24 Mayıs 2007 Perşembe

Modaya esir olmayın, terziye gidin

Moda her mevsim değişir. Ve size beğenme şansı bırakmaz çünkü moda olanın dışında renk ve tarzda kıyafetleri mağazalarda bulmanız mümkün değil. Ama terziler öyle mi? Kendinize has imajın doğru adresi orasıdır aslında.
Her kadının kendi tarzını oluşturabileceğini belirten tasarımcı Reyhan Yazıcı, kumaş alıp diktirmeyi öneriyor.

Dünya giyim modası her mevsim değişiyor. Geçen yıl çok beğenerek aldığınız kıyafet hiç yıpranmadığı halde bu sene eski sayılıyor. Tekstil sektörünün en büyük tüketici kitlesi olan kadınlar, süslenme ve güzel görünme güdüsüyle yenilikleri takip etmeye çalışırken aslında modanın esiri olup birbirleriyle aynı şeyleri giymekten kurtulamıyor. Büyük bir şehrin ana caddesinde yürürken aynı eteği ve ceketi giyen onlarca kadınla karşılaşmak mümkün. “Moda öyle bir şey ki, asla giyemem dediğiniz şeyler normal gelmeye başlar ve satın alıp giyersiniz.” diyen tasarımcı Reyhan Yazıcı, modanın esiri olmak istemeyenlere adres olarak mahalle terzilerini gösteriyor. Her kadının kendi bedenine ve hayat anlayışına uygun bir tarz oluşturabileceğini ifade eden Yazıcı, kişinin moda olanı değil, kendine yakışanı tercih etmesi gerektiğini söylüyor.


Modaya alet olmadan istediğini giyen kişi sayısının çok az olduğunu belirten Yazıcı şöyle konuşuyor: “Çünkü insanlar istediklerini bulamıyor. Mağazalarda sadece o senenin modası var. En başta abes gelen bir kıyafeti birçok insanda gördükçe normal geliyor ve alıyorsun. Ertesi sene ‘bunu nasıl giymişim’ diyebilirsin. Çünkü üreticilerin amacı insanları tüketime yönlendirip mallarını satmak. Vitrinlerden bıkan insanlara mahalle terzilerine kıyafet diktirmeyi öneriyorum. Artık seri üretimden kurtulmamız lazım çünkü biz tek tip fabrikasyon insanlar değiliz. Her birimiz farklıyız ve her insana yakışan kıyafet farklıdır. O kadar güzel kumaşlar satılıyor ki, uygun bir fiyata alıp, vitrindeki 100 liralık ceketi terzide 50 liraya mal edebilirsiniz. Hem de bedeninize uygun ve özel olur. İnsan kendini tanırsa kıyafetlerini de tasarlayabilir. Fatih’te Çarşamba Pazarı’nda, Kadıköy’de Cuma Pazarı’nda, Sultanhamam’da, Unkapanı’nda sezonun en iyi kumaşları çok ucuza bulunabilir.”


Dünya tekstil sektörüne büyük sanayiciler ve modacılar yön veriyor. Ünlü modacılar, büyük kumaş ve iplik üreticileri, petro kimya üreticileri gibi her kesimden üç-beş kişinin katıldığı gruplar her yıl bir araya gelip gelecek sezonların modasını belirliyor. Sanayicilerin elindeki stoklar, en çok beğenilen renkler, insanların ihtiyaç ve beğenilerinin hangi yöne kaydığı rapor ediliyor. Bunlara göre koleksiyon çıkarılıyor. Yeni kumaşlar ve yan sanayii malzemeleri üretiliyor. Ünlü modacıların ve tekstilcilerin düzenlediği defilelerle daha küçük tekstilcilere modanın mesajı veriliyor. Reyhan Yazıcı, sektörün zaman içinde değişen ihtiyaçları da göz önüne aldığını belirtiyor. Yazıcı, “Tüketicinin bundan sonra talep edeceği şey öngörülerek üretim yapılır ve vakti gelince sunulur. İhtiyaç oluştuğu gün sunmaya kalkarsanız yetişemezsiniz. Tüm dünyada trendler, aksesuarlar, kostümle alâkalı düğmeye varıncaya kadar her şeye 2-3 bazen 5 sene önceden karar verilir.” diyor.


Kim, nasıl giyinmeli?


Yazıcı’ya göre, kısa boylu kadınlar kısa etek giymemeli. Düz renkli pantolon veya etek giymeli. Baştan aşağı tek kıyafet giyerlerse daha uzun görünürler. Bol, dökümlü ve çok katlı şeyler de giymemeliler. Şişmanlar asimetrik kıyafet giymeli. Çizgili kıyafetleri tercih etmeli. Boyuna çizgi yerine çapraz inen çizgi daha zayıf gösterir. Çizgiler iki taraftan gelip ortada birleşebilir. Etekleri aşırı bol olmamalı. Bedenne oturan dar badi giymemeli. Ceketler pardösü gibi daha uzun, zayıf gösterecek kıyafetler şişmanlar için daha makbûldür. Diz altı uzun ceket de iyi görünür. Şişmanlar omuzdan kuplu kıyafet yerine göğüs kuplu kıyafetler giymeli. Baseni geniş kadınların daha bol bluz giymesi gerekir. Bu şekilde basenler şişman görünmez. Basenli hanımlar, kenarlarında 5 santimlik yırtmaç olan ceket ve hırkaları tercih etmeli. Bol kıyafeti, uzun boylu yapılı kadınlar giymeli. Çok zayıf kadınlar da bol giymemeli. Bedene orantılı bol veya dar olmalı. Boynu kısa olan kadınlar eşarplarını önden ‘V’ şeklinde bağlamalı. Boyunu çok sıkan başörtüsü tarzı hoş görünmez. Çok geniş omuzlu insanlar vatka kullanmamalı. Reglan kol denilen kolun boyuna uzanan tarzında kıyafet giymemeli. Çok büyük göğüslü hanımlar uygun bir bluzun üzerine hırka, yelek veya gömlek giyip önünü açmalı. Sırtı geniş hanımların kıyafetinde ortadan dikiş olmalı. Dikiş genişliği böler. Küçük desenli kıyafetleri şişman hanımlar, büyük desenli kıyafetleri zayıf hanımlar tercih etmeli. Uzun boylu zayıf bir hanım büyük desenli giyebilir. Omuzu geniş hanımlar başörtülerini çok büyük salmamalı. Biraz daha toplu olabilir.


Bu kış kaftan tarzı ve bol nakışlı kıyafetler moda


“Önümüzdeki kış kaftan tarzı kıyafetler moda olacak. Türk hanımlarının vücut yapılarına ve kültürlerine uygun bir tarz bu. Vitrindeki pahalı ürünleri almak yerine şimdiden döşemecilerdeki kendinden dokulu kumaşları alıp çok güzel ceketler diktirilebilir. Pullu süslü tarzlar devam edecek. Dantel yerine güpür, baskı yerine nakış var. Bluzlarda, ceketlerde hatta eşarplarda nakış var. Taşlar da çok hakim olacak. Doğu Bloku ülkelerin giyim tarzı çok süslüdür. Onların tarzı Türkiye’de de hakim olmaya başladı. Kış sezonunda kiremitle turuncu arası renkler hakim. Kahverenginin her tonu, haki, yeşil çok fazla görülecek. Pembenin gül kurusu ile lila arasındaki tonları var. Kumaş desenlerine biraz daha etnik hava hakim. Daha düz renkli; ama kendinden dokulu kumaşlar var.”

0 yorum: