18 Nisan 2007 Çarşamba

Kimselere Diyemedim

Oyle cok pazarlik ettim ki Seninle ey Rabb’im.
> Sen cagirinca, kendime
>ayirdigim vakitlerden calindigini dusundum. Ezan okununca, sevdiklerimle
>gecirdigim zamanlarin azalmasindan korktum. Vakit girince, icim “ciz” etti
>hep. Odamdan uzaklastim, biraktim isimi, bozdum keyfimi; oylece namaza
>durdum. Ayak diredim, “az sonra kilsam da olur!” dedim. “Az sonra”larim
>“cok sonralar”a dondu, gec kaldim, gec kalmaktan utanmadim. Sonunda
>ayaklarimi suruye suruye vardim huzuruna. Pazarligimi vaktin daralmisligini
>bahane ederek yeniden ileri surdum. Kaciyordu namaz ya; o yuzden cabucak
>kildim, selam verdim, hemen kalktim, rahatladim. Oysa rahatligi Sana
>borcluyum. Agrimayan her bir disim kadar huzur borcluyum Sana. Damarlarimin
>her bir noktasinda pihtilasmayan kanim kadar suk�net borcluyum Sana.
>Tenimin kasinmayan her bir
>noktasi kadar rahatlik borcluyum Sana. Dislerim agriyacak olsa her biri
>icin harcayacagim zaman Senin. Kanim pihtilasip damarlarim tikanacak olsa,
>her defasinda izdirap ve korkuyla gecirecegim saatlerin hepsi Senin. Tenim
>her noktasinda yirtilacakmis gibi aciyacak olsa, kendi kendime dar
>gelecegim huzursuz gunler Senin.
>Gun oldu; usandim. Sabrimi tukettim; tukendim. Kendimi yontmaya
>heveslendim. Benden istedigin zamani cok gordum. Benden istedigini, benim
>icin istedigini bile bile, huzurunda huzursuz durdum. Fazla buldum namazin
>rekatlarini; kisaltmak icin bahaneler aradim. Gunumu delik desik etmeni,
>isimin arasina kesintiler sokmani, hayatimin ortasina duraklar koymani,
>uykumu bolmeni luzumsuz gordum. “Beni bana birak!”larla durdum huzuruna;
>icim baska bir yerlerin turkusunu soylerken, ben seccadende, belki sadece
>bedenimle, mihli kaldim. Oysa Sen, dileseydin dar edebilirdin zamani
>bana! Bir ucurumun dibine savrulmus bir arabada caresizce Sana yalvartiyor
>olabilirdin beni. Korkulu bir savasin orta yerinde ates ve kan kusan
>bombalarin altinda gunumu de, isimi de, uykumu da, hatta ruyalarimi da
>delik desik etmelerini takdir edebilirdin. Dusmeyen bombalar kadar, ucuruma
>savrulmayan arabalar kadar genislik borcluyum Sana.
>Icten pazarlikti benimkisi. Oyle icten ki kendime bile soyleyemedim.
>Gozlerimle birlikte gonlumu de secdene kilitlemeyi cok gordum. Kendimi
>sifirlamayi, benligimi hice indirgemeyi beceremedim. Ensemde kaderin
>sicacik nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine inemedim. Acelem vardi;
>alnimi koydugum gibi kaldirdim seccadeden. Butun benligimle asagi inemedim.
>Isim vardi, secdemi isime zaman kazandim. Secdeye kalbimi de sigdirmaya
>calismadim. Uykum vardi, secdemi sig birakip uykumu derinlestirdim.
>Itirafimdir: Bencilligimi de sirtima alip
>ruk�larda eritemedim. Bedenim egilirken huzurunda, “emrolundugum gibi
>dosdogru olma”nin agirligini sirtima almayi erteledim. “Sirasi degil!”di;
>“hele dur; sonra da olur!”du. En Sevgili’ni bir gecede ihtiyarlatan emri
>uzerime alinmadim.
>Sen dileseydin, cocugumun ciliz nabizlarinin esliginde, los ve nesesiz bir
>yogun bakim odasinda, gozumu de gonlumu de, umutsuzca, caresizce,
>urpertiyle, korkuyla bir monitorun ekranina kilitleyebilirdin. Dileseydin,
>yeryuzunun suk�netini bir anda kesip, kucucuk bir duvar kipirtisinin
>golgesinde, mini mini bir sarsintinin beklentisi icinde saclarima aklar
>dusurebilirdin.
>Icten pazarlik mi denir buna? Sen bilirsin Seninle ettigim pazarligi.
>Kendime sakladigim ve hatta kendimden de sakladigim sir bu. Dilime bile
>degdirmekten korktugum, agzima almaktan utandigim oyle bir sir iste.
>Fisildamasi bile aci veriyor ya… Mesel�, uzayinca Fatiha, uzayinca s�re,
>heceler sanki ozgurluge giden yolu taslar gibi kestikce, “bitmez simdi bu
>namaz!” dedigim cok oldu. Ama icimden. Kimseler duymadi.
>Bir Sen duydun beni ey Rabb’im. Sirrimi bir Sen bildin. Kendimi luzumsuz
>hissederken seccadenin uzerinde, dudagim anlamina yetisemedigim kelimeler
>icin oynarken, Sen beni soyledigimden fazlasiyla duydun, soyleyemedigimi
>de, dile getiremedigimi de bildin. Ruhumu alip uzaklara gittigim halde, bir
>bedenimi biraktigim halde huzurunda, kovmadin beni, yakinliginda tuttun.
>Itirafimdir; oyle anlatildigi gibi ozleyebilmeyi beceremedim henuz namazi…
>“Aradan cikarmaya calistigim” oldu namazi. Gecistirdim namazi. Bir
>“sorun”du cozdum, hallettim. Selam verip sonra yasamaya basladim… Yasamayi
>namazin icinde aramaliydim. Namazi yasamanin icine sizdirmaliydim oysa.
>Bilemedim.
>Kafa tuttum, ayak diredim, pazarlik ettim; ama Sen utandirmadin, yine yine
>yine huzuruna
>aldin beni. Her secdede rahmetinle oksadin alnimi. Her ruk�da “aferinler”
>fisildadin gonlume. Her vakitte yeni bir sayfanin akligina cagirdin ruhumu.
>Yuzume vurmadin. Azarlamadin. Asagilamadin. Hepten umut kesmedin benden.
>Yok saymadin. Utandirmadin.
>Pazarlik ettigimi Seninle bir Sen bildin ey Rabb’im. Kimselere soylemedin.
>Sirdasim Sensin, bir Sana acabilirim icimi, bir Senin beni ayiplamandan
>korkmam. Ben iste boyleyim; yine “bana ait”lerin hesabindayim. Baska kime
>soyleyeyim? Baska kimin anlayisindan medet umayim?
>
>SENAI DEMIRCI
>www.nurpenceresi.com dan alinmistir.

0 yorum: