11 Nisan 2007 Çarşamba

Dunyanin uc yuzu

Hakikat �sigi gozler icin dunyanin mahiyeti itibariyla uc yuzu vardir. �lemde meydana gelen hadiselere, her �n yasanan var olus ve yok oluslara bakan insan, dunyanin bu uc yuzunu biliyorsa gam-kasavet yasamaz. Yolunu sasirmaz, saskinlardan olmaz.
Insaniz, hayattayiz, dunyadayiz ve yasayabilecegimiz bir omrumuz var. Heveslerimiz, emellerimiz, bitmek bilmeyen taleplerimiz var. Peki hayatimizin ne kadarini “dunya” icin, ne kadarini “ahiret” icin, ne kadarini da “kendimiz” icin harcamaliyiz. Rabbimizin payi bu bolusumde en onemli bolumu olusturmasi gerektigine gore bu dengeyi nasil saglayabiliriz? Hayata ve dunyaya nasil bakmaliyiz? Her olaydan ve her nesneden ibret noktalari cikarabilmesi gereken mu’min icin basli basina “dunya” nasil bir ibret kaynagidir. Onu nasil okuyup, nasil anlamamiz gerekiyor? �limlerimiz bize dunyanin uc yuzunun oldugunu belirtiyor:


Mesela, gencligime bagliyim; ancak o, bir gun beni terk edip gidecek. Ben ona veya o bana hakim oldugu devirde ara sira zevk u sefasini sursem bile kaybettigim her ani hatirladikca damla damla icime elem damlayacak. Yine mesela �sik�ne idrak ettigim bir baharda, ortalik yemyesil, hayvanat kosuyor, koyun ve kuzular meliyor, sakir sakir sular akiyor; bu atmosfer, sairleri dile getiriyor ve onlara destanlar yazdiriyor. Iliklerime kadar zevkle dolu bunu yasiyorum. Birden gozlerimin onunde uful uful hazan mevsimi esiyor. Butun zevkler, elemlere donuyor ve ben, “Su hazan mevsimi de nereden cikti? Benim su lezzetlerimin icine aci ve elem damlatmaya basladi.” diyorum. Yok olup giden z�il seyler sevilmez. Hz. Ibrahim, “Batip gidenleri sevmem” (En’am, 6/76) sozuyle bu hakikati ifade etmistir. Batip gidenler derdime derman olamaz. Onlara gonul verilemez ve onlar �sik olmaya degmez.

DUNYAYI DUNYA YAPAN AHIRETTIR

Oyleyse z�tindan dolayi gonul verdigimiz her sey, bizim icin, aci, izdirap ve elem unsurudur. Halbuki, dunyanin mukabili ahiret olsa, burada bulunanlar bitip tukenecek; ama yeni bir ahiret sabahi dogacak, yeni bir bahar gelecegi gibi ahiret bahari gelecek ve orada solma olmayacaktir. Binaenaleyh bu inanc isigindan bakinca, dunya kiymet kazanir. Insan, “Dunya, sen ne guzelsin ki burada solup batmanla icimde solup batmayana ask ve istiyak h�sil ediyorsun. F�ni ve z�il sevgililerin beni terk etmesine karsilik icim tam kan aglayacagi zaman, “Ey Ezeli ve Ebedi Sevgili! Herkes beni terk etti. Ben kapina geldim. Anladim ki Sen’den baska vefali ve hakiki dost yok. Icimi sana dokmek, dertlerimi Sana acmak istiyorum. Agaran saclarima, bukulen belime, saga-sola inhiraf etmeden icine girmeye dogru kostugum kabrin elemlerini, bitip tukenmeme, kabrin karanligina derman, derman sahibi dermanin yaninda ey Rahman Sana geldim” der, ici birden bire sevincle dolar ve butun huzunler gider. Oyleyse dunyayi dunya yapan ahirettir.

Meselenin diger yonune gelince, eger ahirete iman olmazsa, obur alemde Mevl�’nin huzurunda hesaplasma ve muhasebe duygusu olmazsa, bu dunyada cocuklar izdirap cekecek, mallar gidecek, servetler t�rum�r olacak, kimse malindan ve canindan emin olamayacak ve boylece dunyanin tadi tuzu kalmayacaktir. Ancak ahirete iman duygusu, bir kalpte zuhur ettigi zaman cocuklar bile sevince bogulur ve “oldu ama cennete gitti” diyerek icleri huzur dolar. Bir genc ise nefsinin galeyanini ancak hasre iman ve Cenab-i Hakk’a hesap verme sayesinde frenleme imkani bulur.

Son soz, dunyayi dunya yapan ahiret inancidir. Ahireti kazanmak ise burada Cenab-i Hakk’in rizasini kazanmaya yonelik ameller yapmaya baglidir.




--------------------------------------------------------------------------------


Birinci yuz

Cenab-i Hakk’in isimlerine bakar ve onlarin aynasidir. Allah’in sonsuz cemal tecellilerine sahne olarak O’nun muhabbetine vesile oldugu icin dunyanin bu yuzu sevgiye layiktir. Rabbimizi tanima, O’nun kapisinin onunde bulundugunu dusunme ve sonra O’nu k�inattaki muhtesem eserleriyle tanima lutfuna erme oyle zevkli bir seydir ki insana, “Ne guzelsin ki Rabbimi bana tanitiyorsun.” dedirtir. K�inat bu yonuyle sevilir.


***


Ikinci yuz

Ahirete bakar ve dunya, hadisin ifadesiyle ahiretin tarlasidir. Burada ektigimiz seyleri orada bicecegiz. Ahiret hayatinin saadeti bu dunyada kazanilir. Sayet ahiret olmasaydi dunyanin hicbir kiymeti olmayacakti. Dunyanin bu yuzu de sevilmeye layiktir.


***


Ucuncu yuz

Insanin fani heveslerine bakar. Gecicidir ve aldaticidir. Bu yonuyle dunyayi sevmek, insani Allah’tan ve yaratilis maksadindan uzaklastirir, fel�kete surukler. Fani dunya da elimizde durmaz, cabuk kacar gider. Dunyadaki butun guzellikler, nefislerinden oturu seviliyorsa hepsi gecicidir.

0 yorum: