18 Haziran 2007 Pazartesi

Sevda ugruna olum...

Kadin yirmi yedi yasinda... Yuregi, kar beyaz soguklara terkedilmis ama inat bu ya hala simsicak. Dusunceleri kah hayatin gitgide agirlasan gerceklerinde kah aydinlik hayallerde dolasiyor nefes nefese.. Elinde samur fircasi, gecmisi karalayip bugunu renklendiriyor hic durmadan.

Renkler kipir,kipir , icindeki cocuk hasari mi hasari... Gozleri ise bugulu bakmakta huzunlere yenik... Hayati sorgulamaktan coktan caymis.Omuzlari bir kucuk kiz cocugun simarikligini sergilercesine “Bana ne” ifadesinde. Kipir,kipir ya ici.. Arayislari var kendisinden bile sakladigi. Bela da geliyorum demez ya... Iste boyle bir anda; ruhu, sanal dunyanin kapisindan siziverir iceri sessiz, habersiz.. Hani su chat canavari var ya bu gunlerin belalisi. Orada kendisi gibi saskin yureklerin arasinda buluverir kendini. Ve... olanlar olur o zaman. Hic beklenmeyen anda buzda kayar gibi “Hooop” havada bulur duygularini darmadaginik. Sanki basinda deli ruzgarlar hic esmiyormus,esenler de yetmiyormus gibi. Erkegin yasi otuz. Hirsli, kendinden emin. Kendisiyle barisik ve yasadigina memnun.Kahkahasi ekrandan yureklere tasan, mutlu ve duygu dolu bir bulut adam. Esi ve cocugu icin yasamakta oldugunu saklamadan kadini davet eder sanal dunyanin sanal ask oyununa. Acemidir kadin. Belki genc adam da oyle.Oynadiklari oyunun tehlikesinden habersiz bir masali yasamaya baslarlar. Ekranin karsisinda nefeslerini tutup beklerler sevdalinin gelmesini.Karsilasmalari her defasinda kahkahalari hatirlatircasina sen olur. Zamanin koordinatlari bulusamadiginda, birbirlerine teget gectiklerinde, huzun yayilir gecelere.Uyku tutmaz bekleyislerde ikisini de. Sabah yeni umutlara gebe baslar. Veekranda dogarlar her bulusmayla yeniden.. Duygularin en firtinalisina yakalanirlar.Birbirlerini gercekten merak ederler.Bulut adam kadinin acligindan, usumesinden bile sorumlu tutmaya baslar kendini.Kadinsa adamin yorgun hallerine dayanamaz. Elleri dokunmasa da ellerindedir artik. Birbirlerini el ustunde tutarlar anlayacaginiz.Gunler, aylar gecer...Hayaller ekranlara sigmaz olur.Artik gormekisterler birbirlerini. Dokunmak sarilmak isterler. Hatta cilgincasina sevismek... Kadin kivranir onsuzlugun acilarinda.. Ozlem siddete donusur. Acitir... Iskencelere yatirir kadini. Oyun degildir artik bu. ASK ekranda degil hayatin ta icinde yasamaktadir.Bulut adam sorar durmadan ;
-N'olacak simdi...
Kadin, adam kadar cevapsiz... “Bilmiyorum” der.”Bilmiyorum” Artik sorgulamalar baslar duygulari ...”Bu nedir?...Bunun adi ne..?” Kadin aski tanimlar ama care degildir tanimlamak.. Yasananlardir gercek olan. Hissedilenlerdir. Her sevdanin basini bir karabasan bekler ya...Beklemese sevda denen sey olmaz zaten. Iste bu bir sevdadir ve basinda karabasanlar. Kadin unuttugu ask gozyaslarini huzunlere, sancilara, onulmaz agrilara boyar, alaca bulaca. Artik her seye gozlerindeki bugularin ardindan bakmaktadir. Ve ekrana sunlari; buzlarin arasindan aldigi yureginin kalemiyle yazar. Yuregini buzlara iade etmek uzere... “Beni ignore et*.Ne olur bunu yap.” Bulut adam saskindir belki ama adi gibi bilir. Dogru olan budur. Dusunur bir sure.Susar ekran. Susar kadinin yuregi...Olum anidir bu.Verilen son nefestir sanki.. “Sevdam HAYIR dese” “ Sensiz yapamam dese” diye bekler nefes almak icin. Bulut adamin suskunlugu bozdugu yerde olecektir kadin.. Bunu ikisi de bilirler. Bir yazi belirir ekranda caresizce okunan “Netten cikiyorum o zaman” “Hoscakal” Mavi uzerine siyah yazilmis sozcukler kararli ve kesindir... Titreyen ve cansizlasan parmaklari son bir kez tuslari gezinir kadinin “Hoscakal” Duser Bulut adamin gulen yuzu ekrandan.
Ve
KADIN OLUR...

0 yorum: