çemen tohumu

Yapılışı:
Çemen tohumlarını çektirin ve geceden suya yatırın. Elde ettiğiniz macunu saç derisine masaj yaparak sürün ve 15-20 dakika bırakın. Yumuşak bir şampuanla yıkayın. Bu macun kepek, dökülen, incelen, kırılan saçlar ve kellik gibi sorunlara iyi gelir.

Yumuşak ve parlak saçlar için
Malzemeler:
• Çeyrek fincan elma sirkesi
• Bir çorbakaşığı şifalı ot (probleminize göre ihtiyacınız olan otu listeden seçin:

Genel saç bakımı için:
Biberiye yaprakları, ısırgan, dulavratotu kökü, mürver çiçekleri
Kuru saçlar için: Papatya, kara kafes otu kökü, ısırgan, mürver çiçekleri
Yağlı saçlar için: Limon kabukları, nane, limon otu

Yapılışı:
Saçınıza uygun otu, yeter miktarda kaynayan suya atın ve yarım saat tutun. Buna çeyrek fincan elma sirkesini de ekleyerek iyice karıştırın. Saçlarınızı şampuanlayın. Karışımı saçlarınıza tekrar tekrar dökün.

Parlak saçlar için
Malzemeler:
• Bir portakal
• 1 çorbakaşığı bal
• Birkaç damla sandalağacı yağı

Yapılışı:
Portakalın suyu, su, bal ve sandalağacı yağını karıştırın. Bunu şampuan sonrası durulamada kullanın.

Yıpranmış saçlar için
Malzemeler:
• Bir muz
• Birkaç damla badem yağı

Yapılışı:
Muzu badem yağıyla karıştırın ve saçlarınıza masaj yaparak uygulayın. 15 dk kadar saçınızda bıraktıktan sonra, maden suyuyla durulayın. Ardından şampuanlayıp saç kremi sürün.

Kuru saçlar için
Malzemeler:
• Bir çorbakaşığı bal
• Yarım fincan tam yağlı süt

Yapılışı:
Balla sütü karıştırıp saç derisine masaj yapın ve 15 dk bırakın. Yumuşak bir şampuanla yıkayın.

Dökülen saçlar için
Aşağıdaki malzemeler tek bir maske için değil, farklı maskelerde kullanılmak üzeredir. Bu nedenle yapılışları okursanız, her birinin ayrı maskeler olduğunu göreceksiniz.

Malzemeler:
• Zeytinyağı
• Bal
• Tarçın
• 2 yumurta
• Alfalfa
• Ispanak
• Kişniş
• Badem yağı
Öncelikle yeşil yapraklı sebzeler, havuç, mango, kuru kayısı, tahıllar, brüksel lahanası ve mercimek içeren protein açısından zengin bir diyetle beslenin.

Yapılışı:
Maske 1: Zeytinyağı, bal ve tarçını karıştırarak bir macun hazırlayın. Bunu saç derisine masaj yaparak yedirin ve 15 dakika tutun. Yumuşak bir şampuanla yıkayın. Haftada 3-4 kez tekrarlayın.
Saçları uzatmak için: Her gün alfalfa, taze ıspanak ve taze kişniş sularını karıştırıp için. Bu, saçlarınızın daha çabuk uzamasını sağlar.
Maske 2: Günde 2-3 kez saç derisine badem yağı sürün. Bu saçlarınızın daha fazla dökülmesini engeller.

Kırılan saçlar için
Malzemeler:
• Hindistancevizi yağı
• Misket limonu suyu

Yapılışı:
Haftada iki kez, misket limonu suyuyla karıştırdığınız hindistancevizi yağını saçlarınıza sürün.

Elektriklenen saçlar için
Malzemeler:
• Bal

Yapılışı:
Bir çorbakaşığı balı bir litre suyla karıştırıp, bunu şampuandan sonra durulama suyunda kullanın. Saçınızı her yıkadığınızda kullanın.

ÇaliŞan Bayanlar İçin İdeal Dİyet Listesi

Yaptığınız iş ne olursa olsun gün boyu telefonlar, toplantılar, saatle yarışırcasına bir koşuşturma yaşarsınız. Bunca işin arasında mutlaka öğünleri atlar veya dengeli beslenmeyi ihmal edersiniz. İşler genelde beslenmenin önüne geçer.

Sabah kahvaltısını atlayıp sadece bir kahve ile geçiştirir, öğle yemeğini geç yersiniz. Ara öğün çoğu zaman olmaz veya bir bir poğaça veya çayla geçer. Oysa daha zinde olma, istenmeyen kiloları almamak için dengeli beslenmek şart.

Günlük 1500 kalori içeren bu diyetle ayda 2 ile 5 kilo verebilirsiniz. Formunuzu korumak için diyeti aynen uygulayabilirsiniz. Hızlı kilo vermek istiyorsanız tatlı ve çikolata yerine yoğurt ve meyve yiyin. Ekmeği günde 2 dilime indirin. Peynir olarak sadece lor peyniri yiyin.

Pazartesi
Kahvaltı
1 bardak süt, 1 çay kaşığı reçel, 2 dilim ekmek

Ara
1 domates, 1 salatalık

Öğle
1 çay kaşığı zeytinyağı ve 1 çorba kaşığı lor peyniri ilaveli 60 gr makarna; 200 gr limonlu yeşil salata

İkindi
1 elma

Akşam
2 domates, 1 çay kaşığı zeytinyağı ve 60 gr pirinç ilaveli pilav; 100 gr haşlanmış taze fasulye ve havuç

Gece
50 gr sade çikolata

Salı
Kahvaltı
125 gr meyve ilaveli yoğurt, 1 fincan çay veya kahve, 1 ince dilim kek

Ara
2 şeftali

Öğle
2 katı yumurta, 1 çay kaşığı zeytinyağı ve limon suyu ilaveli roka salatası, 2 dilim kepekli ekmek

İkindi
50 gr sade çikolata

Akşam
150 gr ızgara balık, 1 çay kaşığı zeytinyağı ilaveli haşlanmış 3 patates

Gece
1 elma ve 1 havuç karışımı meyve suyu

Çarşamba
Kahvaltı
1 fincan çay veya kahve, 1 çörek

Ara
1 salkım üzüm

Öğle
60 gr ızgara tavuk, 200 gr limonlu havuç salatası, 2 dilim ekmek

İkindi
2 top kaymaklı dondurma

Akşam
2 domates, 3 dal maydanoz, 1 çay kaşığı zeytinyağı ve 1 çorba kaşığı lor peyniri ilaveli 60 gr makarna; 70 gr haşlanmış sebze

Gece
100 gr kavun, 100 gr elma ve 100 gr şeftali karışımı meyve suyu

Perşembe
Kahvaltı
1 bardak (200 gr) süt, 3-5 bisküvi

Ara
1 bardak taze meyve suyu

Öğle
85 gr ton balığı konservesi ilaveli

Akşam
100 gr ızgara et, 60 gr mısır ve 1 çay kaşığı zeytinyağı ilaveli salata; 1 dilim kepekli ekmek

Gece
1 elma

Cuma
Kahvaltı
125 gr meyve ilaveli yoğurt, 1 çay kaşığı bal, 2 dilim kızarmış ekmek, 1 fincan çay veya kahve

Ara
3-4 kayısı

Öğle
100 gr beyaz peynir, 1 salatalık, 1 taze soğan, 1 çay kaşığı zeytinyağı ve limon suyu ilaveli domates salatası, 1 dilim kepekli ekmek

İkindi
2-3 küçük armut

Akşam
1 domates, 1 salatalık, 2 taze soğan, 3 dal dereotu, 1 çay kaşığı zeytinyağı be 60 gr pirinç ilaveli salata; 300 gr haşlanmış sebze, 1 dilim ekmek

Gece
2 şeftali

Cumartesi
Kahvaltı
1 fincan çay veya kahve, 1 çörek

Ara
1 salkım üzüm

Öğle
1 domates, 30 gr lor peyniri ilaveli 60 gr makarna, 1 çay kaşığı zeytinyağı ve limon suyu ilaveli havuç salatası, 2 dilim kepekli ekmek

İkindi
1 dilim karpuz

Akşam
1 domates, 1 salatalık, 2 taze soğan, 3 dal dereotu, 1 çay kaşığı zeytinyağı ve limon suyu ilaveli havuç salatası, 2 dilim kepekli ekmek

Gece
250 gr çilekli ve limonlu dondurma

Pazar
Kahvaltı
Yulaf ezmesi ilaveli 125 gr yoğurt, 1 fincan çay veya kahve, 2-3 diyet bisküvi

Ara
1 havuç

Öğle
1 ızgara balık, 300 gr ızgara sebze, 2 dilim kepekli ekmek

İkindi
3 kayısı

Akşam
1 küçük sade pizza, 1 bardak taze meyve suyu

Gece
120 gr kaymaklı dondurma

Bilgisayar Ve Bayanların benzerlikleri

ikisi de devamlı sorun çıkartır ve sorunu halletmeniz
saatlerinizi hatta bazen günlerinizi alır.

*.ikisi de elektrik almak ister.

*.ikisi de hiçbir şey yapmıyormuş gibi gözükse de arka planda
kullanıcıdan habersiz bir çok iş yürütürler.

*.ne kadar çok paranız varsa o kadar iyi "donanım"lısına sahip
olursunuz.

*.ikisinin de durup dururken niye bozulduğunu anlamazsınız

*.ikisi de alışkanlık yaratır..

*.verim almak için ikisine de nazik davranmak gerekir

*.ne kadar iyisini alırsanız alin, 2-3 sene sonra daha iyisi
çıkacağından değiştirmeniz gerekir.

*.ikisi de erkekler için olmazsa olmazdır.

*.ikisini de ne kadar iyi kullanırsanız kullanın sac bas yoldurtan
cinslerdendir.

*.ikisi de zaman zaman hata verebilir

*.ikisi de hassastır, sağı solu pek belli değildir.

*.ikisi de bozulduğunda dediğiniz hiçbir şeyi yapmazlar.

*.ikisinin de bellekleri inanılmaz güçlüdür. dolayısıyla dikkat
etmek gerekir.

Ne onlarla ne de onlarsız olmuyor

YÜzÜnÜzdekİ Kusurlari Kapatabİlİrsİnİz!

YÜzÜnÜzdekİ Kusurlari Kapatabİlİrsİnİz!

Makyaj uzmanlarına göre yüzünüzdeki birtakım kusurları bazı ufak hilelerle kapatabilirsiniz. Örneğin yüzünüz yuvarlaksa; gözlerinize kalem çekin ve farklı ruj renkleri deneyin. Elmacık kemiklerinizi de allıkla kapatmayın. Gözleriniz birbirine yakınsa; Gözleriniz açıkken de belki olacak şekilde kalem çekin ve koyu gölgelendirme yapmayın. Yüzünüz çilliyse; dudaklarınızda turuncu değil pembe tonları tercih edin. Burnunuz sivriyse; sakın ona gölge vermeyin. Son olarak da dudaklarınız küçükse; dudak kalemiyle belirginleştirin ve dudaklarınızın ortasını parlatıcıyla canlandırın.


ÜNLÜLERİN DOĞAL BAKIM ÜRÜNLERİ


Jennifer Aniston’un Kabaklı Ayak Maskesi

Yarım kilo bal kabağı
1 Yemek Kaşığı Zeytinyağı
Tatlı kabağı suda yumuşayana kadar haşlayın. Kabak ılıkken yağla birlikte karıştırıp, kremsi bir kıvam alana kadar bir kabın içinde ezin. Sonra bu karışımı ayak üstüne ve altına sürüp plastik folyoyla sarın. 15 dakika beklettikten sonra ılık suyla durulayın!




Mariah Carey’nin Elmalı Temizleyicisi

2 Yemek Kaşığı Yoğurt
1 adet soyulmuş elma dilimi
1 Yemek Kaşığı Bal
1 Yemek Kaşığı Taze Limon Suyu
1 Yemek Kaşığı Zeytinyağı

Tüm malzemeleri bir kapta karıştırın ve karışımı yumuşayıncaya kadar 30 saniye blendırın en hızlı ayarında tekrar karıştırın. Karışımı pamuk pedlere döküp tüm yüzünüzü temizleyin. Ardından ılık suyla durulayın.



Nicky Hİlton’un Yağlı Saç Derisi Losyonu

Yarım Fincan Un
Yarım Fincan Elma Sirkesi

Malzemeleri plastik bir kapta karıştırın. Şaçları şampuansız ılık suyla yıkayın ve ortadan ikiye ayırın. Tepeden ense çizgisine kadar uzanan kısımdan başlayarak, pamuklu çubukla 3’er santim ayıra ayıra karışımı saç diplerine sürün. Bunu her iki tarafa da uygulayın. Karışımı 5 dakika beklettikten sonra ılık suyla saçınızı durulayın ve şampuanla yıkayın.

ŞİŞmİŞ GÖzlere Çare

ŞİŞMİŞ GÖZLERE ÇARE

Çok az ya da çok fazla uyku, bir gece önce alınan alkol, aşırı tuz ve kafein, sabahları şiş gözlerle uyanmanın başlıca nedenleri. Ancak, ertesi sabah aynada hoş olmayan görüntülerle karşılaşmak istemiyorsanız bir gece önceden almanız gereken birkaç basit önlem var.

Beslenme: Alkollü içeceklerden ve tuzlu gıdalardan uzak durun.
Uyku:En az yedi saat deliksiz uyuyun.
Bakım:Yatmadan önce göz çevrenize nemlendirici krem sürmeyin. Bunun yerine jel kullanın. Jelli kremler, göz çevresini rahatlatır ve sıkılaştırır. Hatta, daha iyi bir sonuç elde etmek istiyorsanız göz jelinizi buzdolabında iyice soğuttuktan sonra kullanın. Bu her zamankinden daha ferah bir his yaratır.

Tüm bunlara rağmen sabah şiş gözlerle uyandıysanız, üzülmeyin kısa zamanda eski hale gelebilmeniz için de tavsiyelerimiz var size:

Çiğ patatesi yuvarlak dilimler halinde kesin. Gözlerinizin üzerine birer tane yerleştirip 10-20 dakika arası tutun. Bunun dışında antioksidan içeren kremler de şişlerin inmesine yardımcı olacaktır.

Sorununuz kronikleştiyse, yani ne yaparsanız yapın şiş gözlerle uyanmaktan kurtulamıyorsanız kardiyovasküler egzersizler yapmalısınız. Yürüyüş, koşu, aerobik ve bisiklet bunların başlıcaları. Bu hareketler, vücutta ödeme yol açan tuz ve toksinlerin atılmasını sağlar ve sadece göz altlarınızdaki değil, tüm vücudunuzdaki şişliklerin giderilmesine yardımcı olur.

Şişliklerin inmesini beklemek için fazla zamanınız yoksa, bir parça buzu göz çevrenizde hafif hafif gezdirin. Bundan daha etkili bir diğer metot ise, içine soğuk su ve buz küpleri doldurduğunuz bir naylon torbayı yüzünüze kapatıp dayanabileceğiniz kadar beklemek. İşe yaradığını göreceksiniz.

Bu uygulamaların hiçbiri işe yaramıyorsa, tek çare var: Şişlikleri makyajla kamufle etmek. Teninizin rengindeki kapatıcıyı elmacık kemiklerinize kadar olan geniş bölgeye ince bir katman halinde sürün. Farınızı koyu renklerden seçin. Bordo, koyu gri ya da koyu pembe olabilir örneğin. Koyu renk bir rimeli, sadece üst kirpiklerinizin en ucuna doğru sürün. Alt gözkapağınızdaki kirpiklere rimel sürmek dikkatleri bu noktaya çekeceğinden şişlikler ortaya çıkar.

Bayanlara Birkaç Saç Maskesi

DERİNLEMESİNE TEMİZLİK VE PARLAK GÖRÜNÜM İÇİN
Malzemeler:
• 1 fincan taze sıkılmış limon suyu veya sirke
Yapılışı:
Saçlarınızı şampuanladıktan sonra bir fincan limon suyu ya da sirkeyi saçlarınıza döküp, masaj yaparak iyice yedirin. Ardından saçlarınızı durulayın. Saç kremi sürün ve yıkayın. Bu, saçlarınızdaki tüm kiri alır ve saçlarınıza nefis bir parlaklık verir. Bu yöntemi 2 haftadan önce tekrarlamayın.

YUMUŞAK VE PARLAK SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
• Çeyrek fincan elma sirkesi
• Bir çorbakaşığı şifalı ot (probleminize göre ihtiyacınız olan otu listeden seçin:

Genel saç bakımı için: Biberiye yaprakları, ısırgan, dulavratotu kökü, mürver çiçekleri
Kuru saçlar için: Papatya, kara kafes otu kökü, ısırgan, mürver çiçekleri
Yağlı saçlar için: Limon kabukları, nane, limon otu
Yapılışı:
Saçınıza uygun otu, yeter miktarda kaynayan suya atın ve yarım saat tutun. Buna çeyrek fincan elma sirkesini de ekleyerek iyice karıştırın. Saçlarınızı şampuanlayın. Karışımı saçlarınıza tekrar tekrar dökün.

PARLAK SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
• Bir portakal
• 1 çorbakaşığı bal
• Birkaç damla sandalağacı yağı
Yapılışı:
Portakalın suyu, su, bal ve sandalağacı yağını karıştırın. Bunu şampuan sonrası durulamada kullanın.

YIPRANMIŞ SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
• Bir muz
• Birkaç damla badem yağı
Yapılışı:
Muzu badem yağıyla karıştırın ve saçlarınıza masaj yaparak uygulayın. 15 dk kadar saçınızda bıraktıktan sonra, maden suyuyla durulayın. Ardından şampuanlayıp saç kremi sürün.

KURU SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
• Bir çorbakaşığı bal
• Yarım fincan tam yağlı süt
Yapılışı:
Balla sütü karıştırıp saç derisine masaj yapın ve 15 dk bırakın. Yumuşak bir şampuanla yıkayın.

DÖKÜLEN SAÇLAR İÇİN
Aşağıdaki malzemeler tek bir maske için değil, farklı maskelerde kullanılmak üzeredir. Bu nedenle yapılışları okursanız, her birinin ayrı maskeler olduğunu göreceksiniz.

Malzemeler:
• Zeytinyağı
• Bal
• Tarçın
• 2 yumurta
• Alfalfa
• Ispanak
• Kişniş
• Badem yağı
Öncelikle yeşil yapraklı sebzeler, havuç, mango, kuru kayısı, tahıllar, brüksel lahanası ve mercimek içeren protein açısından zengin bir diyetle beslenin.
Yapılışı:
Maske 1: Zeytinyağı, bal ve tarçını karıştırarak bir macun hazırlayın. Bunu saç derisine masaj yaparak yedirin ve 15 dakika tutun. Yumuşak bir şampuanla yıkayın. Haftada 3-4 kez tekrarlayın.
Saçları uzatmak için: Her gün alfalfa, taze ıspanak ve taze kişniş sularını karıştırıp için. Bu, saçlarınızın daha çabuk uzamasını sağlar.
Maske 2: Günde 2-3 kez saç derisine badem yağı sürün. Bu saçlarınızın daha fazla dökülmesini engeller.

KIRILAN SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
• Hindistancevizi yağı
• Misket limonu suyu
Yapılışı:
Haftada iki kez, misket limonu suyuyla karıştırdığınız hindistancevizi yağını saçlarınıza sürün.

ELEKTRİKLENEN SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
• Bal
Yapılışı:
Bir çorbakaşığı balı bir litre suyla karıştırıp, bunu şampuandan sonra durulama suyunda kullanın. Saçınızı her yıkadığınızda kullanın.

Eşinize kulak verip onu yeterince dinliyor musunuz?

Eşinize kulak verip onu yeterince dinliyor musunuz?


Yetersiz dinleme zaman zaman en mutlu çiftlerin bile evliliğini zedeleyebilir. Özellikle kadınlar bu konuda daha hassastırlar. Çünkü dinleme becerisi sevginin önemli belirtisidir.

Dinleme becerisi sevginin önemli belirtisidir. Eşinizi dinlerken aynı zamanda ona ne kadar değer verdiğinizi de gösteriyorsunuzdur. Dinlenildiğimizi hissettiğimizde hem mutlu olur hem de benliğimizi daha iyi hissederiz. Eşinizle iletişiminizde dinleme becerinizi geliştirdiğiniz oranda ilişkiniz daha sevgi dolu daha doyurucu olacaktır. Aranızdaki diğer paylaşımlar gibi dinleme de bir paylaşımdır. Günümüz evliliklerinde dinleme becerisinin azalması önemli bir problem olarak yerini korumaktadır. Büyük şehirlerin getirdiği karmaşa, gürültü, vakitsizlik, aşırı yorgunluk ve meşguliyet ne yazık ki evlilikleri böyle bir durumla yüz yüze bırakmıştır.

Yetersiz dinleme en mutlu çiftlerin bile evliliğini zedeler, özellikle kadınlar bu konuda aşırı hassastırlar. Dinlemeyi becerememenin en büyük zararı kendimizedir. Çünkü her ilişkinin nasıl hasar aldığına zamanla tanık oluruz. Dinleme becerisini kazanmaya gayret edelim.

Fizyolojik olarak dinleyebilme kapasitesi konuşma kapasitesinden daha fazladır. Yani istersek dinleyebiliriz.

İyi bir dinleyici, karşısındakini dinleyip motivasyonunu tutabilen kişidir.

Eşinizi dinlerken her şeyinizle kendisine odaklanın.

Eşiniz konuştuğu zaman televizyonu kapatabilir, yaptığınız işe ara verebilir ya da konuşmayı uygun bir vakte erteleyebilirsiniz.

Eşinizin cümlesini ağzına tıkamayın ya da hoşunuza gitmeyen cümlesi karşısında tam zıddı bir cümle ile karşılık vermeyin. Örneğin; “bundan sonra A kişisiyle daha az görüşmek istiyorum” diyen eşinize “peki istersen tüm akrabalarımızla görüşmeyelim” demek gibi.

Eşlerden biri düşüncesini tam olarak ifade etmeden sözü kesilirse çiftler arasında kırıcı bir durum yaşanır.

Eşinizi dinlerken önce sabır gösterin ki size ne söylemek istediğini, amacının ne olduğunu, doğruyu anlayabilesiniz.

Eşinizi dinlerken önce o andaki ihtiyacını anlamaya çalışın, çözüm mü bekliyor; yoksa sadece anlaşılmak mı istiyor? Eşlerden biri hiçbir şey beklemeden sadece problemini paylaşmak isteyebilir.

Eşinizin konuşma anındaki ihtiyacını doğru tespit edebilirseniz söylediklerini uygun bir temele oturtabilir ve daha kolay anlaşabilirsiniz. Unutmayın ki erkekler tartıştıkları problemi bir an önce çözüme ulaştırmak isterken kadınlar çözümden önce anlaşılmayı bekler.

Kışında formunuzu koruyun

Kışın formunuzu nasıl korursunuz? Neler yemelisiniz, nelere dikkat emelisiniz?

Yemek yeme isteğinin arttığı kış aylarında, tok tutucu özelliği bulunan çorba ve lifli gıdaların tüketilmesi öneriliyor.

Kış aylarında artan soğuklar, vücutta olumsuz etkilere neden oluyor. Bazal metabolizmanın (vücudun ihtiyacı olan asgari enerji miktarı) değiştiği kış aylarında vücut ısısı düşüyor. Normal ısı düzeyine ulaşılması için fazladan enerjiye ihtiyaç duyuluyor.

Bu nedenle kış aylarında yemek yeme isteği artıyor ve yüksek enerji veren karbonhidratlı gıdalar tüketiliyor, bu da doğal olarak aşırı kiloya yol açıyor. Soğuk havalarda çok yemenin yanı sıra evden ya da çalışılan mekanlardan dışarı pek fazla çıkılmıyor bu da hareketsizliğe neden olarak, yenilen eritilemiyor.

3 öğün yerine 5 ara öğün

Kış aylarında gecelerin uzun olması ve sürekli atıştırılmasının da alınan gıdaların kiloya dönüşmesine neden olan bir diğer etken.

Uzmanlar kışın fazla kilo almamak için ilk olarak tok tutucu çorba ve lifli gıdaların tercih edilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Sürekli atıştırmanın önüne geçecek kepek, yulaf, çavdar, kuru fasulye, nohut, meyve ve sebze gibi lifli gıdalar midede su çekip şişeceğinden, yeme isteğini azaltacaktır. Sık aralıklarla su içmek de yemek yeme isteğini azaltan diğer bir etken.

Çok fazla yemek yenilen 3 ana öğün yerine gün içinde 5 ara öğünle karnın doyurulması gerekiyor. Bu da mide kapasitesini düşürüyor ve metabolizmanın daha hızlı çalışarak, alınan gıdaların daha kolay eritilmesini sağlıyor. Öğünlerin kesinlikle geciktirilmemesi gerektiğini belirten uzmanlar, aksi halde sonraki öğünde daha fazla yenileceğini, bunun da mideyi genişleterek yemek yeme isteğini artıracağını söylüyorlar.

Masada 20 dakikadan fazla oturmayın

Beynin tokluk merkezini uyarması gereken yemek masasında geçen ilk 20 dakikalık zamanın doldurulması amacıyla yemek sırasında oyalak da kış kilolarının önüne geçebiliyor. Beyin, yemeğe başlandıktan yaklaşık 20 dakika sonra tokluk merkezini uyarır. Bu nedenle bu süreyi doldurmak ve daha fazla yememek için yemekte oyalanmak gerekir. Bunun için de en ideal yöntem, gıdaları yavaş ve iyi çiğneyerek, yemek yeme süresinin uzatılmasıdır. Bu hem fazla gıda alımını, hem de alınan gıdaların daha kolay sindirilmesini sağlar. Bu nedenle tabağındaki yemekle oynayanlar genelde zayıftır.

Yapmanız gereken yeme isteğine karşı iradeli davranmak, sürekli ortaya çıkan açlık hissini meyve ve sebzeyle geçiştirmek

@@Hangi erkekle neden çıkılmaz?@@

Aşkı kabusa çeviren bu erkeklerden uzak dur!


Kıro, maço, inek, çapkın, imaj düşkünü...

No 1: Kıro

Nerede rastlarsın?

Plajda, havuzda, lüks otellerde, gece kulüplerinde, otobüste, vapurda... Kısacası heryerde! Özellikle de İstanbul sokaklarında!

Nasıl tanırsın?

Onu tanımak için fazla çaba harcamana gerek kalmaz, giyimi ve davranışlarıyla hemen kendini belli eder. Genellikle beyaz çorapları, boynundaki altın zinciri ve elindeki tespih onu ele verir. Ama artık modern görünüşlü kırolar da var. Yine de onları farketmek çok kolay!

Neden çıkılmaz?

Çünkü girdiğin her ortamda seni rezil eder. Onunla konuşacak fazla ortak konu bulamazsın. Aynı zamanda maçodur, seni sahiplenir ve her hareketinden haberdar olmak ister.

No 2: Maço

Nerede rastlarsın?

Nereden çıkacakları hiç belli olmaz. Ne de olsa her erkeğin içinde biraz var!

Nasıl tanırsın?

Bazıları kendini hemen belli eder, bazıları ise gizli maçodur. Genellikle erkek arkadaşlarıyla takılırlar. Futbol maçlarını kaçırmazlar. Klasik giyinirler.

Neden çıkılmaz?

Giyimine, hareketlerine, makyajına, arkadaş ilişkilerine, kısaca herşeyine karışır. Sana kısıtlamalar getirir ve sürekli kendisine hizmet etmeni bekler. İlk günlerde bu hareketlerine göz yumabilirsin ama kısa bir süre sonra seni rahatsız etmeye başlar. Ayrıca seni eve kapatıp, kendisi çapkınlık yapar!

No 3: İnek

Nerede rastlarsın?

Okulda, dershanede, kütüphanede, panellerde ve seminerlerde.

Nasıl tanırsın?

Genellikle okumaktan gözleri bozulmuştur ve gözlük takarlar. Modayı takip etmezler. Süveterler, gömlekler, kumaş pantolanlar giyerler. Sürekli birşeyler okurlar.

Neden çıkılmaz?

Çünkü onunla sadece kitaplardan ve derslerden konuşabilirsin. Sosyal yönleri zayıftır, partiler, konserler hiç onlara göre değildir.

No 4: Çapkın

Nerede rastlarsın?

Çapkınlık yapılabilecek her yerde; havuz başında, barlarda ve gece kulüplerinde, spor salonlarında.

Nasıl tanırsın?

Bakışları ve muzip gülüşleri onları ele verir. Genellikle yakışıklı ve havalı olurlar. Kendilerinden emin gözükürler, burunları havadadır.

Neden çıkılmaz?

Yakışıklılığına kapılmamak gerek! Çünkü seni çok üzer! Etraftan gelen ``Seninkini gördüm, yanında bir kız vardı'' gibi söylentiler seni bunalıma sürükleyebilir.

No 5: İmaj adamı

Nerede rastlarsın?

Nerede kalabalık varsa orada! Bir akşam popüler bir mekanda, bir akşam marjinal bir eğlence kulübünde...

Nasıl tanırsın?

İlk görüşte onu tanımak biraz zordur. Modayı takip etmeye çalışırlar, ama pek başarılı oldukları söylenemez. Her konuda söyleyecek bir lafları vardır, ama genellikle boş konuşurlar ve yüzeyseldirler.

Neden çıkılmaz?

Onlarla uğraşmak zordur. Kişilikleri oturmamıştır, kompleksleri vardır. Bunu size yansıtır, kendinizi kötü ve yetersiz hissetmenize neden olur.


ALINTI

**@GÜzellİgİn Akil Çelen Numaralari@**

Rakamların bir dili olduğunu bilirsiniz. Peki, bunların sizin güzelliğinize ait minik sırlarla dolu olduğunu da biliyomuydunuz..


Önce isminizi 1 ile 9 arasındaki rakamların altına gelecek şekilde bir kağıda yazın. Her harfin bir karşılığı sayı var. Daha sonra bu sayıları toplayın, eğer iki haneli bir sayı çıkarsa o iki sayıyıda bir birleri ile toplayın, tek haneli sayıya erişin

@Güzellik Sırrınızın Sayısı@

(1) Gururlu ve Hırslı

Güzellik ve sağlık sizde adeta bir takıntı halinde. Zaman zaman kendinizi etrafınızdaki insanlarla karşılaştırıyor ve kendinizde eksik bir şey bulursanız çılgına dönüyorsunuz. Oysa siz zaten etkileyici bir tipsiniz.

(2) Dengeli ve Hassas

Çok narin bir yapınız var. Güzellik ve bakım sizin için çok önemli. Pastel tonlarda yapılan hafif makyajı seviyorsunuz. Ellerinize ve ayaklarınıza çok önem veriyorsunuz.

(3) Açık Sözlü ve Yaratıcı

Siz gururlu ve yaratıcısınız. Sağlıklı kalmak için elinizden geleni yaparsınız. Ancak dış görünüş ve güzellik çoğu kez ikinci plandadır. Çünkü siz sağlıklı olmayı güzel olmaya tercih eden insanlardansınız.

(4) Çalışkan ve Obur

Son derece yapıcı olduğunuz söylenebilir. Yemek yemeye çok meraklısınız. Sizin doğuştan gelen ve erkekleri etkisi altına alan bir çekiciliğiniz var. Doğruyu söylemek gerekirse sizin gözlerinize karşı koyabilecek erkek yok denecek kadar azdır.

(5) Çekici ve Lüks Tutumu

Esnek, canlı ve uyumlu bir tipsiniz. Sizin için sosyal yaşamın renkliliği çok önemli. Cekici bir görünümünüz var. Bu görünümün nedeni pahalı kozmetik ürünleri değil içinizdeki pozitif enerjinin dışa vurumudur.

(6) Zor Beğenen

Giyim ve süs eşyalarına olan düşkünlüğünüz herkes tarafından bilinir. Sizin masum ve korunmaya ihtiyaç duyan görünümünüz, çoğu erkeğin başını döndürmeye yetiyor da artıyor.

(7) Bağlayıcı ve Gizemli

Siz büyülü, bağlayıcı ve olağanüstü çekici bir tipsiniz. Sizinle bir kez konuşan, bir daha sizi unutamaz. Çünkü siz doğal çekiciliğinizile herkesin başını döndürüyorsunuz. Sizde çok etkileyici bir hava vardır. Güzel olduğunuz kadar zarifsiniz de.

(8) Kararlı ve Güçlü

Hırslı ve güçlü bir karakteriniz var. Güzelliik konusunda hiçbir takıntınız ya da endişeniz yoktur. Siz zaten çok rahat ve kendine güvenen bir kadınsınız. Bu da erkekler tarafından takdir ediliyor.

(9) İdealist ve Asi

Siz heyecanlı ve idealist bir kadınsınız. Sizin ruh halinizi sezebilecek bir erkekle yaşamınız, bir şölene dönüşebilir. Üstelik siz güzel ve sevimlisiniz. Sporu ve açık havayı çok seversiniz. Bu da size enerji ve güç veriyor


HER YERDEYİM

Kadınlar şekere daha düşkün

Şekerleme tüketiminde kadınlar erkekleri geçti. Çikolata tüketiminde ise çok belirgin fark olmamasına karşın kadınlar yine erkeklerin önünde. Ülker Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. İstişare Konseyi Üyesi Necdet Buzbaş, ''Kadınlar arasında şekerleme tüketim oranı, erkeklere göre daha yüksek. Kadınlarda bu oran yüzde 70 iken, erkeklerde yüzde 60. Çikolata tüketiminde ise çok belirgin fark olmamasına karşın kadınlar erkeklere oranla daha çok çikolatalı ürünler tüketmektedir'' dedi. Buzbaş, şekerleme ve çikolatayı en çok 8-15 yaş grubundaki çocukların tükettiğini, yaş ilerledikçe tüketimin azaldığını bildirdi.

Çantada keklik erkekler

Çantada keklik erkekler


Erkeklerin çok karmaşık yaratıklar olduğunuz artık biz kadınlar tamamiyle biliyoruz. Onların hangi hareketinin ne demek istediğini anlamak o kadar zor ki...Fakat bazı belirtiler onun sizden hoşlanıp, hoşlanmadığını gösterebilir.Bir erkekten hoşlanıyorsunuz ve doğal olarak onun da sizden hoşlanıp, hoşlanmadığını bilmek istiyorsunuz. O zaman onu dikkatle incelemeli ve hareketlerinin ne anlama geldiğini öğrenmeye çalışmalısınız. İltifatlar Size sürekli iltifatlarda bulunuyor, ne kadar güzel olduğunuzu ya da üstünüzdeki kıyafetin ne kadar güzel olduğunu söylüyor. "Demek ki benimle ilgileniyor" diye düşünmenize sebep oluyor. Sanki sizin olan, size ait olan herşeyden hoşlanıyor. Bu durumda siz de ona iltifatlarda bulunun. Mesela gömleğinin ona çok yakıştığını ya da çok şık göründüğünü söyleyin. Kim muhteşem olmaktan hoşlanmaz ki? Bakışlar Ne zaman onun olduğu yöne doğru bakıp gülümseseniz, onun da size baktığını ve gülümsediğini görüyorsunuz. Hiç şüphe yok ki onun dikkatini çekmeyi başarıyorsunuz. Ne kadar meşgul olursa olsun varlığınızın farkında...

Bir daha ki sefer size gülümsediğinde yanında durun ve "Merhaba, nasıl gidiyor?" diye sorun. Ama bunu oldukça doğal bir şekilde söyleyin ki kendini rahatsız hissetmesin.

Kendi gibi olmak

Onun yanındayken hareketleri kontrol almak gibi bir durumla karşılaşmıyor, kendiniz gibi olabiliyorsunuz. Yakın arkadaşlarınıza yaptığınız şakaları ona da yapabiliyorsunuz.

Birlikte bir komedi filmine ya da bir tiyatro oyununa gitmeyi önerebilirsiniz. Gideceğiniz ortamın eğlenceli olmasına özen gösterin. Unutmayın en büyük ortak noktanız birlikte eğlenebilmeniz.

Vücut dili

Size birşeyler anlatırken kolunuza hafifçe dokunuyor ya da yanınızdan geçerken nazikçe çekilip size yol veriyor. Sizinle ilgilendiğini vücut diliyle ifade etmeye çalışıyor.

"Merhaba" derken siz de onun koluna hafifçe dokunun. Onun mesajını açık bir şekilde aldığınızı gösterin.

Hatırlıyor

Sizinle ilgili her şeyi hatırlıyor. Doğumgününüz, en sevdiğiniz renk, köpeğinizin adı gibi. Ve siz bunları ona sadece bir kez söylemişsiniz. Bu sizi daha yakından tanımak için can attığını gösteriyor.

Söylediği herşeyi dikkatle dinleyin. Konuşması sırasında önem verdiği şeyleri hafızanıza alın. Böylece sizin de onu önemsediğinizi anlayacak.

Bekâr olmak iyidir

Arkadaşlarınız evlenip çoluk çocuğa karıştı ama siz hala bekarsınız! Onların sorunlarını dinlerken kendinizi şanslı bir sultan gibi hissetmelisiniz.

* Kendinizi korumadan ve hiçbir şey olmayacağı konusunda açıklama yapmadan, erkek arkadaşlara sahip olabilirsiniz.

* Buzdolabını günlük yemek yerine taze meyve ve sebzeler, şişelerce su, süt, elma suyuyla doldurabilirsiniz.

* Ailenizle istediğiniz kadar vakit geçirebilirsiniz ve kimse size ayakbağı olmaz.

* Kimsenin öfkeli bakışlarıyla karşılaşmadan erkek arkadaşlarınızla istediğiniz kadar telefonda konuşabilirsiniz.

* Paranızı istediğiniz gibi harcayabilirsiniz.

* Süt şisesi boşaldı diye asla endişelenmek zorunda değilsiniz.

İZİNE GEREK YOK
* Arkadaşlarınızın davetlerine katılmak için kimseye haber vermeye ya da kimseden izin istemeye ihtiyacınız yok. Kabul edebilirsiniz.

* Barda istediğiniz kadar oturabilirsiniz. Erkekler yalnız olduğunuzu görür ve etrafınızdan ayrılmazlar.

* Onun istediği gibi olmak zorunda değilsiniz. Kendiniz gibi olup mutlu olabilirsiniz.

* Artık Steven Seagal ya da Jackie Chan seyretmek zorunda değilsiniz. Duygusal filmleri de, isterseniz günde 3 defa bile izleyebilirsiniz.

* Tereddüt etmeden soğan sarımsak yiyebilirsiniz.

* Kendinize hiç vakit ayıramadığınızı düşünüp üzülmenize gerek olmaz.

* Horlama sesleriyle uyanmak zorunda değilsiniz.

* Tek başınıza 8 saat rahatsız edilmeden uyuyabilirsiniz.

* Saten pijamalarla yatmaktansa, ekose ya da pazen pijamalarınızla yatabilirsiniz

Çinli Bilgenin 5 Öğüdü :D

Çin Bilgeliğinin Kadınlar İçin 5 Davranış Kuralı ...

1. Ev işlerinde ve zor işlerde sana yardım edecek olan, aynı zamanda da
iyi bir işi olan bir adam bulman önemlidir.

2. Esprili, nüktedan ve seni güldürmesini bilen bir adam bulman önemlidir.

3. Kendisine güvenebileceğin ve sana hiç yalan söylemeyecek bir adam
bulman önemlidir.

4. Yatakta iyi olan ve seninle aşk yapmayı seven bir adam bulman
önemlidir.

5. Bu dört adamın birbirlerini tanımamaları önemlidir.

Son madde olayı kopartıyo arkadaşlar Bilmiyorum nasıl üstünüze alınırsınız sayın beyler

Bebeğinize 7 günde uyumayı öğretin

Bebeklerin, kendilerine izin verildiği takdirde uyku alışkanlığını kazandığını belirten uzmanlar, alınacak basit tedbirlerle 7 gün içerisinde bebeğin uyumayı öğrendiğini ifade ediyor. Bebeğinize yeni bir düzen kurup bunu uygulamak, ağlayan bebeği sakinleştirmek ve sabırlı davranmak, annelerin sabahlamasına son veriyor.

7 günde bebeğin uykularını düzene sokacak çözüm şöyle:

1. Gün Yeni Bir Düzen Kurun: Uzun saatler süren öğle uykusu nedeniyle birçok bebeğin günü ve gecesi birbirine karışıyor. Böylece bebek uykuda olması gereken bir saatte oyun oynamayı tercih ediyor. Şimdi bu durumu düzeltmenin zamanı geldi. Son araştırmalar bebeklerin gece ile gündüzü ayırt edebildiğini ortaya koyuyor. Bunun için ona gerekli ipuçlarını vermeniz yeterli. Yarından başlayarak onu sabah erkenden kaldırın ve her gün aynı saatte uyandırmaya özen gösterin. Yatağını pencerenin yakınına koyun ve perdeleri aralık bırakın. Gün ışığı onun uyanmasına yardımcı olacaktır. Öğle uykusuna yatırdığınız zaman bile hava kararmadan önce onu uyandırın. Böylece gün ışığında uyanması gerektiğini, gece ise uyuması gerektiğini anlayacaktır. Bebeğinizi akşamları da aynı saatte yatağına yatırın. Gerekirse loş ışıkta ona kitap okuyun veya şarkı söyleyin.
2. Gün Uygulamaya Devam: Başladığınız rutin programa devam edin. Hemen pes etmeyin. Geceleri karnı acıktığı için ağlamaya devam edebileceğini unutmayın. Onu emzirmek ya da beslemek zorunda kaldığınızda bunu hafif karanlık bir ortamda yapın. Özellikle geceleri bebeğinizi nelerin rahatlattığını iyi gözlemleyin. Ilık banyonun bir çocuk için sakinleştirici, bir başkası içinse tam tersi olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Gece yatırdığınızda müzik dinletmek ya da ninni söylemek gibi rutin alışkanlıklar kazandırın.

3. Gün Ağlama Başlıyor: Ağlamak çocukların en büyük silahı, anne ve babaların da dayanamadığı bir durum. Ancak, sabırlı olun ve kendi kendinize şunu mırıldanın; 'Sonuç uyku olacak'. Onu uyutmaya çalışırken ağlaması karşısında endişelenmeyin. Bırakın koyduğunuz uyku kurallarına alışsın. Program değişiklikleri 6 aylıktan küçük çocukları çok daha fazla üzüyor. Bebeğiniz en fazla 15-20 dakika ağlar ama kötü uyku alışkanlığı yıllarca sürebiliyor. Unutmayın ki bu çocuğunuzla sizin aranızdaki bir savaş. Onunla ilgilenmeyin ama kendi merakınızı gidermek için 5-10 dakikada bir kapı aralığından onu kontrol edin. Susması için ışıkları açmayın, yataktan çıkarmayın ya da biberon vermeyin, aksi takdirde ertesi gece de dakikalarca ağlayacağından emin olun.

4. Gün Ağlama Savaşı Sürüyor: Geçen gece oldukça uzun sürdü değil mi? Bu gece biraz daha rahat geçecek. Ama bilin ki o yine de ağlamaya devam edecek. Ancak bu kez daha kısa sürecek, bize inanın. Bunun için kurallarınızın kesin olduğunu ona ispatlamanız gerekiyor. Sabırlı davranmaya devam edin. Ona karşı yumuşak olduğunuz hissini uyandırmayın. Yoksa geçen geceye göre 2 kat daha fazla ağlayacaktır. Sakın ona bu kozu vermeyin.
5. Gün Bebeğiniz Sakinleşiyor: Bebeklerin çoğu 3-5 gün içerisinde bu programa alışıyor. Dolayısıyla, bu gece belki de şanslı geceniz. 5 dakikada bir onu kontrol etmeyin, en az 15 dakika aralıklarla odasına uğrayın. Bazı bebekler odaya sık sık girilmesinden rahatsız oluyor. Bu nedenle kapı aralığından onu izleyin. Hem unutmayın ki bu gece daha az ağlıyor. Uyku problemlerinin arasında sıkça rastlananların başında gece emzirmesi ve alt değiştirme geliyor. Tabii ki size bunları yapmayın demiyoruz ama mümkün olduğunca kısa ve sessiz olmasına özen gösterin. Altını değiştirirken bile kesinlikle ışıkları açmayın. Gereğinden çok emzirmeyin. Böylece hem onu rahatsız etmemiş olursunuz hem de yeniden altını değiştirmek zorunda kalmazsınız.

6. Gün Bebeğiniz Uyuyor: İnanılmaz gibi geliyor değil mi? Sakın bu mutluluğu günlerdir uyguladığınız kuralları rafa kaldırarak bozmayın. Uyumasını garip karşılayarak onu sık sık kontrol etmeyin, gevşeyin. Onu sıcak tutan bir pijama giydirin. Böylece üstünü açmasını kendinize dert etmeyin. Bebek monitörünün sesini kısın ve sadece çok ihtiyacı olduğunda onu duyun. Başarınızı gölgeleyecek davranışlarda bulunmamaya özen gösterin.

7. Gün Uyku Sırası Sizde: Kendinize bir iyilik yapın ve bu gece derin bir uyku çekin. Son 6 gündür belki çok uykusuz kaldınız ama buna değdi değil mi? Çocuğunuza muhteşem bir armağan verdiniz; düzenli uyku alışkanlığı. Hiç şüphe yok ki bu program hastalık, tatildeki otel odası gibi etkenler nedeniyle zaman zaman aksaklığa uğrayacaktır. Oysa unutmayın ki, hiç uyku problemi yaşamamış bebekler bile bu durumlarda sorun çıkarıyor. Uyku problemi yeniden baş gösterecek olursa planı en baştan yeniden uygulayın, ikinci sefer ilkinden çok daha kolay olacaktır.

En iyi zayıflama yolu 'gülmek'


İngiliz bilimadamları, günde 10 ila 15 dakika gülen insanların 10 ila 40 kalori yaktıklarını belirtti. Uzmanlar 'her gün bu yapıldığı takdirde yılda 2 kilo verildiğini' hesapladı.
Araştırmacılar, çalışma arkadaşları ile beraber gülmenin ne kadar enerji harcadığını tespit eden ilk kişiler olduklarına inanıyor. Bilimadamları gülmenin enerji harcadığını bulmak için 100 kişilik bir grup üzerinde araştırma yapmış. Araştırma yapıldığını bilmeyen gruba film izletilmiş. Doktorlar, "Gerçek bir kahkaha yakalamak kolay değil. İnsanlara gülmek ile ilgili bir araştırma yaptığınızı söylerseniz insanlar kendilerini zorlar" dedi. Uzmanlar, gülme sırasında insanların metomalizmada hareketliliğin yüzde 20 oranında arttığını bulduklarını ifade etti.

Evlilik ve Aşk Üzerine

Evlilk ve Ask Uzerine

Pırıl pırıl ütülü giysili, misler gibi parfüm kokulu,saçları taralı, dişleri fırçalanmış adamı/kadını sevmek kolaydır.

Aslında aşk, aynı insanı, sabahın körü uykudan uyandırdığındaki en sinirli hali ile de kabul edebilmek, aynı tuvaleti bir dakika arayla kullanabilmek, diz yapmış pijamalarla kanapede yastıklara sarılıp sızmışken bile şefkatle okşayabilmektir.
Buna katlanamayanlar zaten aşık değillerdir.

Bu durumda evlilik hoşlandığın insana karşı olan duygularını öldürüyor diyebiliriz. Zira aşıksan, aynı havayı solumak bile zevk verir. hep beraber olmak istersin. banyodan gelen su sesi bile onun evde olduğunun işaretidir ve huzur verir.
Ütülediğin gömleğin ona ne kadar çok yakışacağını düşünürsün,pişirdiğin yemeği ne çok seveceğini, o bin tane ayakkabısı dururken bin birinciyi almaktan mutlu olacak diye, istediğin gömlekten vazgeçersin. zamanla, almaktan çok bir şeyler vermekten mutlu olduğunu keşfedersin.

Eğer evlilikte ikinize yemek pişirecek, dolabı düzenleyip ütüyü yapacak bir anne olacak sanılıyorsa, o kadının saçlarının hiç yağlanmadığı ve adamın geceleri terlemediği düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti bir evlilik değil, bir amerikan filmini yaşamaktır. Bu hayaller ile yola çıkıldığında,damat ilk gece gelinin saçlarından on bin firkete sökmeye çalıştığında, gelin ise damat firketeleri çıkaramayıp -s...m öyle kuaförü diye söylendiğinde zaten evlilik sandıkları şey çatırdamaya başlayacaktır.
Evlilik; sadece aşk değildir. evlilik; ev arkadaşlığı,kankalık,sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik, ayrı kökenlerin birleşmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir.aşk bu ilişkide tutkuyu sağlar ama zaten tek başına ayakta tutamaz.

Aşıksanız ateşli sevişmeler yaşarsınız ama kış akşamları evde konyak içip geyik yapamayabilirsiniz.Hala canınız sıkıldığında onu değil de annenizi arıyorsanız, yalan olmuştur o evlilik.

Aşk evlilikte gider gelir.Halıya kola döktüğünde aşk biter, ama o,halıyı temizleyebilirse gene aşık olunur. o aradaki sinir evresini aşabilenler ellinci yıla kadeh kaldıranlardır.

Tahammül edemeyenler ise ikinci evlilikten sonra artık evliliğin yalan olduğuna inanacaklardır.

Sonuçta zafer, direnenlerin olur..

Çuvallama Diye Buna Denir

Kadın: Ben ölürsem ne yaparsın? Tekrar evlenir misin?
Adam : Hayır. Kesinlikle hayır !!
Kadın: Neden?? Evli olmak hoşuna gitmiyor mu!!??
Adam : Öyle demek istemedim. Tabi ki gidiyor.
Kadın: O zaman neden tekrar evlenmezsin ki??
Adam : Tamam. Tamam. Evlenirim.
Kadın: (yüzünde üzgün kırgın bir ifadeyle) Evlenirsin..
Adam ne diyecegini bilemez ve azıcık kızgın bir iç çeker)
Kadın: Onunla bizim yatağımızda mı yatarsın?
Adam : Başka nerde yatılabilir ki??
Kadın: Benim resimlerimi kaldırıp yerlerine onun resimlerini koyar mısın??
Adam : Sanırım bu yapılacak en uygun şey olur.
Kadın: O zaman onun benim ayakkabı koleksiyonumdan Ayakkabılar
giymesine de izin verirsin....??
Adam : Hayır onun ayakları 37 numara...
Kadın: ......................????
Adam : Haas....s................!!!

Tarihe Geçen Kadınlar

Adelheid Popp



DÖNEMİNDEKİ ÖNEMLİ OLAYLAR (1869-1939)

1840'lar Almanya'da ilk işçi eğitim derneklerinin ortaya çıkışı. 1855 Adelheid Popp Sosyal Demokrat Parti'ye girer.
1899 Paris'te ilk l Mayıs Bayramı.
1899 Clara Zetkin Paris'te II. Enternasyonal'in kuruluş kongresinde konuşma yapar.
1890 Ortalama çalışma süresi (çocuklar için de) günde 11 saattir.
1891 II. Enternasyonal'in Brüksel Kongresi'nde l Mayıs'ın her sene uluslararası düzeyde işçi bayramı olarak kutlanması kararı alınır.
1892 Viyana'da, Avusturya'daki sosyal demokrat hareketinin öncü organı olan Kadın İşçiler gazetesi yayınlanır.
1893 Avusturya'da kadınların da katıldığı ilk işçi grevi. 1910 August Bebel'in Kadın ve Sosyalizm eseri 50. baskısına ulaşır.

"AYDINLANMA, EĞİTİM VE BİLGİ TALEP EDİYORUM HEMCİNSLERİM İÇİN - BİZ KADIN İŞÇİLER İÇİN!"

"Çocukluğumdan aklımda kalanlar öylesine karanlık, zorlu, bilincimde öylesine kök salmış ki, asla gözümün önünden gitmeyecekler. Diğer çocuklara sevinç çığlıkları attıran, mutluluk veren bebekler, oyuncaklar, masallar, tatlı düşkünlüğü, Noel ağaçları gibi şeylerin hiçbirini tanımıyordum. Bildiğim sadece içinde çalışılan, uyunan, yemek yenen ve kavga edilen büyük bir oda. Hiç şefkatli bir söz, okşama hatırlamıyorum. Aksine babam eve çok az para getirdiğinde ve annem ona kızdığında, benim de bu sahneleri bir köşede ya da yatağın altına saklanarak izlerken duyduğum korkuyu hatırlıyorum."

Avusturyalı Adelheid Popp, bu gençlik ve çocukluk anılarını Bir İşçi Kadının Gençlik Öyküsü adıyla imzasız olarak yayınladığında kırk yaşındadır. Kitabı çıktığında sosyalist kadın hareketinin öncüsü olarak ünü Avusturya dışına taşmıştır: 1892 yılında Viyana'da Kadın İşçiler gazetesinin kurucu ortağı ve sorumlu yazı işleri müdiresi olmuş ve bir yıl sonra büyük ilgi uyandıran ilk kadın grevinin örgütlenmesine katılmıştır.

Kitabına adını koydurmaması, öyle kamuoyundan çekindiğinden değildir. Kendisinin söylediği gibi abartılmış bir alçakgönüllülükten de değil. Aksine, "Bireysel olarak önemli bulduğum için yazmadım gençlik öyküsünü. Tam aksine yazgımda yüz binlerce işçi kadını ve genç kızı bulduğum için, bu yazgıda beni saran, beni zor duruma sokan büyük toplumsal olguların etkisini gördüğüm için... Bu kitapçığın, bir kadın işçinin ve aynı zamanda onun gibi yüz binlercesinin de yaşam yazgısı olarak, etkili olacağını ummuştum..."

August Bebel yazara buna rağmen (ya da tam bu nedenden dolayı) adını saklamamasını tavsiye eder. 1910'da Gençlik Öyküsü 3. baskısını yaptığında Adelheid Popp, Bebel'in arzusuna uyar, kitabının İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve başka yedi dile daha çevrildiğine tanık olur. 1922'de, kitabının 4. baskısının önsözünde, "yurtiçi ve yurtdışından gelen sayısız mektup, kadınların çoğunun Gençlik Öyküsü sayesinde işçi hareketine dikkatlerinin çekildiğini ve bu hareketlere kazanıldığını onaylamakta," diye yazar ve şöyle devam eder: "Gençlik Öyküsünün yeni baskısı, hâlâ korkanları ve çekinenleri harekete geçirmekte, cesaret ve güven vermekte etkili olmalı."

Başkalarına cesaret ve güven vermek; küçük Adelheid için çocukluğunda bu düşünceden daha uzak hiçbir şey olmasa gerek. Tanıdığı tek şey "korku"ydu. Baba korkusu: Babası, karısını döven bir sarhoştur. Adelheid daha beş yaşında bile değilken, evde ilk kez bir Noel ağacının sevincini yaşamaya kalmadan sarhoş babası ağacı öfkeyle parçalar, "Bağırmaya cesaret edemiyordum. Sadece ağlıyordum, uyuyuncaya kadar ağladım."

Okul korkusu: Yırtık okuma kitabıyla derse gelince öğretmeni onu "Serseri!" diye azarlar. Okula giderken kötü bir havada kitap elinden yere düşmüştür. Annesi ona yeni bir kitap alamaz, parası yoktur...

Yalnızca yasaklarla kaplı bir çevrenin korkusu: Küçük Adelheid bir defasında saray bahçesinde menekşe toplarken bekçi tarafından yakalanınca büyük bir panik içinde kaçarken, az kalsın su değirmeninin bendinde boğulacaktır.

Hatta Noel zamanı korkusu: Zengin çocuklarına Noel Baba elmalar, fındık, fıstık ve pastalarla gelirken, Adelheid ve dört kardeşini elinde sopası ve şangırdayan demir zincirlerle "şeytan" ziyarete gelir. "Ebeveynler çocuklarına bu tür ibret vermeyi lüzumlu buluyorlardı." Altı yaşındayken Adelheid'ın babası ölür. Üç yıl okula gittikten sonra para kazanmak zorunda kalır.

Bir atölyede bez dikmeyi öğrendiğinde on yaşındadır, "Sabahları saat altıda ben işe koşmak zorundayken, benim yaşımdaki diğer çocuklar hâlâ uyuyorlardı. Ve ben akşamları saat sekizde aceleyle eve dönerken diğerleri karınlarını doyurmuş, yıkanmış yataklarına gidiyorlardı. Ben oturmuş iki büklüm çalışırken, ilmik üstüne ilmik atarken onlar oynuyor, geziyorlar veya okul sıralarında oturuyorlardı. O zaman kısmetimi gayet doğal olarak kabullenmiştim, ancak çok yürekten istediğim bir şey vardı hep: Bir defa doyasıya uyuyabilmek."

Uzun yıllar bu arzusunu hiç yerine getiremez. On üç yaşındayken yığılıp kalır ve bir kliniğe getirilir. "Temiz havada bol hareket ve iyi beslenme" önerir doktor ona. Fakat bu tavsiyelere nasıl uyabilecektir? Hastalık sigortası bile yoktur. Preshane, fişek fabrikası, karton fabrikası, cam ve zımpara kâğıt fabrikası. Adelheid bulduğu her işi kabul eder.

1880'li ve 90'lı yılların tüm fabrika işçileri gibi, genç kızın edindiği tecrübeler bellidir: Kadın ve kızların hepsinin eğitim düzeyi düşüktür. Çocukluklarından beri söz dinlemeye, uslu ve kanaatkar olmaya alışkındırlar. Kendilerini kötü kullandırır ve insana layık olmayan çalışma koşullarını kabul ederler. Bazen günde 16, 18 saat çalışırlar. Aldıkları ücretler erkeklerin aldığının üçte ikisinden, hatta çoğunluk yarısından fazla değildir.

"Kadınlar ve kızlar erkeklerin yerine geçmeye, iş güçlerini ucuz ücretle satmaya çok heveslilerdi," diye yazar Adelheid Popp geçmişe bakarak. "Çünkü kadın işçiler kanaatkar yetiştirilmiş ve koşullarıyla yetinmek kızlara daima bir erdem olarak öğretilmişti. O zamanlar bu zavallı, bilgisiz dişi yaratıklar elleriyle yaptıkları işler için nasıl olur da yeterli ücret istemeye cesaret edebilirlerdi?"

Kendisi de onlar gibidir. Çalışma saatleri içinde konuşmanın para cezasına mal olmasını doğal bulmaktadır. Yalnız bir kere kendisini savunur: Çalıştığı firmanın gezici bir elemanı ona askıntı olunca. Adam onu kayıracağını vaat etmiştir. Şimdiye kadar kızını erkeklerden kesinlikle uzak tutan Adelheid'ın annesi bile bunu normal karşılamaktadır. Kendisini o "Beyefendi"ye öptürmek istemeyen kızını "deli" ve "dik kafalı" diye azarlar. Böylece daha fazla ücret alacaksa, niye olmasın...

Adelheid'ın bu deneyimi de sınıfına özgüdür. Çünkü fabrikada çalışan kadın işçiler, onursuz varlıklar olarak bilinmekte ve sokak kadınlarıyla eş tutulmaktadır. Erkek kardeşinin bir arkadaşı ile konuştuğunda on yedi yaşındadır. O, tanıdığı ilk sosyal demokrattır. Cumhuriyetin ne olduğunu ilk kez ondan duyar. İlk sosyal demokrat parti gazetesini ondan alır. Gazetede bulduğu kuramsal fikirleri hemen anlayamaz. Gazetede işçilerin sıkıntıları için ne yazılmışsa hepsini çok iyi bilmektedir.

"Bununla öz yazgımı anlamayı ve değerlendirmeyi öğrendim", der daha sonraları hayatının bu önemli bölümünü anlatırken: "Katlandığım her şeyin hiç de Tanrı'nın takdiri olmadığını, aksine adaletsiz toplum düzeninin sonucu olduğunu öğreniyordum.

İşçilere karşı yasaların keyfi hükümleri içimi sınırsız nefretle dolduruyordu. Henüz parti dışında olmama ve kimse tarafından tanınmayışıma rağmen, sosyal demokratlara öylesine ağır darbeler vuran antisosyalist yasanın Almanya'da yürürlükten kaldırılmasını coşku ile karşıladım." Önceleri hep "dışarıda" kalır. Çünkü ona "uslu bir kızın evinde oturması gerektiği" fikri aşılanmıştı.

Fakat fabrikada molalar sırasında kız arkadaşlarıyla birlikteyken konuşmaya başlar. Onlara anladığı kadarıyla sosyalizmin ne olduğunu açıklar. Parti gazetesinden bölümler okur ve yeni aboneler kazandırmaya çalışır. İşçi Derneği kütüphanesinden bilgisini geliştirecek kitaplar temin eder.

İnancı giderek belirginleşir. Üstleri de bunu fark ederler doğal olarak. Ne kadar sıkı gözetim altında tutulursa işini o kadar daha titiz yapar, "İçimde kendiliğinden, insan büyük bir davaya hizmet etmek istiyorsa, küçük işlerde de üstüne düşeni yapmaya mecburdur, görüşü olgunlaşmıştı."

Sosyal demokratların en önemli isteği o zamanlar l Mayıs'ın tatil olmasıdır. Bu arada parti toplantılarına katılma cesareti de gösteren Adelheid Popp, kendisiyle aynı yerde çalışan kadınları bu konuda ortak harekete çağırmayı dener. Hiçbirinin buna katılmaya cesareti yoktur. 1890'da işler böyledir...

Bir yıl sonra erkek ve kadın meslektaşları Adelheid Popp'un safında yer alır. Bunun hemen ardından topluluk önünde ilk konuşmasını yapar. Bir pazar öğleden öncedir. Ucuz kadın iş gücü açısından sendikal örgütlenmenin önemini anlatmak için üç yüz erkek ve dokuz (!) kadın toplanmıştır. Erkek bir konuşmacı kadınların çalışma hayatının sorunlarını dile getirir.

"Konuşmam gerektiğini hissettim," diye anımsar Adelheid Popp bu anı. "Sanki tüm gözler bana bakıyor ve hemcinslerimi savunmak için neler söyleyeceğimi bekliyorlardı. Elimi kaldırdım ve söz istedim. Daha ağzımı açmadan 'Bravo!' diye bağırdılar. Bir kadın işçinin konuşmak istemesi, işte böyle etki yarattı. Konuşmacı kürsüsüne çıkarken gözlerim kamaşıyordu, boğazımı sıkıyorlardı sanki. Fakat bunu yendim ve ilk konuşmamı yaptım. Kadın işçilerin çektiği acıdan, sömürüden, ihmal edilmelerinden söz ettim. Sonuncusunu özellikle vurguladım. Çünkü kadın işçilerin ihmal edilmesi, tüm diğerlerinin ve kadın işçilere zarar veren koşulların temeli olarak geliyordu bana. Meslektaşlarımda izlediğim ve bizzat yaşadığım her şeyi anlattım. Hemcinslerim için aydınlanma, eğitim ve bilgi talep ediyor ve erkeklerin bu konuda yardımcı olmalarını rica ediyordum."

Birkaç yıl sonra bir işçi toplantısında gözetim görevlisi olarak bulunan bir jandarma onun çok "kışkırtıcı" konuştuğu uyarısında bulunur. İnsanlar onu nefeslerini tutarak dinleyip hayran kalmaktadır. Tüm kadın işçilere hitaben bir de gazete makalesi istenir ondan. Yazmak ... acınacak ölçüdeki üç yıllık okul eğitimiyle bir genç kadın için, çok zor bir görevdir. İmla ve grameri hemen hemen hiç öğrenmemiş olmasına rağmen, yazmayı dener.

"Kadın işçiler! Hiç durumumuz hakkında düşündünüz mü?" diye başlar gazetedeki makalesine.

Kendi durumu hakkında düşünmek ve kadere boyun eğmemek; kendisi gibi acı çeken meslektaşlarına bu konuda çağrıda bulunan ilk Avusturyalı kadın işçi Adelheid Popp'dur. Alt tabakadan bir kadının gelip fikirlerini açıkça söylemesi bir yeniliktir ve muazzam yankı yapar.

Kadın kılığında bir erkek midir acaba? Çünkü sadece erkekler böyle konuşabilir. Bir arşidükün kızı olmasındı gerçekte? Çünkü alışılagelmiş kızlar böyle konuşamaz... Daha sonraki yıllarda Avusturya içinde çıktığı seyahatlerde bu tür önyargılara çok rastlar Adelheid Popp, "Bir kadının konuşmacı olarak kürsüye çıktığını görmek tüm geleneklere öylesine aykırı ve yepyeni bir şeydi ki, gerçekten bir kadınla muhatap olunduğuna kimse inanmak istemiyordu."

Bir eş olarak (1893'te sosyal demokrat parti görevlisi Julius Popp ile evlenir ve ondan iki çocuğu olur) kendisini görevine adamaya devam eder. "Bir şeyler başarabilmek için yeteneklerine güvenemedikleri için durmadan korkarak geri çekilen, fakat gönülleri bir şeyler yapma özlemiyle yanan sayısız kadına cesaret vermek için."

1893 Mayısı'nda Viyana'da 600 kadın apreleme işçisinin grevini destekleyenler arasındadır. Sağlığa zararlı koşullar içinde günde 12 saat çalışmak zorunda kalan kadınların isteği, "Günde sadece 10 saat çalışmaktır. Ve düşüncelerini daha etkin kılmak için çalışmayı bırakıp fabrikayı terk ederler. Viyana için büyük yankı yapan bu grevin akışı içinde Adelheid Popp izinsiz bir toplantıda konuşma yapmıştır.

Bu nedenle daha sonra mahkeme önüne çıkarılır ve serbest bırakılır. Yargıç, "kendisinden daha az bilgili ve çaresiz meslektaşlarına eğitici etki yaptığı için suçluyu övgüye değer ve serbest bırakılmasını doğru" bulur. Adelheid Popp bunu, "Sınıf devletinde de anlayışlı yargıçlar bulunuyor demek," diye yorumlar. Sadece dokuz yıl süren bir evlilikten sonra Adelheid Popp dul kalır: Kocası kendisinin sahip olduğu tüm hakları ona da tanıdığı için mutlu bir evlilik dönemi geçirmiştir.

Buna rağmen Adelheid Popp, "Evliliğin ve ailenin kutsallığı"na övgü düzmekten çok uzaktır. Tam aksine Kadın İşçiler gazetesinde, eşlerden biri için kendini feda anlamına gelen bir beraberliği kutsal evlilik olarak tanımlayan sözde ahlak anlayışını sert bir dille kınar. Yeniden mahkeme önüne çıkartılır ve on dört günlük hapis cezasına çarptırılır.

Adelheid'ın bu konudaki yorumu şöyledir: "Bu cezayı çektikten sonra evlilik konusunda başka görüşler edindiğimi söyleyemem."

1918'den sonra Sosyal Demokrat Parti'nin yönetim kurulu üyesi, Avusturya parlamentosu ve Viyana belediyesi meclis üyesi olur. "Kapitalist toplumlarda kadınların çalışması", hizmetçi kızların durumu hakkında haberler yayınlar, Avusturya Kadın Hareketlerinde 20 Yıl adlı bir anı kitabı ve Yükseğe Giden Yol başlıklı, kadın hareketlerinin tarihi gelişimini anlatan bir kitap yayınlar.

Adelheid Popp 1939 yılında ölümüne kadar yorulmak bilmeden çalışan kız ve kadınlara adar kendisini. Evindeki küçük odada korkuyla yatağının altına saklanan küçük kız, "Kendisi için ve kız kardeşlerinin uyandırıcısı olarak" kapıları kırmaya cesaret eden bir kadın olmuştur.

Alışveriş, erkeği öldürüyor!

Artık erkeklerin alışverişe çıkmamak için bahaneler bulmasına gerek kalmadı! İngiliz bilimadamlarına göre; alışveriş stresi, erkeklerde yüksek tansiyon ve kalp çarpıntısına neden oluyor.

Araştırmacılar, alışveriş yapan kadın ile erkeklerin sağlığını inceledi. Kadınlarda her şey normal çıkarken, erkeklerin stres düzeyi askeri jet pilotlarının stres düzeyi kadar çıktı. Ayrıca, erkeklerin yüzde 70'i, alışverişe çıkma düşüncesiyle bile strese giriyor. Bir başka araştırmaya göre ise, alışverişe çıkanlarda, beğenilen bir şey görülünce, mutluluk veren hormon salgılanıyor. Kısa süren salgılanma sona erince, alışverişe çıkan kişi tekrar normal haline dönerek eşyayı almaktan vazgeçiyor

Kadınlar yalanda erkekleri geçti

KadInlarIn söylediği yalanlar fazla 'renk vermedikleri'için daha zor anlaşılıyor. Kadınlar el kol hareketleriyle konuşmalarını destekleyerek inandırıcı görüntü sergilerken, erkekler avuçları terlediği, gözlerini kaçırdığı, yere baktığı ve kızardığı için yalanları ortaya çıkıyor.

MASUM YALANLAR

İngiltere'deki bir günlük gazetenin haberine göre Dr. Jez Rose'un yaptığı araştırma, kadınların büyük çoğunluğunun beyaz yalanlara başvurduğunu ortaya koydu. Daha çok 'kilolu arkadaşına mini eteğin çok yakıştığı' gibi beyaz yalanlar söyleyen kadınlar, yalan söyleyenlerin tipik özelliklerini göstermediği için yalanları ortaya çıkmıyor.

"Emzirmek sizi ürkütmesin"



Anne sütünün bebek için ne denli yararlı olduğunu biliyorsunuz. Ama bebeğinizi emzirmek, sizin için de son derece özel bir deneyim olacak.


Anne sütü, bebek için en mükemmel gıdadır ve bebeğin değişen ihtiyaçlarını her şekilde karşılar. Peki ama, niçin her anne bebeğini kolaylıkla ve doğal bir şekilde emziremez? Fizyolojik özellikler burada önem taşıyor ama bunun yanı sıra işin bazı incelikleri de var. Emzirmenin, hem siz, hem de bebeğiniz için hoş bir deneyime dönüşmesi için bazı ipuçlarından yararlanabilirsiniz.

Hem hayatınıza yeni bir bebeğin katılmış olması, sürekli bakım istemesi, hem de uykusuz kalmanız ve kendinize ayıracak zamanınızın olmaması stres yaratır ve sizi yorar. Emzirmenin anneyi yorduğu iddiaları ise, yapılan araştırmalara göre asılsız. Çünkü ilk 9 haftada, emziren ve bebeğini biberonla besleyen anneler arasında önemli bir yorgunluk farkına rastlanmamış. Egzersiz enerjinizi artırır. Bu nedenle yüzmeye, ya da yoga yapmaya çalışabilirsiniz. Bu, kendinizi yenilenmiş hissetmenizi de sağlar.

Tüm bebekler farklıdır
Bebeğin süt emme şekli, genellikle fiziksel özelliklerinin ve karakterinin bir yansımasıdır. Bunlarsa, genellikle kalıtımsaldır. Bu nedenle her anne bebeğiyle farklı deneyimler yaşar. Eğer emzirme konusunda gerginseniz ve her şeyin yolunda gittiğinden emin olamıyorsanız, doktorunuzla konuşun. Ne kadar gevşemiş ve rahat olursanız, emzirme de o denli kolaylaşır.

Başkalarının sizinle ilgilenmesine izin verin
Doğum yaptıktan sonraki ilk iki hafta, aileniz ve dostlarınız yardım etmeye çalışıyorsa, bundan elinizden geldiğince faydalanın. Bu, bebeğinize konsantre olacak ve onu emzirmeyi öğrenmenizi sağlayacak zamanı size bırakır. Eşinizin işten izin almasını, ya da bir yakınınızın bir-iki hafta sizde kalmasını ayarlamaya çalışın. Onlar yemekleri hazırlayıp, alışverişi yaparken, siz de bebekle ilgilenebilirsiniz.

Dinlenebildiğiniz kadar dinlenin
Bebeğin varlığı göz önüne alınacak olursa, dinlenmek neredeyse ütopik bir fikir gibi görünebilir ama aynı zamanda da şart. Çünkü bu, hem sütünüzün artmasını sağlar, hem de fazla emzirme sonucu göğsünüzde oluşabilecek iltihaplanmaları önler. Dinlendiğiniz için kendinizi suçlu hissetmeyin. Bu, hem siz, hem de bebeğiniz için gereklidir.

Dengeli beslenin
Hamileliğiniz esnasında yediklerinize dikkat ettiniz. Doğumdan sonra da aynı özeni kendinize göstermelisiniz. Bebeği beslerken, kendinizi unutmayın. Zamanınız olmadığı için öğün atlamaya kalkmayın, çünkü bu kez kendinizi enerjisiz ve yorgun hissedersiniz. Bol su için, lif miktarı yüksek besinler, meyva ve sebzelerle beslenin.

Gece emzirmesi
Süt üretimini sağlayan prolaktin hormonu geceleri daha yoğun miktarda bulunur. Bu nedenle, gece emzirmeleri sütünüzü artırmak açısından önem taşır. Sütünüz çok olunca, bebeğinizi hemen besleyebilir ve diğer çocuklarınız ve eşiniz uyanmadan uyumasını sağlayabilirsiniz.

Emzirme konusunda pozitif olun
Bebeğiniz için en iyisini yaptığınızı unutmayın ve emzirdikçe sütünüzün artacağını da unutmayın.

makyajjjjjj

çok değişmişler valla
sizdemi böylesiniz???

Evdeki küçük dertleri çözme yolları

Evdeki küçük dertleri çözme yolları

Hepimiz evde elimiz kolumuz bağlı tamirci beklemek zorunda kalırız çoğu zaman. Halbuki öyle küçük bir sorundur ki halledemediğimiz.

Ezilmiş halılar

Halılarınızın ezilmiş yerlerini düzletmek için, ıslak bir bezle ılık ütüyü bu ezilmiş yerlerin üzerinde gezdirin. bu işlemi yaparken ütüyü çok fazla bastırmamaya çalışın. Ezilmiş olan kısımların dikleştiğini göreceksiniz. Gerekirse biraz da fırçalayabilirsiniz.

Çiçekleriniz bozuluyorsa

Evinizdeki çiçekler bazen böcek yüzünden kurur. Onların çiçek köklerini yemelerini önlemek için sigara külünden yararlanın. Çiçek köküne dökeceğiniz küller, böceğin hastalanıp ölmesini sağlar.

Koltukların tozunu alırken

Elektrik süpürgeniz yoksa ve koltuklarınızın tozunu almanız gerekiyorsa, şu yöntemi uygulayın. Tozunu alacağınız eşyanın üstüne nemli bir bez yayın, beze sopa ile vurarak tozunu çıkarın. Çıkan toz nemli beze yapışacaından hem oda tozlanmaz, hem de eşyalarınız tertemiz olur.

Güvelerden kurtulmak için

Güvelerin dolaplarınızı istila etmelerini önlemek için, büyükçe bir portakal alın, üzerine kabuğu görünmeyecek kadar sık biçimde karanfil batırın. Bu karanfilli portakalı giyecek dolabınıza ya da sandığın bir köşesine koyun. Böylece güveleri giyecek dolaplarınızdan uzak tutmuş olursunuz.

Tahta kapı ve çerçeve temizliği

Ellerinizin beyaz veya açık renge boyanmış kapı ve tahtalar üzerinde nasıl kötü izler bıraktığını bilirsiniz. Tahta eşyalar böyle kirlendiği zaman yapacağınız işlem şundan ibaret: Çiğ bir patatesi ortadan ikiye bölün ve lekeli yere hafifçe sürün. Lekeler hemen yok olacak ve eşya eski haline dönecektir. Ayrıca tahta eşyayı temizlemek için şu yöntem de çok etkilidir. İki çorba kaşığı çayı kaynar su içine atın. Su soğuduktan sora renkli kapı veya tahta eşyayı sünger yardımıyla bu su ile yıkayın. Yuşak bir bezle kurutun.

Paslı eşyalar

Makas ve bıçaklardaki pas lekesini çıkarmak için en iyi çare gazdır. Pas olan yeri birkaç defa gaza batırılmış bir bezle silin. Sonra da yünlü bir kumaş parçasıyla kurulayın.

Kahve dökülürse

Üzerinize veya halıya kahve dökülürse, lekeyi soğuk suyla ıslattıktan sonra hemen birkaç damla gliserin ile çitileyin.

Çivi çakmak için

Duvara büyük çivileri çakmak hiç de kolay değildir. İnsanı oldukça uğraştırır ve sıvanın dökülmesine de neden olabilir. Bunu önlemek için çiviyi çakmadan önce sabuna bulayın. Böylece çivi duvara kolayca girer.

gelinlikler

düğününüzde hangisini giymek isterdiniz???
altta devamı var

Diyet çilesine son!!



Diyet yapanların ortak derdi, diyeti bırakınca "eski kilo"larına dönmekti. Ama artık bitti. Leptin hormonu enjeksiyonu ile giden kilo geri gelmiyor.

Araştırmalar, diyet yapanların yüzde 85'inin kısa sürede eski kilolarına yükseldiğini ortaya koyuyor... Amerika'daki Columbia Üniversitesi uzmanları bunun nedenini araştırdı... Ve ortaya şu tespit çıktı:

LEPTİN DÜŞTÜKÇE KİLO YÜKSELİYOR
Kilo verildikçe, vücuttaki yağ dokusu seviyesiyle birlikte leptin hormonu da azalıyor. Bu, beyni alarma geçiriyor... Vücut kendini korumak için daha az enerji harcamaya başlıyor... Beyin, sürekli "yemek ye" sinyali yayıyor... Ve giden kilolar, bumerang gibi geri dönüyor.

YEDİ HAFTA BOYUNCA DENENDİ, ONAYLANDI
Sorunu bu kadar net olarak belirleyen uzmanlar, yeni rejim yapmış hastalara yedi hafta boyunca, günde iki doz leptin hormonu verdi... Leptin eksikliği hissetmeyen beyin alarma geçmedi... Ve verilen kilolar geri dönmedi... Bu sayede, sürekli diyet yapma devri kapandı...



Kiloları kaşıkla verip kepçeyle almaya son

Her rejim sonrası tekrar alınan kilolar tarih oluyor. İştah kontrol hormonu leptin'in vücuda enjekte edilmesi sayesinde beyinden açlık alarmı gelmeyecek kilolar da gerisin geri alınmayacak.

Aylarca rejim yaparak, spor salonunda ter dökerek verilen kiloları, kısa sürede geri alma kabusu artık tarihe karışacak!.. Amerika'nın New York kentindeki Columbia Üniversitesi tarafından yapılan leptin hormonu araştırması "al-ver" diyet devrini kapatıyor. Michael Rosenbaum başkanlığındaki ekip, iştahı kontrol eden leptin hormonunun, kilo vermenin ardından kilo almaya sebep olan mekanizmayı tetiklediğini ve ani kilo almanın leptin seviyesindeki düşüşten kaynaklandığını açıkladı.

BEYİN ALARM VERİYOR
Kilo veren şişman kişilerin yüzde 85'inin sonradan yine kilo aldıklarının saptandığını ve özellikle obezite sınırındaki insanlarda bu durumun daha da vahim bir hal aldığını söyleyen Rosenbaum şunları söyledi: "Vücuttaki yağ dokusu azalmaya başlayınca leptin seviyesi de düşüyor. Beyin de alarm sinyalleri vermeye başlıyor. Vücut kendini korumak için az enerji yakmaya, beyin de sürekli olarak yemek ye sinyali vermeye başlıyor. Kişi de kendini yemek yemekten alıkoyamıyor" Bu durum vücudun bir çeşit kendini koruma mekanizması olarak görülüyor. Fakat rejim yapanlar bunun bedelini kilo alarak ödüyor.

7 HAFTA TEST EDİLDİ
Rosenbaum, bu durumu engellemek için bir incelemebaşlattıklarını ve leptin enjekte ederek bu mekanizmayı etkisiz hale getirdiklerini belirtti. Columbia Üniversitesi ekibi elde ettikleri sonuçları doğrulayabilmek için yeni rejim yapmış bir gruba 7 hafta boyunca günde 2 kez leptin şırınga etti. Böylece yağ kitlelerinde bir değişiklik olmadan leptin seviyelerini yükseltti. Yedinci haftanın sonunda rejim yapanların bu süre zarfında kilo almadığı tespit edilirken, Rosenbaum elde ettikleri sonucu şu şekilde yorumladı: "Enjeksiyon sayesinde yağ kitlesinde bir değişiklik olmadan vücuttaki leptin seviyesi yükseldi. Ve normal şartlarda leptin seviyesi yüzünden alarma geçecek olan vücut alarma geçmedi. Beyin, vücudu yemek yemeye sevk etmedi. Böylece kilo alımı da tespit edilmedi."

YENİ İLAÇ YOLDA
Journal of Clinical Investigation adlı tıp dergisinde yayımlanan araştırma büyük yankı uyandırdı. Ekipteki bilim adamları, aşırı kilolu ancak leptin seviyesi normal kişilerde hormon tedavisinin işe yaramayacağı ve olumlu sonuç alınması için zayıflamayla birlikte kişinin hormon seviyesinde düşüş olması gerektiğini kaydetti. İngiliz BBC televizyonuna konuşan Rosenbaum, leptin seviyesini düzenleyecek bir ilaç üzerinde çalıştıklarını kaydetti.
DIŞ HABERLER

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa