25 Nisan 2007 Çarşamba

Yasanmis Bir Sevda Masali

Dunyada iki gul olsun, biri kirmizi biri beyaz, sen beni unutursan kirmizi gul solsun, ben seni unutursam beyaz gul kefenim olsun”.

“Bir soylenceye gore dusman iki ailenin cocuklari olan Ali ile Zehra biribirine olesiye sevdaliymislar. Iki genc daha cocukken ailelerinin dusmanligina ragmen, gonul verip sevmisler biribirilerini. Asklari, gokle- yerin aski kadar buyuk, cicekle suyun-aski gibi temizmis.

Gunler gecelere, geceler gunlere akip giderken, herkes askina gore almis hisesini hayatin pinarindan.. Yillar su gibi akip gitmis, Ve yore de herkesin dilinde Zehra kizin guzelligi soylenir, Zehra kizin guzelligi konusulur olmus. Taa.. topuguna kadar inen saclari, simsiyah gozleri, inci disleri, kipkizil dudaklari, pembe yanaklari ve tanri heykelleri gibi kusursuz bedeni ile perileri kiskandiracak kadar guzel ve alimliymis…

Derken Ali ile Zehra buyuyup evlenme cagina erismisler ama evlenmelerine her iki tarafta bir turlu razi olmamis. Iki dusman aile arasinda kavgalar baslamis, gunlerce silahlar patlamis…

Zehra ile Ali de cevrelerine asklarini, biribirine bagliliklarini kanitlamak icin evlerini terkedip iyi yurekli bir cobanin yardimiyla uzak bir vadideki magaraya gizlenip yillarca orada barinmislar.

Zehranin kardesleri her yeri aramis taramislarsa da hic bir yerde izine rastlamamislar. Epey bir zaman yabani meyveler, bitkiler, kokler yiyerek ve geceleri cobanin koyden tasidigi yiyeceklerle yasamini surdurmusler...

Dolunayli gecelerde iki derin vadi arasindaki magaranin onunde oturup, alt tarafindan cagil cagil akan sulara bakarak daglara, taslara turkuler yakmislar.

Zehra kizin saclari gece, gozleri yildiz, bakislari gokkusagini andirirmis. Baktikca rengarenk bir ahenk sararmis vadinin icini… Her sabah gun burada askla baslayip, askla bitermis… Kuslarin inceden soluyusu, agaclarin nazli nazli sallanisi, yapraklarin hisirtisi bir baska guzellestirirmis cevreyi… Renk renk, desen desen cicekler icinde, pinarlarin da akisiyla bu renk ve ahenk harmonisi, iki gonul cografyasinin ve iki yurek ikliminin mutluluguyla uzayip gitmis gunler.

Genc adam sevdigi kiza her gun hayran hayran bakarak sazina sarilip turkuler dizermis irmaklara… Dag, tas dillenirmis sesinde… Sevdiginin gozleri denizin incileri, disleri mercan, saclari gecenin karanligi, gulusu bahar gulu kadar guzelmis, guldukce cangulleri sacilirmis daga, tasa…

Sonra Zehra kizin kardesleri iz surup yatmislar pusuya. Herseyden habersiz daglara, kayalara saz calip sevdiginin ceylan gozlerine turkuler soyleyen Ali tek kursunla kayadan asagi yuvarlamislar.

Agit yakip saclarini yolan Zehra kiz Ali nin acisina dayanamayip umitsizlige kapilarak oda kendini ayni ucurumdan asagi birakir.

Ikisi yan yana gomulur. Sonralari kizin bas ucuna ak, erkegin basucunda al bir gul fidani cikar ve her bahar yeserip biri ak biri kirmizi gul acarak biribirine sarilarak tekrar kavusurlar hic ayrilmamak uzere....

Yelpinarin suyu govdelerine degdikce aglamislar, iri iri yaslar suzulmus yapraklarindan… Beyaz duvagini takip tomurcuguna, agitlar yakmislar kayalara donup sirtini munzur dagina. Ne zamanki acisi, ne zamanki hasreti islemis kayalara Zehra kizin, paramparca olmus kayalar, her parca kizil bir aggul olmus kanamis. Yillarca pinarlar kan akmis… Tarifsiz bir aci cokmus her yana…

Iste o gun bu gundur her bahar biribirine kenetlenen bu iki cicegin oldugu yerde aglama ve inilti sesleri duyulur geceleri… Halk arasinda magaranin onunde gomulu olduguna inanilan bu iki sevgilinin aslinda olmediklerinin, onlarin degisik zamanlarda degisik sekillerde gorundugune dair rivayet edilir. Halk arasinda hala iki sevgilinin, iki cicege donuserek yasadiklarina inanan yorenin gencleri. Bu soylentilerin de etkisiyle olacak ki, her bahar magarayi ziyaret ederek dilek tutup kismet ve murat duasi ederler...

Ruzgarin sesi bu yorelerde her gece yasanmis efsaneleri fisildar. Bazen yasli bir ninenin anlattigi masalda dillenir, bazen de bir sazin tellerindeki ezgide...



0 yorum: