25 Mayıs 2007 Cuma

Evler savaş alanı: Kadınlar kurban

Son dört yılda kadınlara uygulanan şiddetin bilançosu, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) tarafından çıkarıldı.


Kadın ve çocuk şiddet mağduru

İstatistiklere göre 5 bin kişi tecavüz mağduru, dayak 2003’te tavan yaptı ve 6 bin 500 kişi de ağır cezalık...

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) son dört yılda kadına uygulanan şiddetin bilançosunu çıkardı. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı verilerine göre, 2001-2004 yıllarında tecavüz mağduru sayısı 5 bin kişiyi geçiyor.

İstatistikler bu dönemde 4 bin 957 tecavüz, 3 bin 616 da tecavüz girişimi olayı yaşandığını gösteriyor. Geleneksel değer yargıları ve dışlanma gibi nedenlerle, bu tür olayların birçok kişi tarafından gizli tutulduğu da dikkate alındığında sayının daha da artacağı belirtiliyor.

Şiddetin ilk sırasında ise dayak ve kız kaçırma yer alıyor. Veriler en fazla dayak olayının 2003’te olduğunu gösteriyor. 2003’te 6 bin 543 olan mağdur sayısı, 2004’ün sadece ilk sekiz ayında 5 bin 214’e ulaşıyor. Son dört yılın ‘aile efradına kötü muamele’ olay toplamı ise 24 bin 98 olarak karşımıza çıkıyor.

526 bin şiddet suçu

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, CHP Ankara Milletvekili Muzaffer Kurtulmuşoğlu’na verdiği yanıtta bu istatistiklerden yararlandı. Bu verilere göre aynı dönemde ülke genelinde, 526 bin 283 şiddet içerikli suç tespit edildi. Bu olaylarda mağdur olan kadın sayısı ise 147 bin 784 olarak belirlendi.

Genel Müdürlük tarafından yapılan çalışmada, dava sayısındaki artış da dikkat çekiyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki en önemli düzenleme olan Ailenin Korunmasına Dair Kanun’un 1998 yılında çıkarılmasından bu yana, şiddet davaları yüzde 600 arttı. 1998 yılında 833 olan dava sayısı 2003’te 6 bin 147’ye ulaştı. Aynı yıl 6 bin 542 kişi ağır cezalık oldu.

Kavgasız ev oranı yüzde 14

Önergeye verilen yanıtta, Türkiye’de ülke genelini kapsayacak şiddet profilini ortaya koyacak nitelikte bir araştırma yapılamadığından, kadına yönelik şiddet olgusunun boyutları ve özelliklerinin bilinmediğine vurgu yapıldı. Aile içi şiddetin sebep ve sonuçlarına yönelik son araştırmanın ise 1994 yılında yapıldığı ifade edilen yanıta, bu araştırma sonuçlarından da hatırlatmalar eklendi.

Buna göre hanelerin sadece yüzde 14’ünde kavga olmuyor. Kadınların yüzde 29.6’sı yaşanılan gerginlik sonucu dayak yediğini belirtiyor. Ancak şiddete maruz kalanların yüzde 57’si evi terk etme ya da boşanma ihtimalini düşünmüyor. Çocukların ise yüzde 46’sı fiziksel şiddete uğruyor.

İşin en ilginç yanını ise Hacettepe Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma ortaya koyuyor. Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 2003’te yapılan bu araştırma, evli kadınların yarısının ‘kadın hak ettiyse erkek dövebilir’ düşüncesini taşıdığını ortaya koyuyor.

Sığınma evleri boş kaldı

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, İzmir’deki evinde tecavüze uğradıktan sonra işini kaybeden B.S. ile gündeme gelen cinsel istismara uğrayan kadına toplumun aldığı dışlayıcı tavır, sığınma evleri ve diğer birçok konuyla ilgili sorularımıza yanıt verdi:

Tecavüz ruha da darbe

Yeni TCK’da kadının bedenine karşı işlenen suçların topluma karşı işlenen suçlar olmaktan çıkarılıp bireye karşı işlenen suçlar kapsamında yer alması çok önemli. Tecavüz sadece kadınların bedenlerine değil ruhlarına da darbedir. Toplum olarak onun yaralarını sarmak, onu şefkatle kucaklamak zorundayız.

Belediyelerin sığınma evi açma yükümlülüğü var ve açıyorlar da. Ciddi bir ilerleme var. Belediyeler bu konuda çok iyi çalışıyor. Ama şu ana kadar açılışında bulunduğum evlerin çoğu boş.

Her hafta 15 milyon erkeğe ulaşma imkanı olan tek kurum Diyanet İşleri Başkanlığı. Dolayısıyla, Diyanet’ten aile içi şiddetin önlenmesi yönünde bir destek istedik. Ayrıca, Aile Araştırma Kurumu da aile içi sorunların giderilmesi ve şiddetin önlemesi konusunda bir eğitim planlaması içerisinde.

0 yorum: