10 Mayıs 2007 Perşembe

Denizcinin hikayesi (kesinLikLe okuyun)


Oturdugu banktan kalkti, uzerindeki denizci uniformasini duzeltti ve sehrin buyuk tren istasyonundaki insanlari incelemeye koyuldu. Gozleri o kizi ariyordu, kalbini cok iyi bildigi, ama yuzunu hic gormedigi, yakasinda gul olan o kizi. Ona olan ilgisi bundan on uc ay once Florida'da bir kutuphanede baslamisti. Raflardan aldigi bir kitabin icindeki yazidan cok etkilenmisti. Kitaptan degil, sayfalardan birinin kenarinda kursun kalemle yazilmis minik notlardan.. Yumusak el yazisi dusunceli bir ruhu ve insanin icine isleyen bir karakteri yansitiyordu. Kitabin bas sayfasinda, o kitabi en son okuyan kisinin ismini gordu: Bayan Hollis Maynell. Biraz zaman ve caba sonunda adresini buldu. Bayan Maynell New York'ta yasiyordu. Blanchard ona kendisini tanitan ve mektup arkadasi olmayi teklif eden bir mektup yazdi. Ertesi gun de Ikinci Dunya Savasi'na katilmak icin Avrupa'ya dogru yola cikti. Daha sonraki bir yil bir ay boyunca birbirlerini mektuplarla tanidilar. Her mektup kalplerine dusen bir sevgi tohumuydu sanki. Bir romantizm basliyordu. Blanchard kizdan bir resmini istemisti, ama kiz reddetti. Kendisini gercekten onemsiyorsa nasil gorundugunun ne onemi vardi?.Sonunda Blanchard'in Avrupa'dan donus gunu geldi catti. Ilk bulusmalarini ayarladilar.. New York Tren Istasyonu'nda aksam saat tam 7'de."Beni taniman icin" diye yazmisti kiz mektubunda, "Ceketimin yakasinda kirmizi bir gul takili olacak".Iste saat tam 7'ydi ve Blanchard yuzunu daha once hic gormedigi, ama kalbini sevdigi o kirmizi gullu kizi ariyordu. Hikayenin gerisini Bay Blanchard'dan dinleyelim:" Birden genc bir kizin bana dogru yurudugunu farkettim. Ince ve uzun boylu,dalgali sari saclari o guzel kulaklarinin onunden omuzlarina dusmus.. Cicek rengi mavi gozlu. Dudaklarinin ve cenesinin muntazam kivrimlari ve acik yesil giysisiyle insana sanki baharin geldigini mujdeleyen bir kizdi. Ben de ona dogru yurumeye basladim. O kadar etkilenmistim ki yakasinda gul olup olmadigina bakmak aklima bile gelmedi.Ona yaklasinca, dudaklarinda hafif ve tahrik edici bir gulumsemeyle bana 'Benimle ayni yone mi gidiyorsun, denizci?' diye fisildadi. Neredeyse kontrolsuz bir sekilde ona dogru bir adim daha atiyordumki, o anda Hollis Maynel'i gordum. Kizin tam arkasinda duruyordu. 40'ini coktan gecmis, grilesmeye baslamis saclarini sapkasinin altinda toplamis.. Sismana yakin, kisa boylu, kalin bilekli ayaklari topuksuz ayakkabilara gomulmus. Kafami cevirdim, yesil giysili kiz hizla uzaklasiyordu. Kendimi ikiye bolunmus hissettim; arzularim kizi takip etmemi, ta icimden gelen bir istek ise ruhu bir yildir bana eslik eden kadinla kalmami soyluyordu. Iste orada oylece duruyordu. Solgun, kirisik surati kibar ve duygulu, gri gozleri sicakti. Cekinmedim. Beni tanimasini saglayacak mavi deri ciltli kitabi ona dogru tuttum. Bu ask olamazdi, ama, mutlaka degerli, belki asktan da guzel, coktan beri minnettar oldugum ve olacagim bir arkadaslik gibi bir sey olabilirdi. Kadini selamladim, her ne kadar gizlemeye calistiysam da pek basaramadigim hayal kirikligimi belli eden sesimle 'Ben Tegmen John Blanchard, siz de Bayan Maynell olmalisiniz. Sizinle bulusabildigim icin cok mutluyum. Sizi yemege goturebilir miyim?' diye sordum. Kadinin yuzune bir gulumseme yayildi: 'Neden bahsettigini bilmiyorum delikanli' dedi, ama su az once buradan gecen yesil elbiseli kiz bu kirmizi gulu yakama takmami rica etti benden, ve eger siz beni yemege davet edecek olursaniz kendisinin sizi caddenin karsisindaki buyuk restoranda bekledigini soylememi istedi. Dedigine gore bu bir cesit sinavmis .."

0 yorum: