3 Haziran 2007 Pazar

Kadının çalınan hayatları...

Zuhal Olcay, "Sizi terk eden bir erkekten para harcayarak intikam alır mıydınız" sorusuna cevap veriyor:
"Buna değecek bir erkek olduğuna inanmıyorum... İntikam almak için beş kuruş harcamam..."
Zuhal Olcay'a soru sorarken kastedilen Haluk Bilginer...
Ama Zuhal Olcay cevap verirken kastettiği sadece Haluk Bilginer değil...
İntikam için değeceğine inanmadığı bütün erkekler...
Çünkü son kez Haluk Bilginer'le yaşadıklarıyla Zuhal Olcay hayatının kırılma noktasını yaşamıştır...
Artık erkeklerle ilgili yorgun bir kadına dönüşmüştür...
Hevesi bitmiştir...

Yeni heyecanlar arayacak takati kalmamıştır...
Yeni bir erkekle beraber olsa da, yeni bir erkekte yenilik aramaktan vazgeçmiştir...
Aşkı değil, sevgiyi arama zamanının geldiğine hükmetmiştir...
Müthiş orgazmları değil, pazar günlerinin piknik keyfini tercih eder duruma düşmüştür...
Bir erkeğin başını döndürmesini değil, başını okşamasını arar hale gelmiştir...

Aşk defterini kapatmıştır... Aşık olunan erkeklerin, hayatını çalıp götürdüğüne hükmetmiştir...İlk evliliğinin, ikinci evliliğinin belki de aradaki deredeki sevgililerinden kendine kala kala, tüketilmiş bir kadınlık kaldığını düşünmüştür...


Hiçbir erkeğin, hiçbir intikama değmeyeceğini söylerken, yaralıdır...
Hiçbir erkeğin hiçbir intikama değmeyeceğini söylerken, kızgın ve öfkelidir...
Hayatının çalındığını düşünmektedir...
Çalınan hayatının hesabını soramadığına içerlemektedir...


İntikam almayı düşünecek kadar kendini pespaye etmeyecektir...
Öfkesini içine gömdüğünü sanırken, onun acısını artık hayattan çıkartacaktır...
Bir hatta birkaç erkek tarafından yorgun bir kadına dönüştürüldüğü için hayata yorgun bakacaktır...
Yeni ilişkilerinde o izleri taşıyacaktır...

Yüreğindeki kıpırtı azalacak, beynindeki eleştiri dozajı artacaktır...
Hiçbir şeyi kolay beğenmeyecektir... Beğenmediklerini beğenmediklerine söyleyecektir...Beğenmediklerini beğenmediklerine söyledikçe, çevresindeki halka daralmaya başlayacaktır...Kimse beğenilmediğini duymak istemeyecek, yeni erkeklerle ilişkiler zedelenecektir.

Hayatını çalan erkeklere duyduğu öfke, hayatının çalındığı düşüncesini, fikri sabit haline getirecek, çalınan hayatın üzerine yeni hayat bir türlü bir başkasıyla kolay kurulamayacaktır...
Eski, yeniyi etkileyecektir...
Yeniyi eskileştirecektir...

Kadın hayatlarının kırılma noktası Zuhal Olcay'ın yaşadığı olaydır...
Kadın hayatlarındaki bu kırılma erkek hayatlarında görülmez...
Erkek kadın kadar hayatının çalındığına hükmetmez...

Tabiat erkeğe yeni hayatları sunarken, kadına her zaman bu cömertliği göstermez...Kadın, tabiatın kendisine önceleri cömert sonraları cimri davrandığını bildiğinden, çalınan hayatların üstesinden kolay gelemez...

Kadının en büyük korkusu çalınmış hayat korkusudur...
Çalınmış hayattan korktukça, çalınan hayatlar çoklaşır...
Haluk Bilginer, Aşkım Nur Yengi dediği Aşkın Nur Yengi'yle fotoğraflara ilk kez gülümserken, kaybettikleri bebeğin acısını içinde hissettiklerini söylemiş...
Bu acı geçecektir...

Yeni gelecek muhtemel bebek, onlara taze bir başlangıç verecektir...
Erkek hayatı henüz çalınmadığından, tazelikler ve gülümsemeler sürecektir Haluk Bey'de... Ağır konuştu demiş gazeteler, Zuhal Olcay için hemen yandaki resimde: "İntikam almaya değecek bir erkek olduğuna inanmıyorum..."

Kadın hayatlarının kırılma noktası, hayatlarının çalındığına inandıkları andır.
Yorgunluk, öfke ve kızgınlık ondan sonra baş gösterir...
Korku onun için hep kadının içindedir...

Reha Muhtar



alıntıdır ; arama yapıldı...


Mavi forum

0 yorum: